Yavuz_Çetin
Gigapat
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
Üçüncü kez anlatmayacağım. Aynen işte o "official" olayı. Tabii sizdeki kabul ve anlam mekanizması "işine gelince" şeklinde çalıştığından üzerine gitmeye gerek yok.
Mint her şeyi kolaylaştıran bir dağıtım. Güncelleme yöneticisi, kapsamlı grafik ayar uygulaması, kendi uygulama havuzlarına taşıdıkları Timeshift gibi uygulamalar ve Cinnamon ile çok güçlü bir paket. Ama dediğimiz yere çıkıyoruz: Debian gibi heyecan katacak pek bir şey yok. "Just works." kafasında kutudan çıkmış(out-of-box) bir deneyim sunuyor.
EndeavourOS'da çok değişikliliğe gidilmemiş bir Arch forku. Hatta en güzel Arch forklarından birisi olabilir. Manjaro'dan falan daha iyi yönetildiğini ve kullananların da memnun olduğunu gerek Sosyal, Gerek Reddit vs. görebiliyorum. Tercih edilebilir eğer macera arıyorsanız.
Linux tek başına bir çekirdek ve çok kişiselleştirilebilir. Her şey etrafına inşa edilebiliyor. Oyun hamuru gibi. Windows ise son kullanıcıya yönelik out-of-box deneyimi hedefleyen bütün bir paket.Arch'ın kurulumu biraz zor olduğu için ona yöneldim aslında. Arch'ı kurmayı denedim ancak kafam oldukça karışınca vazgeçtim. Yalnız Linux'un Windows'tan çok farkı ne anlayamıyorum hala daha. Bir çok yeri basitleştiriyor ancak hala daha bazı yerlerde eksiğim gibi hissediyorum.
Ubuntu, Debian çatısı altında geliştirilen proje derken? "Official" olayına mı geldik yine?
Alakaları nasıl yok ayrıca? Bildiğin AUR'daki mantığın aynısını dpkg tabanı üzerine uygulamışlar. Farkı yok.
Package commission için hala kontrollerden geçiyorsunuz, bu paketler de bir repoda saklanıyor... Tam olarak neresinin farklı olduğunu bilmek istiyorum. O kadar dediniz arkasında durmalısınız. Lafı döndürmeye çalışmayın lütfen, söyleyin öğrenelim.
Debian'da nasıl rahatlıkla paket ekleyemiyorsun tam olarak? Paket eklemekten kastın ne ayrıca? Arch'ta çok basit ekliyorsun da Debian'da o kadar fazla süreçten geçiyorsun ki çok zor hale geliyor falan mı? Bu projeler için Arch'ta yazıldığı gibi bir PKGBUILD yazılması yetiyor.
Bu akşam canınız sıkılmış sanırım. Netflix'de neden yeni bir film açıp akşamınızı renkli bir hale getirmiyorsunuz?
Amaç gerçek bilgi alışverişi değil de muhalefet olmak için, söz söylemek için tartışmaksa varsın olsun cahil olayım. Arch'ın kendi sunduğu AUR'la iki kişinin(?) yaptığı sistem eş sayılıyorsa varsın olsun cahil olayım. Dördüncüyü de tekrarlamayacağım.Bazı insanlar tartışıp bilgi alışverişi yapmayı sevmiyor belli ki. Bildiğini okumaya devam et. Cahillerden bir farkın kalmayana kadar böyle davranabilirsin.
Amaç gerçek bilgi alışverişi değil de muhalefet olmak için, söz söylemek için tartışmaksa varsın olsun cahil olayım. Arch'ın kendi sunduğu AUR'la iki kişinin(?) yaptığı sistem eş sayılıyorsa varsın olsun cahil olayım. Dördüncüyü de tekrarlamayacağım.
Kullanmayı çok istediğim ancak uygulama ve codecs kurarken muazzam derecede uğraştırıp beni üzdüğünden. Doğrusu Linux sistemlere hala alışkın değilim öğrenme aşamasındayım.
flatpak install
diyerek kurmak.Biz Linux ile mi basladik saniyorsun? Herkes saydigin isletim sistemlerini kullandi.Küçüklüğümden beri süregelen bir alışkanlık. Benim ilk kullandığım işletim sistemi XP idi ve o zamandan beri Windows kullandım. Windows XP, 7, 8, 8.1, 10, 11 hepsini kullandım. O yüzden Windows dışında bir şeye alışmak zor geliyor. Bir de Terminal hadisesi var. Onu kullanmayı bilsek iş bitiyor zaten ama ona alışmak bayağı zor geldi.
Doğru diyebilirim. Codecler için çoğu şeyi kaplayan Ubuntu'daki gibi bir metapackage yok.
Ben codec tarafında VLC kurduğumdan beri herhangi bir sorun yaşamadım, genellikle de çoğu kişi codec kurmadan devam ediyor.
Uygulamalar için de mpr veya pacstall kullanılabilir. Pacstall'ı Debian'da önermiyorum pek, bozduğu olabiliyor.
Flatpak'e de alışmanızı öneririm bu arada, bence gayet güzel bir alternatif. Native olarak uygulama aramak yerine direktflatpak install
diyerek kurmak.
Ek olarak Kali'nin repolarını ekleyebilirsiniz, nadir de olsa belki istediğiniz uygulamalar çıkabilir. Güzel repoları var.