Nükleer Silahlar

Painkiller özetlemiş ancak son soruna kendi perspektifimden ben de cevap aramaya çalışacağım, İran ve Türkiye Örneğini verdiğin için bunlarla başlamak istiyorum. Öncelikle nükleer güç gübre fabrikasında üretilecek kadar basit bir teknoloji altyapısına sahip değildir, eğer böyle olsaydı senin dediğin noktaya gelmiş olurduk ve bu güç herkesin elinde olurdu. Türkiye'nin bir nükleer başlık geliştirmek için yola çıktığını, yeterli uranyumu bulduğunu, uranyumu bulduktan sonra bu uranyumu zenginleştirmek için teknolojik altyapısını oluşturduğunu, bu altyapıyı oluşturduktan sonra zenginleştirdiği uranyumdan nükleer silahta kullanmak için plütonyum yapmak için nükleer santral kurduğunu bu nükleer santralde bu plütonyumu bir şekilde ürettiğini düşünelim ki nükleer santral teknolojisi en az başlık geliştirmek kadar zordur. (ayrıca aklınıza Akkuyu gibi yeni yapılacak santrallerimiz gelebilir, plütonyumu buradan buluruz diye düşünebilirsiniz ancak ne yazık ki buradan üretilecek plütonyuma anlaşma gereği rus kardeşlerimiz(!) el koyacak.) Türkiye bahsettiğim zorlu adımları halletse bile geriye buz dağının görünmeyen kısmı kalıyor: KITALARARASI BALİSTİK FÜZE KABİLİYETİ... Daha 300 km menzilli füze teknolojisini yeni başarabiliyoruz(Küçümsemek için söylemiyorum aksine umut görüyorum.) Bu noktada şimdi kadrajı verdiğin örnek üzerinden bir de İran'a çevirelim. Hani dedim ya Türkiye İşin Nükleer kısmını halletse bile, buz dağının görünmeyen kısmı var diye işte İran buz buz dağının görünmeyen kısmını fazla göze batmadan 50 yıllık bir tecrübenin ardından neredeyse halletti, şimdi ise nükleer programını olabildiğince hızlandırmaya çalışıyor. Neden mi? Nükleer güç+İCBM (kıtalararası balistik füze)=Dokunulmazlık demektir. Örnek Kuzey Kore DHC, paslanış filolar, yetersiz personel kabiliyeti, tank denmeyecek tenekeler... Bu kadar negatifliğin arasında Amerika'ya kafa tutabilen bir lider.. çünkü nükleer güç bu dezavantajları tek başına örtüyor. Bu kısmı neden mi söyledim? Çünkü İşin bu kısmında atlatmanız gereken bir adım daha var: Küresel güçler. Amerika sürekli neden İran'a yaptırımlarını arttırıyor art arda ambargolar ile İran'a darbe vurmaya çalışıyor? Çünkü Kuzey Kore gibi bir tehtidi daha olsun istemiyor. Daha bugün ABD, İran'ı uranyum zenginleştirme faaliyetlerinden dolayı diğer ülkelerle birlikte uyardı. Yani anlatılacak çok fazla şey var ama lafı uzatmaya gerek yok. kendi perspektifimden senin örneğin ile İran ve Türkiye üzerinden bir değerlendirme yapmaya çalıştım ama bu uzayıp gider. Kısacası Bir ülkenin nükleer bir programı sıfırdan başlatıp bitirebilmesi çok zor ama umarım bu teknolojiye bir gün biz de sahip oluruz...
 
1) Tamamiyle teknoloji kaynaklı. Dünyanın en büyük denizaltılarından birisi 4 kg'lık uranyum ile senelerdir yakıt ikmali yapmadan çalışıyor ve uzun bir süre daha çalışmaya devam edecek. Nükleer enerji ilk bulunduğu zamanlarda bir nükleer reaktörü denizaltının içine koymak mümkün değil iken şu an sıradan bir şey. Önemli olan içerisinde ki radyoaktif elementin miktarı. Ayrıca Japonya'ya atılan bomba bir fisyon reaksiyonudur yani, atomun bölünmesidir. Söylediğiniz örneğin ne reaksiyonu olduğunu bilmiyorum ama füzyon reaksiyonu olabilir. Füzyon reaksiyonu ise atomun birleşmesidir ve çok daha büyük bir enerjinin açığa çıkmasına sebep olur. Sebeplerinden bir tanesi de bu olabilir.

2) Hocam hiçbir enerji var olan bir şeyi yok edemez. Ne kadar büyük bir enerji gönderirseniz gönderin var olan bir şeyin yok olmasını bekleyemeyiz. Ayrıca atom bombası patladıktan sonra oluşacak olan küre şeklindeki ateş topunun verilen enerjiye göre büyümesi logaritmik olarak azalır. İfade ettiğiniz X kat artışlar ateş topunun çapını temsil etmez. Bir atom bombası patladığı zaman 4 farklı yıkıma yol açar.
Bunlar:
A) Ateş topu
B) Basınç
C) Radyasyon
D) Serpintiler (Bir nevi yine radyasyon)
Bir atom bombası patladığı zaman Konya'yı bir ateş topu kaplamaz. Ama radyasyon Konya'da ki herkesi öldürebilir. Hatta oluşacak olan serpinti iklime bağlı olarak çok daha fazla şehri yok edebilir.

3) En büyük sebepleri uluslararası anlaşmalar. Dünya birbirini yok etmesin diye nükleer silahların üretimi kısıtlanmıştır. Dünya'da sadece belli başlı ülkelerde vardır. Onun dışında Türkiye gibi birkaç ülkede NATO adına yarısı o ülkenin yarısı ise ülkenin ve NATO'nun ortak kullanımında nükleer silahlar bulunuyor. Bu ülkeler dışındakiler bu işe girmeye pek cesaret edemez. Çünkü ambargo yer.
Bunun dışında, uranyumu veya diğer radyoaktif elementleri topraktan çıkartıp direk atom bombası yapamıyoruz. Öncellikle işlememiz lazım.


KITALARARASI BALİSTİK FÜZE KABİLİYETİ.
Bu önemli bir teknoloji ama nükleer bombayı illa ki balistik füzeler ile atmanız gerekmiyor. Bir denizaltının içini doldurup suyun yüzlerce metre altından istediğiniz ülkenin kıyısına yanaştırmanız yeterli.
 
Hocam Nükleer Silahlar konusu açılmışken bir konuyu daha aktarayım.
Nükleer Silahların ne kadar zararı olduğu ortada fakat ülke hala Nükleer Santraller kurmaya ve Silahlar üretmeye devam ediyor.
Çernobil'deki gibi sonumuz olmasın sonra da,Nükleer Silahlar çok tehlikeli aletler.
 
Evet nükleer santraller büyük bir risk ama 1980'lerin teknolojisi ile 2019'un teknolojisini karşılaştırmamak lazım. Aynı zamanda soğuk savaş döneminde ki ekonomi kaynaklı risklerin şu an da alınacağını düşünmüyorum.
 
Hocam içerden kendimize çok güçlü desek'de bu iş sadece kendi silahını yerli üretmek ile olmaz.
1980 Teknolojisinin Çernobil üzerinde bir etkisi yoktu o zamanlar.
Yapılan bir hatadan kaynaklanan bir nükleer patlamaydı.
2019 Teknolojisi olsa bile biz o kadar çok gelişmiş bir ülke değiliz. Avrupa bizi kıskanıyor demekle olmaz o işler.
Adamlar bizi kıskanmıyorlar,sadece güçsüzlüğümüzden faydalanmak istiyorlar.
Bir atak helikopteri yaptık diye arşa mı kalkacağız?
yada bir köprü?
Amerika'da üretilen şey neredeyse 10 yıl sonra bize geliyor,10 yıl dile kolay.
Şuan Amerika'nın ekonomisi ile bizimkini karşılaştırsak yine batarız.
Avrupa'da öyle,Macaristan'ın bile ekonomisi iyi iken biz hala dolar,euro gibi işlerle uğraşıyoruz.
Bu böyle giderse 3.Dünya savaşı çıkacak Sonumuz Osmanlı gibi olacak.
Aranızdan bir kaçı gelip diyecek Biz Osmanlı Torunuyuz.
La sen oturduğun yerden Osmanlı Torunuyuz diye bununla övünür isen senin sonun çoktan gelmiştir.
Bilimin çok nadir bulunmadığı bir toplumdan Teknoloji bekleyemezsin.
Bizde Bor madeni varmış %70 bizdenmiş.
Ya kardeşim %70'i sen kullanıyor musun da Bor Madenimiz var diyorsun?
Nükleer ve bor bağlantılı şeyler.
 
Hocam ben sana ne yazmışım sen bana neleri anlatmışsın. Öncelikle Çenobil'de nükleer bir patlama olmamıştır. Su buharının basıncından kaynaklı bir patlama olmuştur bu patlamada nükleer sızıntıya sebep olmuştur. Nükleer patlama olsa yerinde duramazsın.
Yapılan hatadan değil ekonomi kaynaklı kısıtlamalardan dolayı bu sızıntı olmuştur. Eğer ki SSCB bir yarış içinde olmasaydı ve tüm her şeyi kurallarına göre yapsaydı gerekli ekonomik desteği sağlasaydı bu kaza oluşmazdı. Aynı zamanda şu anın teknolojisi olsaydı yine bu patlama olmayacaktı. Her şeyin analog olduğu dönem ile her şeyin bilgisayar ile kontrol edildiği dönemi karıştırmamak gerekiyor. Bu hiçbir risk taşımadığı anlamına gelmiyor ama eğer gerekli destek sağlanırsa sıkıntısız bir şekilde kullanılabilinir.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…