Ölümden Neden Korkuyoruz?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Öldükten sonra bilime göre hiçsizlik, uzun uyku tanımlaması olayı beni yine de korkutuyor. Çok garip yani hiçsizlik durumu.
Bu yüzden hayatımızın değerini bilmek gerekiyor. Hayata bir defa geliyoruz, kıymetini bilmemiz gerekiyor. Şans kapımızı çaldı.
Nasıl zaman devamlı akıyor ve engellenemiyor dolayısıyla ölüm de engellenemez.
Her canlı için geçerli bir durum değil. Insan içinde şimdilik böyle, ilerde biz göremeyeceğiz ama değişebilir belki.
 
Dünya koca bir yalan iken,
gerceği arar durur insan.
Ölüm en güzel nasihat iken,
hiç ölmeyecek sanır insan.
 
Bu yüzden hayatımızın değerini bilmek gerekiyor. Hayata bir defa geliyoruz, kıymetini bilmemiz gerekiyor. Şans kapımızı çaldı.

Gelmeyi seçmediğimiz bir hayatın değerini neden bilmek zorunda olalım ki? Bunun şans ile ne alakası var? Dini masallara inanmadığını belirten biri için çok saçma bir cevap vermişsin. Bu tarz bir düşünce şekli için hiçbir şeyin bir değeri, kıymeti olmamalı çünkü nereden ve nasıl geldiğini bilmiyorsun, sonrasında bir yere gitme ihtimalinin olup olmadığını da bilmiyorsun. Büyük bir bilinmezlik içersinde ne şansın ne de değerin, kıymetin yeri yoktur.
 
Bence ölüm değil de, ölüm şekli korkutucu olması gereken. Pıt diye uykuda ölüp gitmek var, acı çekerek ölmek var. Ateist, deist ya da inançlı olmaktan bağımsız bir durum.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Gelmeyi seçmediğimiz bir hayatın değerini neden bilmek zorunda olalım ki? Bunun şans ile ne alakası var?
Seçip seçmemen önemli değil. Sonuçta bir defa bu hayatı yaşıyorsun bu yüzden değerini bilmek gerekiyor. Yüzlerce, binlerce sperm arasindan seçilen sen olmuşsun, şansla nasil alakasi yok asıl benim sana onu sorman gerek.

Nasıl ve nereden geldiğimi biliyorum. Evrimsel geçmişi mi biliyorum, sen biliyor musun bilmem. Cennet ve Cehennem masallarına inanacak değilim. Ölümden de korkmam, nasil öleceğim benim için daha önemli.
 

Bir defa yaşadığını nerden biliyorsun? Kesin olarak bir defa yaşayıp yaşamadığını bilemezsin. Ölümden sonrası tamamen büyük bir bilinmezliktir. Paralel evrende tekrar doğmayacağını nerden biliyorsun mesela? Yüzlerce binlerce sperm arasından rastgele bir tanesinin başarılı olmasının şans ile ne alakası olduğunu soruyorum bende. Şans dediğine göre iyi şans olarak mı bahsediyorsun? Eğer öyleyse hiç varolmamak daha iyi bir şans olmalı bana göre.

Nasıl ve nereden geldiğimi biliyorum. Evrimsel geçmişi mi biliyorum, sen biliyor musun bilmem. Cennet ve Cehennem masallarına inanacak değilim. Ölümden de korkmam, nasil öleceğim benim için daha önemli.

Evrimsel geçmişine kadar biliyorsun ondan öncesi var mı mesela? Ondan öncesini bilmiyorsun. Ya başka yaşam formları gezegeni kolonileştirmek için gönderdiyse ilk tohumları? Peki ya simulasyon teorisine ne diyorsun? Geçmişin bir hikayeden ibaret olmadığını? Ya da şu an bile bir rüyanın içersinde olup olmadığını nereden biliyorsun? Cennet ve cehennem masalları dediğin şeylerden daha fazla seçenek varmış dimi? Ölüm korkusu veya korkusuzluğu bu gibi şeylerin yanında hafif kalıyor. Ölüm sadece bu tarz şeyler arasında bir boyut değiştirmeden bile ibaret olabilir.
 
İfadeler: acv
Nejat Alp - Arkadaşım

''Sevgi ne güzel şey değil mi?
tanrının bize verdiği en güzel hediye.
hiç olmadık zamanda içimize alev gibi düşen,
dünyadaki en güzel duygu bence.
Hayatın gercek anlamı değil mi?
Sadece sevgili anlamında söylemiyorum;
Bütün sevdiklerimizin kıymetini bilmeliyiz.
Çünkü onları ne zaman kaybedeceğimizi bilemeyiz ki,
onları ne kadar çok sevdiğimizi söyleyecek şansımız olmayabilir.''

Bu konu bana birşeyi hatırlattı.
 
Bilgelerin bilgesi Seneca demiş ki; "Ölümün yaygarası, ölümün kendisinden daha korkunçtur."

Ölürken acı hissetmeyeceğin için veya öldükten sonra bir şey hissetmeyeceğin için bir problem yok zaten. Korkutucu olan ölümün kendisi değil, onun dedikodusudur.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…