Adı üstünde "öz" güven. Burdaki kimsenin tavsiyesiyle yerine gelmeyecek. Neyle motive oluyorsan onu yap. Bazı insanlar süreçten motive olur, sevdiğin birşeyi yap/yapmaya devam et. Bazıları başarıdan motive olur, kendine uygun hedefleri seç/ulaş/ tekrarla. Bazılarını da intikam motive eder. Başarısız ol, başaramadığın şeyin çok daha iyisini hedefleyerek ilerle.
Konuşma özeline gelirsek, yargılanmaktan korkulduğu için konuşulmaya çekinilir genelde. Sende de durum böyleyse hiç tanımadığın ortamlara girip konuşmayı deneyebilirsin. Duygusal olarak çok etkilenmeyen biriysen bakımevlerini öneririm. Yaşlı insanlar kendilerine sadece yeni dinleyici aradıkları için hem onları mutlu etmiş olursun. Hem de egzersiz yapmış olursun. ( asla kontrolü tamamen yaşlılara bırakma, araya girip iki kelam etmezsen, onları yönlendirmezsen 2 saat boyunca bin türlü anı dinlersin)
Bunların dışında çok yoğun olmayan esnaflara gidebilirsin. Şunu arıyorum vs. diyerek çalışanlarla ufak çaplı diyaloglar döndürürsün. " Araştırmaya devam ediyim" diyerek mağazayı terk edersin.
Kimle konuşacağın sana kalmış, önemli olan nokta "yabancı" olmaları. Yargılanma kaygını kaybettikten sonra içinde bulunduğun sosyal toplulukla çok daha rahat iletişim kurabileceğini düşüyorum.
(Dipnot: Mağaza çalışanı olarak kadın elemanlardan uzak durmanı tavsiye ederim. 2 kelam edip alıcı olmadığını anlayınca ona yavşamak için konuştuğunu varsayıp öyle bir yukardan bakmaya başlıyorlarki baya saçma bir durum oluyor. 2. bunu çok daha ileri seviyeye taşıyıp tacizci damgası yedirtebiliyorlar. Esnaf tavsiyesi olarak giyim üzerine zincir olmayan mağazalar, hırdavatçılar, zincir olmayan teknoloji mağazaları - 2. el telefoncular, tamirciler vs -, yakında sanayi bölgesi varsa o bölgedeki marangozlar ( çok daha müşteriyle içli dışlı oldukların daha bir cana yakınlar ) , sanayideki çaycılar/esnaf lokantaları (şu ustayı arıyorum gibi sorularla ufak konuşmalar çevirebilirsin) , kıraathaneler (ortam kötü, leş gibi de sigara kokar ama en çok boş muhabbetin döndüğü, iki çay içerim naptığını soran olursa da "arkadaşı bekliyorum" şeklinde başlıyıp ufak bir hikaye uydurup çıkabileceğin tuhaf bir ortamdır), maç zamanları yayın yapan mekanlar ( kimse takmaz yanındakinin kim olduğunu , maçla ilgili iki laga luga yaparsın, illaki bi dinleyen de çıkar. Aman dikkat holiganlardan uzak dur, yanlış bir bilgi falan verirsin takımla ilgili , sıkıntı çıkarır ucubeler) tabiki de discord serverları ( gerçek hayat için diğerleri kadar etkili değildir ama hiç yoktan iyidir. İki oyun atarsın, belki iyi adamlara denk gelip arkadaş falan olursun. Tek uyarım odada uwu anime kızı tarzı birşey varsa boşuna girme oraya. Tüm ilgi ona döner, seni kimse takmaz. Sohbet çevirmenin tek yolu senin de ilgili oraya akıtmandır ancak geri dönüş çok sürdürülebilir bir muhabbete evrilemeyeceğinden boş yatırım olur, zaman kaybıdır.)
Bunların dışında "ya ne boş yaptın sohbete giriş kısmında bocalıyorum bu dediklerini mümkün değil yapamam" dersen, düşünme, yap. Dükkanın kapısında bekleme, at kendini içeri. Mecbur konuşucan adamla, en fazla kem küm eder toplarsın. Bir daha da görmezsin o adamı zaten rezil olsan da farketmez. ( panik atak/anksiyete benzeri rahatsızlıkların varsa yukardaki bütün metni geçersiz kabul et, kriz geçirmene değmez tabi) Bu durumda da psikolojik destek şart tabi.