OKB hastaları ne gibi zorluklar yaşıyor?

en3s19

Hectopat
Katılım
18 Mayıs 2022
Mesajlar
4.159
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Bu hastalığı daha önce yaşamış olanlar, mümkünse detaylarıyla beraber ne kadar sürdüğünü, ne zorluklar yaşadığını, nasıl kurtulduğunu ve kurtulmak için nasıl güç aldığını anlatırsa çok sevinirim.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Şimdi ben OKB hastası olarak sana tecrübelerimi aktarayım. Bana göre hastalık mı dersen değil. Farklılık diyelim. Fikirler senden bağımsız olarak gelişir her insana karşı güvensiz hissedersin. Acaba bir şey yapacak mı, şunu mu yapacak diye düşünmeden edemezsin. Masanın üstündeki eşyaların düzgün bir şekilde konumlandırılmasını istersin. Düzgün olmaması seni rahatsız eder. Bir eylem yaptığın zaman eylemin doğruluğunu doğrulamak için tekrar tekrar kontrol etmek istersin. Aklına hep bir şüphe gelir acaba kapıyı kapattım mı vs. gibi düşünürsün. Bunlar benim için zorluk değil aksine güzel şeyler. Kendinden emin olarak ilerliyorsun. Buna niye hastalık demişler çözemedim.
 
Şimdi ben OKB hastası olarak sana tecrübelerimi aktarayım. Bana göre hastalık mı dersen değil. Farklılık diyelim. Fikirler senden bağımsız olarak gelişir her insana karşı güvensiz hissedersin. Acaba bir şey yapacak mı, şunu mu yapacak diye düşünmeden edemezsin. Masanın üstündeki eşyaların düzgün bir şekilde konumlandırılmasını istersin. Düzgün olmaması seni rahatsız eder. Bir eylem yaptığın zaman eylemin doğruluğunu doğrulamak için tekrar tekrar kontrol etmek istersin. Aklına hep bir şüphe gelir acaba kapıyı kapattım mı vs. gibi düşünürsün. Bunlar benim için zorluk değil aksine güzel şeyler. Kendinden emin olarak ilerliyorsun. Buna niye hastalık demişler çözemedim.
Evet, biliyorum yaklaşık 1 senedir yoğun bir şekilde yaşıyorum ama yine de anlattığın için teşekkür ederim. Bahsettiklerinin haricinde benim dini konularla ilgili çok takıntım var ve en çok yoranı bu. Zorluk değil aksine güzel şeyler diyorsun ve bence de öyle ama çok abartıya gittiği için bu hastalık çok kötü bir işkence oluyor. Sen şu an hasta mısın yoksa kurtuldun mu? Geçmiş olsun bolca.
 
OKB'nin çeşitleri var, herkeste farklı seyreden bir hastalık bence. Mesela bende öyle ''Acaba şunu yaptım mı, acaba şunu ettim mi?'' gibi bitmeyen düşünceler yok; Ama daha da beteri, bir ''Eşitlik ve Temizlik'' takıntısı var.
Mesela bir şeyin sağ tarafına mı dokundum? Bunu fark ettiğim an hemen sol tarafına da dokunmam gerekiyor. Herkesin dokunduğu sert bir şeye mi dokundum? Hemen elimi yıkamam gerekiyor.
Son zamanlarda bu olay; anlamadığım bir şekilde musluklarda, halılarda, kapı kollarında ve ışık anahtarlarında ağırlık yapmaya başladı.
Mesela musluğu kapatırken ilk önce elime su değdiriyorum ve altına hafif bastırıyorum, ardından yine elime su değdiriyorum ve musluğun orta kısmına hafif bastırıyorum, ardından elime tekrar su değdiriyor ve bu sefer de musluğun üst kısmına bastırarak musluğu kapatıyorum. Tabii bunları yaparken 2 elimin de işaret parmağını kullanıyorum ve beynim tatmin olmazsa mecburen tekrar başlıyorum.
Işıkları ve kapı kollarını kullanırken elimi değil dirseğimi kullanıyorum (tabii dirseğimin de tişörtün koluyla falan kapalı olması gerekiyor). Elimi kullanacağım zaman elimin önünde mutlaka bir kumaş parçası vesaire oluyor. Çıplak ayakla fayanslara tamamen basamıyorum, hep halıların üstünden yürüyorum. Yani kısacası; Vücudumun hiç bir uzvuyla sert bir zemine dokunamıyorum, dokunduğum an o uzvu yıkamam gerekiyor.
Halılarda da durum aynı; halının bir ucuna ayak bastıysam, mecbur diğer ucuna da ayak basıyorum. Bu olay özellikle koridorda ağırlık gösteriyor. Koridorun 1 ucundaki halının bir kenarına ayak bastıysam, mecburen diğer ucuna gidip oraya da ayak basıyorum. Koridorun 1 ucundaki fayansa ayak bastıysam, mecburen diğer ucuna gidip oradaki fayansa da ayak basıyorum.

Bu dediğim şeyleri yaparken bazen beyninizi tatmin etmek çok zor oluyor ve aynı anlamsız hareketi defalarca yapıyor, kafayı yiyorsunuz. Yapmazsanız kafanız orada takılı kalıyor ve eninde sonunda yine o hareketi yapıyorsunuz.
Şimdi ben OKB hastası olarak sana tecrübelerimi aktarayım. Bana göre hastalık mı dersen değil. Farklılık diyelim. Fikirler senden bağımsız olarak gelişir her insana karşı güvensiz hissedersin. Acaba bir şey yapacak mı, şunu mu yapacak diye düşünmeden edemezsin. Masanın üstündeki eşyaların düzgün bir şekilde konumlandırılmasını istersin. Düzgün olmaması seni rahatsız eder. Bir eylem yaptığın zaman eylemin doğruluğunu doğrulamak için tekrar tekrar kontrol etmek istersin. Aklına hep bir şüphe gelir acaba kapıyı kapattım mı vs. gibi düşünürsün. Bunlar benim için zorluk değil aksine güzel şeyler. Kendinden emin olarak ilerliyorsun. Buna niye hastalık demişler çözemedim.
Sizinki OKB hastalığının ilk aşaması bence, hatta belki OKB hastası bile olmayabilirsiniz tam olarak.
Ayrıca, inanın bana hiç güzel bir şey değil. Benim gibi olan ve benden daha beter olan kişiler beni anlayacaktır. Rahat olmak için sürekli bir şey yapmaya çalışmak, bu şeyleri yaparken bir ton zaman kaybetmek, İnsanların 1-2 saniyesini alan şeylere 25-30 saniye harcamak... Bunlar gerçekten berbat şeyler.
 
Son düzenleme:
Mesela bir şeyin sağ tarafına mı dokundum? Bunu fark ettiğim an hemen sol tarafına da dokunmam gerekiyor.
Sadece benim başıma gelmiştir diye düşünüyordum. Halbuki hepimiz insanız birimizin aklına gelen fikir diğerlerininde aklına gelebiliyor. Bu takıntı bende ortaokul yıllarımda vardı. Sık bilgisayar kullandığım için bilgisayardan örnek vereyim. Mouse'un sağ tuşuna basarsam aklıma geldiğinde sol tuşunada basıyordum. Ve bir sürü cisimde sizin yaptığınız gibi yapıyordum. Ancak gerçekten usandım bir gün ve her ne kadar yapmayınca kafayı yiyecek gibi olsamda yapmamaya gayret gösterdim. Kafamı farklı şeylerle meşgul etmeye çalıştım ve en azından sağına dokununca soluna dokunma isteği de gitti. Bir takıntıdan kurtulmak için yapmamız gereken her ne kadar zor olsada uzun süre yapmayınca takıntıdan kurtulacağımızın bilincinde olup takıntıyı akla getirmemeye çalışmak oluyor. Bir insana düşünme diyemeyiz. Bu yüzden aklımıza geldiği an döpamin arttıracak aktiviteler yapmak gerekiyor. Müzik dinlemek, oyun oynamak vb. gibi.
 
Her takıntılı fikir veya alışkanlık OKB değildir bir kere. OKB çok geniş semptomları olan, kişiden kişiye çok farklılık gösteren bir hastalık. Kiminde sadece "O" kısmı kiminde sadece "K" olabilirken, her ikisinin de olduğu durumlarda var. (obsesif fikir ve o fikiri uzaklaştırmak için yapılan hareketin dürtüsü (kompulsion) ). OKB hastalık değil sadece kişilik özelliği seviyesinde kalıyor ve yaşam koşullarını değiştirmiyorsa bir şey yapmaya gerek yok. Ama hayat standartlarını düşürüyorsa, hastalık seviyesinde tanı konulmuşsa anti-depresanlar tedavide başarılı. Ama sık tekrar ettiği için uzun süreli kullanım istiyor. (misal ben 16 senedir aynı ilacı bir fiil kullanıyorum)

Ayrıca OKB'ye anksiyete ve depresyonda eşlik edebilir. Bağımsız olarak değil direkt OKB'nin sonucu olarak. Bunları önleme azaltmada da anti-depresan fayda sağlıyor.
 
Sadece benim başıma gelmiştir diye düşünüyordum. Halbuki hepimiz insanız birimizin aklına gelen fikir diğerlerininde aklına gelebiliyor. Bu takıntı bende ortaokul yıllarımda vardı. Sık bilgisayar kullandığım için bilgisayardan örnek vereyim. Mouse'un sağ tuşuna basarsam aklıma geldiğinde sol tuşunada basıyordum. Ve bir sürü cisimde sizin yaptığınız gibi yapıyordum. Ancak gerçekten usandım bir gün ve her ne kadar yapmayınca kafayı yiyecek gibi olsamda yapmamaya gayret gösterdim. Kafamı farklı şeylerle meşgul etmeye çalıştım ve en azından sağına dokununca soluna dokunma isteği de gitti. Bir takıntıdan kurtulmak için yapmamız gereken her ne kadar zor olsada uzun süre yapmayınca takıntıdan kurtulacağımızın bilincinde olup takıntıyı akla getirmemeye çalışmak oluyor. Bir insana düşünme diyemeyiz. Bu yüzden aklımıza geldiği an döpamin arttıracak aktiviteler yapmak gerekiyor. Müzik dinlemek, oyun oynamak vb. gibi.
Üstüne gitmekle olacak bir şey mi bilmiyorum ama olabilir de dediğiniz gibi; Ama hastalıkla alakalı bugüne kadar birikmiş tecrübelerime dayanarak söylüyorum ki bir takıntı bir zamandan sonra kendiliğinden kayboluyor. Mesela bende bir kaç ay öncesine kadar kasamın altında bulunan sehpayı masaya yapıştırma takıntısı vardı, masaya yapışık olsa bide kendimi durduramıyor; Gidip yine sehpayı masaya doğru çekiyordum. Yaklaşık 2 ay önce falan bu takıntı kendiliğinden kayboldu. Şu an yok.
 
Öncelikle cevaplarınız ve destekleriniz, özellikle de @briang açıklamalarınız için çok çok çok
teşekkür ediyorum.

@Wlixe yazdığın tüm metni dikkatle okudum, bende de senin takıntılarının neredeyse aynısı var ama benim için durum çok daha farklı. Ben bu hastalığı dini durumlar ile birleştirdiğim için misal senin musluğu kapatırken alt, orta, üst kısımlarına bastırma durumunu ben özellikle sağ el ile 3 kere yapıyorum, ayrıca musluğu kapatmadan önce elimi 3 kere yıkıyorum. Bu 3 kere tekrarlama durumunu "Allah'ın hakkı üçtür" kuralından, sağ eli-sağ bacağı kullanma durumu ise örneğin tuvalete girerken sağ ayağı kullanma veya sağ elle su içme-yemek yeme durumundan dolayı yapıyorum. Bazen bunu çok ileri gidip 9 kere yapıyorum çünkü 3x3 yapma güdüsü doğuyor. Bahsettiğin gibi masayı sehpa ile birleştirme, bir nesnenin yerini değiştirme veya simetrik şekilde yerleştirme durumu ne yazık ki var. Hastalığın en yoğun olduğu dönemlerde geceleri yatmadan önce 2-3 dakika süren dua etme işini bu takıntılar-rahatsızlıklar yüzünden yarım saatin üstüne çıkarıyordum ama neyse ki bundan kurtulmuş sayılırım çünkü çok ama çok ciddi bir şekilde yoruyordu, mesela düzgün dua etmezsem veya eksik dua edersem maazallah birisine bir şey olacak güdüsü beni çok yoruyordu. Dua etme durumu çok rahatsız etmeye başlamasının ardından psikoloğa gitme ihtiyacı duydum, Prozac isimli hafif bir antidepresan ilacı kullanımına başladım. İlaç 1 haftalık kullanım süresi sonrası etkilerini göstermeye başladı ve oturduğum yerde uykuya dalmaya başladım. Yaklaşık 1 sene boyunca bu hastalıkla savaş halindeyim ama temeli 6-7 sene öncesi yaşadığım travmalara dayanıyor. O zamanlar geceleri uyumadan önce kafam yaşadığım kötü olaylar yüzünden susmadığı için ben de dua ederek kendimi meşgul etmeye karar verdim, ortalama 1 buçuk yıl ardından bu travmadan da dua etme işinden de kurtuldum ama 1 sene önce yine yaşadığım şeylerden tekrar başladı. Çok uzatmak istemiyorum ama yazdıkça yazasım geliyor :)
Son zamanlarda bu olay; anlamadığım bir şekilde musluklarda, halılarda, kapı kollarında ve ışık anahtarlarında ağırlık yapmaya başladı.
En büyük sorunlardan biri bu evet, her şeyi sağ taraf ile yapmaya çalışıp, 3 kere tekrar etme ihtiyacı duyuyorum. Şu an her şeyi ekran görüntüsü alma ihtiyacı duyuyorum, örneğin dinlediğim bir şarkıyı veya izlediğim filmi 3-9 kere ekran görüntüsü alıyorum ve 2-3 dakikada bir sürekli kesin yapıyorum.
Bu dediğim şeyleri yaparken bazen beyninizi tatmin etmek çok zor oluyor ve aynı anlamsız hareketi defalarca yapıyor, kafayı yiyorsunuz. Yapmazsanız kafanız orada takılı kalıyor ve eninde sonunda yine o hareketi yapıyorsunuz.
Ne yazık ki tam olarak bu. Çok sıkıntılı bir durum, umarım sen de en kısa zamanda sağ salim kurtulabilirsin inşallah.
Bir takıntıdan kurtulmak için yapmamız gereken her ne kadar zor olsada uzun süre yapmayınca takıntıdan kurtulacağımızın bilincinde olup takıntıyı akla getirmemeye çalışmak oluyor. Bir insana düşünme diyemeyiz. Bu yüzden aklımıza geldiği an döpamin arttıracak aktiviteler yapmak gerekiyor. Müzik dinlemek, oyun oynamak vb. gibi.
Evet, bu çok doğru. Çevremdekiler bunu anlayamıyor ne yazık ki. Keşke düşünme denildiği an bitse. Dediğiniz gibi psikoloğumun tavsiyesiyle ben de takıntıların olduğu anlarda aklıma bir müzik getirip mırıldanıyorum ve kafamı meşgul etmeye çalışıyorum. Dediğiniz çok doğru. Ben bir süre sonra bu durumu da hastalık haline getirip her seferinde sadece aynı şarkıyı söylemeye başladım ve hala devam ediyor, başka bir şarkı mırıldandığım zaman tekrar en baştan başlayıp o şarkıyı söylemeye başlıyorum ve örneğin yatağa girerken veya tuvalete girerken bazen şarkının en sevdiğim kısmının gelmesini bekliyorum ve o kısmı söyleyerek işimi yapıyorum.

Her takıntılı fikir veya alışkanlık OKB değildir bir kere. OKB çok geniş semptomları olan, kişiden kişiye çok farklılık gösteren bir hastalık. Kiminde sadece "O" kısmı kiminde sadece "K" olabilirken, her ikisinin de olduğu durumlarda var. (obsesif fikir ve o fikiri uzaklaştırmak için yapılan hareketin dürtüsü (kompulsion) ). OKB hastalık değil sadece kişilik özelliği seviyesinde kalıyor ve yaşam koşullarını değiştirmiyorsa bir şey yapmaya gerek yok.
Evet, tamamen haklısınız ve tamamıyla doğru.
Ama hayat standartlarını düşürüyorsa, hastalık seviyesinde tanı konulmuşsa anti-depresanlar tedavide başarılı. Ama sık tekrar ettiği için uzun süreli kullanım istiyor. (misal ben 16 senedir aynı ilacı bir fiil kullanıyorum)
Hayat standartlarıma etki ettiği için ve tanı konulduğu için dediğim gibi şu an için hafif bir Prozac anti-depresan ilacı kullanıyorum. 2-3 ay olacak başlayalı ve psikoloğumun söylediğine göre en az 6 ay boyunca kullanmam gerekiyor.
Ayrıca OKB'ye anksiyete ve depresyonda eşlik edebilir. Bağımsız olarak değil direkt OKB'nin sonucu olarak. Bunları önleme azaltmada da anti-depresan fayda sağlıyor.
Ben de son aylarda ani duygu değişimleri yaşamaya başladım, örneğin bir şeye çok heves ettiysem, çok doğru buluyor ve yapmak istiyorsam, çok olumlu hissediyorsam aynı dakika içinde o şeyden nefret etmeye başlıyorum ve çok soğuyorum, saçma olduğunu düşünüyorum. Gün içinde bunu defalarca yaşıyorum. Bu durumu psikoloğuma anlattığımda normal bir durum olduğunu söyledi ama bilemedim.

Üstüne gitmekle olacak bir şey mi bilmiyorum ama olabilir de dediğiniz gibi; Ama hastalıkla alakalı bugüne kadar birikmiş tecrübelerime dayanarak söylüyorum ki bir takıntı bir zamandan sonra kendiliğinden kayboluyor. Mesela bende bir kaç ay öncesine kadar kasamın altında bulunan sehpayı masaya yapıştırma takıntısı vardı, masaya yapışık olsa bide kendimi durduramıyor; Gidip yine sehpayı masaya doğru çekiyordum. Yaklaşık 2 ay önce falan bu takıntı kendiliğinden kayboldu. Şu an yok.
Psikoloğumun tavsiyesi üzerine ilk başlarda üstüne gitmeye başladım ve işe yarıyor gibiydi ama şu an hayatımda içinde hiç bulunmak istemediğim bir şeyi sürekli yapma zorunda olduğum için bunlar ile mücadele etme isteğim olmuyor, bu bahsettiğim zorunluluk durumundan yakın zamanda yüksek ihtimalle kesinlikle kurtulacağım ve buna zorunlu kalmadıktan sonra hastalığımın seviyesini 1 hafta içerisinde en düşük seviyeye getireceğim çünkü yapmayı planladığım hobilerimi, yapmak istediğim şeyleri, bana iyi gelecek şeyleri bu zorunlu kaldığım şey yüzünden yapmıyorum ama kurtulduktan sonra hayatımın dönüm noktası olacak. Kendimde bu potansiyeli görüyorum, bu hastalığın ve takıntıların üstünden gelebileceğime inanıyorum ama dediğim gibi yapmıyorum.

Uzun bir yazı oldu ama içimi az biraz döktüğüm için rahatladım diyebilirim. İnşallah 1-2 ay sonra hastalığımdan kurtulmuş ve hobilerimi, yapmak istediğim şeyleri yapıyor olarak buraya gelirim.
İnşallah bu güzel, pozitif, huzur verici şeyler sizin için de nasip olur. Tekrardan teşekkürler :)
 
Bende de yaklaşık 2 yıldır el yıkama ve temizlik takıntısı var. Evdeki eşyalara dokunduğum zaman kıl kapıyorum ve el yıkama gereği duyuyorum. Evde temiz saydığım bazı alet ve cihazlar hariç hiçbir yere dokunmam o cihazları da sürekli temiz tutarım eğer o cihazlar pislenirse ve temizleyecek peçete mendil kolonya gibi bir şey bulunmazsa kafayı yerim. Tuvalette de en az 30 dk durarim günde üç kere tuvalete günün 1.5 saati boşa geçmiş oluyor 🙁 ve cikarekn elimi deterjanla yıkarım. Vücudumdaki özel bölgelere dokunamiyorum ve bu banyodan tuvalete mastürbasyona kadar etkiliyor. Gerekmediğince mastürbasyon yapmam hatta rekorum 3 aydır bu hastalık sayesinde nofap in kıralını yapmış oluyorum 😂. Sperm dende nefret ederim hatta en pis şey benim için spermdir ruyalanma sonrası bütün iç çamaşırlarımı çöpe atarım. Hatta bu hastalığın baslamsininda bu oluğunu düsünüyorum. Onun dışında evdeki bütün işlerimi kolum ve dirseklerimle yaparım hatta bu iste dirseklerimle yata toplayacak kadar profesyonellestim. Evet sonuç olarak bu (OKB) yüzünden vaktinin çoğunu boşa harcıyorum ve bu yüzden çok üzgünüm benim kadar ailemde uzgün. Düşük antidepresan ve piskolog yardımı alsamda atlatamadim. Buraya kadar okuduysan teşekkür ederim bir nebze olsun içimi dökmek rahatlattı şimdi güzelce uyuyabilirim.😀
 
OKB'nin altında yoğun travmalar yatar. Bu rahatsızlığı kendi karakterinizin parçası olduğunu varsayıp kabullenmeyin. OKB'nizi tetikleyen travmaları bulup yok edebilirsiniz. Terapi almayı deneyin.

Yıllardır koku obsesyonum vardı. Burun ameliyatı dahi oldum. Sonra sorunun kaynağını öğrendikten sonra 5 dk. sonra artık bitti. Kurtuldum. Hayat daha yaşanabilir hale geldi.

2. mesajı yazan arkadaş gibi bende kendimi farklı ve özel olduğum için böyle sorun yaşıyorum hatta bu benim üstün özelliğim zannediyordum. Kibir obsesyonu artıran bir özellik.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı