Osmanlı İmparatorluğu'nun hakim olduğu topraklar ve haritası

Bu makale de Osmanlı İmparatorluğunun daha önce hakim olduğu topraklar üzerinden araştırdığım bazı bilgileri paylaşmak istiyorum. Yoğunluk olarak sosyal medyada tartışma konusu olan bölgeler üzerinden gittim.

Açık yeşil renkli olan bölüm Osmanlının daha önce hakim olduğu toprakları, Koyu yeşil renk ise bağlı olan toprakları ve etki alanlarını kapsamaktadır. Osmanlının hâkim olduğu toprakları elimden geldiğince doğru ayarlamaya çalıştım hatta ülkelerde ki il-ilçelere göre tek tek aratarak Osmanlı tarihi geçip geçmediğin bakma şartı ile ayarladım diyebilirim.

1662549526521.png


Lehistan-Litvanya Birliği - Lehistan Krallığı;
Letonya, Belarus, Polonya, Lehistan, Estonya ve Litvanya'yı içine alan bir krallıktır. Osmanlı, Erdel (Transilvanya olarak da bilinen Osmanlıya bağlı toprak) Prensi Bathory'i 1576 yılında Lehistan'ın başına getirmeyi başarmış ve 1577 yılında Osmanlı himayesine almıştır. Yaklaşık 25 sene devam etmiştir.

Fas;
Osmanlı, günümüz de hâlâ Fas şehri olan Tetouan, Fez, Meknes ve Melilla gibi şehirleri doğrudan yönetmiştir. Aynı zamanda Fas Sultanlığı üzerinde İspanya ve Portekiz İmparatorluklarını yenerek Fas Sultanlığını belirli bir süre himaye altına almıştır. Ama daha sonra Osmanlı hakimiyetini tanıma ve vergi verme şartı ile Fas Sultanlık statüsünde bırakılmıştır. Fas Sultanlığın da Osmanlının seçtiği Sultanlarda görev yapmıştır.
Burada yapılan Portekiz ve İspanya savaşları aynı zamanda Batı Sahra üzerine de sıçramıştır. Osmanlının yardımıyla Sadîler Portekizleri yenmiş ve Sahrayı da ele geçirmiştir.

Ek olarak Osmanlı, Fas üzerin de Portekiz'i Vadiyüsseyl muharebesinde ağır yenilgiye uğratmış ve Portekiz Kralı savaşta ölmüştür. Bu yenilgi ile Portekiz'in çöküşün eşiğine geldiğini gören İspanya da bunu fırsat bilip Portekiz'i işgal etmiştir :d.

Arap Yarımadası;
Osmanlı, Arap Yarımadasın ki yerleşim bölgelerini kontrol etmesinin yanı sıra çöl bölgelerine de girmiştir. Günümüz Arabistan'ın başkenti Riyad ve Ahsa gibi önemli çöl bölgelerine girmiştir. Osmanlı Riyad'dan zaten 1910'lu yıllarda ayrılmıştır. Arabistan'ın üst çöl bölgelerinde ise Osmanlı hac yolları vardır. Arap yarımadası çöl bölgelerin de yerleşim yerleri olmadığı için genelde Osmanlı haritalarına katılmaz. Yerleşim yerleri olan Kızıldeniz şeridi katılır. Aynı zamanda yerleşim yeri de olmadığı için çöl bölgelerine garnizon kurulmamıştır. Lakin çöl bölgelerinde Osmanlı hakimiyetini kabul ederek varlığına devam eden ufak emirlik ve şeriflikler vardır. Yani Arap yarımadası çöl bölgesinde hakimiyet kurulmuştur.

Libya;
Libya 3 bölgeden oluşmaktadır. Bunlar Trablusgarp, Fizan ve Sirenayka veya Bingazi olarak da bilinir. Osmanlı öncelikle Trablusgarp'ı almıştır. Oradan Kanim ve Bornu Sultanlıkları elinde olan Fizan ve Sirenayka da ki çöl bölgelerine inmiş ve buralarda hakimiyeti sağlamıştır. Trablusgarp eyaletine bağlı olarak bu çöl bölgelerin de Fizan ve Sirenayka sancakları kurulmuştur.
Ve Osmanlı artık Afrika da ki Sultanlıklarla komşu olmuş bölge de hakimiyetini kabul ettirmiştir. Lakin Osmanlı ordusu durmamış Libya üzerinden ilerlemeye devam etmiş. Fizan bölgesinde yer alan Murzuh iline inerek hakimiyet sağlamış hatta bir tane de garnizon kurmuştur. Ve oradan Murzuk iline bağlı Nijer tarafın da yar alan Murzuq ilçesini de almıştır. Ve Nijer toprağı olan Kavar Sultanlığı da Osmanlı Fizan sancağına bağlanmıştır.
Osmanlı Nijer toprakları üzerinde olan Kanem-Bornu İmparatorluğuna büyük destek vermiştir. Hatta etkisi altına almıştır ama Osmanlıya bağlanmamıştır. Ve Osmanlı Bornu İmparatorluğuna verdiği askeri eğitimler ile Kanem-Bornu İmparatorluğunun bölgede kontrol sahibi olmasını da sağlamıştır.

Sudan;
Osmanlı hakimiyeti döneminde. Sudan üzerinde 3 Sultanlık vardı. Bunlar Bornu, Func ve Darfur Sultanlığıdır. Osmanlı Kızıldeniz kıyısını Func diğer adıyla Zenci Krallığına kadar olan toprakları doğrudan hakimiyeti altına almıştır. Osmanlı ordusu oradan Func Sultanlığını ve Darfur Sultanlığını kendine bağlamıştır. Bornu Sultanlığı ise 3. Murad'a elçi göndererek kendisi Osmanlı İmparatorluğuna bağlılığını bildirmiştir. Ve Sudan'ın yerleşim bölgelerinin büyük bölümü Osmanlı etkisi altına geçmiştir. Sudan'ın üst bölümü sahra çölüdür ve yerleşim yoktur.

Yukarda anlattığım olayların büyük bölümü 3. Murad döneminde yaşanmıştır. Bu yüzdendir ki 3. Murad dönemi Osmanlının yüzölçümü olarak en geniş dönemidir.

İran'ın Tebriz ve Kirmanşah bölgesi, Ermenistan, Azerbaycan ve Dağıstan;
Bu bölgeler den Tebrize ilk Yavuz Sultan Selim girmiştir ve Tebrizi almıştır.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise Şah Tahmasb'ın Kanuniyi savaşa davet etmesi üzerine Kanuni Safevi topraklarına girmiştir. Ama Şah Tahmasb ve ordusu Kanuninin ordusu karşısına çıkmaması üzerine Kanunin ordusu Şah Tahmasb'ın ordusunu Kazvine kadar kovalamıştır. Kanuni, Şah Tahmasb döneminde Safevi Topraklarına 3 defa sefer düzenlemiştir. Lakin Şah Tahmasb hiç bir şekilde Kanunin ordusu karşısına çıkmamış her seferinde Osmanlı Ordusu peşini bırakana kadar kaçmıştır.

Aynı olayın farklı bir versiyonu Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail arasında geçmiştir. Ve Şah İsmail savaşın ortasında orduyu bırakıp kaçmıştır. Hatta hanımı da savaş meydanın da bıraktığı söylenmektedir.

3. Murad ise sert bir seferle Safevi İmparatorluğundan İran'ın Tebriz ve Kirmanşah bölgelerini, Azerbaycan, Ermenistan ve Dağıstan'ı almıştır. Bu bölgeler yaklaşık 20-25 yıl gibi bir süre yönetilmiş daha sonra bırakılmıştır.
Daha sonra 3. Murad'ın Safevi İmparatorluğundan aldığı topraklar. 3. Ahmed döneminde 1720'li yılların ortasında tekrar alınmıştır. Topraklarının doğusunu büyük oranda kaybeden Safeviler İmparatorluğu çöküşe girmiştir. Ve 1736 yılında yıkılmıştır.

Doğu Afrika etki alanı;
Bu bölgeleri haritada gösteremedim. Osmanlının Habeşistan eyaleti dışında kalan Somali bir kısımda Etiyopya toprakları üzerinde Adal Sultanlığı ve Ajura İmparatorluğu vardır. Osmanlı bu devletlere bölgede sömürgecilere karşı silah ve top desteği sağlayarak bölgede güçlü kalmalarını sağlamıştır. Osmanlı Habeşistan eyaleti topraklarından 1910'lu yıllarda çıkmaktadır.

Osmanlı ordusu daha sonra Doğu Afrika üzerinde sömürgeye gelen Portekiz ordusu ile savaşmak için Somali'nin ardından Kenya, Tanzanya ve Mozambik'e kadar ilerlemiştir.
Emir Ali Beyin komutasında ki Osmanlı Donanması, aynı zamanda Somali, Kenya ve Tanzanya üzerinde Barawa, Pemba, Mombasa, Lamu, Pate, Faza gibi limanları kontrolü altına almıştır.

Tabi ki Somali dışında kalan Kenya ve Tanzanya da ki kale ve limanlar da kısa süre hakimiyet sağlanmıştır. Çünkü bölge çok uzak olduğu için merkezi bir güç tutulmamıştır.
Doğu Afrika da Osmanlı garnizonları Sudan, Eritre, Cibuti ve Somali devletlerini kapsayan Habeşistan Eyaleti üzerindeydi. Yanlışım yoksa bu 4 şehirde de ayrı ayrı garnizon vardı.

Umman-BAE-Katar-Bahreyn;
Umman
topraklarına Osmanlı Portekiz'i bölgeden kovmak için 1500'lü yıllar içerisinde belirli dönemlerde Piri Reis komutasında girerek Umman'ın en büyük şehri ve başkenti Maskat dahil kıyı yerleşim bölgelerini kontrol altına almıştır.
Osmanlı ordusu Umman başkentini ve büyük bölümünü ele geçirse de Portekizlere karşı savaşmak için girdiğinden dolayı yerel yönetime yani Umman İmparatorluğuna dokunmamıştır.

Umman da Portekiz donanmasını yenen Osmanlı 1550'li yıllarda Arabistan'ın Ahsa körfezini Portekizlerden almıştır. Ahsa üzerinden ise Katar, BAE ve Kuveyt'i almıştır. Bahreyn ise Osmanlıya bağlılığını bildirmiştir. Bu topraklar 1800'lü yıllara kadar eyalet sisteminde yönetilmiştir. Daha sonra da 1900'lü yıllara kadar
Osmanlıya bağlı şekilde emirlikler ile yönetilmiştir.

Günümüz Katar emirinin soyu da Osmanlı döneminde Katar'ı yöneten ailedir.

Kafkasya üzerinden devam etmek isterdim ama bu kadarı yeter diye düşünüyorum yorumuz olursa bildiğin kadarı ile yorumlarım.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Dostum Osmanlı ordusu Petro'yu sıkıştırınca hiç bir şekilde taarruza geçmiyor. Ruslar hendek kazdıkları için Osmanlı ordusu savunma hatlarına ara ara vuruyor. Bu yıpratma ve savunmayı kırmadır. Ama Baltacı doğrudan bir taarruz emrini kesinlikle vermiyor.
Savaşı yöneten zaten Baltacı ve kendisi sıkıştırılan Petro ordusuna karşı doğrudan bir saldırı başlatmıyor.
Bundan bahsediyorum.

Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu program da Prut savaşını tarihi kaynaklar ile uzun uzun Rus ordusunun nasıl mahvolduğunu anlatıyorlar. Adamlar Petronun mektubuna kadar okuyorlar. Petro mektubun da nasıl zor durumda kaldığını anlatıyor.

Hatta İlber hoca yukarı da yazdım Petro, Osmanlı ordusunun kendisini yok edeceğini düşündüğü için Katarina'nın barışı sağlamasını kurtarıcı olarak görüyor ve Katarina ile evleniyor.

Katarina, Osmanlıya 7 yüklü araba değerli hediye gönderiyor.
Azak kalesi Osmanlı'ya bırakılıyor.
Ruslar, içinden geçtikleri İsveç Kralının güvenliğini tehdit etmeyeceğini teyit ediyor.
Ruslar, Lehistan'ın iç güvenliğini karışmayacaklarını teyit ediyor.
Ruslar, Tatarlara karışmayacaklarını teyit ediyor.
Ruslar, Tatarlara vergi vermeyi kabul ediyor.

Yani her açıdan Ruslar büyük hezimete uğruyor.

Ve yine 1735'ler de Ruslar tekrardan Avusturya Arşidiklüğüne destek için bize savaş ilan ediyor. Ve Ruslar başta bazı cephelerde ilerlemesine rağmen Avusturya yenilgi alıp Osmanlı Doğu Avrupa da tekrar genişleyince. Ruslar tek hedef kaldığı için korkudan Osmanlı ile masaya oturuyor.

Ruslar bazı bölgeler de ilerleme kaydetmesine rağmen savaşın Sonucunda;

Ruslar, karadeniz de savaş gemisi bulundurmayacağını,
Ruslar, ticaretleri Osmanlı gemileri ile yapacaklarını,
Ruslar, Kırım çekileceği hususunda anlaşılıyor.
Senin okuduğunu anlama gibi bir problemin var sanırım. Ruslar ağır yenilgiye uğratılmıyor demişim. Şimdi düşün, 200 binlik ordun var ve 40 binlik sıkıştırılmış ve açlıkla boğuşan bir orduyu yutamıyorsun. Başındaki komutanlar ve ordu geçmişteki travmadan dolayı korkuyor ve barış yapıyor. Orada yapılacak ağır yenilgi, Rus ordusunun imhası olurdu. Çaresiz Rus ordusu belki de Kırım Hanının dediği gibi açlıktan ölmek üzereydi. Bütün Prut Savaşı anlatımlarını dinledim. Hepsinde de Baltacı Mehmet Paşa'nın hücum emrini verdiğini, yeniçerinin isteksiz savaşı sonucu Rus mevzilerini yaramadıklarını ve geri çekildiklerini söylemekte. Bunu bütün tarihçiler derken senin söylediğini kim söylemiş, kaynağı nedir acaba? 1. Mahmut dönemindeki Rus ve Avusturya savaşı başka bir konu zaten. Osmanlı iyi yönetildiğinde, çağın ana savaş birimlerinden topçulara önem verdiğinde neler yapabildiğini gösteriyor.
 
Senin okuduğunu anlama gibi bir problemin var sanırım. Ruslar ağır yenilgiye uğratılmıyor demişim. Şimdi düşün, 200 binlik ordun var ve 40 binlik sıkıştırılmış ve açlıkla boğuşan bir orduyu yutamıyorsun. Başındaki komutanlar ve ordu geçmişteki travmadan dolayı korkuyor ve barış yapıyor. Orada yapılacak ağır yenilgi, Rus ordusunun imhası olurdu. Çaresiz Rus ordusu belki de Kırım Hanının dediği gibi açlıktan ölmek üzereydi. Bütün Prut Savaşı anlatımlarını dinledim. Hepsinde de Baltacı Mehmet Paşa'nın hücum emrini verdiğini, yeniçerinin isteksiz savaşı sonucu Rus mevzilerini yaramadıklarını ve geri çekildiklerini söylemekte. Bunu bütün tarihçiler derken senin söylediğini kim söylemiş, kaynağı nedir acaba? 1. Mahmut dönemindeki Rus ve Avusturya savaşı başka bir konu zaten. Osmanlı iyi yönetildiğinde, çağın ana savaş birimlerinden topçulara önem verdiğinde neler yapabildiğini gösteriyor.
Baltacı taarruz emri falan vermiyor kardeşim sen nereden okudun bu bilgiyi :d. O kaynağı okumayı bırak.

Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncunun aşağıya Prut savaşı videosunu atıyorum. Zaten Youtube yazarsan da çıkar.

9:00-12:00 arasını dinle.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.


Video da Baltacı Taarruz için hazırlanıyordu ama Katarina 7 yük dolusu değerli hediye ile barış teklifi sundu ve Baltacı Mehmet Paşa büyük zafer kazandığını göz önüne alarak bunu kabul etti diyorlar.

Hatta Baltacı, Petroyu sıkıştırmasına rağmen neden saldırmadı diye büyük tepki topluyor ve sonucunda Baltacı savaştan döndüğü gibi Taarruza geçmediği için görevinden alınıyor.

Ruslar hendek kazıp savunmayı güçlendirmeye çalıştığı için Sadrazamın kontrolünde ki ordu yüksek ihtimalle savunmayı kırmak için ara ara saldırılar gerçekleştiriyor. Senin dediğin muhabbet bu.

Osmanlı ordusu tam takım bölge de kuşatma için toplanıyor. Hatta Piyadeler taarruz için hazırlık bile yapıyor. Ama Baltacı tarafından emir gelmiyor. Ve bu kararı ile Rusları bıçak altından alıyor.


Benzer bilgiler.


1706204365690.png


1706204287955.png


1706204433817.png
 
Son düzenleme:
Baltacı taarruz emri falan vermiyor kardeşim sen nereden okudun bu bilgiyi :d. O kaynağı okumayı bırak.

Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncunun aşağıya Prut savaşı videosunu atıyorum. Zaten Youtube yazarsan da çıkar.

9:00-12:00 arasını dinle.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.


Video da Baltacı Taarruz için hazırlanıyordu ama Katarina 7 yük dolusu değerli hediye ile barış teklifi sundu ve Baltacı Mehmet Paşa büyük zafer kazandığını göz önüne alarak bunu kabul etti diyorlar.

Hatta Baltacı, Petroyu sıkıştırmasına rağmen neden saldırmadı diye büyük tepki topluyor ve sonucunda Baltacı savaştan döndüğü gibi Taarruza geçmediği için görevinden alınıyor.

Ruslar hendek kazıp savunmayı güçlendirmeye çalıştığı için Sadrazamın kontrolünde ki ordu yüksek ihtimalle savunmayı kırmak için ara ara saldırılar gerçekleştiriyor. Senin dediğin muhabbet bu.

Osmanlı ordusu tam takım bölge de kuşatma için toplanıyor. Hatta Piyadeler taarruz için hazırlık bile yapıyor. Ama Baltacı tarafından emir gelmiyor. Ve bu kararı ile Rusları bıçak altından alıyor.


Benzer bilgiler.


Eki Görüntüle 2096775

Eki Görüntüle 2096773

Eki Görüntüle 2096780
Aksan, Ottoman Wars. 96 - 97
Russo-Ottoman War of 1711 (The Pruth Campaign), Conflict and Conquest in the Islamic World: A Historical Encyclopedia.

''Petro öndeki muhafızları rahatlatmak için ana orduyu getirmeye çalıştı ama Osmanlılar onun birliklerini geri püskürttü. Rus-Moldavya ordusunu Stănilești'de savunma pozisyonuna çekerek burada mevzilendi. Osmanlı ordusu bu mevziyi hızla kuşatarak Petro'nun ordusunu tuzağa düşürdü. Yeniçeriler defalarca saldırdı, ancak yaklaşık 8.000 kayıp vererek geri püskürtüldüler.''


Anlatımlar olarak sadece 5 dakikada 3 tane farklı videonun anlatımını gördüm ve hepsi de taaruzdan bahsediyor. Hatta bir tanesi Şimşirgil'i videosuna koymuş, bu adam bile Osmanlı ordusu püskürtüldü diyorsa olmama ihtimali yok. Şimşirgil'in nasıl bir tarihçi olduğunu, Avrupa bizim kötü yanlarımızı açığa çıkarınca bizi kıskanıyorlar diye ağlayıp, yine aynı Avrupa bizi öven şeyler yazınca kaynak olarak kullanan birisi. O bile kabul etmişse herkes eder.

Gazete de yazdığı gibi son bir kez taaruz, öncekileri affettirmek için. Son taaruz ise Baltacı Mehmet Paşa son kez bütün gücüyle saldırmayı planlıyor fakat Şafirov ile 24 saatte anlaştılar ve iptal oldu. Önceki savaşlar hiç boş değil gayet topsuz bir şekilde hücuma geçiyorlar ve püskürtülüp baya bir kayıp veriyorlar.

Bahsi geçen anlatımlar:

1
2
3
 
Aksan, Ottoman Wars. 96 - 97
Russo-Ottoman War of 1711 (The Pruth Campaign), Conflict and Conquest in the Islamic World: A Historical Encyclopedia.

''Petro öndeki muhafızları rahatlatmak için ana orduyu getirmeye çalıştı ama Osmanlılar onun birliklerini geri püskürttü. Rus-Moldavya ordusunu Stănilești'de savunma pozisyonuna çekerek burada mevzilendi. Osmanlı ordusu bu mevziyi hızla kuşatarak Petro'nun ordusunu tuzağa düşürdü. Yeniçeriler defalarca saldırdı, ancak yaklaşık 8.000 kayıp vererek geri püskürtüldüler.''


Anlatımlar olarak sadece 5 dakikada 3 tane farklı videonun anlatımını gördüm ve hepsi de taaruzdan bahsediyor. Hatta bir tanesi Şimşirgil'i videosuna koymuş, bu adam bile Osmanlı ordusu püskürtüldü diyorsa olmama ihtimali yok. Şimşirgil'in nasıl bir tarihçi olduğunu, Avrupa bizim kötü yanlarımızı açığa çıkarınca bizi kıskanıyorlar diye ağlayıp, yine aynı Avrupa bizi öven şeyler yazınca kaynak olarak kullanan birisi. O bile kabul etmişse herkes eder.

Gazete de yazdığı gibi son bir kez taaruz, öncekileri affettirmek için. Son taaruz ise Baltacı Mehmet Paşa son kez bütün gücüyle saldırmayı planlıyor fakat Şafirov ile 24 saatte anlaştılar ve iptal oldu. Önceki savaşlar hiç boş değil gayet topsuz bir şekilde hücuma geçiyorlar ve püskürtülüp baya bir kayıp veriyorlar.

Bahsi geçen anlatımlar:

1
2
3
Tamam da benim yukarı da yazdığımın benzerini atmışsın. Ve bunların hepsini de biliyorum. Bölgeye erkenden gelen Sadrazamın ordusu hendek kazan Petronun savunma hattına saldırıyor. Taarruza geçmiyor. Geçemez zaten çünkü bölgede henüz Osmanlının merkez ordusu yok :d. Saçmalıyorsun.

1706286756888.png



Senin dediğin olay bu. Sen burada tıkanıp kalmışsın :d.

Taarruz bütün birimlerin ile düşmanı yok etmek amacıyla yapılan topyekün savaş demektir. Ve bu tüm Piyade birimlerinin saldırısıyla başlar. Günümüz de hâlâ böyledir.

Baltacı da bölgede toplanan Osmanlı merkez ordusuna ve Kırım destek kuvvetlerine yani bölge de ki tüm birimlere taarruz emri vermek yerine barışı kabul ettiği için görevinden alınıp sürgüne gönderildi.

Hatta Baltacının yanında ki bazı komutanlarda idam edildi.

Yani taarruz yapılmadı. Barış yapıldı.

Attığın videoların 3'ü de yukarı da benim attığım yazının kaynağından bilgi almışlar. Yani bunlar farklı kaynak anlatımları değil farklı tarzda sunumlar. Önce bir kendin dinleseydin de bana atsaydın.

İlk video mesela 7. dakikalarda Osmanlı ordusunun taarruza geçmek için sabırsızlandığı ama barış yapıldığını söylüyor.

Yani senin dediğin olay Sadrazamın, Petro'yu yakalamak için hızlı bir şekilde yanında getirdiği bir kısım birim ile gelir gelmez savunmaya geçmiş Petronun ordusuna karşı hazırlıksız saldırı yapmasıdır. Adam savunmayı kırabileceğini düşünmüş olabilir yada zayıflatmak istemiş de olabilir burada anormal bir şey yok.

Sonrasında Osmanlının savaşa katılan tüm birimleri kuşatma bölgesine toplandığında (Osmanlının sadece 8 farklı piyade birimi var) Baltacı taarruz için hazırlık emri veriyor. Lakin taarruz emri beklerken barış yapılıyor.

Tabi ulaklar bu kararı hemen yetiştiriyor. Ve Osmanlı da büyük tepkiye yol açıyor. Herkes sıkıştırılan Petronun ordusuna taarruza geçilmediği için şok oluyor dolayısıyla 3. Ahmed gelir gelmez Baltacıyı görevden alıp sürgüne gönderiyor.

Çünkü adam tarihi değiştirecekken elinin tersiyle itiyor.
 
Son düzenleme:
Tamam da benim yukarı da yazdığımın benzerini atmışsın. Ve bunların hepsini de biliyorum. Bölgeye erkenden gelen Sadrazamın ordusu hendek kazan Petronun savunma hattına saldırıyor. Taarruza geçmiyor. Geçemez zaten çünkü bölgede henüz Osmanlının merkez ordusu yok :d. Saçmalıyorsun.

Eki Görüntüle 2097697


Senin dediğin olay bu. Sen burada tıkanıp kalmışsın :d.

Taarruz bütün birimlerin ile düşmanı yok etmek amacıyla yapılan topyekün savaş demektir. Ve bu tüm Piyade birimlerinin saldırısıyla başlar. Günümüz de hâlâ böyledir.

Baltacı da bölgede toplanan Osmanlı merkez ordusuna ve Kırım destek kuvvetlerine yani bölge de ki tüm birimlere taarruz emri vermek yerine barışı kabul ettiği için görevinden alınıp sürgüne gönderildi.

Hatta Baltacının yanında ki bazı komutanlarda idam edildi.

Yani taarruz yapılmadı. Barış yapıldı.

Attığın videoların 3'ü de yukarı da benim attığım yazının kaynağından bilgi almışlar. Yani bunlar farklı kaynak anlatımları değil farklı tarzda sunumlar. Önce bir kendin dinleseydin de bana atsaydın.

İlk video mesela 7. dakikalarda Osmanlı ordusunun taarruza geçmek için sabırsızlandığı ama barış yapıldığını söylüyor.

Yani senin dediğin olay Sadrazamın, Petro'yu yakalamak için hızlı bir şekilde yanında getirdiği bir kısım birim ile gelir gelmez savunmaya geçmiş Petronun ordusuna karşı hazırlıksız saldırı yapmasıdır. Adam savunmayı kırabileceğini düşünmüş olabilir yada zayıflatmak istemiş de olabilir burada anormal bir şey yok.

Sonrasında Osmanlının savaşa katılan tüm birimleri kuşatma bölgesine toplandığında (Osmanlının sadece 8 farklı piyade birimi var) Baltacı taarruz için hazırlık emri veriyor. Lakin taarruz emri beklerken barış yapılıyor.

Tabi ulaklar bu kararı hemen yetiştiriyor. Ve Osmanlı da büyük tepkiye yol açıyor. Herkes sıkıştırılan Petronun ordusuna taarruza geçilmediği için şok oluyor dolayısıyla 3. Ahmed gelir gelmez Baltacıyı görevden alıp sürgüne gönderiyor.

Çünkü adam tarihi değiştirecekken elinin tersiyle itiyor.
Tamam da kardeşim ordunun en önemli birlikleri saldırıya geçip ağır kayıplar verip çekiliyor, senin anlamadığın bu. Osmanlı oraya 140 bin askerle gidiyor ilk, 200 bine ulaşıyor. 140 bin asker ile de alabilirsin 40 bin sıkıştırılmış orduyu. Zaten hepsinin dediği şu; Yeniçeri birlikleri isteksiz savaştığı için başarısız olup ordunun travmasını tetikliyor. Ağır yenilgi uğratmak, Petro'nun ordusunu yok edip Rusları işgale başlamak olurdu. Bu tamamen çok önemli bir fırsatı geri tepmektir. O büyük taaruz fikrini ilk okuduğumda cesaretlendiğini sanmıştım fakat 24 saat içinde barış yapması orduya ve yeniçerilere ne kadar güvenmediğini, Viyana bozgunu ve Karlofça'nın Osmanlı üzerindeki etkisini gösteriyor. Sen Prut Antlaşmasını savaşını mükemmel bir zafer, Ruslara ağır bir bozgun olarak yorumluyorsan sıkıntı sende dostum. 140 binlik orduyla varıp, elit askerlerin yarısını kaybedip püskürtülmeye taaruz ve yenilgi de demiyorsan yine sıkıntı sende.

Bu arada taaruz kelimesi topyekün saldırı demek değildir. Taaruz bildiğimiz saldırı demektir. Bari ismin anlamını değiştirmeye çalışma.
 
Tamam da kardeşim ordunun en önemli birlikleri saldırıya geçip ağır kayıplar verip çekiliyor, senin anlamadığın bu. Osmanlı oraya 140 bin askerle gidiyor ilk, 200 bine ulaşıyor. 140 bin asker ile de alabilirsin 40 bin sıkıştırılmış orduyu. Zaten hepsinin dediği şu; Yeniçeri birlikleri isteksiz savaştığı için başarısız olup ordunun travmasını tetikliyor. Ağır yenilgi uğratmak, Petro'nun ordusunu yok edip Rusları işgale başlamak olurdu. Bu tamamen çok önemli bir fırsatı geri tepmektir. O büyük taaruz fikrini ilk okuduğumda cesaretlendiğini sanmıştım fakat 24 saat içinde barış yapması orduya ve yeniçerilere ne kadar güvenmediğini, Viyana bozgunu ve Karlofça'nın Osmanlı üzerindeki etkisini gösteriyor. Sen Prut Antlaşmasını savaşını mükemmel bir zafer, Ruslara ağır bir bozgun olarak yorumluyorsan sıkıntı sende dostum. 140 binlik orduyla varıp, elit askerlerin yarısını kaybedip püskürtülmeye taaruz ve yenilgi de demiyorsan yine sıkıntı sende.

Bu arada taaruz kelimesi topyekün saldırı demek değildir. Taaruz bildiğimiz saldırı demektir. Bari ismin anlamını değiştirmeye çalışma.
Petro'nun sıkıştırıldığında 60 binlik ordusu vardı. Bunların içerisinde Rusların topçu birlikleri de vardı.

Sadrazam bölgeye gelir gelmez diğer birliklerin gelmesini beklemeden Yeniçeriler öncülüğünde saldırıya geçiyor. Yani 140 binlik orduyla saldırdığı senin dediğin gibi elit birliklerin yarısını kaybettiği falan yok. Sen bunları nerenden uyduruyorsun :d.

Savunma düzenine geçmiş elinde ateşli silahları ve topçu birliği olan Rusların en önemli Çarının ordusuna karşı saldırıyorsun tabi ki kayıp vereceksin. Bunlar anormal durumlar değil.

Tabi Sadrazam bir süre sonra kayıplar artmaya başlayınca 7 bin olduğu söyleniyor orduyu geri kuşatmaya çekse de bu saldırı ile kaçma derdinde olan Petro'nun tekrardan hareketlenmesini engelliyorlar. Ve Osmanlının diğer kuvvetlerinin gelmesi için büyük zaman kazanıyorlar.

Senin bahsettiğin olay buraya kadar. Bunu 3 yada 4. yazışım kendi attığın videolarda da zaten benzerini anlatıyor.

Osmanlının savunmaya karşı en güçlü birlikleri Topçu Ocağı ve Top Arabacıları ocağıdır. Bu İki birlik birbirini tamamlıyor. Senin attığın videolarda Prut savaşında kuşatmaya sonradan katılan birlikler dediği bunlar.

Osmanlının en elit birlikleri de günümüz de özel kuvvet olarak geçen Delilerdir. Bu birim yardımcı kuvvettir ve eyalet ordularında görev yaparlar.

Akıncılar da Delilerden sonra Osmanlının diğer en elit birliğidir. Yine yardımcı kuvvettir ve sınır bölgesinde görev yaparlar. Yani bir nevi bulundukları eyalet ordusuna bağlılar.

Tımarlı Sipahiler Osmanlının zırhlı asker açısından en güçlü birlikleridir.

Yeniçeriler ise en hızlı birliklerdir. Sadrazam da zaten bu yüzden Yeniçerileri arkasına katıp Petro'yu kovalıyor.

Her neyse Tüm birliklerin kuşatma bölgesine gelmesiyle zaten Osmanlının topçu birliklerinin bölgeye intikal etmesi Rus ordusunda büyük paniğe ve ağır zayiatlara yol açıyor. Ruslar artık bittik gözüyle bakıyorlar. Yiyecek ekmekleri içecek suları bile kalmıyor. Artık Baltacı nasıl acıdıysa Rusların Osmanlı ordusundan ticaret yapmalarına bile izin veriyor.

Tabi bu esnada tüm birliklerin kuşatmaya katılması ile Baltacı topyekün taarruz için hazırlık emri veriyor. Ama gidiyor barış yapıyor.

Bu kararın sonucu da kendisinin görevden alınıp sürgüne gönderilmesine sebep oluyor. Taarruza geçse belki de efsane olacaktı.

Tabi Baltacı Rusların bu duruma düşmesine karşı büyük zafer kazandığını düşünüyor. Ki öyle yani her ne kadar son kez tüm birlikler ile taarruza geçmese de Ruslara karşı sağlam bir zafer alıyor. Lakin sıkıştırıldığında ve birliklerin tamamı kuşatmaya katıldığında son kez taarruz emri vermemesi büyük yanlış.
 
Son düzenleme:
Bu makale de Osmanlı İmparatorluğunun daha önce hakim olduğu topraklar üzerinden araştırdığım bazı bilgileri paylaşmak istiyorum. Yoğunluk olarak sosyal medyada tartışma konusu olan bölgeler üzerinden gittim.

Açık yeşil renkli olan bölüm Osmanlının daha önce hakim olduğu toprakları, Koyu yeşil renk ise bağlı olan toprakları ve etki alanlarını kapsamaktadır. Osmanlının hâkim olduğu toprakları elimden geldiğince doğru ayarlamaya çalıştım hatta ülkelerde ki il-ilçelere göre tek tek aratarak Osmanlı tarihi geçip geçmediğin bakma şartı ile ayarladım diyebilirim.

Eki Görüntüle 1510258

Lehistan-Litvanya Birliği - Lehistan Krallığı;
Letonya, Belarus, Polonya, Lehistan, Estonya ve Litvanya'yı içine alan bir krallıktır. Osmanlı, Erdel (Transilvanya olarak da bilinen Osmanlıya bağlı toprak) Prensi Bathory'i 1576 yılında Lehistan'ın başına getirmeyi başarmış ve 1577 yılında Osmanlı himayesine almıştır. Yaklaşık 25 sene devam etmiştir.

Fas;
Osmanlı, günümüz de hâlâ Fas şehri olan Tetouan, Fez, Meknes ve Melilla gibi şehirleri doğrudan yönetmiştir. Aynı zamanda Fas Sultanlığı üzerinde İspanya ve Portekiz İmparatorluklarını yenerek Fas Sultanlığını belirli bir süre himaye altına almıştır. Ama daha sonra Osmanlı hakimiyetini tanıma ve vergi verme şartı ile Fas Sultanlık statüsünde bırakılmıştır. Fas Sultanlığın da Osmanlının seçtiği Sultanlarda görev yapmıştır.
Burada yapılan Portekiz ve İspanya savaşları aynı zamanda Batı Sahra üzerine de sıçramıştır. Osmanlının yardımıyla Sadîler Portekizleri yenmiş ve Sahrayı da ele geçirmiştir.

Ek olarak Osmanlı, Fas üzerin de Portekiz'i Vadiyüsseyl muharebesinde ağır yenilgiye uğratmış ve Portekiz Kralı savaşta ölmüştür. Bu yenilgi ile Portekiz'in çöküşün eşiğine geldiğini gören İspanya da bunu fırsat bilip Portekiz'i işgal etmiştir :d.

Arap Yarımadası;
Osmanlı, Arap Yarımadasın ki yerleşim bölgelerini kontrol etmesinin yanı sıra çöl bölgelerine de girmiştir. Günümüz Arabistan'ın başkenti Riyad ve Ahsa gibi önemli çöl bölgelerine girmiştir. Osmanlı Riyad'dan zaten 1910'lu yıllarda ayrılmıştır. Arabistan'ın üst çöl bölgelerinde ise Osmanlı hac yolları vardır. Arap yarımadası çöl bölgelerin de yerleşim yerleri olmadığı için genelde Osmanlı haritalarına katılmaz. Yerleşim yerleri olan Kızıldeniz şeridi katılır. Aynı zamanda yerleşim yeri de olmadığı için çöl bölgelerine garnizon kurulmamıştır. Lakin çöl bölgelerinde Osmanlı hakimiyetini kabul ederek varlığına devam eden ufak emirlik ve şeriflikler vardır. Yani Arap yarımadası çöl bölgesinde hakimiyet kurulmuştur.

Libya;
Libya 3 bölgeden oluşmaktadır. Bunlar Trablusgarp, Fizan ve Sirenayka veya Bingazi olarak da bilinir. Osmanlı öncelikle Trablusgarp'ı almıştır. Oradan Kanim ve Bornu Sultanlıkları elinde olan Fizan ve Sirenayka da ki çöl bölgelerine inmiş ve buralarda hakimiyeti sağlamıştır. Trablusgarp eyaletine bağlı olarak bu çöl bölgelerin de Fizan ve Sirenayka sancakları kurulmuştur.
Ve Osmanlı artık Afrika da ki Sultanlıklarla komşu olmuş bölge de hakimiyetini kabul ettirmiştir. Lakin Osmanlı ordusu durmamış Libya üzerinden ilerlemeye devam etmiş. Fizan bölgesinde yer alan Murzuh iline inerek hakimiyet sağlamış hatta bir tane de garnizon kurmuştur. Ve oradan Murzuk iline bağlı Nijer tarafın da yar alan Murzuq ilçesini de almıştır. Ve Nijer toprağı olan Kavar Sultanlığı da Osmanlı Fizan sancağına bağlanmıştır.
Osmanlı Nijer toprakları üzerinde olan Kanem-Bornu İmparatorluğuna büyük destek vermiştir. Hatta etkisi altına almıştır ama Osmanlıya bağlanmamıştır. Ve Osmanlı Bornu İmparatorluğuna verdiği askeri eğitimler ile Kanem-Bornu İmparatorluğunun bölgede kontrol sahibi olmasını da sağlamıştır.

Sudan;
Osmanlı hakimiyeti döneminde. Sudan üzerinde 3 Sultanlık vardı. Bunlar Bornu, Func ve Darfur Sultanlığıdır. Osmanlı Kızıldeniz kıyısını Func diğer adıyla Zenci Krallığına kadar olan toprakları doğrudan hakimiyeti altına almıştır. Osmanlı ordusu oradan Func Sultanlığını ve Darfur Sultanlığını kendine bağlamıştır. Bornu Sultanlığı ise 3. Murad'a elçi göndererek kendisi Osmanlı İmparatorluğuna bağlılığını bildirmiştir. Ve Sudan'ın yerleşim bölgelerinin büyük bölümü Osmanlı etkisi altına geçmiştir. Sudan'ın üst bölümü sahra çölüdür ve yerleşim yoktur.

Yukarda anlattığım olayların büyük bölümü 3. Murad döneminde yaşanmıştır. Bu yüzdendir ki 3. Murad dönemi Osmanlının yüzölçümü olarak en geniş dönemidir.

İran'ın Tebriz ve Kirmanşah bölgesi, Ermenistan, Azerbaycan ve Dağıstan;
Bu bölgeler den Tebrize ilk Yavuz Sultan Selim girmiştir ve Tebrizi almıştır.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise Şah Tahmasb'ın Kanuniyi savaşa davet etmesi üzerine Kanuni Safevi topraklarına girmiştir. Ama Şah Tahmasb ve ordusu Kanuninin ordusu karşısına çıkmaması üzerine Kanunin ordusu Şah Tahmasb'ın ordusunu Kazvine kadar kovalamıştır. Kanuni, Şah Tahmasb döneminde Safevi Topraklarına 3 defa sefer düzenlemiştir. Lakin Şah Tahmasb hiç bir şekilde Kanunin ordusu karşısına çıkmamış her seferinde Osmanlı Ordusu peşini bırakana kadar kaçmıştır.

Aynı olayın farklı bir versiyonu Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail arasında geçmiştir. Ve Şah İsmail savaşın ortasında orduyu bırakıp kaçmıştır. Hatta hanımı da savaş meydanın da bıraktığı söylenmektedir.

3. Murad ise sert bir seferle Safevi İmparatorluğundan İran'ın Tebriz ve Kirmanşah bölgelerini, Azerbaycan, Ermenistan ve Dağıstan'ı almıştır. Bu bölgeler yaklaşık 20-25 yıl gibi bir süre yönetilmiş daha sonra bırakılmıştır.
Daha sonra 3. Murad'ın Safevi İmparatorluğundan aldığı topraklar. 3. Ahmed döneminde 1720'li yılların ortasında tekrar alınmıştır. Topraklarının doğusunu büyük oranda kaybeden Safeviler İmparatorluğu çöküşe girmiştir. Ve 1736 yılında yıkılmıştır.

Doğu Afrika etki alanı;
Bu bölgeleri haritada gösteremedim. Osmanlının Habeşistan eyaleti dışında kalan Somali bir kısımda Etiyopya toprakları üzerinde Adal Sultanlığı ve Ajura İmparatorluğu vardır. Osmanlı bu devletlere bölgede sömürgecilere karşı silah ve top desteği sağlayarak bölgede güçlü kalmalarını sağlamıştır. Osmanlı Habeşistan eyaleti topraklarından 1910'lu yıllarda çıkmaktadır.

Osmanlı ordusu daha sonra Doğu Afrika üzerinde sömürgeye gelen Portekiz ordusu ile savaşmak için Somali'nin ardından Kenya, Tanzanya ve Mozambik'e kadar ilerlemiştir.
Emir Ali Beyin komutasında ki Osmanlı Donanması, aynı zamanda Somali, Kenya ve Tanzanya üzerinde Barawa, Pemba, Mombasa, Lamu, Pate, Faza gibi limanları kontrolü altına almıştır.

Tabi ki Somali dışında kalan Kenya ve Tanzanya da ki kale ve limanlar da kısa süre hakimiyet sağlanmıştır. Çünkü bölge çok uzak olduğu için merkezi bir güç tutulmamıştır.
Doğu Afrika da Osmanlı garnizonları Sudan, Eritre, Cibuti ve Somali devletlerini kapsayan Habeşistan Eyaleti üzerindeydi. Yanlışım yoksa bu 4 şehirde de ayrı ayrı garnizon vardı.

Umman-BAE-Katar-Bahreyn;
Umman
topraklarına Osmanlı Portekiz'i bölgeden kovmak için 1500'lü yıllar içerisinde belirli dönemlerde Piri Reis komutasında girerek Umman'ın en büyük şehri ve başkenti Maskat dahil kıyı yerleşim bölgelerini kontrol altına almıştır.
Osmanlı ordusu Umman başkentini ve büyük bölümünü ele geçirse de Portekizlere karşı savaşmak için girdiğinden dolayı yerel yönetime yani Umman İmparatorluğuna dokunmamıştır.

Umman da Portekiz donanmasını yenen Osmanlı 1550'li yıllarda Arabistan'ın Ahsa körfezini Portekizlerden almıştır. Ahsa üzerinden ise Katar, BAE ve Kuveyt'i almıştır. Bahreyn ise Osmanlıya bağlılığını bildirmiştir. Bu topraklar 1800'lü yıllara kadar eyalet sisteminde yönetilmiştir. Daha sonra da 1900'lü yıllara kadar
Osmanlıya bağlı şekilde emirlikler ile yönetilmiştir.

Günümüz Katar emirinin soyu da Osmanlı döneminde Katar'ı yöneten ailedir.

Kafkasya üzerinden devam etmek isterdim ama bu kadarı yeter diye düşünüyorum yorumuz olursa bildiğin kadarı ile yorumlarım.
Genelde Osmanlı İmparatorluğu ile alakalı çeşitli çeşitli haritalar var,hepside gerçekmi değilmi belli değilken sen nasıl bu Osmanlı haritası diyorsun,onu anlayamadım yani kaynaklara bakarakmı yaptın bu haritayı merak ettim açıkçası.
 
Genelde Osmanlı İmparatorluğu ile alakalı çeşitli çeşitli haritalar var,hepside gerçekmi değilmi belli değilken sen nasıl bu Osmanlı haritası diyorsun,onu anlayamadım yani kaynaklara bakarakmı yaptın bu haritayı merak ettim açıkçası.
Ben %100 doğrudur. Osmanlının kesin sınırları böyledir demedim ki? :d. Böyle bir şey iddia dahi edemem.
Osmanlının savaşlarda kazandığı ve yerleştiği bölgeleri esas alarak bulabildiğim kadarıyla hazırladım. Genel olarak garnizon kurduğu merkezi bölgeleri esas aldım.
 
Petro'nun sıkıştırıldığında 60 binlik ordusu vardı. Bunların içerisinde Rusların topçu birlikleri de vardı.

Sadrazam bölgeye gelir gelmez diğer birliklerin gelmesini beklemeden Yeniçeriler öncülüğünde saldırıya geçiyor. Yani 140 binlik orduyla saldırdığı senin dediğin gibi elit birliklerin yarısını kaybettiği falan yok. Sen bunları nerenden uyduruyorsun :d.

Savunma düzenine geçmiş elinde ateşli silahları ve topçu birliği olan Rusların en önemli Çarının ordusuna karşı saldırıyorsun tabi ki kayıp vereceksin. Bunlar anormal durumlar değil.

Tabi Sadrazam bir süre sonra kayıplar artmaya başlayınca 7 bin olduğu söyleniyor orduyu geri kuşatmaya çekse de bu saldırı ile kaçma derdinde olan Petro'nun tekrardan hareketlenmesini engelliyorlar. Ve Osmanlının diğer kuvvetlerinin gelmesi için büyük zaman kazanıyorlar.

Senin bahsettiğin olay buraya kadar. Bunu 3 yada 4. yazışım kendi attığın videolarda da zaten benzerini anlatıyor.

Osmanlının savunmaya karşı en güçlü birlikleri Topçu Ocağı ve Top Arabacıları ocağıdır. Bu İki birlik birbirini tamamlıyor. Senin attığın videolarda Prut savaşında kuşatmaya sonradan katılan birlikler dediği bunlar.

Osmanlının en elit birlikleri de günümüz de özel kuvvet olarak geçen Delilerdir. Bu birim yardımcı kuvvettir ve eyalet ordularında görev yaparlar.

Akıncılar da Delilerden sonra Osmanlının diğer en elit birliğidir. Yine yardımcı kuvvettir ve sınır bölgesinde görev yaparlar. Yani bir nevi bulundukları eyalet ordusuna bağlılar.

Tımarlı Sipahiler Osmanlının zırhlı asker açısından en güçlü birlikleridir.

Yeniçeriler ise en hızlı birliklerdir. Sadrazam da zaten bu yüzden Yeniçerileri arkasına katıp Petro'yu kovalıyor.

Her neyse Tüm birliklerin kuşatma bölgesine gelmesiyle zaten Osmanlının topçu birliklerinin bölgeye intikal etmesi Rus ordusunda büyük paniğe ve ağır zayiatlara yol açıyor. Ruslar artık bittik gözüyle bakıyorlar. Yiyecek ekmekleri içecek suları bile kalmıyor. Artık Baltacı nasıl acıdıysa Rusların Osmanlı ordusundan ticaret yapmalarına bile izin veriyor.

Tabi bu esnada tüm birliklerin kuşatmaya katılması ile Baltacı topyekün taarruz için hazırlık emri veriyor. Ama gidiyor barış yapıyor.

Bu kararın sonucu da kendisinin görevden alınıp sürgüne gönderilmesine sebep oluyor. Taarruza geçse belki de efsane olacaktı.

Tabi Baltacı Rusların bu duruma düşmesine karşı büyük zafer kazandığını düşünüyor. Ki öyle yani her ne kadar son kez tüm birlikler ile taarruza geçmese de Ruslara karşı sağlam bir zafer alıyor. Lakin sıkıştırıldığında ve birliklerin tamamı kuşatmaya katıldığında son kez taarruz emri vermemesi büyük yanlış.
Erdem Afyoncu'nun program hariç hangi kaynak 60 bin diyor ben göremedim. Osmanlı kaynakları yarısından fazlası Ruslardan alınma onlar da toplama Rus ordusunun 48 binden az olduğunu yazmışlar. Taaruz hakkında; ben zaten taaruz ettiler sonda topyekün taaaruza hazırlanıyorlar dedim. Taaruz edip püskürtüldüğü ve özel birliklerinin yarısını kaybettiği gerçeğini değiştirmiyor. Elit birlik konusunda, Yeniçeriler de elit birliktir, Deliler de yani Azaplar da elit birliklerdir. Hatta onlardan daha elit olan Kapıkulu Süvarileri mevcut. Akıncılar ise Uzun Türk Savaşı sırasında, 100 yıl önce bitiyor. Tabi senin bu anlattıkların hiçbiri savaş ile alakası yok kelimeleri çarpıtmak için kıvranıyorsun.

Ben %100 doğrudur. Osmanlının kesin sınırları böyledir demedim ki? :d. Böyle bir şey iddia dahi edemem.
Osmanlının savaşlarda kazandığı ve yerleştiği bölgeleri esas alarak bulabildiğim kadarıyla hazırladım. Genel olarak garnizon kurduğu merkezi bölgeleri esas aldım.
Osmanlı'nın Nijerya'ya kurduğu eyalet merkezinin ve Osmanlı yetkililerinin gönderildiğine dair bir belge atar mısın?
 
Osmanlı'nın Nijerya'ya kurduğu eyalet merkezinin ve Osmanlı yetkililerinin gönderildiğine dair bir belge atar mısın?
Ne Nijerya'sı kardeşim :d. Nijerya batı afrika da yani fil dişi tarafında kalıyor. Nijer ise Libya'nın altında yer alıyor. Fizan Sancağına bağlı Kavar Kazası günümüz Nijer sınırları içerisinde kalıyor.

Erdem Afyoncu'nun program hariç hangi kaynak 60 bin diyor ben göremedim. Osmanlı kaynakları yarısından fazlası Ruslardan alınma onlar da toplama Rus ordusunun 48 binden az olduğunu yazmışlar. Taaruz hakkında; ben zaten taaruz ettiler sonda topyekün taaaruza hazırlanıyorlar dedim. Taaruz edip püskürtüldüğü ve özel birliklerinin yarısını kaybettiği gerçeğini değiştirmiyor.
Yalan. Sen hiç bir yerde topyekün taarruza hazırlanıyorlar falan yazmadın :d. Ben karşı gelince ve senin kaynaklarınla seni yalanlayınca sen 180 derece döndün. Sen en başta Osmanlı ordusu saldırıya geçti ve kaybetti yazdın.

Osmanlının özel birliklerinin yarısını kaybettiği de yalan. Osmanlının toplam da 140 bin askerinin bulunduğu.
Sadrazam bölgeye gelir gelmez hazırlıksız bir şekilde Yeniçeriler ile saldırdığı ve 7 bin askerin burada kaybedildiği söyleniyor. Karşı tarafın kayıpları konusunda net bilgi yok.

Osmanlı 140 bin orduyla saldırdı demiştin bu da yalan. Saldırmak için hazırlandı ama barış yapıldı.

Taarruz edip püskürtüldüğü de yalan. Sadrazam, Petronun savunma hattına saldırdı ve kayıplar artmaya başlayınca Yeniçerileri geri çekip kalan birliklerin gelmesi için kuşatma düzeni alıyor. Eğer senin dediğin gibi saldırıp kaybetmiş olsalardı Rus ordusu anında Osmanlının kuşatmasını yarar geçerdi.
 
Son düzenleme:

Geri
Yukarı