İstanbul-Ankara.
Ağız dolusu sakız aldım, çiğnemeye çalıştım. Bir de gece gece. Sabah kalktım ne göreyim koltuk hep sakız olmuş. Sonrasında onları çıkartmaya çalışmam.
Otobüs şoförü biletsiz yolcu aldı. Ben de annemin kucağına geçmek zorunda kaldım. Küçüktüm o zamanlar. Kadın dedi ki: Çocuk uyusun dedi. İkisinin dizlerinde yatmış oldum. Boylu boyunca uzandım.
Dinlenme tesisinde bir yaşlı amca, Çankırı otobüsü nerede diye sordu. Ben sağda diyorum, kendisi inat için solda gitti. Bir de kendisini kaç sefer çağırdım. Neden tersini yaptın amca?
Bir gün otobüse bindim Akbil'i bastım ve arka taraflara geçip oturdum. 2 dakika sonra şoför, delikanlı sen kartı bastın mı? Ben görmedim duymadım dedi. "Ne alaka dayı 2.5 TL için sahtekarlık mı yapacağım al bir daha basayım için rahat etsin dedim. Suratım asık ve giderli bir şekilde öne doğru yürümeye başladım. Genç kızlar hayranlıkla beni izliyor, yaşlı teyzeler ve amcalar 'Helal olsun delikanlı çocukmuş' diye aralarında fısıldaşıyorlardı. Tabii ben de gaza geldim ve herkes buraya baksın ulan şahit olun bakın tekrar basıyorum dedim. Otobüste ölüm sessizliği oluştu. Akbili usulca uzattım "yetersiz bakiye" sesi geldi. Otobüsteki ölüm sessizliği yerini kahkahalara bıraktı. Herkes bana bakıp gülüyor ve alay ediyordu. Genç kızlar gülmekten kafalarını camlara vuruyordu. Otobüs şoförü de otobüsü kenara çekti direksiyonu bırakıp yerleri yumrukluyordu hatta bir amca gülmekten kalp krizi geçirip *ldü. Benim de çok zoruma gitti imdat çekiciyle camı kırıp aşağı atladım koşarak kaçtım.
Bir gün otobüse bindim Akbil'i bastım ve arka taraflara geçip oturdum. 2 dakika sonra şoför, delikanlı sen kartı bastın mı? Ben görmedim duymadım dedi. "Ne alaka dayı 2.5 TL için sahtekarlık mı yapacağım al bir daha basayım için rahat etsin dedim. Suratım asık ve giderli bir şekilde öne doğru yürümeye başladım. Genç kızlar hayranlıkla beni izliyor, yaşlı teyzeler ve amcalar 'Helal olsun delikanlı çocukmuş' diye aralarında fısıldaşıyorlardı. Tabii ben de gaza geldim ve herkes buraya baksın ulan şahit olun bakın tekrar basıyorum dedim. Otobüste ölüm sessizliği oluştu. Akbili usulca uzattım "yetersiz bakiye" sesi geldi. Otobüsteki ölüm sessizliği yerini kahkahalara bıraktı. Herkes bana bakıp gülüyor ve alay ediyordu. Genç kızlar gülmekten kafalarını camlara vuruyordu. Otobüs şoförü de otobüsü kenara çekti direksiyonu bırakıp yerleri yumrukluyordu hatta bir amca gülmekten kalp krizi geçirip *ldü. Benim de çok zoruma gitti imdat çekiciyle camı kırıp aşağı atladım koşarak kaçtım.
Otobüs değil de minibüs anım var.
Bir yere yetişmem gerekiyordu, telefondan saate baktım. O sırada ineceğim yere geldiğimi fark edip, şoföre "Müsait bir yerde" demek yerine "Saat üç!" diye bağırdım.
Otobüs değil de minibüs anım var.
Bir yere yetişmem gerekiyordu, telefondan saate baktım. O sırada ineceğim yere geldiğimi fark edip, şoföre "müsait bir yerde" demek yerine "saat üç!" diye bağırdım.
Metro Turizm ile Ankara'ya gelmiştik, otobüsün içi çok sıcaktı klimalar sağ olsun, örtüm de vardı üzerimde. Kız arkadaşımla sarıla sarıla gelmiştik, sıcaklık yayıyorduk resmen. Gece 4 gibi Aşti otogarına varmıştık, leş gibi uyku var ikimizde de.
Soğuğa çok dayanıklı biriyim ama saatler süren uykusuzluk, sıcaklığın verdiği mayışma ile otobüsten indiğim an soğuktan boğulacağımı, hatta bir anlık şaşkınlıkla dünyadaki oksijenin bittiğini sanmıştım, öyle bir soğuk olabilir mi ya, iliklerimde hissetmiştim.
Minibüstekilerin geneli güldü, ama insanlık suçu işlemişim gibi bakan yaşlı amcalar da vardı. Ben ise o sıra herkesin arasından sıyrılarak kapıya yöneldim ve şu yüz ifadesi ile minibüsten indim:
Minibüstekilerin geneli güldü, ama insanlık suçu işlemişim gibi bakan yaşlı amcalar da vardı. Ben ise o sıra herkesin arasından sıyrılarak kapıya yöneldim ve şu yüz ifadesi ile minibüsten indim:
Yav yok hiç hazır cevap değilimdir, normalde yatarken keşke şöyle laf soksaydım diyen tiplerdenim de o anda samimi olarak öyle düşünüyordum ağzımdan çıktı