Paramount+ Türkiye pazarına gelebilir

En azından satın almayacak olanlar uygulaması erişime açıldığında yüklerseler o da destek olmuş olur.
Şuna abone olalım, buna abone olalım derken en az 10 tane aboneliğiniz oluyor ve hepsini aktif olarak kullanmayınca sürekli olarak abone kalmak gereksiz olabiliyor. Şimdi düşündüm de standart olarak çoğu kişide şu abonelikler vardır: Netflix, Disney+, Amazon Prime, Spotify, iCloud, YouTube Premium, Apple Music ve Hepsiburada Premium. Paramount+ gibi abonelikleri de ekleyince bazılarını bir ay boyunca hiç kullanmadığınız hâlde para ödemiş olabiliyorsunuz. Disney+, aylık 35 TL olduğu için çıktığından beri aboneyim ama en fazla 5-6 film veya dizi bölümü izlemişimdir. Diğer abonelikler sürekli olarak kullanılmasa da arada şans verilebilir. :D
 
Bizim ülkemizde HBO içeriklerine hasretiz. Gerçekten dizi sektöründe çok ilerde.

Paramount+ daha çok klasik serilerin telif sahibi. Onun dışında ülkemizde olmayan Makinist, Collateral gibi kaliteli filmler aboneliğinde mevcut. Gelirse bir aylık abonelik alıp bunları tüketeceksin. Onun dışında yıllık veya uzun süreli aboneliğe gerek yok gibi hocam.



Netflix gibi çözünürlüğe ve profil sayısına göre abonelik paketleri yapacaklarsa fiyatı aşağıda tutarlar fakat Disney+ gibi tek paket olacaksa fiyat 200 TL'den fazla olacaktır muhtemelen. Ama dediğim gibi Netflix ve Disney+ popüler kültüre göre içerik çıkardığı için abone sayısı daha fazla. Bunu göz önünde bulundurarak abone sayısını yükseltmek istiyorsa ücreti bu aboneliklerden düşük tutması gerekiyor. Ben kâr oranıma bakarım derse 200 TL üstü hayırlı olsun bence.
Haklısın hocam 1 ayda izleyeceğini izleyeceksin ben de öyle düşünüyorum. Zaten denemelik alırım muhtemelen geldiğinde. İlgimi çekeni izler geçerim.
 
Keşke Apple TV+ gelse. İçerik olarak en kaliteli gördüğüm abonelik o herhalde.
En son gelen zamla birlikte €9,99 oldu fakat Apple servislerinin Türkiye fiyatlandırması gerçekten uygun oluyor. Türkiye'ye gelirse iyi bir şekilde rekabet edebilir.
 
Ben filmlerin etkisinde çok kalan bir insanım. Bazen de film beklentimi karşılamadığında yıkılıyorum. Filmlerin içinde de kendimi hayal etmeyi, o senaryoya kendimi eklemeyi çok seviyorum. 16 yaşındayım. 2019 da ejderhanı nasıl eğitirsin 3 çıktığında (12 yaşındayken) müthiş mutlu ve aynı zamanda yıkıktım. Mutlu olma nedenim filmin çıkması, yıkık olma nedenim serinin final yapmasıydı. Bundan sonra izlemeye devam etmek istiyorsam İngilizce öğrenmek zorundaydım çünkü devamını çizgi dizi şeklinde yaptırıyorlardı. Sırf bu yüzden İngilizce seviyemi şu an (11.sınıf fen lisesi) sınavlara çalışmadan 100 alabilecek seviyeye çıkarttım. Sonra ne oldu? Yapımının müthiş kalitesiz olduğunu gördükten sonra Sonic'e çok sardım. 2020'de karantina döneminde ilk filmi, yapılan eleştirileri, meemleri, çokca izleyecek zamanım olduğu için bayağı bir süre kendimi şizofren gibi bu hikayeler içinde canlandırarak vakit geçirdim. Liseye geçtiğimde ise wattpad gibi platformları bıraktım. Bu sayede hem sevdiğimiz her şeye fanboy olmamamız gerektiğini fark edecek kadar sosyalleştim, hem de daha farklı açılardan bakmaya ve ne yapacağıma sevilen şeylerin karar vermemesi gerektiğine kanaat getirdim. Çünkü artık yapacağım şeyleri sevildiği için değil sevdiğim için yapmam gerektiği farkına vardım. Ve bu da bende takıntı haline geldi hatta 2 gün önce 11 yaşındayken izlediğim saçma sapan bir animasyonun 2.filmi için dublaj veya alt yazı bulamadığımda filmi YouTube'dan indirip alt yazı yazacak kadar takıntı yaptım. Merak edenler için film -> (Alpha and Omega holiday adventure) benim için durum aslında biraz da şöyle. Paramount+ da sürekli olarak izleyebileceğin bir şey olmaz. Koleksiyon gibi ara sıra çıkartıp bakmak isteyeceğimiz türden (bunu okuyan kişinin nasıl zevkleri var bilmiyorum ama, ben burada kendimi baz aldım) filmler var. Netflix'in mr. Robot ve Elite (sorgulamayın) dışında hiçbir dizisini izlemedim. Disney+ keza öyle. Çünkü dizi izlemeyi sevmiyorum. Benim izlediğim çoğu dizi bir vakit sonra sırf devam ettirebilmek için saçmalamaya başlıyor. Ama bazı filmlerin ve oyunların öyle bir takıntılısı haline geliyorum ki onların fiziksel DVD kopyalarını 2.elden satın alıp kitaplık dolduruyorum. Buraya kadar değersiz kişisel gelişim hikayemi okuduğunuz için teşekkürler.
 

Geri
Yukarı