Recep Baltaş'ın Tweet'ini Anlayamadım

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

uozen

Hectopat
Katılım
14 Nisan 2012
Mesajlar
78
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Recep Baltaş'ı severim sayarım.
Ancak burada ne demek istedi? Kapitalizm uzun vadede kıtlığı salgınları ve savaşları engellemekle kalmamış. Hatta onları yenmeyi başarmış. Yani; benim bildiğim: İnsanlar ekononik krizden dolayı açlıktan ölüyor. Aids, H1N1 gibi salgınlığının Anti teshir ilaçları olmadığından dolayı ölüyor. Fiili savaşlar hâlen var. Dolaylısıda... Hatta ülkemizde de.
Sayın Baltaş'ın dediğini anlayamadım. Sizler neler düşünüyorsunuz?

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Şu an dünyaya egemen olan düzen kapitalizm ise bunda anlaşılmayacak bir şey yok.
Tamam ama Recep bey'in dediğine göre kapitalizm savaşları, salgınları, kıtlığı engellemekle kalmamış yenmeyide başarmış ; üstelik. Bu nasıl oluyor? Bu kadar onca olumsuzluklar varken. Zaten hepsini yapan kapitalizm değil mi? Hâlen bu böyleyken bir de yenmeyi başardı diyor.
 
Kapitalizm, 10 kişi yaşayan bir evde eldeki malzemenin 1 kişi tarafından kontrol edilip diğer 9 kişiye keyfine göre malzeme vermesi gibidir. Bu paylaşımda ise 1 kişi sürekli olarak tüm malzemenin kontrolünü elinde tutar. Derken nüfus artar ve 100 kişi olur. Ama kontrol yine 1 kişinin elindedir. Kapitalizmin ruhunda bencil dogmalar vardır. Hani hep deriz ya? Dogmalardan kurtulmalıyız diye? İşte bu bencillik kapitalizmi güdüleyen unsurdur. Sonra yine nüfus artar ve 1000 kişi olur. Bu durum karşısında malzemeleri elinde tutan 1 kişi bu kontrolü elinden bırakmak istemez. Bundan sonraki süreçte görüldüğü gibi aralarında hiçbir fark olmayan insanların; kendilerinden hiçbir farkı olmayan bu 1 kişiye karşı homurdanmaya başlamaları artar. Çünkü aralarında hiç fark yoktur. Tek fark yetkileri oy birliğiyle ona vermiş olmalarıdır. Ancak bu durumdan memnun olan o 1 kişi diğer 999 kişiye karşı malzemeleri kıt kanaat pay etmektedir. Bu durum iyice kafa karıştırmaya başladığında bu 1 kişi kendi yanına adam çekmeye başlar. Bu 1 kişi yanına bir şekilde aklını çeldiği 9 kişi daha alarak elini güçlendirir. Onlara rütbeler verir.(gardiyan, asker, polis vb.) Bir süre sonra 1000 kişinin yaşadığı bir devletleşme sürecine girerler. Artık ordusu ve güvenlik güçleri de vardır. Kendisine karşı homurdanan gruba da telkin edici sözler söyleyerek; ''artık güçlüyüz'' ''yeni yerler ele geçirebiliriz'' ''bu sayede hepimiz düzlüğe çıkarız'' benzeri cümlelerle 990 kişilik grubu kendine çekmeye çalışır. Bunun için inançları ve milli duyguları da kullanmaktan geri durmaz. Derken bu düşünce vücut bulur ve komşu gruba saldırılır. Ancak işler hiç de istedikleri gibi gitmez. İnsanlar ölür ve bu işten 990 kişilik grup zararlı çıkar. İşte böyle üretilen malzemenin 1 kişide olduğu toplumların sürükleneceği sonuç bunlardan ibarettir. Kapitalist üretim ve paylaşım biçiminde sokaklarda binlerce pantolon alamayan kişi varken, mağazaların askılarda satılmayı bekleyen ama kimsenin satın almadığı pantolonlar kadar saçma bir düzendir. Bu durum kriz dönemlerinde daha artarak devam eder. İhtiyaçtan fazla üretimin yapılarak gereksiz yere tüketimin olduğu, dünyayı daha hızlı şekilde sömüren bir üretim biçimidir. Oysa sanılanın aksine farklı üretim biçimleri insanları yoksullaştırmaz; sadece herkesi yoksulluktan kurtarmaya uğraşır. Kapitalist üretimin karşısında olan Sosyalist üretim biçimi, Marx'ın da dediği gibi Kapitalizmin sonlanmasıyla inşaa edilecek bir sistem olarak öngörülmüştür. Kapitalizm ürettiklerini satmak zorundadır. Sosyalist üretim biçiminde ise satmak sadece ekonomiye katkı sağlamak içindir. Sosyalist üretim biçiminde üretilen malzemeler herkesindir; o bahsi geçen 1 kişinin değil. Kapitalist üretim biçiminde olduğu gibi insanlar birbiriyle rakip değillerdir. Ve öyle sanıldığı gibi de çağdışı bir sistem değil; tam tersine kapitalist teknolojiyi en iyi şekilde kullanıp geliştirecek yetiye de sahip olmalıdır. Çok şey yazılabilir belki ama bu iş yüzyıllardır konuşulan bir şey. Biz burada devrim yapacak değiliz. :) Herkes gibi fikir beyan ediyoruz hepsi bu. Kimseyi de etkilemeye uğraşmıyorum ayrıca. Marx bile bu evreyi öngörmüş, ve son bulacağını söylemiş. Şimdi insanları bölen parçalayan, birbirine düşman eden, rakip yapan bir sistem nasıl iyi olabilir anlamak zor. Bir film vardı şimdi aklıma geldi. Onu da mutlaka izlemenizi öneririm. Savaş sırasında yazılan gerçek mektuplardan esinlenerek çekilmiş bir film. Hatta ben de tekrar izleyebilirim. :) @uozen

@Recep Baltaş
da iyi insan onu da küstürmeyelim. 😀
...
 
Son düzenleme:
Emeğine sağlık dost @FCLivorno Ne güzel yazmışsın. :) Yok küstürmeyelim tabi. :D
Yav dedim benmi yanlış yazdım acaba... Vay anasını Recep Baltaş da böyleyse yandık. :D
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Emeğine sağlık dost @FCLivorno Ne güzel yazmışsın. :) Yok küstürmeyelim tabi. :D
Yav dedim benmi yanlış yazdım acaba... Vay anasını Recep baltaş'da böyleyse yandık. :D
Yani 3-5 kitap okuyup ahkam kesmek için yazmadım elbette. Ufak tefek hatalar olsa da yazıda umarım teması anlaşılmıştır. :) Dediğim kendi kısıtlı bilgimle anca bu kadar oluyor. Bu işleri daha iyi anlamak için bu konuya hayatını adayan hatta bu uğurda ölen insanların kitaplarını okumak gerek.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı