Kusura bakmayın lütfen. Ama sizinki biraz sıradışı bir dizi karakteri yüzünden isyan eden meslek birliklerinin tepkisine benzemiş. Çevirmenler niye köle olarak görülsün. Bir sürü dizi ve film için altyazı çevirdim, beş kuruş para almadım. Ne köleydim, ne de enayi. Sevdiğim ve keyif aldığım şeyi yaptım. Paylaşarak, birilerine faydalı olduğumu bilerek, reaksiyonları görerek memnun oldum.
"Bir de bunun hadi olmaz da telif hakkını alıp satıldığını düşünelim, 50TL ile kurtulamazsınız" bu cümleyi nasıl yorumlamak gerek bilemedim. Ama biraz zorlamak gerekirse; ne borçlar kanuna, ne de ticaret kanuna göre yasal olmayan bir şeyi zaten satamazsınız. Burada lisans hakları o çevirinin satışını imkansız kılıyor. Oyun çevirilerinde telif hakkı olmaz izin olur gerçi, ama olduğunu varsayalım. 50TL ile kurtaramazsak, 100 TL olur diyelim. Ancak bu noktada da o ürüne talep daralır. Fiyatı pazar belirler her zaman.
Maalesef, internetin ruhunu anlayamamış bir gençlik ile karşı karşıyayız. Lise ve üniversite yıllarında, hobiyi fırsat olarak değerlendirip paraya tahvil etme düşüncesi, sağlıklı yaklaşım değil bence. Şayet oyun oynadığın için çeviri yapıyorsan, bu senin için hobiyse, bırak hobi olarak kalsın. Şayet takdir yetmiyor, katkı bekliyorsan, bağış kabul et. Veyahut, oyunseverlere oyunun 5'te 1 fiyatına altyazı satmaya çalışacağına, Rockstar ve T2'ye biz bunu yerelleştirdik, "buyurun kontrol ettirin" türkçe dil eklentisiyle Türkiye'de bu oyun şu kadar daha fazla satacaktır diye firmaya pazarla altyazıyı.
Ama yok benim para kazanmam gerekiyor diyorsan, paranı yasal çerçevede profesyonel bir iş erbabı gibi kazan. Vergini de ver, faturanı da kes, stopajını da öde.