Metacritic'te yazdığım Resident Evil 7: Biohazard incelemesini 5000 karakter sınırına takılmadan buraya aktaracağım. İnceleme oyunu oynamayanlar için hikayedeki heyecanı ortadan kaldıracak bilgiler içeriyor.
Resident Evil 7 iyi bir korku oyunu. Bu oyun ile birlikte seri özüne dönüyor. Bu oyundan önceki birkaç oyunda seri korku türünden ziyade önümüze çıkan her zombiyi delik deşik ettiğimiz sıradan aksiyon oyunlarına dönmüştü. Bu durum benim pek hoşuma gitmiyordu, bu yüzden de Resident Evil 5 ve 6'ya fazla zaman ayırmadım, benim için onlar çerezlik oyunlardı. Ancak 7. oyun ile birlikte seri artık o konsepti terk etti. Resident Evil 7 tam benim sevdiğim türde bir korku oyunu. Mermi dengesi iyi kurulmuş, ne düşmanlara şarjörlerce mermi boşaltabiliyoruz ne de sürekli mermisiz geziyoruz. Bölüm tasarımı oyunun en güçlü yanlarından, atmosfer, mekanlar oyunun konseptine tamamı ile uygun ve oyuncuyu içine çekmeyi başarıyor. Oynanış anlamında da oyun isteneni veriyor, vuruş hissi ve silahların ağırlığı oldukça iyi seviyede. Bunun yanında düşman ve silah çeşitliliği yetersiz. Oyunda kullanabildiğimiz çok az sayıda silah var, düşmanlar da aynı şekilde oldukça az çeşitliliğe sahip ve bu da bir yerden sonra sıkıcı olmaya başlıyor.
Oyunun en zayıf noktası ise bana kalırsa hikayesi. Evet bir şeyler yapmaya çalışmışlar ancak hikaye beni kendine çekemedi. Konsept olarak hikaye fena olmasa da işleniş ve karakterler sınıfta kalıyor. Özellikle de Zoe ile Mia arasında seçim yaptığımız kısım oyunun en saçma kısmıydı. Kim gerçekten sevgilisi yerine daha yeni bulduğu ve doğru dürüst tanımadığı birini kurtarmayı seçer ki? Bu kısım sırf "bakın bizim oyunumuzda seçim de var" demek için oyuna eklenmiş gibi geldi bana. Hikaye işlenişi genel olarak oldukça kopuk ve oldubittiye getirilmiş. Oyunun sonunda bir ters köşe yapılmış, açıkçası ben de öyle bir şey olacağını tahmin etmiyordum ancak şöyle bir sorun var; asıl canavarın nasıl o kadın olduğu doğru dürüst anlatılmıyor bile. Bölüm sonu canavarı savaşları da hikayeden sonra oyunun en zayıf tarafı diyebilirim, oyunda birkaç bölüm sonu canavarı savaşı bulunuyor ama ne yazık ki hiçbiri bende beklediğim etkiyi yaratamadı. Özellikle son bölüm sonu canavarı savaşı tam bir hayal kırıklığıydı. Daha fazla uzatmadan hikayeyi anlatmaya başlayayım, anlatırken hikayedeki kilit kısımlardan bahsedeceğimin uyarısını da bir kere daha yapayım.
Oyunda Ethan Winters isimli karakteri kontrol ediyoruz. Ethan, yıllardır haber alamadığı ve öldüğünü sandığı eşi Mia'dan bir mesaj alıyor. Bu mesaj üzerine Ethan, Louisiana'da bulunan Dulvey kasabasına gidiyor. Ethan buraya geldiğinde terk edilmiş bir ev ile karşılaşıyor. Ethan içeri giriyor ve içerisinin çok pis ve eski olduğu görülüyor. Evde biraz araştırma yapan karakterimiz bir kaset buluyor ve kasette bu eve video çekmek için gelen 3 arkadaşın başına birtakım garip olaylar geldiğini görüyor. Yoluna devam eden Ethan, evdeki alt katlardan birinde eşi Mia'yı buluyor. Mia, sanki kendisi onu buraya çağırmamış gibi Ethan'a burada ne aradığını ve kendisini nasıl bulduğunu soruyor. Daha sonra ise Ethan'a onu buraya kendisinin değil, "baba" olarak bahsettiği kişinin çağırdığını söylüyor. Ardından ikili bulundukları evden kaçmaya çalışıyor. Ethan ve Mia kaçarken Mia aniden ilginç bir yaratığa dönüşüyor ve Ethan'a saldırıyor, bir yandan da Ethan'a kaçmasını söyleyen Mia'nın aslında kendi iradesi dışında bunları yaptığı anlaşılıyor.
İkili arasındaki mücadele esnasında Ethan, eşi Mia'yı etkisiz hale getiriyor ve onun öldüğünü düşünüyor. Hemen ardından Mia'nın "baba" olarak bahsettiği Jack Baker gelip Ethan'a vuruyor ve onu bayıltıyor. Ethan gözlerini açtığında kendini sandalyeye bağlanmış vaziyette bir yemek masasında buluyor. Bu masada Jack Baker ve Baker ailesinin diğer üyeleri bulunuyor. Jack, Ethan'a zorla yemek yedirmeye çalışıyor fakat Ethan direniyor. Bunun üzerine Jack, elindeki bıçağı Ethan'ın ağzına daldırıyor ve oldukça acı verici birkaç hareket yapıyor. Tam Jack bıçağını bir kere daha daldıracakken kapı çalıyor ve aile kapıyla ilgilenmek için Ethan'ı başıboş bırakıyor. Bunu fırsat bile Ethan sandalyeden kurtuluyor ve kaçmaya çalışıyor. Jack sürekli Ethan'ı yakalamaya çalışsa da Ethan, Jack'in elinden her seferinde kurtulmayı başarıyor. Ethan çok geçmeden "Zoe" isimli birinden telefon alıyor. Zoe, Jack'in kızı olduğunu ve Ethan'a yardım edebileceğini söylüyor. Daha sonra Ethan, Bakerların evinden kurtulup Zoe'yi bulma planları yapıyor fakat bu sırada Bakerların evine bir polis memuru geliyor.
Polis memurunu gören Ethan, durumu izah etmeye çalışsa da polis memurunu inandıramıyor. Daha sonra ikilinin yanına gelen Jack, polis memurunun kafasına bir kürek geçiriyor ve onu öldürüyor. Jack, Ethan ile de savaşıyor, ikili arasındaki mücadeleyi Ethan kazanıyor ve Jack'i öldürüyor. Daha doğrusu öldürdüğünü sanıyor, çünkü çok geçmeden Bakerların yeniden dirilebildiği ortaya çıkıyor. Ethan evden kaçmanın yollarını ararken Bakerların evindeki diğer yaratıklarla da mücadele ediyor. Alt katlardan birinde Ethan tekrar Jack ile karşılaşıyor, ikili arasında tekrar bir mücadele patlak veriyor. Mücadeleyi bir kere daha kazanan Ethan, Jack'i elektrikli testere ile etkisiz hale getirmeyi başarıyor ve evden kurtuluyor.
Ethan evden kurtulduktan sonra Zoe ile iletişime geçiyor ve Zoe'den Bakerlar ile Mia'nın bir virüse yakalandığını ve bu virüsün onları yaratığa dönüştürdüğünü öğreniyor. Ayrıca Zoe, Ethan'a Mia'nın hayatta olduğunu da söylüyor. Zoe kendisinin de bu virüse yakalandığını ve hem kendisinin hem de Mia'nın bu virüsten kurtulması için bir ilaca ihtiyaç olduğunu söylüyor. Zoe ilaç için Ethan'a birtakım malzemeler bulması gerektiğini söylüyor ve Ethan da işe koyuluyor. İlk iş olarak Ethan, yine Bakerlara ait eski küçük bir eve gidiyor ve ilaç için gerekli malzemeleri arıyor. Ethan burada Jack'in eşi Marguerite ile karşılaşıyor ve ondan saklanarak gerekli malzemeleri aramaya devam ediyor. Ancak sonunda Marguerite'e yakalanan Ethan, onunla da savaşmak zorunda kalıyor. Zorlu bir mücadelenin ardından Marguerite'i de yenen Ethan yoluna devam ediyor ve ilaç için gerekli malzemeleri topluyor. Tam Ethan, Zoe ile Mia'nın yanına giderken Jack'in oğlu Lucas, Ethan ile iletişime geçip Zoe ile Mia'yı esir aldığını söylüyor. Ethan, Lucas ile buluşmak üzere ahıra gidiyor.
Ahıra geldikten sonra Lucas ile kapışan Ethan onu da yeniyor ve Lucas kaçıyor. Daha sonra Zoe ile Mia'yı kurtaran Ethan, gerekli malzemeleri Zoe'ye veriyor. Zoe de bu malzemelerden 2 tane ilaç yapıyor. Tam bu esnada Jack Baker iğrenç bir yaratığa dönüşmüş halde ahıra geliyor ve Ethan'a saldırıyor. Ethan, uzun süre boyunca Jack ile savaşsa da durumun iç açıcı olmadığını görüyor ve Jack'i tamamen öldürmek için Zoe'nin yaptığı ilaçlardan birini kullanıyor. Ancak 2 ilaçtan 1'i kullanıldığı için hem Mia'yı hem de Zoe'yi kurtarmaya yetecek ilaç bulunmuyor. Ondan dolayı bu noktadan sonra oyuncunun bir seçim yapması gerekiyor.
Ethan, Mia'ya ancak Zoe'nin onları kurtarabileceğini ve gittikten sonra ona yardım göndereceğini söylüyor. Daha sonra Zoe ile Ethan küçük bir bota binerek oradan uzaklaşıyorlar. Zoe, Ethan'a her şeyin Mia'nın da içerisinde bulunduğu geminin batması ve Mia ile yanındaki Eveline isimli bir kızın bedenlerinin kendi evleri yakınında kıyıya vurması ile başladığını söylüyor. Zoe tam bunları anlatırken batan geminin enkazı yakınlarında Eveline, Ethan ile Zoe'nin bulunduğu bota saldırarak Zoe'yi öldürüyor, Ethan da bayılıyor. Ethan uyandıktan sonra Jack'in halüsinasyonunu görüyor ve Jack, Ethan'a aslında kendisinin canavar veya katil olmadığını, Eveline tarafından ele geçirildikten sonra bilinçsiz bir şekilde bunları yaptığını söylüyor. Ayrıca Ethan'dan da Eveline'i öldürmesini istiyor. Daha sonra kontrol Mia'ya geçiyor ve Mia, batan geminin etrafında Ethan'ı aramaya başlıyor. Biraz aradıktan sonra Mia, Ethan'ı buluyor ve kontrol tekrardan Ethan'a geçiyor. Bu sırada Mia, Ethan'a Eveline'in DNA'sını veriyor. Eveline onu kontrol etmeye çalışırken Mia, Ethan'ın ona ihanet ettiğini düşündüğü için Eveline ile mücadele etmiyor ve Eveline tekrar Mia'nın kontrolünü alıyor. Canavara dönüşen Mia ile mücadele eden Ethan eşini öldürmek zorunda kalıyor.
Ethan ve Mia, küçük bir bota binerek Zoe'nin yanından ayrılıyorlar. Petrol gemisinin enkazı yakınlarında Eveline, Mia ve Ethan'ın bulunduğu bota saldırıyor. Saldırıdan sonra Ethan bayılıyor ve ayıldığında yine Jack'in halüsinasyonunu görüyor. Ardından kontrol Mia'ya geçiyor ve Mia gemide Ethan'ı aramaya başlıyor. Bir süre sonra Eveline'in halüsinasyonlarını görmeye başlayan Mia, Eveline'in kendisine "anne" diye seslendiğini de duyuyor. Eveline'in kendisine izlettirdiği bir videodan sonra Mia, Eveline'in aslında bir biyolojik silah olarak tasarlandığını görüyor ve yaşananları hatırlıyor. Mia, petrol taşıyıcısı olarak gizlenen bir gemi aracılığı ile Eveline'i ABD'ye sokmak için görevlendirilmiş bir personel. Fakat Eveline kontrolden çıkıp gemiyi batırmış ve Mia'ya virüs bulaştırarak onu annesi yapmış. Olanları hatırladıktan sonra Mia, Ethan'ı kurtarıp ona Eveline'in DNA'sını veriyor ve kendisini ele geçirmeye çalışan Eveline ile mücadele ederek Ethan'ın gemiden kaçması için ona zaman kazandırıyor.
Oyunun sonlarına geldiğimizde ise Ethan, batan gemi enkazından kurtulup bir mağaraya giriyor. Ethan mağarada da birçok yaratık ile mücadele ettikten sonra mağaraya gizlenmiş laboratuvar benzeri bir alan buluyor. Ethan burada Eveline'in bir tür silah olduğunu ve kurbanlarının kontrolünü ele geçirebildiğini öğreniyor. Ethan'ın bulduğu belgelerden birinde Eveline'in aile arayışında olduğu ve bu konuda takıntılı olduğu yazıyor, böylece Ethan, Eveline'in neden Mia'ya kafayı taktığını öğreniyor. Yine aynı belgeler sayesinde Ethan, Lucas'ın Eveline'i üreten şirket için çalıştığını ve Eveline'in kontrolü altına girmemek için bir ilaç aldığını, şirkete deneyimlerini aktarmak için de sanki Eveline tarafından kontrol ediliyormuş gibi rol yaptığını öğreniyor. Ardından Ethan, Mia'nın ona verdiği DNA'yı ve laboratuvardaki aletleri kullanarak Eveline'i öldürebilecek bir karışım hazırlıyor. Ethan, Bakerların evine geri dönerek Eveline'i buluyor. Eveline, Ethan'ın kendine yaklaşmaması için elinden geleni yapsa da Ethan, Eveline'in yanına gidip ona karışımı enjekte etmeyi başarıyor. Eveline'in halüsinasyonlarının etkisinde kalan Ethan, ayıldıktan sonra karşısında Bakerların evindeki sandalyede oturan yaşlı kadını görüyor ve Eveline'in aslında o olduğunu öğreniyor.
Daha sonra Ethan'ın enjekte ettiği karışımdan dolayı Eveline mutasyon geçirip dev bir yaratığa dönüşüyor. Ethan, Eveline ile mücadele ederken ordu geliyor ve havadan Ethan'a bir sandık atıyorlar. Bu sandıktan bir silah çıkıyor ve Ethan bu silahın da yardımı ile Eveline'i ortadan kaldırıyor. Ardından "Redfield" komutasındaki bir birlik helikopterlerden aşağı inip Ethan'ın yanına geliyor. Burada oyuncunun yaptığı seçime bağlı olarak oyun iki farklı şekilde bitebiliyor.
Redfield geliyor ve Ethan'ı alıyorlar. Ethan, helikopterde Mia'nın kendi telefonuna gönderdiği bir videoyu izliyor ve üzüntüyle telefonunu helikopterden aşağı atıyor.
Redfield geliyor ve Ethan'ı alıyorlar. Ethan, Redfield ve ekibinin Mia'yi da kurtardığını görüyor ve ikisi kavuşuyorlar.
Oyunun hikayesi bu şekildeydi. Dediğim gibi oyunun hikayesi bana göre zayıf. Özellikle hikayenin en önemli karakterleri olan Mia ve Ethan'ın bile doğru dürüst işlenmemiş olması üzücü. Mia'nın eskiden Eveline'i üreten şirket için çalıştığını, daha sonra da Eveline tarafından ele geçirildiğini biliyoruz. Ethan'ın da uzun süredir Mia'yı aradığını ve bu yaratıklar/virüsler hakkında hiçbir bilgisi olmadığını, onlarla savaşmayı da bilmediğini biliyoruz. Bu kadar, oyunun en önemli iki karakteri hakkında bildiklerimiz sadece bunlar. Özellikle oyunun sonundaki ters köşe nasıl oldu anlamadım, Eveline'in nasıl o yaşlı kadın olduğu bile doğru dürüst anlatılmadı. Oyunun sonunda "bak işte Eveline bu" dermiş gibi yaşlı kadın gösterildi fakat olayın ayrıntısına girilmedi.
Maalesef oyun karakterler ve işleniş konusunda sınıfta kalıyor. Ancak hikaye sunumu nispeten daha iyi. Ters köşeler olması ve oyunun gerilimli atmosferine uygun bir sunum izlenmesi benim hoşuma gitti. Oldukça sade ancak atmosfer sayesinde akılda kalıcı bir hikaye sunumu var oyunun. Özellikle Mia'nın ilk canavara dönüştüğü kısımların ve Baker ailesi ile Ethan'ın ilk tanıştığı kısmın sunumu oldukça iyiydi.
Oynanış olarak oyun yeterli seviyede. Oyun motoru oldukça iyi, bundan dolayı vuruş hissi de iyi ve silah kullanımları oldukça keyifli. Oyun seride bir ilk olarak birinci şahıs kamera açısını kullanıyor. Her oyunu üçüncü şahıs kamera açısına sahip olan bir seri için bu çok cesurca bir seçim. Bu seçimin kesinlikle çok doğru bir karar olduğunu söyleyebilirim. Atmosfere göre doğru kamera seçimi oynanışı oldukça güçlendirmiş. Oynanış dengesinin de iyi kurulduğunu düşünüyorum. Oyuncu her zaman bir adım ileriyi düşünerek hareket etmeli, aksi takdirde hiçbir kaynağımız yokken kendimizi savaşın ortasında bulabiliyoruz ve bu da genellikle başarısız olmamızla sonuçlanıyor. Sağlığımızı arttırmak için sağlık otlarını, oyunda ilerlemek için de anahtar eşyaları toplamalıyız. Bunların yanında tabii cephane ve diğer yardımcı eşyaları da toplamak gerek.
Silah ve düşman çeşitliliği konusunda yazımın başında da bahsettiğim gibi oyunun yetersiz olduğunu söylemek mümkün. Birtakım ayak işleri yaparak (yapmakla uğraşmadım bile çünkü çok sıkıcı) farklı türde silahların kilidini açabilmek mümkün olsa da oyunun genelinde hep aynı silahları kullanıyoruz. Bu silahlar pompalı tüfek, tabanca ve hafif makineli. Oyun boyunca en uzun süreli kullandığımız ateşli silah tabanca iken en kısa süreli kullandığımız silah ise oyunun sonlarına doğru kilidini açtığımız hafif makineli. Bunların yanında bölüm bölüm ateş püskürtücü, elektrikli testere, yapışkan bomba gibi silahlar kullansak da bu silahları sürekli kullanamıyoruz. Bundan dolayı bu silahlar oyunun genelinin silah çeşitliliğini değil bulundukları bölümün silah çeşitliliğini arttırıyor. Elbette bu oyunun daha çok gerilim odaklı bir oyun, bu yüzden saf aksiyon oyunlarındaki kadar silah çeşitliliği olmaması normal. Ancak en azından fazla güçlü tahribata yol açamayan fakat hissiyatı farklı olan silahlar oyuna eklenebilirdi. Çünkü dediğim gibi bu oyunda silah kullanımı oldukça iyi, bu durum farklı silahlarla çeşitlendirilebilse çok daha iyi olurdu.
Düşman çeşitliliği de aynı silah çeşitliliği gibi yetersiz. Oyun boyunca sürekli aynı düşman tipleriyle savaşıyoruz. İlk birkaç saatte bu sorun olmasa da bir yerden sonra oyuncuyu sıkıyor. Birkaç farklı düşman tipi daha olsa çok daha iyi olurdu ancak maalesef bunu yapmamışlar. Bu oyun her 10 saniyede bir üzerimize akın akın düşmanların geldiği oyunlardan biri olmadığı için düşman çeşitsizliği diğer oyunlardaki kadar sırıtmıyor fakat yine de oyunun bu konuda daha iyi olmasını beklerdim. En azından Bakerların evinin farklı katlarında farklı tip düşmanlar olsa veya Bakerların evinden kurtulduktan sonra 3-4 yeni düşman çeşidi ortaya çıksa bana kalırsa oyun bu konuda çok daha tatmin edici olurdu.
Oyunun bir diğer zayıf kısmı olan bölüm sonu canavarı savaşlarına gelelim. Oyundaki bölüm sonu canavarı savaşları çok tekdüze. Savaşların çoğunda kaçmamız ve doğru anlarda saldırıya geçip düşmanı zayıf bölgesinden vurmamız yetiyor. Klasik bölüm sonu canavarı taktiği yani, kaç, ateş et, tekrar kaç. Bu tekdüze mantıktan dolayı bölüm sonu canavarı savaşları benim için fazlasıyla sıkıcı geçti. Oyundaki ilk bölüm sonu canavarı savaşı olan Mia'da başta düşmandan kaçıyoruz ve ardından silah ve mermi bulduğumuzda onu etkisiz hale getiriyoruz, tek yaptığımız bu. Bu savaş ambiyans ve gerilim atmosferini oyuncuya yansıtma konusunda başarılı olsa da pratikte yaptığımız neredeyse hiçbir şey yok. İkinci bölüm sonu canavarı savaşı ise Jack Baker ile yaptığımız ilk savaş. Bunda da doğru dürüst bir şey yapıldığı yok, garajda arabanın anahtarını bulduktan sonra arabayı önce Jack'in üstüne sürüp sonra da sağa sola çarpmamız gerekiyor. Üçüncü savaşta ise yeniden Jack ile kapışıyoruz ve bu benim oyundaki favori bölüm sonu canavarı savaşım. Önce silah ile Jack'i sersemletip daha sonra elektrikli testere ile Jack'e saldırıyoruz, aynı şekilde o da bize saldırıyor ve teke tek elektrikli testereli bir mücadele oluyor. Çok kaliteli bir bölüm sonu canavarı savaşı olduğunu söyleyemem fakat benim oyundaki favorim olmayı başardı yine de.
Dördüncü savaşta ise Marguerite ile mücadele ediyoruz. Marguerite bizi çukura düşürdükten sonra silah kullanarak onu bulunduğumuz çukura düşürüyoruz, bu da doğru dürüst bir şey yapmadığımız savaşlardan biri. Beşinci savaşta ise yine Marguerite ile savaşıyoruz ve bu sefer mutasyona uğrayan Marguerite'ten bir yandan kaçıp bir yandan da ona saldırmamız (ateş püskürtücü bu savaşta çok etkili) gerekiyor. Bu da yine fena olmayan savaşlardan biriydi, hiç değilse sürekli hareket halinde olmamız ve doğru zamanda saldırıya geçmemiz gerekiyor. Beşinci savaşta üçüncü ve son kez Jack Baker ile savaşıyoruz. Bu savaş oyundaki en uzun ve en sıkıcı bölüm sonu canavarı savaşı. Savaşta Jack mutasyona uğrayıp dev bir yaratığa dönüşüyor, biz de onun vücudundaki göz gibi noktalara ateş ederek onu etkisiz hale getirmeye çalışıyoruz ve bir yandan da saldırılarından kaçıyoruz. Altıncı savaşta yine Mia ile karşılaşıyoruz, bu savaşta hiçbir şey yok yalnızca elmizdeki levye ile Mia'ya saldırıyoruz o kadar. Oyunun son bölüm sonu canavarı savaşı da tam bir fiyasko, Eveline'e karışımı enjekte ediyoruz ve karışımın etkisi ile mutasyona uğruyor. Daha sonra mutant Eveline'e kendi silahlarımız ile saldırıyoruz fakat fayda etmiyor. Ardından Redfield'ın bize gönderdiği sandıktaki silahı kullanarak Eveline'i yok ediyoruz, çok sıradan ve yaratıcılıktan uzak bir savaş. İşte bölüm sonu canavarı savaşları bunlardı, hepsi de birbirinden yavan desem sanırım yanlış olmaz.
Mekan tasarımı bahsettiğim gibi çok güzel, atmosfer de aynı şekilde. Bu ikili harika bir takım olmuş ve aradığım gerilim atmosferini bana yaşatmayı başardılar. Onun dışında bazı özel silahların kilidini açmaya yarayan yan etkinlikler var ancak çok sıkıcı oldukları için ben yapmadım. Oyunun hikayesinin arka planını ve bazı bilgileri öğrenmek için de etrafta bulunan notları okumakta fayda var.
Oyunun grafikleri kullanılan kaliteli oyun motoru RE Engine sayesinde oldukça iyi görünüyor. Aynı şekilde bu motor oldukça stabil, performans konusunda da hiçbir sorun yaşamadım. Oyunu 1080p en yüksek ayarlarda kare hızını 60'a sabitleyip oynadım ve ciddi bir düşüş yaşadığımı hatırlamıyorum. Yalnızca bazen dibinde durmama rağmen bazı kaplamaların düşük çözünürlükte olduğunu ve yüklenemediğini gördüm, bu durumla çok sık karşılaşmadım. Başka herhangi bir hataya da rastlamadım.
Resident Evil 7: Biohazard türünün harika bir örneği. Hikaye ve bölüm sonu canavarları tarafında zayıf olsa da Resident Evil 7, keyifli oynanışı, atmosferi ve başarılı bölüm dizaynı ile Korku-Gerilim türünün en başarılı örneklerinden olmayı başarmış, akılda kalıcı bir yapım.
90/100
RESIDENT EVIL 7: BIOHAZARD İNCELEME
Resident Evil serisini köklerine döndüren oyun.
Giriş Kısmı ve Hikaye:
Resident Evil 7 iyi bir korku oyunu. Bu oyun ile birlikte seri özüne dönüyor. Bu oyundan önceki birkaç oyunda seri korku türünden ziyade önümüze çıkan her zombiyi delik deşik ettiğimiz sıradan aksiyon oyunlarına dönmüştü. Bu durum benim pek hoşuma gitmiyordu, bu yüzden de Resident Evil 5 ve 6'ya fazla zaman ayırmadım, benim için onlar çerezlik oyunlardı. Ancak 7. oyun ile birlikte seri artık o konsepti terk etti. Resident Evil 7 tam benim sevdiğim türde bir korku oyunu. Mermi dengesi iyi kurulmuş, ne düşmanlara şarjörlerce mermi boşaltabiliyoruz ne de sürekli mermisiz geziyoruz. Bölüm tasarımı oyunun en güçlü yanlarından, atmosfer, mekanlar oyunun konseptine tamamı ile uygun ve oyuncuyu içine çekmeyi başarıyor. Oynanış anlamında da oyun isteneni veriyor, vuruş hissi ve silahların ağırlığı oldukça iyi seviyede. Bunun yanında düşman ve silah çeşitliliği yetersiz. Oyunda kullanabildiğimiz çok az sayıda silah var, düşmanlar da aynı şekilde oldukça az çeşitliliğe sahip ve bu da bir yerden sonra sıkıcı olmaya başlıyor.
Oyunun en zayıf noktası ise bana kalırsa hikayesi. Evet bir şeyler yapmaya çalışmışlar ancak hikaye beni kendine çekemedi. Konsept olarak hikaye fena olmasa da işleniş ve karakterler sınıfta kalıyor. Özellikle de Zoe ile Mia arasında seçim yaptığımız kısım oyunun en saçma kısmıydı. Kim gerçekten sevgilisi yerine daha yeni bulduğu ve doğru dürüst tanımadığı birini kurtarmayı seçer ki? Bu kısım sırf "bakın bizim oyunumuzda seçim de var" demek için oyuna eklenmiş gibi geldi bana. Hikaye işlenişi genel olarak oldukça kopuk ve oldubittiye getirilmiş. Oyunun sonunda bir ters köşe yapılmış, açıkçası ben de öyle bir şey olacağını tahmin etmiyordum ancak şöyle bir sorun var; asıl canavarın nasıl o kadın olduğu doğru dürüst anlatılmıyor bile. Bölüm sonu canavarı savaşları da hikayeden sonra oyunun en zayıf tarafı diyebilirim, oyunda birkaç bölüm sonu canavarı savaşı bulunuyor ama ne yazık ki hiçbiri bende beklediğim etkiyi yaratamadı. Özellikle son bölüm sonu canavarı savaşı tam bir hayal kırıklığıydı. Daha fazla uzatmadan hikayeyi anlatmaya başlayayım, anlatırken hikayedeki kilit kısımlardan bahsedeceğimin uyarısını da bir kere daha yapayım.
Oyunda Ethan Winters isimli karakteri kontrol ediyoruz. Ethan, yıllardır haber alamadığı ve öldüğünü sandığı eşi Mia'dan bir mesaj alıyor. Bu mesaj üzerine Ethan, Louisiana'da bulunan Dulvey kasabasına gidiyor. Ethan buraya geldiğinde terk edilmiş bir ev ile karşılaşıyor. Ethan içeri giriyor ve içerisinin çok pis ve eski olduğu görülüyor. Evde biraz araştırma yapan karakterimiz bir kaset buluyor ve kasette bu eve video çekmek için gelen 3 arkadaşın başına birtakım garip olaylar geldiğini görüyor. Yoluna devam eden Ethan, evdeki alt katlardan birinde eşi Mia'yı buluyor. Mia, sanki kendisi onu buraya çağırmamış gibi Ethan'a burada ne aradığını ve kendisini nasıl bulduğunu soruyor. Daha sonra ise Ethan'a onu buraya kendisinin değil, "baba" olarak bahsettiği kişinin çağırdığını söylüyor. Ardından ikili bulundukları evden kaçmaya çalışıyor. Ethan ve Mia kaçarken Mia aniden ilginç bir yaratığa dönüşüyor ve Ethan'a saldırıyor, bir yandan da Ethan'a kaçmasını söyleyen Mia'nın aslında kendi iradesi dışında bunları yaptığı anlaşılıyor.
İkili arasındaki mücadele esnasında Ethan, eşi Mia'yı etkisiz hale getiriyor ve onun öldüğünü düşünüyor. Hemen ardından Mia'nın "baba" olarak bahsettiği Jack Baker gelip Ethan'a vuruyor ve onu bayıltıyor. Ethan gözlerini açtığında kendini sandalyeye bağlanmış vaziyette bir yemek masasında buluyor. Bu masada Jack Baker ve Baker ailesinin diğer üyeleri bulunuyor. Jack, Ethan'a zorla yemek yedirmeye çalışıyor fakat Ethan direniyor. Bunun üzerine Jack, elindeki bıçağı Ethan'ın ağzına daldırıyor ve oldukça acı verici birkaç hareket yapıyor. Tam Jack bıçağını bir kere daha daldıracakken kapı çalıyor ve aile kapıyla ilgilenmek için Ethan'ı başıboş bırakıyor. Bunu fırsat bile Ethan sandalyeden kurtuluyor ve kaçmaya çalışıyor. Jack sürekli Ethan'ı yakalamaya çalışsa da Ethan, Jack'in elinden her seferinde kurtulmayı başarıyor. Ethan çok geçmeden "Zoe" isimli birinden telefon alıyor. Zoe, Jack'in kızı olduğunu ve Ethan'a yardım edebileceğini söylüyor. Daha sonra Ethan, Bakerların evinden kurtulup Zoe'yi bulma planları yapıyor fakat bu sırada Bakerların evine bir polis memuru geliyor.
Polis memurunu gören Ethan, durumu izah etmeye çalışsa da polis memurunu inandıramıyor. Daha sonra ikilinin yanına gelen Jack, polis memurunun kafasına bir kürek geçiriyor ve onu öldürüyor. Jack, Ethan ile de savaşıyor, ikili arasındaki mücadeleyi Ethan kazanıyor ve Jack'i öldürüyor. Daha doğrusu öldürdüğünü sanıyor, çünkü çok geçmeden Bakerların yeniden dirilebildiği ortaya çıkıyor. Ethan evden kaçmanın yollarını ararken Bakerların evindeki diğer yaratıklarla da mücadele ediyor. Alt katlardan birinde Ethan tekrar Jack ile karşılaşıyor, ikili arasında tekrar bir mücadele patlak veriyor. Mücadeleyi bir kere daha kazanan Ethan, Jack'i elektrikli testere ile etkisiz hale getirmeyi başarıyor ve evden kurtuluyor.
Ethan evden kurtulduktan sonra Zoe ile iletişime geçiyor ve Zoe'den Bakerlar ile Mia'nın bir virüse yakalandığını ve bu virüsün onları yaratığa dönüştürdüğünü öğreniyor. Ayrıca Zoe, Ethan'a Mia'nın hayatta olduğunu da söylüyor. Zoe kendisinin de bu virüse yakalandığını ve hem kendisinin hem de Mia'nın bu virüsten kurtulması için bir ilaca ihtiyaç olduğunu söylüyor. Zoe ilaç için Ethan'a birtakım malzemeler bulması gerektiğini söylüyor ve Ethan da işe koyuluyor. İlk iş olarak Ethan, yine Bakerlara ait eski küçük bir eve gidiyor ve ilaç için gerekli malzemeleri arıyor. Ethan burada Jack'in eşi Marguerite ile karşılaşıyor ve ondan saklanarak gerekli malzemeleri aramaya devam ediyor. Ancak sonunda Marguerite'e yakalanan Ethan, onunla da savaşmak zorunda kalıyor. Zorlu bir mücadelenin ardından Marguerite'i de yenen Ethan yoluna devam ediyor ve ilaç için gerekli malzemeleri topluyor. Tam Ethan, Zoe ile Mia'nın yanına giderken Jack'in oğlu Lucas, Ethan ile iletişime geçip Zoe ile Mia'yı esir aldığını söylüyor. Ethan, Lucas ile buluşmak üzere ahıra gidiyor.
Ahıra geldikten sonra Lucas ile kapışan Ethan onu da yeniyor ve Lucas kaçıyor. Daha sonra Zoe ile Mia'yı kurtaran Ethan, gerekli malzemeleri Zoe'ye veriyor. Zoe de bu malzemelerden 2 tane ilaç yapıyor. Tam bu esnada Jack Baker iğrenç bir yaratığa dönüşmüş halde ahıra geliyor ve Ethan'a saldırıyor. Ethan, uzun süre boyunca Jack ile savaşsa da durumun iç açıcı olmadığını görüyor ve Jack'i tamamen öldürmek için Zoe'nin yaptığı ilaçlardan birini kullanıyor. Ancak 2 ilaçtan 1'i kullanıldığı için hem Mia'yı hem de Zoe'yi kurtarmaya yetecek ilaç bulunmuyor. Ondan dolayı bu noktadan sonra oyuncunun bir seçim yapması gerekiyor.
- Oyuncu Zoe'yi Kurtarmayı Seçerse;
Ethan, Mia'ya ancak Zoe'nin onları kurtarabileceğini ve gittikten sonra ona yardım göndereceğini söylüyor. Daha sonra Zoe ile Ethan küçük bir bota binerek oradan uzaklaşıyorlar. Zoe, Ethan'a her şeyin Mia'nın da içerisinde bulunduğu geminin batması ve Mia ile yanındaki Eveline isimli bir kızın bedenlerinin kendi evleri yakınında kıyıya vurması ile başladığını söylüyor. Zoe tam bunları anlatırken batan geminin enkazı yakınlarında Eveline, Ethan ile Zoe'nin bulunduğu bota saldırarak Zoe'yi öldürüyor, Ethan da bayılıyor. Ethan uyandıktan sonra Jack'in halüsinasyonunu görüyor ve Jack, Ethan'a aslında kendisinin canavar veya katil olmadığını, Eveline tarafından ele geçirildikten sonra bilinçsiz bir şekilde bunları yaptığını söylüyor. Ayrıca Ethan'dan da Eveline'i öldürmesini istiyor. Daha sonra kontrol Mia'ya geçiyor ve Mia, batan geminin etrafında Ethan'ı aramaya başlıyor. Biraz aradıktan sonra Mia, Ethan'ı buluyor ve kontrol tekrardan Ethan'a geçiyor. Bu sırada Mia, Ethan'a Eveline'in DNA'sını veriyor. Eveline onu kontrol etmeye çalışırken Mia, Ethan'ın ona ihanet ettiğini düşündüğü için Eveline ile mücadele etmiyor ve Eveline tekrar Mia'nın kontrolünü alıyor. Canavara dönüşen Mia ile mücadele eden Ethan eşini öldürmek zorunda kalıyor.
- Oyuncu Mia'yı Kurtarmayı Seçerse;
Ethan ve Mia, küçük bir bota binerek Zoe'nin yanından ayrılıyorlar. Petrol gemisinin enkazı yakınlarında Eveline, Mia ve Ethan'ın bulunduğu bota saldırıyor. Saldırıdan sonra Ethan bayılıyor ve ayıldığında yine Jack'in halüsinasyonunu görüyor. Ardından kontrol Mia'ya geçiyor ve Mia gemide Ethan'ı aramaya başlıyor. Bir süre sonra Eveline'in halüsinasyonlarını görmeye başlayan Mia, Eveline'in kendisine "anne" diye seslendiğini de duyuyor. Eveline'in kendisine izlettirdiği bir videodan sonra Mia, Eveline'in aslında bir biyolojik silah olarak tasarlandığını görüyor ve yaşananları hatırlıyor. Mia, petrol taşıyıcısı olarak gizlenen bir gemi aracılığı ile Eveline'i ABD'ye sokmak için görevlendirilmiş bir personel. Fakat Eveline kontrolden çıkıp gemiyi batırmış ve Mia'ya virüs bulaştırarak onu annesi yapmış. Olanları hatırladıktan sonra Mia, Ethan'ı kurtarıp ona Eveline'in DNA'sını veriyor ve kendisini ele geçirmeye çalışan Eveline ile mücadele ederek Ethan'ın gemiden kaçması için ona zaman kazandırıyor.
Oyunun sonlarına geldiğimizde ise Ethan, batan gemi enkazından kurtulup bir mağaraya giriyor. Ethan mağarada da birçok yaratık ile mücadele ettikten sonra mağaraya gizlenmiş laboratuvar benzeri bir alan buluyor. Ethan burada Eveline'in bir tür silah olduğunu ve kurbanlarının kontrolünü ele geçirebildiğini öğreniyor. Ethan'ın bulduğu belgelerden birinde Eveline'in aile arayışında olduğu ve bu konuda takıntılı olduğu yazıyor, böylece Ethan, Eveline'in neden Mia'ya kafayı taktığını öğreniyor. Yine aynı belgeler sayesinde Ethan, Lucas'ın Eveline'i üreten şirket için çalıştığını ve Eveline'in kontrolü altına girmemek için bir ilaç aldığını, şirkete deneyimlerini aktarmak için de sanki Eveline tarafından kontrol ediliyormuş gibi rol yaptığını öğreniyor. Ardından Ethan, Mia'nın ona verdiği DNA'yı ve laboratuvardaki aletleri kullanarak Eveline'i öldürebilecek bir karışım hazırlıyor. Ethan, Bakerların evine geri dönerek Eveline'i buluyor. Eveline, Ethan'ın kendine yaklaşmaması için elinden geleni yapsa da Ethan, Eveline'in yanına gidip ona karışımı enjekte etmeyi başarıyor. Eveline'in halüsinasyonlarının etkisinde kalan Ethan, ayıldıktan sonra karşısında Bakerların evindeki sandalyede oturan yaşlı kadını görüyor ve Eveline'in aslında o olduğunu öğreniyor.
Daha sonra Ethan'ın enjekte ettiği karışımdan dolayı Eveline mutasyon geçirip dev bir yaratığa dönüşüyor. Ethan, Eveline ile mücadele ederken ordu geliyor ve havadan Ethan'a bir sandık atıyorlar. Bu sandıktan bir silah çıkıyor ve Ethan bu silahın da yardımı ile Eveline'i ortadan kaldırıyor. Ardından "Redfield" komutasındaki bir birlik helikopterlerden aşağı inip Ethan'ın yanına geliyor. Burada oyuncunun yaptığı seçime bağlı olarak oyun iki farklı şekilde bitebiliyor.
- Oyuncu Zoe'yi Kurtarmayı Seçmişse (Kötü/Alternatif Final):
Redfield geliyor ve Ethan'ı alıyorlar. Ethan, helikopterde Mia'nın kendi telefonuna gönderdiği bir videoyu izliyor ve üzüntüyle telefonunu helikopterden aşağı atıyor.
- Oyuncu Mia'yı Kurtarmayı Seçmişse (İyi/Gerçek Final):
Redfield geliyor ve Ethan'ı alıyorlar. Ethan, Redfield ve ekibinin Mia'yi da kurtardığını görüyor ve ikisi kavuşuyorlar.
Oyunun hikayesi bu şekildeydi. Dediğim gibi oyunun hikayesi bana göre zayıf. Özellikle hikayenin en önemli karakterleri olan Mia ve Ethan'ın bile doğru dürüst işlenmemiş olması üzücü. Mia'nın eskiden Eveline'i üreten şirket için çalıştığını, daha sonra da Eveline tarafından ele geçirildiğini biliyoruz. Ethan'ın da uzun süredir Mia'yı aradığını ve bu yaratıklar/virüsler hakkında hiçbir bilgisi olmadığını, onlarla savaşmayı da bilmediğini biliyoruz. Bu kadar, oyunun en önemli iki karakteri hakkında bildiklerimiz sadece bunlar. Özellikle oyunun sonundaki ters köşe nasıl oldu anlamadım, Eveline'in nasıl o yaşlı kadın olduğu bile doğru dürüst anlatılmadı. Oyunun sonunda "bak işte Eveline bu" dermiş gibi yaşlı kadın gösterildi fakat olayın ayrıntısına girilmedi.
Maalesef oyun karakterler ve işleniş konusunda sınıfta kalıyor. Ancak hikaye sunumu nispeten daha iyi. Ters köşeler olması ve oyunun gerilimli atmosferine uygun bir sunum izlenmesi benim hoşuma gitti. Oldukça sade ancak atmosfer sayesinde akılda kalıcı bir hikaye sunumu var oyunun. Özellikle Mia'nın ilk canavara dönüştüğü kısımların ve Baker ailesi ile Ethan'ın ilk tanıştığı kısmın sunumu oldukça iyiydi.
Oynanış:
Oynanış olarak oyun yeterli seviyede. Oyun motoru oldukça iyi, bundan dolayı vuruş hissi de iyi ve silah kullanımları oldukça keyifli. Oyun seride bir ilk olarak birinci şahıs kamera açısını kullanıyor. Her oyunu üçüncü şahıs kamera açısına sahip olan bir seri için bu çok cesurca bir seçim. Bu seçimin kesinlikle çok doğru bir karar olduğunu söyleyebilirim. Atmosfere göre doğru kamera seçimi oynanışı oldukça güçlendirmiş. Oynanış dengesinin de iyi kurulduğunu düşünüyorum. Oyuncu her zaman bir adım ileriyi düşünerek hareket etmeli, aksi takdirde hiçbir kaynağımız yokken kendimizi savaşın ortasında bulabiliyoruz ve bu da genellikle başarısız olmamızla sonuçlanıyor. Sağlığımızı arttırmak için sağlık otlarını, oyunda ilerlemek için de anahtar eşyaları toplamalıyız. Bunların yanında tabii cephane ve diğer yardımcı eşyaları da toplamak gerek.
Silah ve düşman çeşitliliği konusunda yazımın başında da bahsettiğim gibi oyunun yetersiz olduğunu söylemek mümkün. Birtakım ayak işleri yaparak (yapmakla uğraşmadım bile çünkü çok sıkıcı) farklı türde silahların kilidini açabilmek mümkün olsa da oyunun genelinde hep aynı silahları kullanıyoruz. Bu silahlar pompalı tüfek, tabanca ve hafif makineli. Oyun boyunca en uzun süreli kullandığımız ateşli silah tabanca iken en kısa süreli kullandığımız silah ise oyunun sonlarına doğru kilidini açtığımız hafif makineli. Bunların yanında bölüm bölüm ateş püskürtücü, elektrikli testere, yapışkan bomba gibi silahlar kullansak da bu silahları sürekli kullanamıyoruz. Bundan dolayı bu silahlar oyunun genelinin silah çeşitliliğini değil bulundukları bölümün silah çeşitliliğini arttırıyor. Elbette bu oyunun daha çok gerilim odaklı bir oyun, bu yüzden saf aksiyon oyunlarındaki kadar silah çeşitliliği olmaması normal. Ancak en azından fazla güçlü tahribata yol açamayan fakat hissiyatı farklı olan silahlar oyuna eklenebilirdi. Çünkü dediğim gibi bu oyunda silah kullanımı oldukça iyi, bu durum farklı silahlarla çeşitlendirilebilse çok daha iyi olurdu.
Düşman çeşitliliği de aynı silah çeşitliliği gibi yetersiz. Oyun boyunca sürekli aynı düşman tipleriyle savaşıyoruz. İlk birkaç saatte bu sorun olmasa da bir yerden sonra oyuncuyu sıkıyor. Birkaç farklı düşman tipi daha olsa çok daha iyi olurdu ancak maalesef bunu yapmamışlar. Bu oyun her 10 saniyede bir üzerimize akın akın düşmanların geldiği oyunlardan biri olmadığı için düşman çeşitsizliği diğer oyunlardaki kadar sırıtmıyor fakat yine de oyunun bu konuda daha iyi olmasını beklerdim. En azından Bakerların evinin farklı katlarında farklı tip düşmanlar olsa veya Bakerların evinden kurtulduktan sonra 3-4 yeni düşman çeşidi ortaya çıksa bana kalırsa oyun bu konuda çok daha tatmin edici olurdu.
Oyunun bir diğer zayıf kısmı olan bölüm sonu canavarı savaşlarına gelelim. Oyundaki bölüm sonu canavarı savaşları çok tekdüze. Savaşların çoğunda kaçmamız ve doğru anlarda saldırıya geçip düşmanı zayıf bölgesinden vurmamız yetiyor. Klasik bölüm sonu canavarı taktiği yani, kaç, ateş et, tekrar kaç. Bu tekdüze mantıktan dolayı bölüm sonu canavarı savaşları benim için fazlasıyla sıkıcı geçti. Oyundaki ilk bölüm sonu canavarı savaşı olan Mia'da başta düşmandan kaçıyoruz ve ardından silah ve mermi bulduğumuzda onu etkisiz hale getiriyoruz, tek yaptığımız bu. Bu savaş ambiyans ve gerilim atmosferini oyuncuya yansıtma konusunda başarılı olsa da pratikte yaptığımız neredeyse hiçbir şey yok. İkinci bölüm sonu canavarı savaşı ise Jack Baker ile yaptığımız ilk savaş. Bunda da doğru dürüst bir şey yapıldığı yok, garajda arabanın anahtarını bulduktan sonra arabayı önce Jack'in üstüne sürüp sonra da sağa sola çarpmamız gerekiyor. Üçüncü savaşta ise yeniden Jack ile kapışıyoruz ve bu benim oyundaki favori bölüm sonu canavarı savaşım. Önce silah ile Jack'i sersemletip daha sonra elektrikli testere ile Jack'e saldırıyoruz, aynı şekilde o da bize saldırıyor ve teke tek elektrikli testereli bir mücadele oluyor. Çok kaliteli bir bölüm sonu canavarı savaşı olduğunu söyleyemem fakat benim oyundaki favorim olmayı başardı yine de.
Dördüncü savaşta ise Marguerite ile mücadele ediyoruz. Marguerite bizi çukura düşürdükten sonra silah kullanarak onu bulunduğumuz çukura düşürüyoruz, bu da doğru dürüst bir şey yapmadığımız savaşlardan biri. Beşinci savaşta ise yine Marguerite ile savaşıyoruz ve bu sefer mutasyona uğrayan Marguerite'ten bir yandan kaçıp bir yandan da ona saldırmamız (ateş püskürtücü bu savaşta çok etkili) gerekiyor. Bu da yine fena olmayan savaşlardan biriydi, hiç değilse sürekli hareket halinde olmamız ve doğru zamanda saldırıya geçmemiz gerekiyor. Beşinci savaşta üçüncü ve son kez Jack Baker ile savaşıyoruz. Bu savaş oyundaki en uzun ve en sıkıcı bölüm sonu canavarı savaşı. Savaşta Jack mutasyona uğrayıp dev bir yaratığa dönüşüyor, biz de onun vücudundaki göz gibi noktalara ateş ederek onu etkisiz hale getirmeye çalışıyoruz ve bir yandan da saldırılarından kaçıyoruz. Altıncı savaşta yine Mia ile karşılaşıyoruz, bu savaşta hiçbir şey yok yalnızca elmizdeki levye ile Mia'ya saldırıyoruz o kadar. Oyunun son bölüm sonu canavarı savaşı da tam bir fiyasko, Eveline'e karışımı enjekte ediyoruz ve karışımın etkisi ile mutasyona uğruyor. Daha sonra mutant Eveline'e kendi silahlarımız ile saldırıyoruz fakat fayda etmiyor. Ardından Redfield'ın bize gönderdiği sandıktaki silahı kullanarak Eveline'i yok ediyoruz, çok sıradan ve yaratıcılıktan uzak bir savaş. İşte bölüm sonu canavarı savaşları bunlardı, hepsi de birbirinden yavan desem sanırım yanlış olmaz.
Mekan tasarımı bahsettiğim gibi çok güzel, atmosfer de aynı şekilde. Bu ikili harika bir takım olmuş ve aradığım gerilim atmosferini bana yaşatmayı başardılar. Onun dışında bazı özel silahların kilidini açmaya yarayan yan etkinlikler var ancak çok sıkıcı oldukları için ben yapmadım. Oyunun hikayesinin arka planını ve bazı bilgileri öğrenmek için de etrafta bulunan notları okumakta fayda var.
Grafikler ve Performans:
Oyunun grafikleri kullanılan kaliteli oyun motoru RE Engine sayesinde oldukça iyi görünüyor. Aynı şekilde bu motor oldukça stabil, performans konusunda da hiçbir sorun yaşamadım. Oyunu 1080p en yüksek ayarlarda kare hızını 60'a sabitleyip oynadım ve ciddi bir düşüş yaşadığımı hatırlamıyorum. Yalnızca bazen dibinde durmama rağmen bazı kaplamaların düşük çözünürlükte olduğunu ve yüklenemediğini gördüm, bu durumla çok sık karşılaşmadım. Başka herhangi bir hataya da rastlamadım.
Son Söz:
Resident Evil 7: Biohazard türünün harika bir örneği. Hikaye ve bölüm sonu canavarları tarafında zayıf olsa da Resident Evil 7, keyifli oynanışı, atmosferi ve başarılı bölüm dizaynı ile Korku-Gerilim türünün en başarılı örneklerinden olmayı başarmış, akılda kalıcı bir yapım.
90/100
Son düzenleme:
