Bende sadece sağlıklı beslenme programı var hocam :d salataya ağırlık verip vücut yağını olabildiğince arttırmadan 10 kilo eksiğimi kapatmaya çalışıyorum. Sonrasında definasyon.
Boy - kilo'n hakkında bilgim olmadığı gibi;
Spor'dan amaç vücut şeklini de bilmiyorum.
Dolayısı ile 10 kg eksik - fazla tabiri için yorum yapamam.
Ama genel olarak dünyada; sağlıklı ölçü olarak belirtilen boy kilo oranı için, çoğu insanın kilosu fazla.
Birçok tombik insan hayatından memnun ve aşırı esnek.
Aşırı zayıf dediğimiz vücuda sahip birçok kişinin Slim kas yapısı ile çok ağır işleri sorunsuz yaptığına da şahidiz.
Genel bir oran - sayısal değerler olsa da, bu kişisel olarak değişmesi çok rastlanır.
Biz bölge olarak buğday - yağ ağırlıklı beslenen bir çevredeyiz.
Uzak Doğu'ya gittikçe bu prinç ağırlıklı değişmesine rağmen yağ kullanım oranı düşmekte.
Amerika kıtasının tamamında ise bu tamamen çok farklılıklar gösteriyor.
Piyasada diyetisyen - beslenme uzmanı adındaki birçok kişi bunlara dikkat etmeden, eline geçen bir kitap - araştırmayı okuyor ve ülkemizdeki genel nesillerdir gelen beslenme yapısını dikkate almadan Ali-veli üzerinde uyguluyor.
Bu tamamen hata.
Amerikalı veya İngiliz bir body Building yapan kişinin gen yapısı nasl farklı ise; Türk - Rus - İran halkının da beslenme ile gelen gen yapısı farklı. Uzak Doğu insanının beslenme şekli ile oluşan geno tipi de aşırı farklı.
Bunları dikkate alarak, kaynakları değerlendirmek gerek.
Değişken çok fazla.
Bazı tarihi eklemelere ihtiyaç duydum.
70-80 yıl kadar önce bu ülkede, tere yağ kullanımı ile sıvı yağ dediğimiz ayçiçek - zeytin yağı kullanımı çok idi. Ama 50 yıl önce aniden ülke içinde "katı yağ - doymuş yağ - margarin" kullanımı arttı. Netice olarak halkımızın sağlık ve gen yapısında değişimler oldu. Bu yaklaşık 30-40 sene devam etti. 80'larda TV de adı "sağlıklı beslenme uzmanı diyetisyen vb" doktorası olanlar "kara şimşek - ıspanak" kullanımı için özenli anlatımları oldu. Halk kara şimşek yemesinde reel bir sorun olmasa da ıspanak ile de böbrek sorunları oluştu.
Ispanak yemeyin demiyorum. Sadece yediğiniz gıdayı tanıyın ve çeşitlendirin. Bir dönem 7 günün 3 günü ıspanaklı evler oldu bu ülkede. Sonuç: Bevliyeci ihtiyaç sayısı arttı, böbrek taş üretimi tavan yaptı.
Katı margarin dediğimiz yağlar, vücut sıcaklığından daha yüksek ısılarda erime yapar. Ayrıca imalatı aşamasında kimyasal kullanılır. Neticesi ise, vücudun alışık olduğu sindirim yapısının bozulması ve atık madde sayısının artırımı ile karaciğer yüklenmesidir.
Devlet olarak en büyük sonucu ise, hastanelere giden sayı arttı ve SGK'nın vermek zorunda olduğu ilaç miktarı yükseldi. Hasta sayısı ve kronik rahatsızlıklar.
Yapılan her bilinçsiz - kısa vadeli çözümler sonucu bu ülkenin insanında kronik rahatsızlıklar ve kalıtsal sorunlar oluşturuldu.
Şu an en bilindik antibiyotikler içindeki kimyasal değerler doğru mu bilen yok. Araştıran sorgulayan biri yok. Ve her gidene 1gr'lık antibiyotik dayatılıyor.
Zaman içinde insanların "
antibiyotik - ağrı kesici EŞİK değeri" yükseltildi. Yani o antibiyotiğe bağışık hastalıklar ortaya çıktı.
Her ilaç kutusunun içindeki yazılanları okursanız ortak yan etki "
deri dökülmesi - kaşıntı - bulantı" gibi rahatsızlıklardır.
Pazar-da - manav-da satılan yeşil gıdaların hepsinde kimyasal var.
Kamu ihraç ürün listelerini incelerseniz, son dönemde geri gönderilen sebze ve meyvaların miktarı artmıştır. Peki bunların akıbetini araştıran var mı?
Yok mu edildi, piyasaya "
ihraç fazlası" adı ile sana bana satışa mı sunuldu?