Samsung Galaxy S25 Ultra incemelesi

Herkese merhaba. Son 5 sene içerisinde sırasıyla iPhone SE(2020), iPhone 14 Pro ve 16 Pro Max kullanmış biri olarak yaklaşık 2 hafta önce S25 Ultra cihazına geçiş yaptım. Deneyimlerimi karşılaştırmalı şekilde sizlere aktarmak istiyorum. Daha sonrasında düzenleme yapıp fotoğraflarda ekleyeceğim. Belirtmem gerekiyor ki, bu inceleme ve karşılaştırma olabildiğince az teknik detaydan oluşup daha çok kullanıcı deneyimine bağlı olacak.

Neden IPhone'u değiştirme kararı aldım?
-
iPhone'nun stabilitesi, akıcılığı ve kolaylığı karar değiştirirken beni en çok zorlayan avantajlarıydı. Fakat uzun yıllardır iPhone kullanıcı dostu bir değişikliğe gitmiyor. Evet böyle avantajları var fakat bu avantajları sizi kısıtlayarak sağlıyor. Stabilitesi var doğru çünkü yazılıma kişisel odaklı müdahalelerde bulunamıyorsunuz. Özelleştirme, IOS'in izin verdiği kadar. Bu noktada Samsung tarafı kendimi bildim bileli hep ilgimi çekmiştir. Özellikle GoodLock sayesinde neredeyse kişiselleştirme anlamında müdahale edemediğiniz bir nokta kalmıyor.
-Apple tarafı inovatif değil. Yeni bir özellik, teknik gelişim stabilize olmayana kadar genellikle kullanılmıyor. Kaç sene oldu bilmiyorum katlanabilen telefonlar üretiliyor ama iPhone 120 Hz desteğini (tüm modellerde) ancak bu sene sunabildi.
-Yapay zeka ve çeşitlilik. iPhone 15 Pro serisinden beridir iPhone modellerine yapay zekanın entegre edileceği konuşuluyordu, yararlı bir şey sunamaması bir yana Türkçe dil desteğine bile yeni kavuştu. Samsung bu konuda çoktan kendini üst gömleğe taşıdı.

Tasarım

Bu konunun çok öznel olduğunu düşünüyorum. Teknik anlamda illaki farklılıklar var fakat dediğim gibi genellikle dışarıdan bakılan bir gözle yorumlayacağım. İki telefonunda tasarımı oldukça hoşuma gidiyor. Kimileri IPhone'u daha şık, güzel bulurken kimileri Samsung'u daha çok beğenebiliyor. Ben, eski S serilerini daha inovatif ve şık bulurken güncelde iPhone serilerini daha şık buluyorum. Belki S26 serisiyle bir şeyler değişebilir.


Teknik Detaylar.

Bu konu hakkında kağıt verilerini incelemeye ihtiyaç duymadım. İki telefonun yapamayacağı (mobil anlamda) bir şey yok. Çok güçlü işlemcilere ve teknik detaylara sahipler. Sadece şöyle bir yorum yapabilirim; IPhone'da çok oyun oynayamazdım. Evet en yüksek grafiklerde ve takılma olmadan oynuyorsunuz ama çok ısınıyor ve şarjı nispeten daha hızlı tükeniyordu. Samsung telefonu yoran işlerde nitekim daha az ısınıyor ve şarjının bir tık daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Ek olarak, yazımda sürekli inovatifliğe vurgu yapıyorum. S25 Ultra serisinde, telefonu şarja takıp telefonun ihtiyaç duyduğu gücü anlık olarak adaptörden çekmesini sağlayabiliyorsunuz. Bu sayede oyun oynarken telefon neredeyse ısınmıyor ve batarya ömrünü de koruyabiliyorsunuz. Mobil tarafında çok oyun oynayan bir insan değildim zaten, ama uyumadan önce zevk aldığım bir iki oyuna biraz vakit ayırırım. Telefonumu da genellikle uyumadan önce şarja takarım. O esnada oyunumu oynuyorum ve telefon ısınmadan, güçten bir kayıp vermeden çok güzel bir deneyim elde edebiliyorum. Render, edit işleriyle uğraşan arkadaşlar için söyleyebilirim ki iki telefonda da bir eksiklik hissetmeyeceksiniz.


Ekran, Face ID ve Parmak İzi Okuyucusu.

Samsung tarafına geçiş yapmadan önce çok araştırdığım bir konuydu. Samsung kağıt üstünde daha üstün. Özellikle QHD çözünürlük sağlıyor olması, dynamic AMOLED 2X'e sahip olması ve daha yüksek nitlere çıkabiliyor olması gerçekten iyi tarafları. Ama bir kullanıcı bunu ne kadar fark ediyor ya da ayrım yapabiliyor? Diye sorarsanız, bence sorunun cevabı "hiç". İki telefonda da sosyal medyada izlediğim içerikler, YouTube ve Netflix gibi platformlarda deneyimlediğim tecrübelerde bir fark hissedemedim. Teknik anlamda illaki bir takım farklar vardır ama sıradan bir kullanıcı olarak beni muazzam şekilde şaşırtan bir değişim olmadı. İki cihazda gayet kaliteli ve keyifli ekranlara sahip. Samsung'un burada övebileceğim bir tarafı; sahip olduğu ekranın ışık yansımalarını absorbe ediyor olması. Tepeden gelen herhangi bir ışığı, ki bu güneş yansıması bile olabilir çok iyi bir şekilde absorbe ediyor ve bu sayede yüksek nitlere çıkma ihtiyacı duymuyorsunuz. Sorun şu ki, ekran koruyucu taktığınız zaman bu özellikten feragat etmek zorunda kalıyorsunuz. Face ID ve ultrasonik parmak izi okuyucusunu bu maddeye eklememin sebebi de bu. Face ID'nin işini ne kadar iyi yaptığını biliyoruz. Samsung tarafında "ekran koruyucu" kullanmadığınız zaman ultrasonik parmak izi okyucusu gerçekten milisaniyeler içerisinde çalışıyor ve bu noktada Face ID'den bile iyi olduğunu düşünmüştüm. Fakat ekran koruyucusuna sahipseniz ne yazık ki çok vasat bir duruma dönüşüyor. Milisaniyeler içerisinde okuyan bir noktadan algılayamadığı, en az 4-5 kere denemem gerektiği durumlara düşürüyor. Oldum olası parmak izi sensörünü daha çok sevmişimdir ama kullanılabilirlik açısından Face ID çok daha stabil. Lafı geçmişken, her ne kadar Apple, Face ID için ekranın üst kısımda büyükçe sensörlere ihtiyaç duysa da ne yazık ki bir telefona 1450 euro(Avrupa fiyatı) verip hala ekranın üst kısmında bu denli bir alan kaybı yaşamak çok can sıkıcı. İnovatif olamamaya bir örnek daha :). Samsung tarafındaysa yüzeyde sadece damla çentik görüyoruz. Bu da daha iyi bir ekran deneyimi sağlıyor.


Kamera

Bence hepimizin kafasının karıştığı nokta burası. Oppo Reno 4 kullandığım bir dönem olmuştu, ondan öncesinde de Xiaomi Mi 8 SE modelini kullanıyordum. Portre konusunda kötü diyemeyeceğim noktalardaydılar. Daha sonrasında Apple tarafına geçiş yaptığım zaman(evet iPhone daha üst segment bir marka ama ilk IPhone'um SE 2020 modeliydi ve aralarında çok da muntazam bir fark yoktu.) Gerçekten kamera konusunda devrim yaşadığımı hissetmiştim. IPhone'un kamerası hiçbir zaman beni yarı yolda bırakmadı. Hatta fotoğrafçılığa ilgimin artmasını sağladı ve gerçekten sosyal medyada yaptığım paylaşımlar çağ atladı. Samsung ile kıyasını farklı bir perspektiften ele alacağım. Instagram'da sıkça Samsung tarafından paylaşılan fotoğraflara bakıyordum. Asya tarafından çok sık paylaşımlar ve karşılaştırmalar oluyordu. Bir durum fark ettim. Samsung'un kamerasının daha yüksek kontrasta sahip olduğunu biliyoruz. Kimine göre bu iyi bir durumken kimileri bunu sevmiyor. Türk kullanıcılar olarak sanırım bu noktada bir tık iPhone tarafında duruyoruz. Fark ettiğim durum şu, genellikle Asya kullanıcıları bu kontrast değerlerine bayılıyorlar. Bir çiçek ya da doğa fotoğrafı çektikleri zaman renklerin olduğundan daha canlı çıkması onları inanılmaz derecede mutlu ediyor ve bu noktada IPhone'u çok yetersiz görüyorlar. Bunu neyle bağdaştırabiliriz bilmiyorum. Belki doğa sevgisi belki de renklere yüklenen anlamlar. Ama Avrupa kullanıcıları genellikle daha dramatik tonlar seviyor. iPhone tarafında daha düşük kontrast ve yüksek gölgeleme efektleri sayesinde bir çiçek fotoğrafı çektiğinizde bile o fotoğraf genellikle "dramatik" tonlara sahip oluyor. Sanki böyle bir romantizm filminden alınmış gibi. Bu yüzden de Avrupa kullanıcıları bu noktada IPhone'u daha başarılı buluyor. Bilhassa Türkiye'de iPhone kamerasının bu kadar övülme sebebi "bence" bu. Teknik anlamda yorumlayacak olursam eğer; S25 Ultra modeli bence bu noktada öne geçiyor. Telefoto kamerası gerçekten çok iyi iş yapıyor. iPhone tarafında çok kısa mesafede bile telefoto lensi ile çektiğiniz fotoğraflarda kayıp ve grenlenme yaşarken Samsung tarafında video kısmında dahi 10-15X'lere kadar "neredeyse" kayıpsız işler elde edebiliyorsunuz. Fakat işin bir de garip noktaları var. Birçok kullanıcı kamerayı genellikle "aç ve çek" olarak kullanıyor. Şayet Samsung tarafında böyle bir arayış içerisindeyseniz ne yazık ki mutlu olamazsınız. Yüksek bir yapay zeka kullanımı var ve bu durum kullanıcı tercihine açık değil. Şayet "expert RAW" kullanmıyorsanız normal kamera uygulamasından çektiğiniz fotoğraflar, ekranda gözüken gibi değil. Aşırı şekilde keskinliği artırıyor ve bu da detayları kaybetmenize sebep oluyor. İşin garip tarafı, bu şekilde bir müdahale olmasa çekebileceği fotoğraflar çok daha iyi. Genellikle Samsung'un kamerasının sevilmeme nedeni bu. Evet biraz ilginiz varsa ve bir fotoğraf için zaman ayırabiliyorsanız Pro ayarları sayesinde ya da expert RAW sayesinde çok güzel işler ortaya koymanız mümkün ama günlük kullanım için iPhone bu konuda daha önde. Kısacası, eğer ben ayarlarla uğraşırım kendi fotoğraflarımı ve videolarımı da düzenlemeyi severim diyorsanız Samsung bu konuda çok daha çeşitli ve bence bir gömlek üstte. Ama ben böyle işlerden anlamıyorum kamera uygulamasına girer ve çekerim diyorsanız bu noktada iPhone tercihiniz olmalı. Sosyal medya paylaşımlarında kalite kaybına gelecek olursak eğer; fotoğraf noktasında bir fark yok ama video noktasında en azından benim deneyimimce Samsung hala yeterince iyi değil. Videolarda bir tık kalite düşüşü oluyor. Eskisi gibi değil ama iPhone kadar iyi mi? Hayır.


Yapay Zeka.

Samsung'a geçme isteğimin en önemli faktörü. Samsung gerçekten bu konuda çağının ötesinde. Yapay zeka desteği sayesinde aramalarda canlı çevirme, fotoğraflarınızı düzenleme, Gemini desteği ile farklı farklı onlarca konuda size sunduğu yenilikler gerçekten muazzam. Fakat IPhone'nun "Apple Intelligence" yapay zekası bu konuda sınıfta kaldı. Bir telefona bir dünya para veriyorsunuz, iki yıldır size çok büyük işler yapacakmış gibi bir vibe veriyorlar ve sonrasında karşılaştığınz şey, hüsran. iPhone basit bir obje silme işlemini bile yapamıyor. Siri ile konuşup basit görevler veriyorsunuz, bunu algılamıyor. Soru soruyorsunuz, cevabı yok. ChatGPT'ye yönlendirebileceğini söylüyor ama onu bile başarıyla yapamıyor. Android tarafı genel anlamda bu noktada çağ atlıyor ama bunun bir önemli sebebi de Apple tarafının yerinde saymasıdır. Apple, uzun yıllardır piyasayı domine ediyor. Ama ben iPhone 13 serisinden beridir bariz bir yenilik göremiyorum. Bilhassa, diğer mobil markalar katlanabilir telefonlar üretip üstüne bir de yapay zekalarla telefonları donatınca iPhone ne yazık ki benim gözümde bir tuğla. S25 Ultra'nın bu noktada gerçekten o kadar fazla yorumlanacak özellikleri var ki aklımda tutamıyorum. Ama kıssadan hisse, değil iPhone bu konuda Samsung'a yaklaşmak, uzağından bile geçemiyor.


Anlatabileceğim ve anlatmak istediğim aslında birçok detay var fakat bu konu uzadıkça uzar, düşündüklerimi buraya sığdıramam. Genel olarak deneyimim pozitif yöndeydi. Böyle bir değişikliğe gittiğim için pişman olmadım. iPhone tarafına yaptığım tüm eleştirilere rağmen hala IPhone'nun piyasada çok sağlam yeri var ve bunu da hak ettiklerini düşünüyorum. Eğer siz de benim yorumladığım kısımlara önem veriyorsanız S25 Ultra'yı gönül rahatlığıyla tercih edebilirsiniz. Farklı konularda düşünceleriniz varsa iPhone hala çok iyi bir seçenek. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
 
Son düzenleyen: Moderatör:

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı