Sihir Cafe

Katılım
14 Ağustos 2010
Mesajlar
79.057
Makaleler
289
Çözümler
2.268
Yer
İstanbul
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Profil Kapağı
1522743131
1998 yılında Sihir Cafe’nin açılmasıyla birlikte, Türkiye’de Frp ilk kez tanınmaya başlanmıştı. İlk defa Frp bilen bilmeyen insanlar bir araya gelebilecekleri, kitap okuyup kendi dünyalarına ait sohbetler edebilecekleri bir yere sahip olmuşlardı. Bu cafe fikri çok geçmeden hitap ettiği insanların düşündüğünden fazla olduğunu fark etti ve Sihir Cafe’yi takip eden cafeler hız ilen boy göstermeye başladılar. Önce Saklıkent Cafe ve devamında Geçit, Tılsım… 1998 ile 2003 yılları arasındaki bu dönemde Frp ve diğer masa üstü rol yapma oyunları görüp görebildiği en yüksek seviyeye ulaşmıştı. Lakin bir anda cafelerin kapanmasıyla birlikte, Frpciler olarak gidecek yerimiz yurdumuz kalmamıştı. Uzun bir arayıs ve bekleyişten sonra 2008 Şubat ayında Şahin Yalabık isimli canı gönülden sevdiğim kişi OYUN MÜHENDİSİ isimli cafeyi açarak, biz frp ve magic’cilerin gönlüne taht kurdu. Şahin ile geçmiş dönemlerde aynı Frp cafelerde boy göstermiş olsak ta, kendisiyle tanışmam biraz geç oldu. Her ne kadar geç olsa da, ‘’eski toprak muhabbeti bir ayrıdır’’ felsefesiyle tez elden kaynaştık. Şu anda okuyacağınız röportaj, bu kaynaşmanın bir eseridir.

1. Kimdir Şahin YALABIK, ufaktan sizi tanısak?

Şahin Yalabık aslen oyun aşığı bir Makina Mühendisidir. Hayatının takriben üçte birine kadar bu mesleği icra ettikten sonra farketmiştir ki mutlu ve verimli olmasının tek yolu oyun yapmaktan ve -deyim yerindeyse- oyun içinde kalmaktan geçiyor.

2.Cafe açma fikri nerden aklınıza geldi? Eskiden her ne kadar birbirimizi görmemiş olsak da gittiğimiz Caferler bir gaz sebebi olmuş olabilir mi?

Birbirimize karşı günlük yaşamda kullandığımız kelimleri göz önünde bulundurarak diyorum ki, öncelikle şu sizli bizli hitabeti kaldıralım, yoksa insanlar yanlış bir izlenim edinebilir. (Peki – Ertuğrul.)
Cafe açma fikri şöyle gündeme geldi: “Oyun içinde kalmak” için en etkili yolun oyun oynamayı ve yapmayı seven insanların arasında bulunmak olduğunu düşündük. Düşündük diyorum çünkü bu fikri bana ilk olarak eşim verdi. Yani Cafe’nin fikir babası eşim aslında. Henüz tanımadığım bu oyunseverleri de bulmanın en iyi yolunun bir oyun cafe olduğunda da hemfikirdik. Bu konuda netleştikten yaklaşık 2 hafta sonra Kadıköy’de yer bulunmuş ve Cafe açılmıştı. Her şey oldukça hızlı gelişti yani. Bundan önceki cafeler ve onların tecrübeleri bırakın gaz almayı, insanı bu işten soğutacak türdendi. Bu yüzden çok da iyi bir yatırım yapmadığımın farkında olarak başladım işe. Ama insan yapmak istediği şeyden emin olunca gözü pek bir şey görmüyor galiba.

3.Biraz Oyun Mühendisi isminden bahseder misin sevgili Şahin? Buraya gelen insanlar genelde neler yapıyorlar?

Hah şöle daha cana yakın. (Dimi – Ertuğrul) Bu isim cafe’den önce de vardı. Nick olarak kullanıyordum. Bazı insanlar fazla iddialı olduğunu söylese de bana sürekli yapmak istediğim işi hatırlattığı için çok uygun olduğunu düşünüyorum. Üstelik aslında sadece kendime atfettiğim bir isim değil bu. Buraya gelen ve bu işle ilgilenen/ilgilenmek isteyen herkes için bir sıfat. Yani kendini oyun mühendisi hisseden herkesin toplanabileceği bir çatı.
Buraya gelen insanlar kutu oyunları, kart oyunları ve frp oynuyorlar. Türkiye’de şu an tek CoreStore olduğumuzdan Magic the Gathering ve organizasyonları konusunda oldukça iddialıyız mesela. Bunlar dışında sadece cafe konseptine gelenler de oluyor tabi. İçerideki eğlenceli ve oyun dolu hava seviliyor sanırım.

4.Bilindiği kadarı ilen kendi oyunlarınızı tasarlıyor ve cafenize gelen insanlar aracılığı ile test ediyorsunuz. En son hangi oyun üzerinde çalıştınız? Zorlukları, kolaylıkları nelerdi?

Cafe’yi açma amacım olan orjinal oyun üretme konusunda geçen 1 yıl içinde oldukça yol aldık diyebilirim. Türkiye’de olmayan birşey yapmaya çalışıyoruz. Sanıyorum önümüzdeki sene Oyun Mühendisi adını sadece bir cafe ismi olarak değil, bir “oyun fabrikası” olarak da duyacaksınız. Oluşturduğumuz kadroyla ilk oyunumuz olacak olan “Al sana!” üzerinde çalışıyoruz. Umuyorum yaza yetişecek. Zorlukları sonsuz diyebilirim, kolaylığı da yok. Birşeyi ilk defa yapmaya çalıştığınızda karşınıza çok fazla şey çıkıyor. Oyunun üretiminden dağıtım kısmına kadar herşey çok zor. Buna bir de Türkiye’de henüz Fiziksel oyun kültürünün yeşermemiş olduğunu ve oyun alma refleksinin çok az olduğunu ekleyin. Yapmaya çalıştığımız şey biraz fazla idealist aslında.

5.Peki, tavsiye edebileceğiniz bir masaüstü oyun var mı? Ya da en çok oynanan masaüstü oyun nedir?

Çok fazla var. Buraya gelip tavsiyemi isteyen olduğunda buna oyuncunun yaş grubuna, cinsiyetine ve sabrına göre karar veriyorum. Türkiye’de yaygın satışı yapılan ve tavsiye edebileceğim bir oyun yok şu an. Buraya gelip de oynayabileceğiniz ve piyasada satılmayan epey bir oyun sayabilirim ama: Stone Age, Diplomacy, Starcraft Boardgame, Power Grid, Agricola ilk aklıma gelenler. (Stone Age, Diplomacy ve SC tarafımdan oynanmış ve tam not almış durumdadır. Kesin deneyin. – Ertuğrul )
En çok oynanan oyun dediğimizde cevap biraz klasik: Tabu. Hem yaygın satışı olması, hem de reklamı olan bir ürün olması bu oyunu oldukça sevilir bir hale getirdi.

6.Okuyucularımıza Magic the Gathering hakkında bir miktar bilgi vermek ister misiniz?

Çok isterim. Ama burdan çok detay vermiyim. “Akıl Oyunları” adlı 2 aylık dergide bu sayıda Magic’e 2 sayfa ayırdım, isteyen gitsin okusun. Çok kısa olarak şöyle diyeceğim: Bu oyuna 16 yaşımda başladım, şu an 31 yaşındayım ve hala kopamıyorum. Bu cümleyi kurabilecek de en az 50 kişi tanıyorum. ( Ben de 11 senedir oynuyorum ve kopamıyorum. – Ertuğrul. )

7. Rol yapma oyunlarıyla aranız nasıl? (frp)

Lisenin son yollarında oldukça yoğun olarak oynuyorduk. O dönem D&D vardı, fazla da bir alternatifimiz yoktu elimizde. Sonra Üniversitedeyken de Battletech’e sardık. Bu oyun da yaklaşık 2 sene devam etti aktif olarak. Sonraki yıllarda vakit ayıramamaya başladım. FRP biraz fazla uzun soluklu gelmeye başladı. Çalışmaya başlayınca da tamamen koptum.

8. Gelelim bilgisayar oyunlarına… Sevgili Şahin neler oynar? Hangi tarzda oyun sever? En son ne oynadı? Son gördüğümde Company of Heroes kuruluydu makinende, ben de oyun seslerinden silah ve araç ismi söylüyordum.

Son dönemde bilgisayar oyunlarıyla ilişkim biraz değişti. Eskiden bitirmek için oynadığım oyunları artık “dur bakayım yeni birşey getirmişler mi?” diyerek oynuyorum ve çoğu zaman oyunu bitirmeden sıkılıyorum. RTS genel olarak en sevdiğim tarz diyebilirim. İyi atmosferli ve hikayeli FPS’ler de hoşuma gidiyor şu ara.(ikimiz de Star Craft II peşindeyiz.) 5 ay önce CoD: Modern warfare’de yakaladığım tadı son 1 senede başka bir oyunda yakalayamadım.
PC’de şu aralar Empire Total War ve DoW2 oynuyorum. 1 ay önce eşimin hediye aldığı direksiyon ile XBOX’ta Grid ve Forza Motorsport ile coşuyorum. Ara ara da Resident Evil. Kooperatif oyunlar çok keyifli oluyor özellikle.
 
Uyarı! Bu konu 12 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Geri
Yukarı