Çok doğru bir karar vermişsin, tebrik ederim.
Bu sorunun cevabı biraz karmaşık çünkü ne istediğini de bilmen gerekir. Kendim pastoral, didaktik ve epik şiirleri çok severim. Mesela tarihi çok severim fakat tarih kitaplarına, makalelere ya da tarih belgesellerine başvurarak nereye kadar öğrenebilirim tarihi? İnsanın aklına direkt bu soru geliyor, değil mi? Dolaysıyla bir noktadan sonra tarihini öğrenmek için edebiyata da başvuruyorsun. O şiiri okurken tarihi hissediyorsun resmen. Bundan dolayı ben vatan şairlerini çok sever ve tercih ederim. Mesela son senelerin içerisinde İnternet'te gençlere caps konusu olmuş Namık Kemal'ı tanımak, bilmek gerekir. Saygı ve sevgi duyduğum, çok beğendiğim muhteşem bir şairdir kendisi. Mutlaka tavsiye ederim. Tabi tarihimizi öğrenmek için kitaplara, belgesellere, edebiyata önem verdiğimiz kadar da gezmek, görmek lazım, onsuz olmaz. Fakat onu henüz tam yapamıyorum.
Aşk, sevgi şiirlerini falan pek sevmem. Bu tarz şiirleri nadiren okurum. Bazı şairler gerçekten çok güzel yazıyor. Nazım Hikmet ve Cemal Süreya gibi isimleri her ne kadar sevsem dahi bir noktadan sonra çok başarılı bulmadığımı hissetmiştim. Yaş arttıkça da bana uygun olmadığını anladım. Tabi bunu her şiirleri için söyleyemem. Viniel dostumuzun söylediği gibi Genco Erkal'ın okuduğu Nazım Hikmet şiirleri de efsanedir. Hatta forumun bu bölümünde de paylaşmıştım. Benim buradaki ara ara paylaştığım şiirlere göz atabilirsin. Onları sever misin, yoksa sevmez misin, bilemem. Göz atarsan belki kendi sevdiğin şiir türlerini ya da sevebileceğin şairleri de keşfetmiş olursun. Örnek bol yani.
Ben ilk başladığım zamanlar Cumhuriyet Dönemi şairlerinden başlamıştım. Özel bir sebebi yoktu ya da isteyerek yaptığım bir şey değildi. Günümüze en yakın olanları onlar oldukları için gözümüze de sürekli çarpıyordu ve direkt onlardan başladım. Bir süre sonra kendi açımdan en doğru kararı verdiğimi düşündüm. Aksine olacak şekilde hiçbir şekilde de pişmanlık hissetmedim.
Benim sana naçizane iki tane tavsiyem var.
1 - Her türlü şiire göz atmak gerekli. Hani insan evren üzerine biraz düşününce, uzay bilimine vesaire yoğunlaşınca "Ulan 65-75 senelik ömrüm bunları öğrenmeye nasıl yetecek?" der ve uzay bilimi ile ilgili her yeni öğrendiği bilgi sayesinde kendisinin geliştiğini daha çok hisseder ve mutlu olur ya, bu edebiyat-şiir konusu da tam olarak öyle. O kadar çok muhteşem şiirler, şairler var ki, onları keşfetmeye ömür yeter mi, şüphedeyim. Daha 16-17 gün önce çok iyi bir şairi keşfettim ve hem neden bu kadar geç tanıdığıma üzüldüm, hem de iyi ki tanımışım dedim. Ben bunu sadece pastoral ya da epik şiirlere vesaire göz atarak değil, hepsine göz atarak başarıyorum. Üstelik en çok sevdiğim şiir türleri bu saydıklarım olmasına rağmen ilgi alanımın dışında olduğunu düşündüğüm şiirleri de keşfediyorum ve beğeniyorum. Bu da tarif edilemez bi' haz. Yani demem o ki pişmanlık çekmemek adına tüm şiir türlerine göz atılmalı, kitaplar da okunmalı bence.
Senelerdir ilgim olmasına rağmen şu an kim bilir keşfedilmedik ne cevherler, ne muazzam şairler var da, haberim yok. Ben ise burada oturup su içiyorum. İş mi yani şu an yaptığım? Ehehehe
Neyse, umarım o henüz bilinmedik şairleri keşfetmek gerekir. Yani Ahmet Hamdi Tanpınar'lar, Namık Kemal'ler, Nabizâde Nazım'lar, Yaşar Kemal'ler, Kemal Tahir'ler, Ziya Gökalp'ler diye bu isimler sonsuza kadar gider. Keşfedilecek çok şey var, çok.
"Nereden bulabilirim?" sorusu için bu yöntemi uygulayabilirsin. Örneğin İnternet'e "Memleket şiirleri" ya da "Aşk şiirleri" yazmak yerine direkt olarak şairleri aratabilirsin. Şiir yerine şaire başvurmak ve şairin eserlerini incelemek her zaman daha kapsamlı ve etkili olur. Şairin hayatı, eserleri, işte kitapları vesaire derken zaten bayağı bilgi sahibi oluyorsun. İnternet'te şiir aratmaya göre bunu tercih ediyor ve tavsiye ediyorum.
2 - Şiir analizi yapmaya çalış. Tabi bu çok zor bir iş ve ilk zamanlar pek yapılamaz. Bu işi yaparken bir yandan da hayal gücünü arttırmak gerek. Olabildiğince gelişmek lazım yani. Mesela ben ilk başladığım zamanlar şiirleri severdim, okurdum. Bu. Sadece okumak yani.
Ne bir analiz, ne bir hissetmek, ne bir hafızaya kazımaya çalışmak. Hiçbiri yok. Şimdiki aklım olsa ben direkt olarak şiire ilk başladığım zamanlardan şiirlerin analizini yapardım. Bu bence altın değerinde bir tavsiye.
Ha üzerine çok düşmeyerek de edebiyattan, şiirlerden zevk alınır ama benim bazı sebeplerim var. Örneğin kendime ait şiirimin ve öykümün olmasını istiyor olmam. Ben bunları ilerleyen zamanlarda yapmayacak olsaydım şu an şiir okuma konusunun üzerine pek düşmezdim. Fakat benim şiir sever dostlarımdan keşfettiğim şey şu ki: abi şiire başlarsın, 2 ay geçer, 5 ay geçer ve nihayet 1 yıl falan geçer. Artık bu noktadan sonra insan şiirleri okumaktan ziyade kendisi yazmak ister. Ben bunu şiir okuyan dostlarımın hepsinde gördüm. Hepsi de kendi çaplarında uğraşıyorlar. Ben de dahil.
Dolaysıyla senin de bir noktadan sonra yazacağını düşündüğüm için bu 2. maddeyi de ekledim ve adeta altını çizerek anlattım. Hayal gücünü geliştirmek ve analiz yapmak gerekli. Gerçi hayal gücünü sadece edebiyat için değil, her durum için geliştirmek gerekli. Okul olsun, iş olsun hayatımızın neredeyse tamamını ilgilendiren bir durum. Hayal gücü çok önemli bir şey.
Sözün özü olarak ben Cumhuriyet Dönemi şairlerinden başladım ve genellikle hep ( örneğin %90 ) Türk şairlerden ilerledim. Yabancı şairlere pek atıldığım söylenemez. Benim olayım bu ve bu şekilde zevk aldım. Yazımdan yola çıkarak bu noktada kendine bir yol çizer, zevklerini belirlersin ve umarım şiiri hiç bırakmazsın. İyi okumalar, iyi günler.
4 5 senedir okuyorum. Okuyorum derken seslendiriyorum daha çok. Yedi Güzel Adam'ı izleyebilirsiniz. İçinde güzel şiirler dönüyor. Şiir kitapları var Cemal Süreya gibi yazarların. Ama ben pek tavsiye etmiyorum. Zira şiir bence kitabı açıp şiir okumak için okunacak bir şey değil. Genco Erkal'ın seslendirdiği Nazım'ın şiirlerini dinleyerek başlayabilirsiniz. Gerisi zaten geliyor. Reklam yapayım okuduklarımdan bir kaçı
:
Siz de çok güzel noktalara değinmişsiniz. Bu konulara giren birisinin Genco Erkal ismini duyması çok iyi olurdu. Nokta atışı yapmışsınız.
Bu arada günlerdir bu şeker kediyi görüp duruyorum. Umarım profillerden hiç ayrılmaz da, biz de hep görürüz.
