Babam çok söyledi zamanında ama tembellik edip ehliyeti B'den büyütmedim. Altur'da binek araç şoförüydüm. Sadece anlaşmalı firmalara taksi gibi hizmet veriyordu. Tabii daha üst hizmetleri de vardı. İleride operasyon birimine geçip masa başı işe de sahip olunabiliyordu. Normal taksicilik ise benim için yapılası bir meslek değildi. Bir de plaka sana ait değilse uğraşılacak bir iş değil. Sonra Yeditepe'ye geçtim, yine binek araçla daha çok hastanede görev aldım. Orada çalışmanın avantajı üniversite hocalarıyla doktorlarla tanışmak oldu.
Kargo firmaları ve Trendyol gibi kendi dağıtım ağını kuran firmalarda olabilir. Başkasının yanında çalışabileceğin gibi kendi şahıs firmanı kurup da çalışılabilir.
Şu an bakanlıkta makamdayım. Makam sahibi güzel bir insansa işin de rahat oluyor. Makamda olmayıp havuzda olsan daha da rahat. Yani üç senelik gözlemlerim bu şekilde.
Ehliyeti ilk alırken keşke babamı dinleseydim on yıl öncesinde yurt dışına çıkmayı gerçekleştirirdim. Ancak yurt içinde de ağır vasıta ehliyeti, ağır vasıta şoförlüğü daha kazançlı. Tabii iyi bir firmayla çalışabilirsen. İster otobüs ister ağır vasıta için ehliyete geçiş yapsan da B'yi her zaman kullanacağın için ehliyeti yükseltmek alternatifi artışmış olur.