Half-Life dediniz de aklıma geldi. Yaşımı hatırlamıyorum ama çok küçük olduğum bir zamandı. Misafirliğe gitmiştik ve bilgisayarın sahibi genç abi bana half-life açmıştı. O zamanlar adını falan bilmiyorum tabi. Oynuyordum her şey çok güzel gidiyordu. Sonra bir şey oldu ve bilirsiniz half-life'da elimize böcek alıyoruz. O böcek karakterin eline geldiğinde klavye ve fareyi bırakıp uzaklaşmıştım. Abiyi çağırdım ve o bölümü o geçmişti. İlginç bir anımdır. Bu arada hala böceklerden çok fazla tiksinirim. Zarar vermesinden korkmuyorum o ayrı konu. En ufak böceği bile görsem tiksinirim. Uğur böceği dahil, karınca hariç. Ayrıca dün akşam masanın tam yaslandığım yerinde peygamber devesi görmem üzerine Usain Bolt'un rekorunu kırmış olabilirim.