Yaratıcının yarattıkları neden onun bir parçası olmak zorunda olsun?
Yoktan var edebilmek için kendinden bir parça, bir enerji kullanması gerekir.
Yok olan bir şeyi nasıl var edebiliyor, bu ne kadar mantıklı? Ancak kendinden bir parçayı koparabilir..
İhtimallerin içinde boğulmamak gerekir. Her ihtimalin olasılığı var diye sihirbaz bir yaratıcının var olması bana gerçek gelmiyor..
Hop, düşündüm ve var oldu! Hooop, düşünmeden bile var edebiliyor!
Her ihtimalde bile kendinden bir parça koparmak zorundadır. Kendinden bir düşünce koparması gibi.
Böyle bir yaratıcı var diyelim. Sana sonsuz lanet dilemez mi? Ne kadar mantıklı? Ya ne kadar şanslı, her şeye kadir, her şeyin yaratıcısı. Tadına bile varamıyacağımız kadar huzuru ve mutluluğu tadıyor.. Nasıl böyle iyi mi, böyle mantıklı geliyor mu?
Hiçbir gerçeklik böyle bir düzene, güce ev sahipliği yapmaz. İçgüdüleriniz bile böyle bir gücün mantıksızlık ötesi olduğunu kavrıyabiliyor..
Yaratıcının, yarattığına kendi bilgisinden bahşetmesi; yaratığın, yaratıcının bir parçası olduğu koşulunu doğurmaz. Yaratıcı bilinç, yaratığı kapsar tabii ki lakin yaratık da kendi başına bir varlıktır ve aldığı kararlar ile izin verilen ölçülerde, kendi düzenini kurma ve gücü ölçüsünde hükmetme kabiliyetine sahiptir.
Doğurur, yaratıcının bir paçası olduğu gerçeğini hiçbir şekilde değiştirmez..
Kendinden bir düşünce koparır, bu düşünceyi bir güce dönüştürür ve aksiyon gerçekleşir. Yoktan var edebilmek için kendinden bir enerjiyi reaksiyona döküp, o reaksiyonla beraber farklı bir enerji elde etmesi gerekir.
Bu da kendinden kopardığı bir düşünce demektir. Kendinde var olan bir düşünceyi dışarıya yansıtmak demek oluyor.. Her ihtimalde asıl yaratıcı aynı zamanda rahman ve rahim oluyor.. Kendi parçası oluyoruz..
Benim içgüdülerime göre de asıl olanın parçası biziz, onun bizden hiçbir farkı yok.. Sadece farklı bir gerçeklikteyiz, farklı bir algıdayız.. Bir tiyatro deneyimliyoruz..