Tarihçi-Yazar Mehmet Işık’tan, Atatürk’e Hakaret Eden Fatih Tezcan’a Sert Çıkış

DenizTendik

Hectopat
Katılım
23 Ağustos 2016
Mesajlar
0
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Tarihçi-yazar Mehmet Işık, son zamanlarda sıklıkla gündeme gelen ve her fırsatta ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret etmeye çalışan Fatih Tezcan ve onun gibi zihniyetlere sert tepki gösterdi. Işık, bu zihniyet için “Kendilerine ezberletilenleri söylüyorlar” dedi.

Mehmet Işık’tan Atatürk’e Hakaret Edenlere Sert Çıkış


Bu tarz kişilerin söylediklerini doğru zannedenler oluyor, buna binaen birkaç kelam edelim;

1-Tarih açısında bakıldığında 16 Mart 1920 İstanbul’daki meclis basılmış, dağıtılmış, İşgal Kuvvetleri Şehzadebaşı’ndaki bir karakolda yatağındaki masum askerli şehit ederek katletmişlerdi.

2-İstanbul’daki Meclis-i Mebusan’ın kapatılmasının sebebi ise Son Osmanlı Meclisi, Padişahında bilgisi doğrultusunda Misak-ı Milli Kararlarını kabul etmesiydi. Ki maddeleri hazırlayan Temsil Heyeti ve lideri Mustafa Kemal Paşa idi.

3-Paralel Meclis ifadesine gelince, 1. maddede izah edildiği üzere meclis kapandığı için yeni bir meclis açılmıştı ama biz biliyoruz ki bu millet birkaç yıl önce başta bu zevat ve benzerlerinin yıllarca methiyeler dizerek nemalandığı kökü dışarıda bir organizasyon Meclis ve ülke içerisinde devletin meclisin paralelini kurup millete operasyon çekmek istemişlerdi ama başarılı olamadılar.

4- I. TBMM, kendisinden sonra günümüze kadar gelen tüm meclisten demokratiktir ve seçilen vekiller bakımından da genel başkan tayini ile vekil seçimi söz konusu değildir.
5-İşbirlikçi bir subay ifadesine gelince bu öncelikle Maraş, Antep, Urfa gibi Kurtuluş Savaşı başlamadan önce vatan, bayrak ve İslam adına savaşan şehirlerini kurtaran, sonra Kurtuluş Savaşı’nda vatanı için savaşan tüm şühedaya hakarettir. Yani bu millet, en az Mustafa Kemal kadar ordu ve halkın üzerinde nüfuz sahibi diğer komutanların hepsi İngiliz’e, Fransız’a, Ermeni’ye ve Yunan’a ve daha onlarca düşman oluşuma karşı yek vücut olmasını bildiler de sonra işbirlikçi bir subaya karşı mı koyamadılar? Yani bu alçak diyor ki; bu millet ihaneti gördü de ferasetini, idrakini, ahlakını, cesaretini ve daha nice meziyetini yitirdi! Allah’tan başka kimseden korkmayan bir millet düşmanın kendisinden korkmadı da işbirlikçisi bir subaydan korktu diyor!

6-Bu kişilerin asıl amacı İslam değil! Amaçları Osmanlı da değil! Türk Milleti ise hiçbir zaman olmadı, olamaz! Bunlar her devirde muhakkak özel ekipler tarafından yetiştirilir, söyleyecekleri ezberletilir, son sözleri sorulduğunda ya “Benim deli raporum var! Ne dediğimi hatırlamıyorum!” olur veya “Ben ülkemi seviyorum, devletimin bana vereceği görevlere, devletim için hizmete hazırım!” der.

Mehmet Işık Kimdir?

Mehmet Işık
1982 yılında Kahramanmaraş’ta dünyaya gelmiştir. İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ve İstanbul Üniversitesi, Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümlerinden mezun olmuştur. Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsünde, “Özel Eğitim Kurumlarında Tarih Dersi ve Önemi” adlı teziyle yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Akademik çalışmalarına kısa bir süre ara vererek çeşitli özel kurumlarda tarih ve sınıf öğretmeni olarak görev yapmıştır. Şu ana kadar tarih alanında birçok kitap kaleme almış olan yazar kitap çalışmalarına devam etmektedir.
 

Dosya Ekleri

  • Yazı İçi.jpg
    Yazı İçi.jpg
    13,5 KB · Görüntüleme: 35
Son düzenleyen: Moderatör:
Boyle insanlar niyeyse gündemde önemli haberler varken, böyle günlerde çıkıyor.

Gündemi değiştirmek ve unutturmak için birileri tarafından piyasaya sürülüyor gibi geliyor (bana) 😉
 
Son düzenleme:
Son dönemde forumda sıklıkla benzer konuların tartışıldığını görüyorum. Az evvel denk geldiğim bir konuda ise uzun uzadıya, Mehmet Işık'ın karşısına aldığı insanların bu davranışlarının sebepleri üzerinde kafa yorulmuştu. Tam mesaj yazdığım sırada ise konu kapandığından ötürü, hadsiz tartışmaların yaşanmayacağını düşündüğüm bu konu başlığı altında, kişilerden ve milliyetten bağımsız olarak ele aldığım naçizane görüşümü paylaşmak istiyorum.

Söz konusu topluluk ister küçük bir arkadaş grubu olsun, isterse dünya çapında büyük bir güce sahip bir devlet olsun, topluluklar üzerinde belirli bir hakimiyet kurmuş olan insanlar vardır. Kimi insan topluluklarda bu hakimiyete sahip olanlar mahalle muhtarlarıdır, kimilerinde devlet başkanlarıdır, kimilerinde ise mafya babalarıdır. Bir başka deyişle, ya politik bir gücü, ya da sermaye gücünü ellerinde bulundururlar. Her iki durumda da uzun yıllar boyunca kontrolü ellerinde tutup, kimseye bırakmak istemediklerinde başvurdukları tek bir yöntem vardır. Toplumun bilgi, farkındalık ve refah seviyesini düşürerek, ağızlarına çalınacak bir kaşık bal karşılığı onlara, neredeyse istenilen her şeyi sorgusuz yaptırabilecek bir konuma gelmektir. Bu sebeptendir ki, toprak ağalarının hakimiyeti ellerinde bulundurduğu dönemlerden beri kimi zümreler ve onların torunları, toplumun farkındalık seviyesini yükselterek, bilinçli bir toplum olmaları yönünde öğütler veren insanlardan (söz konusu insan kim olursa olsun) nefret etme güdüsüne sahip olmuşlardır.
 
Bruh; İstanbul, İngilizlere teslim edilirken neden tek mermi atılmadı, meclis mebusları neden İngilizler tarafından tutuklandı ve kimse karşı çıkmadı şeklinde sorulursa soru doğru olurdu.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı