Kingdom Come açık dünyası aslında çok daha sakin. Hatta bazı ormanlarda gezerken, çocukken köyde geçirdiğim zamanları hatırladım. Şehir atmosferleri berbat ama kesinlikle doğa atmosferi çok iyi. Ama dövüş sistemi gereksiz zor. Kılıç, yay vb. geliştirsen de bu böyle. Karşına yol kesen 2-3 serseri çıktığında tamamen kanser oluyorsun. Görevlerin çoğunun süreli falan olması da çoğu oyunca giden şeyler değil. Görevleri zamanında yapmazsan da başarısız olabiliyorsun.
The Witcher 3 ise bence AC'nin son sevilmeyen oyunlarını(yaratık seviye sistemi), çok fazla görev içeren açık dünya ile sunuyor. Kendin belanı aramazsan daha rahat gezebileceğin güzel bir fantastik dünyası var. Witcher 3 görevleri daha kaliteli ama yan görev vb. yapmaya başlayınca oyundan kopup, yarısında sıkılıp salma ihtimalin var. Witcher 3'ü 95 saat oynayıp tam anlamıyla bitiremeyen biri olarak söylüyorum. İlk iki oyunlarını daha çok severim.
Ayrıca bu konuda CD Projekt bir rapor yayınlamıştı. Oyunu ana görevlerini bitiren yüzdesi %20 küsürdü. Bu yüzden açık dünya mantıklarını değiştireceklerini söylüyorlardı.
Atmosfer olarak kesinlikle Kingdom daha iyi. Şehir dışında bir ormanlık bölgede vakit geçirdiysen net bir şekilde fark ediyorsun. Oyunu yapan firmanın Avrupa'nın o ormanlık ve dağlık alanlarında yaşadığını ve bunu sana çok iyi hissettirdiğini fark ediyorsun.
Witcher 3 ise şehirleri, karakterleri, oynanışı ile daha ağır basıyor. Ama dediğim gibi sıkıldıktan sonra tekrar dönmesi de zor. İlk iki oyun kadar sürükleyici değil ve bence fazla uzun.