Kesinlikle cehalete yenildik. Yönetenler bizi ikinci sınıf vatandaş durumuna düşürmüş durumda, eğitim zaten belli, işsizlik belli, her şey belli. Ağzı olan konuşuyor, ne dediğini de bilmiyor.
Bir de yetmezmiş gibi bizi ikinci sınıf vatandaş konumuna düşürenlere, eğitimi düşürenlere, işsizliği arttıranlara halkımız koyun sürüsü gibi her türlü desteği veriyor. Ki bunların hatra sayılır bir kısmı onları peygamber olarak görüyor. Peygamberler (!) de cennetten tapu veriyor (!).
Hayvana işkence, kadına şiddet, Suriyelilere olmadık tavizler verilmesi, Suriyelilerin kendilerini bir şey zannetmesi, her şeyin para olarak düşünülmesi... Bunlar her şeyi açıklıyor.
Bir ay Almanya'da Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde kaldım. Orada bir şey var: Devlet vatandaşına bakmak zorundadır! Kanunlar rayında işliyor, herkes birbirine saygılı, herkes istediği düşünce yapısına sahip olabilir. Kimseye de düşüncelerinden dolayı bir zorlama yok. İsteyen istediği gibi giyinir, kuşanır, gezer, tozar. Kimseyi ilgilendirmez.
Türkiye'de öyle mi? Kadınlar erkeklerin altında ezilecek, kimse istediğini giyemez, kimse istediğini izleyemez, ben ne dersem o, o öyle giyinmiş gözlerimle taciz edeyim, o onu izlemiş ahlakı bozuluyor falan da filan.
Almanya'da reklam panolarında koskoca "Haus Des Geldes" yazıyor, Türkiye'de paralı içerik ortamlarını yasaklama peşindeler. Türkiye'de bir hastaneye gidiyoruz, sigortalı olmamıza rağmen bedava tedavi olamıyoruz ya!
Bunlara sesini çıkaranlara ya Silivri gösteriliyor ya da susturuluyor. Hiçbir yerde yayınlanmıyor.
Size bir şey söyleyeyim mi? Ne Almanca biliyorum ne de Almanya'yı çok iyi biliyorum. Ama Almanya'da, Türkiye'de olduğumdan daha rahattım.