Merhaba arkadaşlar. Hep gövde - motor olarak ilerlemeyelim, biraz da uçağın elektrik yani bizim tabirimizle aviyonik tarafına girelim.
Evlerimizde genel olarak 2 çeşit aydınlatma aracı kullanıyoruz. Ya akkorlu lamba ya da florasan lamba oluyor bu. Florasanı köşeye bırakıp akkorlu lambayı inceleyelim. Elektrik enerjisinin tungsten telini ısıtması ile bunu ışık enerjisine çevirmesi şeklinde bir işleyişi vardır. Basit bir mekanizma, ancak dezavantajları bizim için çok.
1- Uzun süre çalışan lambayı elinize aldığınızda aşırı sıcak olduğunu hissedersiniz. İşte buradaki ısı bizim için dezavantaj. Zira burada hem o ısı hem de o ışık için güç tüketiliyor.
2- Çıplak elle lambanın çevresini ellediğimizde bir miktar yağlanacağı için ışık parlaklığına kolayca negatif olarak etki eder.
3- En önemlisi de içindeki tungsten teli sarsılmaya karşı dirençsizdir. Bir süre sallarsanız lambayı içinden düşer büyük ihtimalle. Uçaklarda iniş sırasında bir titreme olur ve bu titreme sizin sallama şiddetinizden daha büyük bir şiddet ortaya çıkarır. Bu da bu teli rahatlıkla etkiler. Uçaklarda tercih etmemiz imkansızdır.
Kısacası uçaklarda kullanmama olarak ana sebeplerimiz bunlar. Gelelim uçaklarda kullanılan sistemlere. Güncel olarak 3 tane çeşit var:
1- LED
2- HID Lamba
3- Xenon Lamba
Uçaklarda bu 3 çeşidin hepsi, bölgesel olarak değişecek şekilde kullanılıyor. Taksi lambasınından tutun kanat köklerindeki lambalara kadar çeşitleri değişkenlik gösteriyor.
Bu lambaların uçaklarda kullanılma sebeplerini sıralayacak olursak;
1- Küçük ve uçak yapısına uygun olmaları. Bir LED ile bir akkorlu lambanın boyutu aynı değil sonuç olarak.
2- Daha uzun ömürlü olmaları. (Üreticiler tarafından 100.000 uçuş saatine kadar dayanabileceği söyleniyor. Airbus, A380 modelinde kullandığı LED'lerde 16.000 saate kadar destek ve garanti sağlıyor. 16.000 saatin altında bir bozulma olursa 5 kuruş almadan değişim sağlıyor.)
3- Isı gibi istemediğimiz enerjiler yaymamaları.
4- Daha düşük güç tüketimine sahip olmaları, daha uzun ömürlü olmaları hem şirketler için maliyet konusunda sıkıntı yapmıyor, hem de biz bakımcıları uğraştırmıyor. İki taraf da mutlu ayrılıyor.
Boeing 737 serisinde (MAX) LED kullanımı artmış, hatta iç kabinde florasan kullanımını minimuma indirgeyip komple LED'e geçmiştir. Yeni seri bir uçağa bindiğinizde 1001 çeşit yanan LED'lerle karşılaşırsınız iç kabinde.
Bu türlerin ısıya karşı dayanıksız olduğunu da söylemeliyiz. Bir LED 70 derecenin üstünde ısıya maruz kalırsa bozulma aşamasına gelebilir veya çalışma ömrü kısalır. Bu yüzden uçakların motor çevresinde bir ışık konumlandırılması göremezsiniz.
Aklıma şimdilik bu kadar geldi, sorularınız veya aklınıza takılan yerler varsa sorabilirsiniz
Evlerimizde genel olarak 2 çeşit aydınlatma aracı kullanıyoruz. Ya akkorlu lamba ya da florasan lamba oluyor bu. Florasanı köşeye bırakıp akkorlu lambayı inceleyelim. Elektrik enerjisinin tungsten telini ısıtması ile bunu ışık enerjisine çevirmesi şeklinde bir işleyişi vardır. Basit bir mekanizma, ancak dezavantajları bizim için çok.
1- Uzun süre çalışan lambayı elinize aldığınızda aşırı sıcak olduğunu hissedersiniz. İşte buradaki ısı bizim için dezavantaj. Zira burada hem o ısı hem de o ışık için güç tüketiliyor.
2- Çıplak elle lambanın çevresini ellediğimizde bir miktar yağlanacağı için ışık parlaklığına kolayca negatif olarak etki eder.
3- En önemlisi de içindeki tungsten teli sarsılmaya karşı dirençsizdir. Bir süre sallarsanız lambayı içinden düşer büyük ihtimalle. Uçaklarda iniş sırasında bir titreme olur ve bu titreme sizin sallama şiddetinizden daha büyük bir şiddet ortaya çıkarır. Bu da bu teli rahatlıkla etkiler. Uçaklarda tercih etmemiz imkansızdır.
Kısacası uçaklarda kullanmama olarak ana sebeplerimiz bunlar. Gelelim uçaklarda kullanılan sistemlere. Güncel olarak 3 tane çeşit var:
1- LED
2- HID Lamba
3- Xenon Lamba
Uçaklarda bu 3 çeşidin hepsi, bölgesel olarak değişecek şekilde kullanılıyor. Taksi lambasınından tutun kanat köklerindeki lambalara kadar çeşitleri değişkenlik gösteriyor.
Bu lambaların uçaklarda kullanılma sebeplerini sıralayacak olursak;
1- Küçük ve uçak yapısına uygun olmaları. Bir LED ile bir akkorlu lambanın boyutu aynı değil sonuç olarak.
2- Daha uzun ömürlü olmaları. (Üreticiler tarafından 100.000 uçuş saatine kadar dayanabileceği söyleniyor. Airbus, A380 modelinde kullandığı LED'lerde 16.000 saate kadar destek ve garanti sağlıyor. 16.000 saatin altında bir bozulma olursa 5 kuruş almadan değişim sağlıyor.)
3- Isı gibi istemediğimiz enerjiler yaymamaları.
4- Daha düşük güç tüketimine sahip olmaları, daha uzun ömürlü olmaları hem şirketler için maliyet konusunda sıkıntı yapmıyor, hem de biz bakımcıları uğraştırmıyor. İki taraf da mutlu ayrılıyor.
Boeing 737 serisinde (MAX) LED kullanımı artmış, hatta iç kabinde florasan kullanımını minimuma indirgeyip komple LED'e geçmiştir. Yeni seri bir uçağa bindiğinizde 1001 çeşit yanan LED'lerle karşılaşırsınız iç kabinde.
Bu türlerin ısıya karşı dayanıksız olduğunu da söylemeliyiz. Bir LED 70 derecenin üstünde ısıya maruz kalırsa bozulma aşamasına gelebilir veya çalışma ömrü kısalır. Bu yüzden uçakların motor çevresinde bir ışık konumlandırılması göremezsiniz.
Aklıma şimdilik bu kadar geldi, sorularınız veya aklınıza takılan yerler varsa sorabilirsiniz
Son düzenleme: