Öncelikle selam dostlar, Valorant ile ilgili bir konuya cevap verince bu cevabın baya uzun olduğunu ve bununla alakalı bir konu açsam fena olmayacağını düşündüm. Kendi fikirlerimi sizlere aktarmak, karşılığında sizlerinde fikirlerini almak istiyorum. Benimle aynı fikirde olmak zorunda değilsiniz merak etmeyin.
İzleyerek hissiyatı pek anlayamıyorsunuz açıkça. Oynadığınızda başka bir havası var.
Nedenini bir türlü bilmiyorum ancak bizim insanımız sürekli yeni çıkan oyunlar için klasik şu kelimeleri kullanıyor; "bu oyun tutmaz", "çok abartılıyor", "X oyun çakması", "CS:GO bırakılmaz beyler, ara verilir", "bu oyun çocuk oyunu".
Şimdi 70'li yıllarda çıkan bir FPS oyununu demo varsayarsak, bütün FPS oyunları 90'lı yıllarda çıkan Wolfenstein 3D'nin çakmasıdır. Çünkü günümüz oyunlarına fikir babalığı yapmıştır açıkça.
Gerçekten bu mantıkla ilerlersek yol kat edemeyiz. Her oyunun kendine özgü hissiyatı ve yenilikleri var.
Grafik konusuna gelecek olursak 10 yıllık bilgisayarlarda bile en az 30 FPS oynatabilmek adına yumuşak bir grafiği var. Biliyorum günümüzde çok realistik yapımlar bekleniyor, insanlara bu konuda hak veriyorum. Ancak her 2-3 yılda bir sistem değiştirecek ekonomiye sahip bir ülke değiliz. Olanı var olmayanı var kısaca.
Overwatch ve Paladins oynadım. Genelde bu iki oyuna benzetiliyor çünkü. Hissiyatları ve mekanikleri aynı değil kesinlikle. Ayrıca bariz farklılıklar var. Oyunun modu başta direkt CS:GO'ya benziyor.
5'e 5, 2 takım, bombayı kuran ve bombayı çözen. Bu kadar basit. Eklenen şey özel yetenekler. Yerine göre farklı hava katıyor. Tamamen karşı olmasam da olmamasını istediğim bazı yetenekler var.
Adamlarda oyunu sunarken biz çağ atlattık demiyorlar. Riot Games, TFT'yi yaparken "ofiste çalışanlarımız boş zamanlarında sürekli Auto Chess oynuyorlardı biz de neden bizim böyle bir oyunumuz olmasın dedik" mantığıyla yaptıklarını birebir açıkladılar. Yaptıkları işin ve gelecek eleştirinin bilincindeler yani.
Gelelim en büyük farklılığa;
Adamların mantığı da şu: oyuncunun gözünden bakmak. Oyunda sizinle ilgili olmayan etkenlerden dolayı kaybetmenizi istemiyorlar. Atıyorum sunucu problemi, ping problemi veya netcode problemi sizinle ilgili değil. İşte yoğunlaştıkları konu da bu.
Burada yapacağım eleştiri CS:GO ve Valve üzerine olacak doğrudan. 8 yıldır piyasada olan oyunları için bu kadar fazla talep varken halen bir Türkiye sunucuları konumlandırmamış olmaları. Ayrıca resmi sunucularda halen 64 tickrate'de çalışıyor sunucuları. Sırf bu yüzden zaman zaman FACEIT oynuyorum. 100 sunucu başına 1000'er dolar fazla ödemek fazlamı geliyor acaba bu şirkete bilemiyorum.
Son olarak geçen günlerde oynanan ESL Yarı Finali'nde bir Türk eSpor oyuncusu çevrimiçi bir turnuvada rakibinin ping avantajı yüzünden ölüyor. Bu 2020'de saçmalık demek.
Şu video'ya vakit ayırırsanız dediğimi anlarsınız;
Bunlar tamamen benim fikrimdi, katılan olur veya katılmayan olur.
İzleyerek hissiyatı pek anlayamıyorsunuz açıkça. Oynadığınızda başka bir havası var.
Nedenini bir türlü bilmiyorum ancak bizim insanımız sürekli yeni çıkan oyunlar için klasik şu kelimeleri kullanıyor; "bu oyun tutmaz", "çok abartılıyor", "X oyun çakması", "CS:GO bırakılmaz beyler, ara verilir", "bu oyun çocuk oyunu".
Şimdi 70'li yıllarda çıkan bir FPS oyununu demo varsayarsak, bütün FPS oyunları 90'lı yıllarda çıkan Wolfenstein 3D'nin çakmasıdır. Çünkü günümüz oyunlarına fikir babalığı yapmıştır açıkça.
Gerçekten bu mantıkla ilerlersek yol kat edemeyiz. Her oyunun kendine özgü hissiyatı ve yenilikleri var.
Grafik konusuna gelecek olursak 10 yıllık bilgisayarlarda bile en az 30 FPS oynatabilmek adına yumuşak bir grafiği var. Biliyorum günümüzde çok realistik yapımlar bekleniyor, insanlara bu konuda hak veriyorum. Ancak her 2-3 yılda bir sistem değiştirecek ekonomiye sahip bir ülke değiliz. Olanı var olmayanı var kısaca.
Overwatch ve Paladins oynadım. Genelde bu iki oyuna benzetiliyor çünkü. Hissiyatları ve mekanikleri aynı değil kesinlikle. Ayrıca bariz farklılıklar var. Oyunun modu başta direkt CS:GO'ya benziyor.
5'e 5, 2 takım, bombayı kuran ve bombayı çözen. Bu kadar basit. Eklenen şey özel yetenekler. Yerine göre farklı hava katıyor. Tamamen karşı olmasam da olmamasını istediğim bazı yetenekler var.
Adamlarda oyunu sunarken biz çağ atlattık demiyorlar. Riot Games, TFT'yi yaparken "ofiste çalışanlarımız boş zamanlarında sürekli Auto Chess oynuyorlardı biz de neden bizim böyle bir oyunumuz olmasın dedik" mantığıyla yaptıklarını birebir açıkladılar. Yaptıkları işin ve gelecek eleştirinin bilincindeler yani.
Gelelim en büyük farklılığa;
- Gerçekten iyi netcode (duvar arkasına 'geçtikten sonra' ölmüyorsunuz)
- Türkiye sunucusu (İstanbul çevresinde 20 pingi aşmanız için 8K video indiriyor olmanız lazım)
- Riot Direct ağ altyapısı (tamamen kendilerinin)
- Kullandıkları netcode'un tutarlılığı sayesinde "duvar arkasına geçtikten sonra öldüm" olayı kalkıyor.
- Türkiye sunucusunda oynadığınız için rakibiniz sizi ping avantajından öldürmüyor.
- Riot Direct altyapısı sayesinde kendi ISS'nizle uğraşmadan onların belirlediği sunuculara doğrudan erişim sağlıyorsunuz. (Kendi iddiaları bu yönde, tam olarak işleyişini bilmiyorum ancak süreci baya açık yönetiyorlar, paylaştıkları videolardan detaylı bilgilere ulaşmanız mümkün.)
- 128 Tickrate sunucular. (Sunucunun 1 saniye içerisinde yapabildiği hesaplama sayısı)
Adamların mantığı da şu: oyuncunun gözünden bakmak. Oyunda sizinle ilgili olmayan etkenlerden dolayı kaybetmenizi istemiyorlar. Atıyorum sunucu problemi, ping problemi veya netcode problemi sizinle ilgili değil. İşte yoğunlaştıkları konu da bu.
Burada yapacağım eleştiri CS:GO ve Valve üzerine olacak doğrudan. 8 yıldır piyasada olan oyunları için bu kadar fazla talep varken halen bir Türkiye sunucuları konumlandırmamış olmaları. Ayrıca resmi sunucularda halen 64 tickrate'de çalışıyor sunucuları. Sırf bu yüzden zaman zaman FACEIT oynuyorum. 100 sunucu başına 1000'er dolar fazla ödemek fazlamı geliyor acaba bu şirkete bilemiyorum.
Son olarak geçen günlerde oynanan ESL Yarı Finali'nde bir Türk eSpor oyuncusu çevrimiçi bir turnuvada rakibinin ping avantajı yüzünden ölüyor. Bu 2020'de saçmalık demek.
Şu video'ya vakit ayırırsanız dediğimi anlarsınız;
Bunlar tamamen benim fikrimdi, katılan olur veya katılmayan olur.
Son düzenleme: