Frenleme üç aşamada gerçekleşiyor. İlk olarak Mars'ın yörüngesine girerken atmosfere çarpıyor ve sürtünme ile yavaşlıyor. Sonrasında dünyanın en gelişmiş süpersonik paraşütlerinden birini kullanarak hızını kesiyor. Son olarak da roketler ile inişe yakınken kendi kendini geri itiyor.
Fakat paraşüt açıldığı zaman 9G'lik bir yerçekimi kuvveti oluşuyor ve bu da içerideki ekipmana zaar verebilir. Bunu engellemek için paraşüt açılınca ısı kalkanı bırakılıyor. Fakat bu da yeterince yavaşlama sağlamıyor. Kapsül hala 300 KM hızla Mars yüzeyine çakılmaya doğru ilerliyor.
İşte tam bu esnada paraşütün bağlantısı kesiliyor ve geri itici roketler devreye giriyor. Fakat biraz manevra yaparak Cruiosity'i farklı yöne itiyor ki paraşüte çarpmasın. Son aşamada yere 20 metre kala roketler sabitleniyor. Roketler tozu toprağı birbirine katıp Curiosity'e zarar vemesin diye 20 metrede iken Curisosity, vinç sistemiyle ile aşağıya indiriliyor. Ardından bağlantılar kesiliyor ve roket kendini çok uzak bir yere fırlatıyor.
Atmosfere girerken mekiğin ön yüzeyi sürtünmeden dolayı 1600 dereceye çıkıyor ve güneşin yüzeyi gibi parlamaya başlıyor. Mars'ın atmosferi Dünya'nınkinden 100 kat daha ince.
İnsanoğlu nasıl gider artık, bilemiyorum 
