Ne alaka? Açıklar mısınız? Kuranda anlamı bilinmeyen ayetlerin olduğu doğru fakat bunun mucizevi yanı nedir?
Yâni sizlerin iddialarının tersine o kitabın insan eseri olamayacağına dair önemli kanıtlar sunuyor. Hz. Muhammed'in bulunduğu coğrafya itibarıyla hiç bilmesi mümkün olmayan bazı bilgiler nasıl o kitaba girmiş olabilirdi acaba kopya mı çekmişti
? Detaylı bilgi için şu an müsait değilim ama internet kaynak araması ile sen de bulabilirsin.
Oldukça insancıl bir cümle. Herhangi bir büyüleyici yanı yok.
Sadece etkileyici ve kısa bir tanım olduğu için verdim ve aynı şekilde çok yüksek bir eğitimi, şairliği veya felsefeciliği olmadığı bilinen Hz. Muhammed'in bu ifadeyi kurmasının mümkün olmadığını ayrıca belirtiyorum. Bu da yine o kitabı Hz. Muhammed'in yazmış olamayacağına dair bir kanıt değil midir?
Yaratıcı neden kendi varlığını belirtmeye ihtiyaç duysun ki. Biz insanlar olarak tanrı dediğimiz kavramın yanında hiçbir şeyiz. Tanrı kavramı inanılmaz üstün bir kavram ve tanrının mesai harcayacağı varlıklar olduğumuzu zannetmiyorum. Mesela dedikleriniz deizmle ters düşüyor. Belki de tanrı var bizi yarattı ve sonra bizi kendi halimize bıraktı. Nereden bilebiliriz ki? Bilemeyiz. Bilemeyeceğiz de.
İşte asıl orijin burada! Daha önce de belirttiğim gibi Yaratıcı bilinemez çünkü evrenden yâni bütün doğadan ayrık, doğaüstü olduğu için onu doğa bilimlerinin bilgi edinmeye dayanan bilimsel metodu ile izole edilmesi mümkün değildir ve bu zaten mantıksız olduğu için gülünçtür de. O zaman geriye sadece inanç kalıyor çünkü bilgi burada doğru araç değildir. Yaratıcı da bunu bildiği için kendi varlığını dolaylı olarak bildirip inamamaızı istiyor. Peki bildirmezse olmaz mıydı sorusun cevabı ise olmazdı şeklindedir, çünkü hem insanların onu kendiliklerinden veya bilgi edinerek bilmeleri mümkün değildi hem de evreni ve içindeki hayatı bir tür oyun olarak tasarladığını ve oyunu kazanmak için gerekli olan kuralları yâni dini bildirmemiş olsaydı bu, kendisinin "el-adl" denilen yâni "âdil davranan" sıfatıyla çelişecekti. "bir tür oyun" ifadesi nereden çıktı diye şaşırmayın, bu benim değil kendisinin kitabındaki en uyarıcı ifadelerinden biridir: "dünya hayatı oyun ve eğlenceden ibarettir."
"Tanrının mesai harcayacağı varlıklar olmadığımız zannınız" doğru değil çünkü kendine ait akıl, zekâ, mantık, merhamet, sevme vs. özelliklerin çok küçük çaplı da olsa benzerlerini verdiği canlı türü olan insanı, “hanginizin davranışça daha iyi olduğunu deneyerek göstermek için ölümü ve hayatı yaratan o'dur." ifadesine göre ve "insan, kendisinin başı boş bırakılacağını mı sanır?" ifadesine göre yarattığını kendisi belirtmiştir. Sizce bu ifadeleri şairliği ve felsefeciliği olmadığı bilinen Hz. Muhammed uydurmuş olabilir mi? Hiç de bir insanın düşünce şekline benziyor mu? Neyse gelelim "Tanrının bir işi yok mu da böyle işlerle uğraşmış, köşesinde dursun
" gibi akla gelebilecek bir absürt iddiaya da gelelim: Yaratıcının sizin oldukça insancıl bir cümle dediğiniz tanımından hareketle Onun işgal ettiği varlık alanı neyse orada Kendisinden başka bir varlık olmadığı yâni yine kendi ifadesi ile "mekânın mekânı" olduğu için biricik tekil varlık olarak var olduğunu ve "Ben gizli bir hazine idim bilinmekliğimi sevdim-istedim ve bu halkı, onunla bilinmekliğim için halkettim." ifadelerini anlamak gerekiyor. Son söz Yaratıcıyı bilmeye çalışmak mümkün değildir, Onun varlığı ancak inanarak kabûl edilebilir aksi halde boşa kürek çekilir veya kısır döngüye girilir. Onu bilebilecek olan sadece ve sadece dengi olan başka bir Yaratıcı olabilirdi ki, zaten olsaydı bile biz o diğer Yaratıcıyı da bilemezdik ve üstelik olsaydı o diğer Yaratıcı, bizim evrenimize muhtemelen müdâhil olamazdı veya olmazdı
, yâni hastanede hekim seçer gibi yaratıcımızı seçemezdik
Oyunu kurallarına göre oynamak ve kazanmak zorunda bırakılmak elbette oldukça zorlayıcıdır ve "ben bu oyunu oynamak istemiyorum, oyundan çıkmak istiyorum" talepleri de geçersizdir çünkü olsaydı başka bir Yaratıcının evrenine geçmeniz de mümkün değildir. İstesek de istemesek de kazanmak zorunda olduğumuz bir oyunun içinde bulunduğumuz düşüncesinin mutsuzluk verdiğinin farkındayım ama kuralları değiştiremiyorsak onlara uymak tek seçenektir, aksi halde korkunç ötesi bir ceza bizi bekliyor uyarısı yapılmıştır. "Mülk, onundur." ilkesi gereği itiraz etmek anlamsız ve geçersizdir, çünkü "Dilediğini yapan veya yapmayan Odur."