Zaman kavramına "olay" diyebilir miyiz?

8bitlikadadam

Megapat
Katılım
27 Aralık 2016
Mesajlar
312
Çözümler
1
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Meslek
Yazılımcı, Grafik ve Web Tasarımcı, UI Artist, Tır şoförü 😀
Bu tartışmayı konuşabilmek için zamana bakış açımızın ortak olması gerekir. Ben şu anda fiziksel zamandan bahsediyorum.

Bilim insanları, zamanın, mesafeye göreli olarak 'yavaşladığını' belirtiyorlar. Hatta şöyle basit bir izahı da yapılabiliyor. Hubble teleskobu ile gözlenen, milyonlarca kilometre uzaklıktaki gökadaların, milyonlarca yıl önceki halini görüyor isek, bu bağlamda zamana 'olay' diyebilir miyiz? Eğer diyebiliyor isek, zaman olayının sonucu nasıl ve neye göre belirlenir?
 
Zaman mesafeye göreli olarak yavaşlamıyor. Zaman kavramı uzaydan bağımsız değil. Zamanın göreceli olarak algılanmasının sebebi bu. Kütleçekim etkisi ile uzayı büktüğün ölçüde zamanı da büküyorsun. Teorik olarak ışık hızında veya ışık hızına çok yakın hızlarda hareket edebilrsen zamanda da yolculuk yapabilirsin. Zamanı olay olarak nitelendirmenin sebebini anlayamadım.
 
Zamanı olay olarak nitelendirmenin sebebini anlayamadım.
Olay olarak niteledim çünkü zamanı bir balonun içindeki su olarak düşündüm. Balonun şekline göre hareket eden suyun kendine has bir hareketi olduğunu varsaydım ve o hareketi olay olarak niteledim. Aslında bu bağlamda aklıma şu soru geldi: "Madem zamanın kendine has bir hareketi var, bu olayın bir sonucu da olabilir mi?". Tabii önce bunun bir hareket olup olmadığını netleştirmemiz gerekir.
 
Ben baglantiyi kuramadim. Zaman mesafe ile degil, yasadigimiz evrenin kendisi ile butunlesik bir konsept. Uzay-zaman uzerinde etkisi olan her sey, zamani da dogrudan etkiliyor.

60m isik yili uzakliktaki bir seye baktiginda o kadar zaman onceki halini goruyorsun cunku yansiyan isik retinana ancak o kadar zamanda ulasabiliyor. Sinif arkadasinla konusurken de ayni durum gecerli. Onu gordugun an ile ondan foton yansidigi an arasinda gecikme var. Ses icin de gecerli bu. "Olay" ile bir baglantisi yok, varsa da ben kuramadim.
 
Merhaba. Örneğin zaman; bir video recorder'da VHS, betamax video kasetlere bir video kaydı yüklenirken, bu videodaki görüntülerde ileriye doğru saniye, dakika, saat, yıl, vb. gittikçe artan bir kavram değeri bağlamında bazı somut kayıtlara geçerken yani bu anı kaydederken kullandığımız rakamlarla çok göreceli olan bir kavramdır, direk olarak elle tutulamaz, belirli değerlerle çok kolayca ifade edilemez ve ona direk "olay" demek de pek doğru olmaz bence. Zamanı geriye aldığını iddia eden Rus bilim adamları aslında medyada bunu dikkat çekmek, ses getirmek amaçlı örneğin "bir video kaseti bilerek geriye sardıklarını" aslında zamanı geriye almadıklarını, sadece kelime oyunuyla bunu yapabildiklerini ifade etmişlerdi.

Zamanı mutlaka bir kavramla ifade edeceksek ona özellikle uzay-zaman için "tamamlayıcı köprü" demek çok yanlış olmayacaktır. Çünkü örneğin küp şeklinde çok basitçe düşündüğümüz uzayın 4. bir uzantısı, bağlantı yapan bir köprüsüyle uzay-zaman kavramı böylece eksiğiyle tamamlanmış veya tam olarak bütünleşmiş oluyor.

Zaman halen geriye alınamayıp sadece ileri yönde yani geleceğe doğru ilerliyor, termodinamikteki entropi kavramıyla hiç ters düşmeden ve geriye alınamadan çok kuvvetli olan mağnetik alanlarla (ünlü Philadelphia deneyi gibi) uzay-zamandaki özel konumu ileri noktadaki olan bir yerine bükülerek taşınabiliyor, bunun mümkün olduğunu ama halen zamanda geriye dönüşün mümkün olamadığını çok iyi biliyoruz.

Işık hızına çok yaklaşan cisimlerin boyunda bir kısalmanın olabildiği Einstein'ın görecelik kavramıyla açıklanmış çok özel bir durumdur. Çok uzak yıldızlardan birkaç milyon yıl önce olan bir süpernova patlamasının ışığının, ışık hızıyla ancak bugünlerde Hubble uzay teleskopuyla görülüp tespit edilmesi ise, bu yıldızlar arasındaki çok uzak olan mesafeyle zamanın çok yavaşladığını bize hiçbir zaman gösteremez. Ancak kara deliğe düşen bir insanın kolunda işleyen bir saatle ve o insanın akibeti için ayni durumu ifade etmekten çok uzağız. Çünkü ışık, gaz, vb. bildiğimiz malzemeler dışında insanın kara delikteki yolculuğuna henüz şahit olamadık veya ona direk düşen bir insanın akibeti ve kolundaki zaman kavramının nasıl işleyebileceğini halen tam olarak bilemiyoruz. Ancak bir boyuttan başka bir boyuta (uzay-zamana) geçişte kurt (solucan) deliği görevini görebileceğini teorik olarak düşünüp bazı bilimsel kaynaklarla açıkça ortaya koyabiliyoruz.

Sonuç olarak zamanı sadece bir "olay" dır demekle onu geçiştiremeyiz, bu çok da doğru olamaz, kendi görüşüme göre. Ayrıca zaman çok uzak mesafelere bağlı olarak da yavaşlayamaz, ama ikizler paradoksundaki gibi ikiz kardeşlerden birisinin uzay yolculuğundayken daha genç, diğerinin dünyada normal zaman dilimi içinde kalıp daha çok yaşlandığı gibi paradoksal bir durumu düşünülüp görecelik kavramlarıyla desteklenip mantıken belki kabul edilebilir. Kolay gelsin.
 
Son düzenleme:
Merhaba. Örneğin zaman; bir video recorder'da VHS, betamax video kasetlere bir video kaydı yüklenirken, bu videodaki görüntülerde ileriye doğru saniye, dakika, saat, yıl, vb. gittikçe artan bir kavram değeri bağlamında bazı somut kayıtlara geçerken yani bu anı kaydederken kullandığımız rakamlarla çok göreceli olan bir kavramdır, direk olarak elle tutulamaz, belirli değerlerle çok kolayca ifade edilemez ve ona direk "olay" demek de pek doğru olmaz bence. Zamanı geriye aldığını iddia eden Rus bilim adamları aslında medyada bunu dikkat çekmek, ses getirmek amaçlı örneğin "bir video kaseti bilerek geriye sardıklarını" aslında zamanı geriye almadıklarını, sadece kelime oyunuyla bunu yapabildiklerini ifade etmişlerdi.

Zamanı mutlaka bir kavramla ifade edeceksek ona özellikle uzay-zaman için "tamamlayıcı köprü" demek çok yanlış olmayacaktır. Çünkü örneğin küp şeklinde çok basitçe düşündüğümüz uzayın 4. bir uzantısı, bağlantı yapan bir köprüsüyle uzay-zaman kavramı böylece eksiğiyle tamamlanmış veya tam olarak bütünleşmiş oluyor.

Zaman halen geriye alınamayıp sadece ileri yönde yani geleceğe doğru ilerliyor, termodinamikteki entropi kavramıyla hiç ters düşmeden ve geriye alınamadan çok kuvvetli olan mağnetik alanlarla (ünlü Philadelphia deneyi gibi) uzay-zamandaki özel konumu ileri noktadaki olan bir yerine bükülerek taşınabiliyor, bunun mümkün olduğunu ama halen zamanda geriye dönüşün mümkün olamadığını çok iyi biliyoruz.

Işık hızına çok yaklaşan cisimlerin boyunda bir kısalmanın olabildiği Einstein'ın görecelik kavramıyla açıklanmış çok özel bir durumdur. Çok uzak yıldızlardan birkaç milyon yıl önce olan bir süpernova patlamasının ışığının, ışık hızıyla ancak bugünlerde Hubble uzay teleskopuyla görülüp tespit edilmesi ise, bu yıldızlar arasındaki çok uzak olan mesafeyle zamanın çok yavaşladığını bize hiçbir zaman gösteremez. Ancak kara deliğe düşen bir insanın kolunda işleyen bir saatle ve o insanın akibeti için ayni durumu ifade etmekten çok uzağız. Çünkü ışık, gaz, vb. bildiğimiz malzemeler dışında insanın kara delikteki yolculuğuna henüz şahit olamadık veya ona direk düşen bir insanın akibeti ve kolundaki zaman kavramının nasıl işleyebileceğini halen tam olarak bilemiyoruz. Ancak bir boyuttan başka bir boyuta (uzay-zamana) geçişte kurt (solucan) deliği görevini görebileceğini teorik olarak düşünüp bazı bilimsel kaynaklarla açıkça ortaya koyabiliyoruz.

Sonuç olarak zamanı sadece bir "olay" dır demekle onu geçiştiremeyiz, bu çok da doğru olamaz, kendi görüşüme göre. Ayrıca zaman çok uzak mesafelere bağlı olarak da yavaşlayamaz, ama ikizler paradoksundaki gibi ikiz kardeşlerden birisinin uzay yolculuğundayken daha genç, diğerinin dünyada normal zaman dilimi içinde kalıp daha çok yaşlandığı gibi paradoksal bir durumu düşünülüp görecelik kavramlarıyla desteklenip mantıken belki kabul edilebilir. Kolay gelsin.
İşte beklediğim bol detaylı cevap bu. Cevabınız için teşekkür ediyorum çok aydınlatıcı oldu.
 

Technopat Haberler

Geri
Yukarı