Merhaba,
Öncelikle bu konuya neden geldiğinizi az çok tahmin edebiliyorum. Bir kısmınız sadece meraktan, çok büyük bir kısmınız ise, yine çok yüksek bir ihtimalle bir koltuk almaya karar vermiş; Zio, Hawk, Xdrive vb. gibi koltuk markalarının arasında kalmış, kendinize sürekli; Acaba hangisinin ne özelliği var? Hangisini alsam? En kalitelisi hangisidir? Bunu alsam 2 gün sonra bozulur mu? Şunu alsam sert midir? O yeterince rahat mıdır? vb. diye soruyorsunuzdur. İnterneti, youtube’u, forumları bu sorularla çoktan alt üst etmişsinizdir bile. En azından benim için durum böyleydi.
Öncelikle şunu söyleyebilirim, bu yazımda bu markaların hiçbiri kötülenmeyecek. Çünkü; gerek yok. Hiçbiri kötü markalar değiller. Arkadaşlar, basitçe söyleyeyim size, herkesi aynı anda mutlu edemezsiniz. Bu saydığım tüm markalarda, hatta fazlasında… ki piyasada bu saydıklarımdan da başka, kaliteli ürünlere sahip bir sürü firma mevcut. Dolayısıyla hepsine ait iyi yorumlar da olacak, kötüleri de. Benim bunca araştırmam sonucu elde ettiğim sonuç basitçe bu. O yüzden; o marka kötü, şu markanın burası ince, şu markanın şurası sert vb. Yorumlara asla aldanmayın. Kaba bir tabirle söylemek gerekirse kimsenin g*tü bir değil arkadaşlar, başkasına sert gelen bir şeyin size fazlasıyla yumuşak gelmesi bile gayet olası. İmkanlar dahilinde, kendiniz deneyin, bizzat tecrübe edin. Her şeyden önce, sipariş vermeden firmaların WhatsApp destekleri ile yazışın, arayıp sorun, ürünler hakkında merak ettiklerinizi sorun, alacağınız cevaplara ve size karşı tavırlarına bakın. Sonrasında, ürünlerde kullanılan materyallere bakın, vaat ettikleri özellikleri kıyaslayın, zaten aşağı yukarı bir fikir oluşur kafanızda.
Öncelikle bu konuya neden geldiğinizi az çok tahmin edebiliyorum. Bir kısmınız sadece meraktan, çok büyük bir kısmınız ise, yine çok yüksek bir ihtimalle bir koltuk almaya karar vermiş; Zio, Hawk, Xdrive vb. gibi koltuk markalarının arasında kalmış, kendinize sürekli; Acaba hangisinin ne özelliği var? Hangisini alsam? En kalitelisi hangisidir? Bunu alsam 2 gün sonra bozulur mu? Şunu alsam sert midir? O yeterince rahat mıdır? vb. diye soruyorsunuzdur. İnterneti, youtube’u, forumları bu sorularla çoktan alt üst etmişsinizdir bile. En azından benim için durum böyleydi.
Öncelikle şunu söyleyebilirim, bu yazımda bu markaların hiçbiri kötülenmeyecek. Çünkü; gerek yok. Hiçbiri kötü markalar değiller. Arkadaşlar, basitçe söyleyeyim size, herkesi aynı anda mutlu edemezsiniz. Bu saydığım tüm markalarda, hatta fazlasında… ki piyasada bu saydıklarımdan da başka, kaliteli ürünlere sahip bir sürü firma mevcut. Dolayısıyla hepsine ait iyi yorumlar da olacak, kötüleri de. Benim bunca araştırmam sonucu elde ettiğim sonuç basitçe bu. O yüzden; o marka kötü, şu markanın burası ince, şu markanın şurası sert vb. Yorumlara asla aldanmayın. Kaba bir tabirle söylemek gerekirse kimsenin g*tü bir değil arkadaşlar, başkasına sert gelen bir şeyin size fazlasıyla yumuşak gelmesi bile gayet olası. İmkanlar dahilinde, kendiniz deneyin, bizzat tecrübe edin. Her şeyden önce, sipariş vermeden firmaların WhatsApp destekleri ile yazışın, arayıp sorun, ürünler hakkında merak ettiklerinizi sorun, alacağınız cevaplara ve size karşı tavırlarına bakın. Sonrasında, ürünlerde kullanılan materyallere bakın, vaat ettikleri özellikleri kıyaslayın, zaten aşağı yukarı bir fikir oluşur kafanızda.
Gelelim benim neden Zio tercih ettiğime;
Çok şekil be...
Elbette tek sebebi bu değil, ancak, tip itibari ile müthiş bir albenisi olduğuna kimse itiraz edemez sanıyorum... WhatsApp destek hattının müthiş ilgili olması, araştırdığımda gördüğüm kadarıyla kullanılan malzemelerin, dikişlerin kalitesi, kumaşın uzun ömürlü oluşu ve elbette yukarıda da belirttiğim gibi kozmetiği, o muhteşem siyah rengi…
Öncelikle şimdiden belirteyim, objektif bir yorum yapmaya çalışacağım elbette ancak, yine de epey bir övgü yazısı olacak, reklam için firmadan para almadım belirteyim
Markayı merak eden arkadaşlar için oldukça detaylı bir inceleme olacak. Bunu yapmamın, buna bunca mesai harcamamın tek sebebi ise gerçekten sadece; benim bu markayı araştırırken yeterli döküman ve incelemeye rahatlıkla ulaşamamış olmam. Benimle aynı durumda olan kişiler var ise onlara epey yol gösterici olacağını düşünüyorum. Elbette, sadece kullandığım bu yaklaşık 2 haftalık kısa süreçteki kendi düşüncelerim ve tecrübelerimden yola çıkarak yazıyorum bu yazıyı, bunu her zaman aklınızda bulundurun lütfen. Zamanla konu güncellenir, sorular sorulur ve cevaplanır tabiiki. Sipariş öncesinde olup, benimle benzer duygu düşüncelere sahip arkadaşlara ek tavsiye olarak, Zio’nun Discord kanalına katılmalarını öneririm, orada da koltuğa dair epey bir şey bulabilirsiniz.
Evet, bunca yazı sadece önsözdü. Şimdi incelemeye geçebiliriz;
Öncelikle;
Firmada 3 farklı koltuk modeli mevcut;
- Kumaş (Fabric)
- Deri (Venom)
Ee 2 oldu?.. Evet 2 oldu, çünkü; 3. Seçenek olan “Hybrid” versiyonunu gizlemeye ve Venom sekmesinin altında eklenti kısmına koymayı tercih etmişler.
Açıkçası, ön sipariş aşamasında bu benim çok kafamı karıştırmıştı, neden böyle bir şey tercih edilmiş bilmiyorum ancak bence siteye ayrı bir sekme olarak eklenmeli.
Özelliklerine gelirsek;
Kumaş: Keten katkılı (Yüksek dayanıma sahip ve uzun ömürlü olması için) bir kumaş yapısına sahip, sağlam, tip olarak da bildiğimiz klasik ancak kaliteli bir kumaş dokusuna sahip koltuk.
- Dayanıklı
- Uzun Ömürlü
- Yazın terletmez
- Toz tutar
- Temizlenmesi zor
Deri: Anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz.
- Yazın terletir
- Evcil hayvanların en sevdiği doku
- Temizlenmesi kolay
- Bakım ister
- Aşırı şık, şekil, cool ve kozmetik hakkında daha bilimum övgü...
Hybrid: Hayır, elektrikli arabalardakinden değil.
Basitçe; oturma ve sırf yaslama, yani vücudunuzun temas ettiği kısımlar kumaş, kalan kısımlar deri.
Yukarıdaki materyallerin aynı anda kullanılmış hali işte, özellik olarak biraz ondan biraz bundan.
Malzemesini seçmek tamamen sizin zevkinize ve tercihinize kalmış.
Benim aldığım modelin detaylarını sorarsınız; Ben şahsen kumaş tercih ettim, benim için en önemli şey uzun ömür ve konfordu çünkü.
Aldığım modelin tam ismi; [ Fabric - Deep Black ] Aha şundan;
Hikayeye sipariş aşamamdan başlarsam;
İlk etapta boy ve kilomu belirteyim; 180cm / 88kg
Öncelikle piyasadaki koltuklardan Rampage ve Xdrive markasına ait tüm koltukları tecrübe ettim. Xdrive mağazasına evim 5dk zaten, pek de zor olmadı. Her ikisinin de hiçbir modeli bana göre değildi, gerçekten rahat edemedim koltuklarda (Xdrive’ın bir tane 4500₺’lik modeli hariç, o aşırı iyidi, zaten fizyoterapist onaylıymış ama o da 4500₺ be abi, çok yani). Yine, tekrar tekrar belirteyim, hiçbir markayı kötülemiyorum, tam tersine bunların çoğu zaten kaliteli ve kendini ıspatlamış markalar. Kısaca, bazı Xdrive kullanan arkadaşlar, yok efendim çok rahatta, şu model öyle de böyle de diye dibimde bitmesin lütfen, koltuklar çok kaliteli ve firma çok profesyoneldi ancak ben rahat edemedim abi, uymadı yani bana ne yapayım. Açık açık söylemek gerekirse; benim g*tümün keyfi yani, sizene. Daha ne diyebilirim bilmiyorum. Siz imkanınız varsa yine deneyin tabiiki, en güzeli öyle yapmak zaten. Bunlar sadece benim tecrübelerim.
Her neyse, işin sonunda, geriye kalan Zio ve Hawk’ı ise deneyememiştim. Dolayısıyla bu ikisi arasında bir rekabete dönüştü iş benim açımdan. Zio'yu irdelerken sitede yukarı da paylaştığım siyah koltuk resmini gördüğümde, dedim ki; Aha aradığım koltuk bu... neymiş bu, bir bakalım… Sonra girdim iyice derinine. Yukarıda belirttiğim gibi epey bir (haftalarca) araştırma, firmaya WhatsApp üzerinden yönelttiğim onlarca soru, izlediğim onca video, okuduğum tonla yazı ve çeşitli platformlarda danıştığım, ciddi manada yüzlerce kullanıcı’dan sonra, özellikle Zio ve Hawk gibi her iki markayı da kullanan birkaç arkadaşın da Zio’yu önermesi ve benim de tip olarak zaten onu kendime yakın hissetmem sonucu, kıydım paraya ve sipariş verdim koltuğu. Biliyorum bir çok kişi; “Benim bilgisayarım o kadar etmiyor” tarzı espriler, belki de gerçekler ile yaklaşacaklar, ancak bir yaştan sonra, parasına değil de rahatına bakmak gerektiğini bilen akranlarım olduğunu da biliyorum. Söz konusu yolun sonu sağlığa çıkınca, amaan bir kere alıyoruz dedik ve Zio Gaming’in direkt sitesi üzerinden, kartla ödeme şeklinde verdim siparişi kısaca. Bazı "çok bilen" arkadaşlar da "o paraya kaliteli bir ofis koltuğu alırdın, oyuncu koltuğu para tuzağı" diyecek arkadaşlar da çıkacaktır eminim, onlara da hemen buradan cevabı vereyim; Öyle bir şey yok arkadaşlar uyumayın. Elbette mükemmel, muazzam, harika ofis koltukları mevcut, hatta en iyilerinden birini ben kendi ofisimde de kullanıyorum zaten. Bu evime, bilgisayar setupuma aldığım bir koltuktu, ve detayına gireceğim ama, kabaca; rahatlık bakımından çok da aşağıda kalmıyor. Kısaca iyi araştırınca para tuzağı değilmiş
Bu arada, sipariş verirken herhangi bir yayıncının kodunu kullanırsanız %10 indirim yapılıyor, bu fırsatı da kullanmayı unutmayın, ben de öyle yaptım elbette, ~250₺ nereden baksan iyi para, böylece rocking chair bedavaya gelmiş gibi oldu işte, onun ne olduğundan da birazdan bahsedeceğim.Neyse, siparişi geçtik sonra ne oldu? -Hiçbir şey... Baya baya günlerce bekledim bir aksiyon için ancak, hiçbir şey olmadı. Bir hevesle, onca para dökülerek alınan koltuk custom üretim olacağından, Basic modellerden birini seçseniz bile stoktan gönderim yapılmıyor ve sıfırdan üretiliyor. Elbette bu da epey bir zaman alıyor. Ayrıca çalıştıkları kargo şirketi de tam bir felaket, ne yaptıklarından/kendilerinden haberleri yok ki size haber etsinler. Ayrıca kapınıza kadar ürünü teslim de etmiyorlar, bina girişine bırakıp gidiyorlar. Bunlar aklınızda bulunsun.
Ürünü sipariş ettikten 13 gün sonra elime ulaştı benim.
Custom (baskılı, logolu yazılı vs.) siparişlerde bu süreleri beklemek elbette kabul edilebilir ancak, en azından bu tarz düz/varsayılan modeller için stok tutmaları gerekli. Ayrıca ileri tarihlerde daha profesyonel kargo firmaları ile çalışmalarını temenni ediyorum. Bilgi almak için kargoyu arıyorum, adam telefonu; "Efendiim" diye açıyor yahu, bu nedir.
Neyse ki ürün elinize ulaşınca sizi yeterince memnun ediyor ve beklediğime değdi diyorsunuz, o yüzden bu sinir stres sadece ürün gelene kadar. Geldiğinde affettiriyor kendini. Beklediğinize değiyor kısaca.
Ayrıca, firma bu kadar beklettikleri için özür mayetinde olsa gerek, müşterilerine bazen kol pedi, bazen siz öyle seçmeseniz bile kurulu gönderim yapılması gibi hediyeler veriyorlarmış. Beni de böylece büyük bir yükten kurtarmış oldular. Hoş bir davranış bence. Teşekkür ediyorum kendilerine.
Bahsettiğim bu "custom" seçenekler açısından ise, şu resimden de görebileceğiniz üzere, site tam bir cennet;
Benim koltuğumda olanlar ise; 180 derece mekanizma ve kolluk pedleri.
Aslına bakarsanız, yalnızca 180 derece mekanizmanın aşırı gereksiz bir şey olduğunu düşünüyorum. Yani kaçımız kullanacak ki bunu? Muhtemelen odanızdasınız zaten, gidin yatağa yatın yahu, bilgisayar koltuğu da tam düz yatmayıversin yani. E bu kadar laf ettim, yine de aldım, niye peki, deli miyim? Yo, adamlar rocking chair özelliğini sadece 180 derece mekanizmaya koymuş da ondan. Bu, sırf 180 satabilmek için yapılmış bir strateji mi, yoksa yalnızca o mekanizma mı gerçekten bu özelliğe sahip olabiliyor da 120’ye koyulamıyor cidden bilmiyorum. Bilinçli bir seçim ise bile tebrik ettim, işe yaradı yani, ben aldım. “Fiyat farkı cidden çok değil 199₺, neticede bir defa alıyoruz” diyerek acımadım valla, bilinçliyse helal olsun. Yalnız cidden değer abi, rocking chair için verilir o para, ekletin yani bunu. Özelliğin ne olduğunu bilmeyen içinde basitçe söylemem gerekirse; bildiğiniz sallanan sandalye ya, heh işte özelliği aktif edince alttan aynı onun gibi oluyor, oturduğunuz yerden yaylanıyorsunuz, valla çok iyi, değer. İstenilince açılıp kapatılıyor tabiiki.
Kolçak padlerini çok da anlatmaya gerek var mı cidden bilmiyorum, dirsek ve kollarınız rahat ediyor işte, epey yumuşaklar. Ha bir de, şekerli/meyveli sakız gibi AŞŞIRI iyi kokuyorlar. Kolçakları çok kullanıyorsanız ve koltuğu alırken zaten giren girdi, 2K+ para veriyoruz, bi’ 99 daha veririm, koymaz diyebiliyorsanız, alın geçin yani. Resmi aşağıda mevcut.
Kalan özellikler sizin tercihinize ve bütçenize kalmış ayak uzatma aparatıydı, logo bastırmaydı, isim yazdırmaydı… Bunlara değinmeye gerek olduğunu düşünmüyorum. Bunlar hakkında söyleyebileceğim tek şey, gerçekten aşırı pahalı olmaları ve şahsen değmeyeceğini düşünmem. Zamanla bir de o bastırdıklarınızdan sıkılırsanız hele of tadından yenmez.
Değinmek istediğim ve anlam veremediğim tek ekstra “4D Kol” oldu. Sadece şunu sormak istiyorum; Neden? Cidden soruyorum bilen bana da anlatsın. Abi, sadece kolçaklar az içe ve dışa çaprazlama da hareket etsin diye, neden ekstra 399₺ verelim yahu, hani 49/99 felan olsa neyse, bir düşünülür de, yok yani bu para çok yüksek.
Gelelim koltuğun yapısına, özelliklerine artı ve eksilerine;
Sanırım en önemli ve dikkate alınacak kısımlardan birisi, her ne kadar söylenecek çok fazla şey olmasa da burası... Başlayalım bakalım;
Ben dahil bir çoğumuzun araştırırken karşısına forumlarda bazı kişilerin minder sertliğinden yakındığını görmüşsünüzdür. Acaba cidden böyle mi diye düşünüyordum ancak endişelerim boş çıktı benim, dediğim gibi herkesin g*tü bir değil. Benim açımdan bakınca, bunları diyenler hayatında sert yere oturmamışlar deyip geçeyim.
• Minder epey geniş, yayla gibi alan var, üstünde benim gibi epey iri bir adam bile rahatça bağdaş kurup oturabiliyor ve sertliği de belirttiğim gibi kıvamında, bundan daha yumuşak olsa muhtemelen uzun kullanımda salacaktı kendini. Uzun ömürlülük önemli bence, rahatlık açısından da hiçbir problemim yok, yani güzel ve gayet rahat.
• Dikişleri ise birazdan detaylı ve yakından görüntüsünü ekleyeceğim üzere kalın iplerle, sık atılmış oldukça sağlam duruyor. Bundan yana herhangi bir problem olacağını hiç düşünmüyorum.
• Tekerlekler plastik ancak bağlandıkları üst beşgen ayaklık metal, ne çok ince ne çok kalın, yine uzun ömürlü ve sağlam olduğuna şüphe yok.
• Boyun yastığı mükemmel.
• Bel desteği çok güzel ve yumuşak ancak biraz küçük gibi ve sanırım çok kısa bir kullanımdan sonra çökecek, nedense bu sağlamlığını ve kalıbını koruyabilecekmiş gibi görünmedi. Sormadım ama firma bu konuda en azından 2 sene için destek verir diye tahmin ediyorum. Bir bilgi edinirsem eklerim konuya.
• Kolçaklar nedense bana çok güven vermedi. Sebebi ise şu; ben eskiden kalma alışkanlık olarak koltuktan kalkarken ihtiyacım olmasa bile onlardan güç alarak kalkıyorum, tamamen huy meselesi ve sanki böyle yapmaya devam edersem bir yerde cortlayacaklarmış gibi hissettiriyorlar. Bu konuyu da sormadım ama firma yine en azından 2 sene için destek verir diye tahmin ediyorum. Bir bilgi edinirsem eklerim konuya.
Evet, koltuk hakkında bahsetmek istediklerim aşağı yukarı bu kadardı, aklıma başka bir şey gelir veya zamanla kullanımda başka tecrübelerim olur ise bunları da paylaşırım elbette.
Lütfen, herhangi bir sorunuz varsa, sormaktan çekinmeyin. Elden geldiğince yardımcı olurum.
Epey uzun bir yazı olduğunun farkındayım ancak internette böyle bir şeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum gerçekten, ben arayınca bulamadım, bu konudan sonra arayanlar bulsun bari.
Lütfen, herhangi bir sorunuz varsa, sormaktan çekinmeyin. Elden geldiğince yardımcı olurum.
Epey uzun bir yazı olduğunun farkındayım ancak internette böyle bir şeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum gerçekten, ben arayınca bulamadım, bu konudan sonra arayanlar bulsun bari.
Son olarak, aydınlık ve karanlıkta, setupla birlikle çektiğim şöyle 2 adet fotoğrafını da bırakarak konuyu tamamlayayım.
Okuduysanız teşekkür ederim, iyi günler
Son düzenleme:
