Ziya Gökalp

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
HDP'ye oy verdim. Çok eksiği, yanlışı var ama şuan eksikleri ile bile bana en uygun siyasi parti. Barış yapılacaksa bile HDP veya türevi bir parti ile yapılacak. Bugün Kürtlerin evine, köyüne cenazeler geldi ama ona rağmen dağa çıktılar. Ölümü göze ala ala. Tüm PKK'lıları öldürsen de farklı bir örgüt ile dağa çıkılır. Önemli olan dağa çıkma sebeplerini ortadan kaldırmak. Daha da yazardım ama daraldım kusura bakma. Bu konu ile ilgili kitaplar okumanı ve araştırmanı tavsiye ederim. Diğer taraftan ama. Zaten yıllardır olaya devlet gözü ile bakıyoruz. O bölgede yıllardır yapılan muammele sana yahut ailene yapılsa idi sende dağa çıkardın hiç kusura bakma.
 
Sana bir sey yazmak vakit kaybiymis. Adam bolucu cikti. Sana iyi geceler de yok. Bir gun Urfaya isin duserse beni gor.
 
HDP'ye oy verdim.

Kusura bakma da, benim ailem, sülalem polis, asker, öğretmen, memur dolu, doğuyu bana anlattılar, 60, 50, 40 yaşındaki insanlar. Afedersin de, ne muamelesi yapmışlar?

Bundan bir hafta önce dedemle köye konulmuş çöp kutusunu tamir etmeye gittik(onu da söylemeden geçmeyeyim geçen sene aralıkta mı ne gelmiş, 1 yıldır bile yok bizim köyde çöp kutusu yani), kapağına yandan çarpmışlar, zor açılıyor, ahali de yaşlı, gittik yağladık açılma yerlerini, ben fakir mi oldum bir-iki damla yağ sıkmakla veya bilmem kaç kilometre karelik köyde bir çöp kutusu olmasına bir şey dedim mi?(çoğu eve de en uzak yerde, ana yol dediğin 1,5 şerit, dağ olduğu için anayola gidiyor bir tek araba, evlere çıkan yol beton, insanlar kendi arsalarından veriyor yolu, yolun betonunu, tek geçim kaynağı tarım iken)

En basitinden, o pkakalıların ödemediği, ödemeyeceği elektrik paralarını biz ödeyelim ama Giresunda yazın elektrik kesilsin, ben devlete bir borç bırakmayayım ama devletin elektrik dairesine borç ödememek için taşlı sopalı saldıranlar elektrik alsın!

Kısaca, bir Türkle Kürtü aynı kefeye koyma, koyamazsın. Devleti atalarımızdan yadigar aldık, baştakiler bizi ondan soğutmak için ne yaparsa yapsın biz bu vatanı seveceğiz. Dağ mı dağ aha buyur Karadenize, tüfek, tabanca mı her evde var, yoksulluk mu %90 ı yoksul, ıssızlık, denetimsizlik, devletin başta olmaması mı var! Siz anlayamazsınız bunu işte, siz devletten beklersiniz, bize bahmiğ, foşik dersiniz, ulan devlet size baraj yapıyor biz burda 2-3 yılda dağın tepesindeki bahçeden elektrik kabloları ile su taşıyalım!


Bir muamele yapsaydık Kürtler her ilde yaşarken biz doğuya gidemiyor olmazdık, bir muamele yapsaydık Kürt diye bir ırk kalmazdı!
 
Yalnız dikkat edin Çinli sanıp Korelilere saldırmayın.
Biz Türkçüler kendi soydaşımızı ayırt edecek kadar milletimize aşık bireyleriz.

HDP'ye oy verdim. Çok eksiği, yanlışı var ama şuan eksikleri ile bile bana en uygun siyasi parti. Barış yapılacaksa bile HDP veya türevi bir parti ile yapılacak. Bugün Kürtlerin evine, köyüne cenazeler geldi ama ona rağmen dağa çıktılar. Ölümü göze ala ala. Tüm PKK'lıları öldürsen de farklı bir örgüt ile dağa çıkılır. Önemli olan dağa çıkma sebeplerini ortadan kaldırmak. Daha da yazardım ama daraldım kusura bakma. Bu konu ile ilgili kitaplar okumanı ve araştırmanı tavsiye ederim. Diğer taraftan ama. Zaten yıllardır olaya devlet gözü ile bakıyoruz. O bölgede yıllardır yapılan muammele sana yahut ailene yapılsa idi sende dağa çıkardın hiç kusura bakma.

Elektrik faturası bile ödemiyorsunuz, ne muamelesinden bahsediyorsun sen?
Sende malum ırktansın sanırım onun için tartışılacak biri değilsin.
 
Elektrik faturası ödüyorum.

Kaçak elektrik mevzusunda.

''Kaçak elektrik sorununun en büyük sebebi, bizzat devletin buna göz yumması. Devlet Kürt sorununu en başından beri, ekonomik temelli algıladığı veya öyle görmek istediği için, ekonomik açıdan geri bıraktığının, sürgün yeri haline getirdiğinin farkında olduğu doğuyu, kendince bir pozitif ayrımcılığa tabi tutarak "kalkındırma" arayışına girdi, bu arayışın başlangıcının izi cumhuriyetin en başlarına kadar sürülebiliyor, 60'lardan sonra devlet planlama teşkilatının kurulması ve kalkınma planları ile ağırlık kazanıyor, bugüne kadar süregeliyor. saçma sapan bir "sosyal yardım" politikası ile, özellikle AKP döneminde zirveye ulaşan bir sadaka kültürüne mahkum ediliyor insanlar, kaçak elektriğe de devlet gayet bilerek göz yumuyor, bir çeşit sübvansiyon gibi, bilinçli bir politika olarak kullanılıyor bu göz yumma olayı. AKP Türkleri de Kürtleri de sadakaya alıştırarak, minnet borcu altında bırakmaya çalışarak oy satın aldı yıllardır. Devlet, bekçisi olduğu kapitalizmin yarattığı adaletsizlikleri böyle kontrol altına almaya çalışır, eşitsiz gelişime, yoksulluğa, cehalete mahkum ettiği kitleleri, toplumsal gerilimleri azaltmak için sadakayla zapt etmeye çalışır. Kendi ürettiği adaletsizlikleri yamama çalışmasını lütuf gibi sunar, zaten yapması gereken şeyleri lütuf gibi sunar, aç kalmasına sebep olduğu insanlara yemek verip minnet bekler.''

Devam edelim.

''Kaldı ki, devletin büyük burjuvadan, batıdaki, ya da sadece İstanbul'dan, sanayi bölgelerinden toplamadığı verginin miktarının yanında, kaçak elektriğin kamuya maliyetinin esamesi okunmaz. Ülkede mülk sahibi olmayan, yoksulluk sınırının altında yaşayan milyonlarca insanı Türküyle Kürdüyle sömüren, kanını emen sermaye sahipleri, şirketler, bankalar, daha çok Hakkari'den çıkmıyor. Oturduğunuz evleri yapan inşaat işçileri çıkıyor daha çok.

Bu devlet icabında iki liralık alacağı için binlerce lira masraf yapıp avukatıyla mahkemesiyle icra müdürüyle haciz memuruyla peşine düşen bir devlet, yıllar önce ödediğiniz bir borcun gözden kaçan 15 kuruş artığını, yıllar sonra sırf tebligatına onlarca lira masraf yaparak takip eden bir devlet. İstese hemen yarın ülkede ne bir ödenmemiş elektrik borcu, ne de ödenmemiş bir vergi borcu bırakır, bütün sorumluları saniyesinde bulur, saniyesinde boğazına çöker. Devletler, milyonlarca parametrenin hüküm sürdüğü ekonominin kaosunda, uyguladığı politikaların kaçınılmaz olarak yarattığı pek çok sorunu çözmek için, bizzat yasayı deler, veya daha çok, delinmesine göz yumar. Devlet, o pek kutsal kamu düzenini muhafaza etmek için, bu düzen açısından tehlike çıkarmaya meyyal gruplara, yoksullara, işsizlere vs. yönelik böyle küçük sürprizler yaparak onları zapt etmeye çalışır, mesela hiç ihtiyacı olmadığı halde sırf istihdam yaratmak için memur alır, böylelikle sabahtan akşama kadar boş boş oturan yüz binlerce insan peyda olur.

Bu durum, dediğim gibi özellikle AKP döneminde tavan yaptı, insanları dilenci kültürüne alıştırma arayışı, oy toplamak için kurumsallaştırıldı, devlet böylelikle yarattığı adaletsizliklerle toplumda ırkçılığın sürekli beslenmesinin en büyük müsebbibi, şu an Suriyelilere de aynısı yapılıyor. Kaçak elektriğin peşine düşmeye kalkan, her şeyden önce karşısında devleti bulur. Bu mevzu yüzünden yeri geldiğinde kamu kurumları birbirine giriyor, özelleştirilen dağıtım şirketlerine bile devlet kaçak elektriğin peşine düşmemeleri için para yediriyor. Kısacası bu mevzuyla ilgili bir probleminiz varsa, gerçekten ahlaki bir kaygıya sahipseniz, devletten hesap sorarsınız. Hadi girin sorun, yiyorsa. Ama Kürtlere, Suriyelilere küfretmek daha kolay elbette. Adaletsizliği dert ediniyor olsaydınız, her şeyden önce devleti, kapitalizmi dert edinirdiniz.''

Kusura bakma da, benim ailem, sülalem polis, asker, öğretmen, memur dolu, doğuyu bana anlattılar, 60, 50, 40 yaşındaki insanlar. Afedersin de, ne muamelesi yapmışlar?

Bundan bir hafta önce dedemle köye konulmuş çöp kutusunu tamir etmeye gittik(onu da söylemeden geçmeyeyim geçen sene aralıkta mı ne gelmiş, 1 yıldır bile yok bizim köyde çöp kutusu yani), kapağına yandan çarpmışlar, zor açılıyor, ahali de yaşlı, gittik yağladık açılma yerlerini, ben fakir mi oldum bir-iki damla yağ sıkmakla veya bilmem kaç kilometre karelik köyde bir çöp kutusu olmasına bir şey dedim mi?(çoğu eve de en uzak yerde, ana yol dediğin 1,5 şerit, dağ olduğu için anayola gidiyor bir tek araba, evlere çıkan yol beton, insanlar kendi arsalarından veriyor yolu, yolun betonunu, tek geçim kaynağı tarım iken)

En basitinden, o pkakalıların ödemediği, ödemeyeceği elektrik paralarını biz ödeyelim ama Giresunda yazın elektrik kesilsin, ben devlete bir borç bırakmayayım ama devletin elektrik dairesine borç ödememek için taşlı sopalı saldıranlar elektrik alsın!

Kısaca, bir Türkle Kürtü aynı kefeye koyma, koyamazsın. Devleti atalarımızdan yadigar aldık, baştakiler bizi ondan soğutmak için ne yaparsa yapsın biz bu vatanı seveceğiz. Dağ mı dağ aha buyur Karadenize, tüfek, tabanca mı her evde var, yoksulluk mu %90 ı yoksul, ıssızlık, denetimsizlik, devletin başta olmaması mı var! Siz anlayamazsınız bunu işte, siz devletten beklersiniz, bize bahmiğ, foşik dersiniz, ulan devlet size baraj yapıyor biz burda 2-3 yılda dağın tepesindeki bahçeden elektrik kabloları ile su taşıyalım!


Bir muamele yapsaydık Kürtler her ilde yaşarken biz doğuya gidemiyor olmazdık, bir muamele yapsaydık Kürt diye bir ırk kalmazdı!

Yıllarca Doğu Anadolu'da yaşadım şimdi değilim gerçi ama yine de söyleyeyim biz burada adam yemiyoruz. Ha yapanlar da varsa buradaki ırkçıların Kürt versiyonudur. Zaten toplum içerisinde çok çok küçük bir azınlıktırlar. En başta biz Irkçılığa karşı çıkarız. Doktorumuz, polisimiz, öğretmenlerimiz var ailede. Herkese tavsiye ederim, hepiniz gelin Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu turu yapın. Gelin görün buraları. Misak-i Milli diyorsunuz buralar da Misak-i Milli sınırları içerisinde.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı