Adaleti her zaman polis sağlamaz.
Benim de böyle bir arkadaşım vardı, cüzdanında Muşta taşıyordu, böyle sebepsiz bir kavgada, ceviz kabuğunu doldurmayacak sebepten çıkardı muştayı, taktı eline, vurdu çocuğun yüzüne. Çocuk darmadağın oldu.
Polislik bir şey olmadı, çocuk kaçtı gitti.
Ama dayağı yiyen adına çok üzüldüm, elmacık kemiği kırıldı en kötü.
Sende yanında çakı bıçak tarzı şeyler taşımaya başla, ama bu kendini savunmak için olmalı. Bu hasımlık nerede başladı bilmiyorum ama, birinizden birinizin kanı akmadan durmaz. En iyi ihtimalle karakola gidin, sizi görüştürsünler. Hasımlık bitsin.
Seni hep kovalıyorlar. Hep kaçıyorsun. Kaçamadığın zaman, yerde dayak yerken polis diye ağlamak yerine, bıçak ile kendini savunabilirsin. En bilemedin bıçağı çıkarıp ayak bileğin arkasındaki tendomları koparırsan, saldırana çok büyük hasar verirsin, ölümcül değil ama adım atması zor olur. Sende pır diye uçar gidersin.
Zaten bıçak ile göğüs, boyun ve kafaya kesik veya çizik atmadığın sürece adam öldürmeye teşebbüse gireceğini sanmam.
Gerçekler acıdır. Norveç'te yaşamıyoruz. Burası Türkiye. Burada herşey gerçek.
Edit: kaçışı olmayan, ölümcül bir dayaktan kim kurtaracak? Karşındaki kim, ne taşıyor nereden bilecek? Ben kaçışı olmayan bir kavgadaysam, ölmemek için her şeyi yaparım. Kanunlar, canımdan önemli değil. Ben öldükten sonra çalışacak kanunlar da beni bağlamıyor. Yerde adamlar ağzıma yüzüme tekme atarken polis mi kurtaracak beni?
Kişi kendi emniyetini sağlamakla mükellef. Kendini ancak sen korursun, polis toplum huzurunu sağlar. Sen toplum musun?
Ayrıca ilk olarak polise git, orada sorunu çözün, çözülmezse zaten orta yol kalmıyor.
Sorumluluk reddi beyanı: bıçak veya Muşta satıcısı değilim, taşınması ve kullanılmasının yatarı yok, para cezası var. Şimdiden haberiniz olsun. Tavsiye edilmez. Emniyetin ateşsiz silah hükümleri açık.
Düzenleme 2: basit olarak bıçağı saldırı için değil, mütekabiliyet olarak kullanman gerek. Yani karşılık vermek, savunmak için.