Yaşamaya gerçekten layık mıyım?

Katılım
29 Ekim 2023
Mesajlar
234
Çözümler
1
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Benim kalbimde mi desem yoksa içimde mi bilmiyorum. Kalp sadece bir organ sonuçta. Neyse. İçimde bir yorgunluk var. Fiziksel değil ama zihinsel olarak çok yorgunum. Hayatın zırvalıklarını, tadını, tuzunu, suyunu çekmekten yoruldum. Hayat beni yordu mu? Hayır. Çoğu yaşıtıma göre müthiş bir hayatım var. Benden iyi hayatı olanlar zenginler zaten. Zengin sınıfına giremeyip fakir sınıfında olmak içinde fazla iyi maddi duruma sahip olanlar sınıfında sayılırız aile olarak. Ama içimde bir yorgunluk var. Sevdiğim veya yaparken mutlu olduğum şeyler çoktur elbet... Ama bir bütün olarak incelediğimde çok yorgunum. Bir yere uzanıp günler, aylar hatta yıllar geçsin isterim. Hepsi birkaç saniye içinde olsun isterim. Yaşlanıp hayata karşı bir beklentimin olmadığı bir yaş istiyorum. Belki yaşlanamadan öleceğim böyle bir ihtimal de var. Hiç belli olmaz.

Kısacası" Ne istiyorsun?" denilirse şunu söylerim: Kimsenin benden bir şey istemediği, kendi halimde, sporumda, işimde gücümde yaşayıp yaşlanmak. Ya da bu gece uyuduğumda yarın sabahı görememeyi. Hemen başlangıçta söylediğim gibi hayatta böyle şeyleri düşünmeyi kendime hak görebileceğim bir şey yaşamadım ve buna şükür de ediyorum ama bu hissettiğim farklı bir şey. Aynı ağaçtan çıkan kusurlu bir dal diyeyim. Yani daha hayatın başlangıcı olan;
  • ''Aile beklentisi
  • Kendime yüklenmelerim
  • Geleceğin kararsızlığı
  • Bitmeyen bir zihinsel yorgunluk/tükenme
  • Her şeyi strese döndürme''
gibi gibi basit, çoğu yaşıtımın aşabildiği bir engel bile beni böyle dağıtabiliyor, ölmeyi bu kadar çok istememi sağlayabiliyorsa sahiden yaşamaya hakkım var mı benim ya? Milyonlarca derdi olan berbat şartlara tabii tutulmuş binlerce yaşıtım yaşamaya çalışırken benim böyle yaşamam onlara saygısızlık değil mi? Biliyorum bu konu içerisinde açılmış en lüzumsuz konu şu an açık ara benim açtığım bu konu olacaktır bu yüzden diğer konu sahiplerinden özür diliyorum ve burada noktalıyorum.
 
Benim kalbimde mi desem yoksa içimde mi bilmiyorum. Kalp sadece bir organ sonuçta. Neyse. İçimde bir yorgunluk var. Fiziksel değil ama zihinsel olarak çok yorgunum. Hayatın zırvalıklarını, tadını, tuzunu, suyunu çekmekten yoruldum. Hayat beni yordu mu? Hayır. Çoğu yaşıtıma göre müthiş bir hayatım var. Benden iyi hayatı olanlar zenginler zaten. Zengin sınıfına giremeyip fakir sınıfında olmak içinde fazla iyi maddi duruma sahip olanlar sınıfında sayılırız aile olarak. Ama içimde bir yorgunluk var. Sevdiğim veya yaparken mutlu olduğum şeyler çoktur elbet... Ama bir bütün olarak incelediğimde çok yorgunum. Bir yere uzanıp günler, aylar hatta yıllar geçsin isterim. Hepsi birkaç saniye içinde olsun isterim. Yaşlanıp hayata karşı bir beklentimin olmadığı bir yaş istiyorum. Belki yaşlanamadan öleceğim böyle bir ihtimal de var. Hiç belli olmaz.

Kısacası" Ne istiyorsun?" denilirse şunu söylerim: Kimsenin benden bir şey istemediği, kendi halimde, sporumda, işimde gücümde yaşayıp yaşlanmak. Ya da bu gece uyuduğumda yarın sabahı görememeyi. Hemen başlangıçta söylediğim gibi hayatta böyle şeyleri düşünmeyi kendime hak görebileceğim bir şey yaşamadım ve buna şükür de ediyorum ama bu hissettiğim farklı bir şey. Aynı ağaçtan çıkan kusurlu bir dal diyeyim. Yani daha hayatın başlangıcı olan;
  • ''Aile beklentisi
  • Kendime yüklenmelerim
  • Geleceğin kararsızlığı
  • Bitmeyen bir zihinsel yorgunluk/tükenme
  • Her şeyi strese döndürme''
gibi gibi basit, çoğu yaşıtımın aşabildiği bir engel bile beni böyle dağıtabiliyor, ölmeyi bu kadar çok istememi sağlayabiliyorsa sahiden yaşamaya hakkım var mı benim ya? Milyonlarca derdi olan berbat şartlara tabii tutulmuş binlerce yaşıtım yaşamaya çalışırken benim böyle yaşamam onlara saygısızlık değil mi? Biliyorum bu konu içerisinde açılmış en lüzumsuz konu şu an açık ara benim açtığım bu konu olacaktır bu yüzden diğer konu sahiplerinden özür diliyorum ve burada noktalıyorum.
Bilgisayarla ilgili bir problemi çözmek için Technopat Sosyal'e girdim ve altta konularda senin yazını gördüm sırf sana cevap verebilmek için yeni hesap oluşturdum. Senin halini en iyi anlayanlardan biri ben olabilirim. Nasreddin Hoca'nın dediği gibi: "Bana doktor değil benim gibi düşen birisini çağırın". Bu yaşadığın duyguları ara ara bende yaşıyorum. Bunun sebebi her ne kadar istediğin şeylere sahip olsanda, bazı şeylere karşı boşluk hissetmek. Ailen belki sana fazla baskı kurmuyor olabilir ya da kuruyorda olabilir bilmiyorum fakat kursalarda kurmasalarda sana verilen bu hayata karşı içinde bir boşluk hissi var bunun sebebide bu hayatta benim amacım ne, bana sunulan hayata karşı ben napıyorum? Tarzı bir borçlanma hissi doğuyor olabilir. Bu tamamen kendi zihninle alakalı.
Bir diğer sebebi, her ne kadar iyi şeylere sahip olsanda eğer onları paylaşamıyorsan o şeyin bir değeri kalmaz, belki sevgi arıyorsundur. Bu hayatını paylaşabileceğin bir hayat arkadaşı bulman senin bu zihninde ki yorgunluğu alabilir. Kısacası kendine baskı kurmayı bırak, sen kimseye borçlu değilsin ve kendinde söylediğin gibi "Çoğu yaşıtıma göre müthiş bir hayatım var." Senin sadece gelecek hakkında bir planın olmalı ve yanında bir hayat arkadaşı. Bu iki şeyi yaptıktan sonra o zihnindeki ben niye yaşıyorum hissi geçecek. Kendine baskı kurmayı bırak, bugün böyle hissedersin yarın mükemmel bir planın olur. Herşeyin bir vakti vardır, başkalarına kolayca vakit verebilirken kendine neden vakit veremeyesin? Biraz rahatla.
 
Bilgisayarla ilgili bir problemi çözmek için Technopat Sosyal'e girdim ve altta konularda senin yazını gördüm sırf sana cevap verebilmek için yeni hesap oluşturdum. Senin halini en iyi anlayanlardan biri ben olabilirim. Nasreddin Hoca'nın dediği gibi: "Bana doktor değil benim gibi düşen birisini çağırın". Bu yaşadığın duyguları ara ara bende yaşıyorum. Bunun sebebi her ne kadar istediğin şeylere sahip olsanda, bazı şeylere karşı boşluk hissetmek. Ailen belki sana fazla baskı kurmuyor olabilir ya da kuruyorda olabilir bilmiyorum fakat kursalarda kurmasalarda sana verilen bu hayata karşı içinde bir boşluk hissi var bunun sebebide bu hayatta benim amacım ne, bana sunulan hayata karşı ben napıyorum? Tarzı bir borçlanma hissi doğuyor olabilir. Bu tamamen kendi zihninle alakalı.
Bir diğer sebebi, her ne kadar iyi şeylere sahip olsanda eğer onları paylaşamıyorsan o şeyin bir değeri kalmaz, belki sevgi arıyorsundur. Bu hayatını paylaşabileceğin bir hayat arkadaşı bulman senin bu zihninde ki yorgunluğu alabilir. Kısacası kendine baskı kurmayı bırak, sen kimseye borçlu değilsin ve kendinde söylediğin gibi "Çoğu yaşıtıma göre müthiş bir hayatım var." Senin sadece gelecek hakkında bir planın olmalı ve yanında bir hayat arkadaşı. Bu iki şeyi yaptıktan sonra o zihnindeki ben niye yaşıyorum hissi geçecek. Kendine baskı kurmayı bırak, bugün böyle hissedersin yarın mükemmel bir planın olur. Herşeyin bir vakti vardır, başkalarına kolayca vakit verebilirken kendine neden vakit veremeyesin? Biraz rahatla.
Haklısınız diyecek söz bulamıyorum. Benim her sorunum zaten kendimle sorunum olmasından kaynaklı herhalde. Hayatımı paylaşacak birisini bu şekilde bulmak zor ne yazık ki. Çünkü iletişim veya herhangi bir sosyalleşme konusunda tıpkı hayattan aldığım zevk kadar yetenekliyim. Size de uğraş çıkarmışım durduk yere affola :) Gerçekten artık bir uzmana yeniden görünsem iyi olacak. Böyle sorunun çözümünü bilsem bile erişemiyorum. Umarım siz aşmışsınızdır bunu.
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı