Çıktığı gün oyunu oynamaya başladım ve okul, şehir dışına gitmek derken 7 günde %100 olacak şekilde bitirdim(7 Ekim'de başladım, 14 Ekim'de bitti). Evet, oyunun tüm ana görevleri, yan görevleri, toplanabilirleri ve kırk haramiler DLC'si dahil olmak üzere bitirdim. Hazır bitirmişken ve çok fazla bu oyunla ilgili konum varken bir de inceleme yazayım dedim. İnceleme uzun mu olur yoksa kısa mı olur bilmiyorum. Aklıma geleni yazacağım.
Öncelikle başlığı açıklamakla başlayayım. Neden köklere dönüş yalanı?
Bunun sebebi oyunun çoğunlukla AC Valhalla ve Origins'e benzemesi ve eski oyunların kötü yanlarını da kendine entegre etmesinden kaynaklanıyor. Mesela eski oyunlarda hatırlarsanız birilerinin gizlice takip etme ve yakalanırsanız en baştan başlama görevleri vardı. Bu oyunda da birebir aynısı var. Hatta 3-4 tane var ve bunların sadece 1 tanesi yan görev olarak var. Aynı şekilde sığ dövüş mekanikleri de geri dönmüş.
Oynanış süresi ve parasını hak eder mi?
Ben 17 saat 30 dakikada DLC'si dahil her şeyiyle %100 bitirdim. Yani bahsettikleri 20 saat olayı bile yalan çıktı. 7-8 saat hikâye, yarım saat DLC ve kalan süre de yan içeriklere gitti. 900TL etmez fakat 180TL'ye Ubisoft+ alıp oynanabilir.
Oynanış ve gizlilik:
Oynanış tam anlamıyla rezalet. Öncelikle Odyssey ve Valhalla'daki 4 tane özel yetenek atayıp onları kullanma gitmiş. Farklı farklı silahlar da gitmiş. Elinizde tek tip bir kılıç var ve oyun boyunca o tip kılıçla oynuyorsunuz. Dövüş sistemi ise AC Brotherhood ve AC4 gibi olmuş. L1 ile parry yap ve sonra R1 ile tek vuruşta öldür. Eğer ağır zırhlı adam varsa ve saldırısı perrylenmiyorsa saldırı yaptığında arkasına geç ve arkasından vur. Saldırılarımız ise ikiye ayrılıyor. R1 hafif saldırı ve r1'e basılı tutmak ağır saldırı. Farklı farklı saldırı animasyonları, saldırı hareketleri vs. yok. Düşmanlarla savaşmak ise sinirinizi bozuyor. Başta düşmanların size çok vurması, ağır olmanız, düşmanları 2 vuruşta indirememeniz ve düşmanların bir anda çoğalması sebebiyle oyun sizi gizliliğe itiyor gibi geliyor fakat sonradan şunu fark ediyorsunuz. Savaşta sizi zorlayan fazla düşman veya tek vuruşta ölmemeleri değil, saldırılarınıza tepki vermemeleri. Siz adamın kafasına 2 hafif ve 1 ağır saldırı ile kılıcınızı sokuyorsunuz fakat o sizin 1 saldırınıza bile tepki vermeden karşı saldırı yapıyor. Siz onun saldırısına tepki vermezseniz eğer direkt sizin saldırınız kesiliyor. Yani adamlar oldukça ucuz bir yola başvurmuş sizi savaştan uzak tutmak için. Savaşmak adil değil ki savaşma gereği duyun. Gizlilik ise önceki oyunlardan daha iyi gibi geliyor ama değil. Önceki 3 oyunda düşmanlar sizi duvarın arkasından bile fark ediyordu ve bu yüzden gizlilik yapamıyordunuz. Bu oyunda ise tam tersi, eğer bir çalının içindeyseniz karşılıklı bakışan 2 düşmanı bile diğer fark etmeden indirebiliyorsunuz. Yani gizliliğe itiyormuş ve gizliliği de iyi sunuyormuş gibi gözüküyor ama öyle değil. Gizlilik aşırı derecede kolay(hele ki ışınlanarak aynı anda 5 düşman öldürmenize ve bunu zamanı durdurarak yaptığı için fark edilmemenize sebep olan yeteneği kullandığınızda) ve savaşmak ise hiç adil değil. Bir de R2 tuşuna basılı tutunca açılan ve eğer meşaleyi saymazsak toplamda 5 tane olan ekipmanlarınız var. Fırlatma bıçağı, ses bombası, tuzak, sis bombası, dart. Bunlar geliştirince farklı hâle bürünebiliyor. Mesela tuzak normalde düşmanı uyuturken sonradan hasar veren hâl alabiliyor, dart ise uyuturken düşmanı delirtip diğerlerine saldırtan bir hâl alabiliyor. Bıçak daha sert atılabiliyor, ses bombası yandaki patlayıcıların patlamasına sebep olabiliyor gibi durumlar var. Şahsen ben sis bombası ve fırlatma bıçağı hariç hiçbir şey kullanmadım. Ağır düşmanları bile 2 vuruşta indiren ve bunu yaparken fark edilmemenizi sağlayan bir bıçak ile geliştirildiği için etraftakilerin sesini duymadığı ve 10 küsur saniye boyunca ortada kalabilen ve içindeyken herkesi görülmeden halledebildiğiniz bir sis bombası tüm stratejiler için oldukça yeterli kalıyor. Bir de son olarak gizlilik esnasında eğer çok aranan bir suçlu olursanız peşinize yüksek güçte düşmanlar düşüyor. Bunlar gizli saldırıdan tek yemiyor ve neredeyse her hareketini parryliyor. Bunlara karşı ya fırlatma bıçağı ya da sabır kullanmanız gerek. Sabırdan kastım düşmanın saldırmasını bekle ve parry yapmaya uygun bir hareket yaptığında parry+ saldır yap. Eğer bossları oynanıştan sayacaksak oyunda sadece 1 tane boss var. O da final bossu. Bu arada bir kılıç, bir hançer ve zırh kullanıyorsunuz oyunda. Her birinin kendi avantajı oluyor ve 3 seviyeye kadar gelişiyor. Açıkçası kılıç, hançer ya da zırhın sizin istatistiklerinize çok katkısı yok. Daha çok bunların verdiği özelliklerin oynanışınıza katkısı oluyor. Şahsen 1 tane kendime göre bulunca saldım. Kostüm, renk ve tılsım diye kozmetikler var. Renkler kullandığınız zırha farklı renk katıyor. Kostümler size bir avantaj katmıyor. Kullandığınız zırhın avantajları üzerinizde kalıyor. Sadece farklı bir kıyafet giyiyormuş gibi gözüküyorsunuz. Tılsımlar ise arkanızda asılı duruyor. Oynarken hiçbir etkileri yok bunların. Parkur sistemi ise eskisi gibi olmuş. Yani her yere tırmanamıyorsunuz. Ha tabii yine de eski oyunlara kıyasla çok fazla yere tırmanma seçeneği hâla duruyor. Valhalla'da bu parkur sistemi biraz bozulmuştu. Bu oyunda o bozukluklar devam ediyor.
Açık dünya, toplanabilirler ve yan görevler:
Bağdat= Far Cry 6'da çok övülen fakat haritada küçük yer kaplayan şehir diyebiliriz. Oyunun çoğunluğu Bağdat'ın içinde geçtiği için sanki harita Bağdat'tan ibaretmiş ilüzyonu var lakin haritanın yarısı bile değil Bağdat. 1/4'ünü kaplıyor desek yeridir. Haritanın büyük kısmı "yaban" diye adlandırılan ve AC Origins'deki o içi boş çöllerle çok benzer olan bir haritadan ibaret. Açıkçası Far Cry 6 kadar laf edilmeyecek bir durumda onu söyleyeyim. En azından Bağdat gerçekten çok uzun vakit geçirdiğiniz bir bölge. Hikâye zaten neredeyse hiç dışarı göndermiyor. Toplanabilirler ise oldukça az tutulmuş. Yine de çölde kısa süreliğine koşturmak keyifli değildi. Yan görevler ise 4'e ayrılıyor:
Bağdat hikâyeleri, kayıp kitaplar, Dervis'in yadigarları, Assassin's contracts, gizli parçalar.
Bağdat hikâyeleri= kısa yan görevler. Genelde biriyle konuşuyorsunuz ve sizden bir şey istiyor. Onu yapınca tamamlanıyor. Kayıp kitaplar haritada gezince bulunan şeyler. Bunları her birini alınca 1 tane yetenek puanı kazanıyorsunuz. Hepsini toplayınca(6 tanesi haritada gözüküyor, 1 tanesi gizli yani haritada gözükmüyor) bir tane adama veriyorsunuz ve ödül kazanıyorsunuz. Dervis'in yadigarları ise gidip belli kişilerin yanında yankesicilik yapıyorsunuz ve eşyasını çalıyorsunuz. Hepsini toplayıp Dervis'e götürünce size ekipman geliştirmek için malzeme veriyor. Gizli parçalar ise bir başka karakter nehal ile alakalı fakat onun hikâyesini ilerletmiyor. Belli düşmanları bulup kesince bu parçaları elde ediyorsunuz. Bu parçalar ile bir kılıç, bir hançer ve bir zırh geliyor. 3'ü de bence kötü. Assassin's contracts ise eski oyunlardaki gibi. Bir sığınağa gidip tahtadan kontrat seçiyorsunuz. Eğer kontratın ek hedefi(görünme, hasar alma vb.) Tamamlanırsa daha çok ödül geliyor. Eğer sadece kontrat tamamlanırsa ek ödül gelmiyor. Bunlar uzun değiller fakat oyuna da bir şey katmıyorlar. Yapmasanız da olur diyebileceğim bir şey. Ha ama eğer oyun sardıysa oynanış süresini uzatmak için iyiler.
Geriye toplanabilirler kaldı. Toplanabilirler olarak sandıklar, Bağdat tarihi ve bulmacalar var. Aslında gizli parçalar, Dervis'in yadigarları ve kayıp kitaplarda toplanabilir diye geçiyor fakat onlar doğrudan yan göreve bağlı diye toplanabilir olarak saymadım. Sandıklar size yeni zırh, hançer ve kılıç veriyor. Bir de artık oyunda bir şeyi geliştirmek için geliştirme şeması lazım. Bu sandıklardan geliştirme şemaları da düşüyor. Bağdat tarihi ise bir bölgeye gidip yuvarlağımsı bir şeyin yanında üçgene basılı tutunca elde ettiğiniz girdilerden ibaret. Eğer Bağdat'ın tarihine ilginiz varsa bunların toplayıp okumak keyifli gelecektir. Bulmacalar ise haritada kağıt şeklinde gözüken sarı şeyler. Haritada gözüken o sarı kağıdı gidip aldığınızda envanterinize ekleniyor ve kağıdı okuyabiliyorsunuz. Kağıttaki resimden veya yazıdan hazinenin hangi bölgeye gömülü olduğunu buluyorsunuz ve gidip alıyorsunuz. Açıkçası bu önceki 3 oyunda da vardı ve yine sıkıcıydı. Çünkü 4 oyundur yaptığınız zaman size iyi hissettiren ödüller vermiyor.
Bahsetmedim fakat yine senkronizasyon yaparak haritayı ve hızlı seyahat noktalarını açabilirsiniz. Bu muhtemelen zorla da olsa yapacağınız tek yan içerik olur.
Oyunda yaşadığım ve oyunu kilitleyen problemler:
Oyun Valhalla'dan daha düzgün sayılır. Yani gereksiz çökme problemleri, ekran görüntüsü alınca çökme problemleri, Ubisoft sunucularına bağlanamama problemleri vs. artık yok. Bir tek oyunda nedense benchmark test yapmak istediğimde oyun çöküyordu. Bir de bazen FPS droplarla karşılaştım. Onun dışında yapay zekanın saçmalamaları, karakterin parkur esnasında bir anda farklı yere ışınlanması, tutunacak yer olmasına rağmen tutunmadığı duvara 10. denemede tutunabilmesi gibi durumlar var. Oyunda oyunu direkt olarak kitleyen bir tane problem yaşadım. Bir savaş esnasında yanımdaki NPC bir yere takıldı ve savaş sonrasında oradan hareket etmedi. Benim ise ana görevi bitirmek için onu takip etmem gerekiyordu. Farklı düşman çektim, çık gir yaptım vs. işe yaramadı. En son bölgeden uzaklaşınca NPC bir anda ışınlandı da öyle geçebildim görevi. Az kalsın 11 saatlik kayıt yalan oluyordu. Onun dışında ışınlanan ve kamera dışında olması gereken şeylerin kamera önünde olması gibi hatalar da var. Yani basit bir yan oyun olsa bile sıkıntılı bir oyun bu.
Senaryo, AC Valhalla ile alakası olmayan basim, ana görevler, karakterler, dandik seslendirme ve rezil finali:
Başlıkta hata yok arkadaşlar. Final rezil ve basim ise sanki AC Valhalla'daki basim ile aynı değilmiş gibi hissettiriyor. Öncelikle final neden rezil ona
çok ufak spoiler ile değineyim. Final yarım hissettiriyor ve Valhalla ile bağlanmıyor. Finalde cevapsız kalan sorular oluyor, aslında her şey yalanmış gibi saçma bir noktaya bağlanıyor ve AC Valhalla'ya bağlanmadan bitiyor. AC Valhalla'da oğlundan bahsediyordu basim ve onu bile görmüyoruz. Basim ise hiç o AC Valhalla'daki Basim'e benzemiyor. Başlarda genç ve toy olduğundan normal gibi geliyor fakat sonlarda bile Master durumuna gelmesine rağmen sürekli emir alan, sakin kalamayan ve sanki bir şeylerin peşindeymiş gibi dolanan ve duygusu ve ruhu olmayan bir karakter göremiyorsunuz. Seslendirme ve yüz değiştiği için zaten 1-0 geri duruma düşen karakter benzerliği bu davranış farklılıklarından dolayı da geriye düşüyor. Ana görevlere gelirsek eğer, ana görevler çok kötü değil. Oyunda belli bir noktaya gelince ve Bağdat'ın ilk bölgesini halledince tam anlamıyla açık dünyaya salınıyorsunuz ve Bağdat'ın 3 farklı konumuna gitmeniz isteniyor. İsteğinizden başlayıp gidebilirsiniz. Her bölgede bir tane sığınak var ve oraya gidiyorsunuz. Her bölgedeki tarikat üyesini bulmalı ve öldürmelisiniz. Tarikat üyesine gidene kadar 2 farklı dava oluyor. Tam bu noktada dava olayından da bahsedeyim. Investigation diye bir sekme var oyunda ve orada farklı farklı davalar var. Tüm o yan görevler, kontratlar ve ana görevler buradan erişilen bir yapıda. Ana hikâyede ise bu dava olaylarından her bölge için 3 parça ayrılmış. 1. dava ve 2. dava ile(bu davalar kendi içinde yan davalara ayrılıyor. En fazla 4 yan dava oluyor) 3. ve son davanın ipuçlarına ulaşıyorsunuz. 3. davada ise kadimler tarikatı üyesinin kimliğini öğrenip ona suikast düzenliyorsunuz. En uzun görev 30 dakika olduğundan ve o da final görev olduğundan görevler çok baymıyor. Genelde bir yeri araştırmak, birini öldürmek, biriyle konuşmak veya takip etmek gibi basit ve kısa görevlerden ibaret oluyor bu yan davalar. 3. ve tarikat üyesi öldürdüğümüz davanın görevi ise ortalama 15- 25 dakika oluyor ve oldukça keyifli oluyor. AC Syndicate, AC Unity ve Valhalla'nın Siege of Paris DLC'sine benzeyen farklı yollar bulup o şekilde düşmanınızı öldürebilirsiniz. Mesela birilerine para veriyorsunuz ve o kargaşa çıkarırken içeri sızıyorsunuz, bir hizmetçi ihanete açıkmış gidip ihanet ettirerek yardımını alıyorsunuz vs. tek sıkıntı şu, ne yaparsanız yapın sonuç aynı şeye çıkıyor. Yani eğer 5 farklı yol varsa 4 yolun tamamı 5. yola çıkıyor ve bu yüzden öldürme şekliniz aynı oluyor. Ha mekana girişiniz, kılık değiştirerek düşmana daha kolay yaklaşmanız gibi bu yollardan geçerken farklı bir şey yapma şansınız olduğu için olması iyi hissettiren bir eklenti. Karakterler ve dandik seslendirmeye değinirsek eğer, sizi bilemem ama AC oyunları Valhalla ile birlikte seslendirme anlamında çok rezil hâl aldı. Bir kere seslendirmenin gerçekten seslendirme olduğu anlaşılıyor. Oyundaki ortam sesleriyle uymayan bir yankılı bir ses çıkıyor karakterlerden çünkü. Ubisoft seslendirmeye hiç uğraşmıyor. Mesela AC Valhalla'da bir tane ana karakterin seslendirmeni her yeni DLC'de değişiyordu. Kadının sesini her yeni DLC'ye geçtiğimde farklı duyuyordum. Her neyse, bu oyunda da seslendirmelerin birçoğunun yapmacık olduğu, bazılarının hiç ruh katmadığı belli oluyor ve şu bazı karakterlerin sesinin yankılı olması durumu devam ediyor. Öyle ki bazı sadece 1 kere sesini duyduğumuz yan karakterler Basim'in seslendirmeninden daha çok ruh katmış seslendirdiği karaktere. Özellikle Basim'in sesinde bir problem var. Çocuk seslendirmenler ise zaten kötü. Bahsetmeye gerek yok onlardan. Karakterler ise en fazla 1 gün hatırlayıp unutacağınız karakterler. Oyunun sonunda bir Basim'i hatırlarsınız o da AC Valhalla'dan beri var diye. Diğer karaktleri 8 saatlik hikâyede zaten çok çok az görüyorsunuz. Çoğu karakter o bölgenin tarikat üyesini öldürünce yok oluyor. Kalanlar ise arada derede gözüktüğü için varlığını koymuyor ortaya. Senaryo ise hâla daha AC 2 kalitesinde değil. AC Origins, Valhalla, AC4, AC3, AC Revelations ve AC 1'den daha iyi ve rafine bir hikâyesi var. Bir merak etme, endişelenme, keyif alma, karakterlerle bağ kurma durumu yok. Fakat daha sakin olduğu için keyifli. Ki 8 saatte Basim'in nasıl Assassin olduğu, düşüş ve yükseliş dönemi vs. oldukça iyi anlatılıyor. Tek problemi yarım kalması. Karakterin tam kişiliğinin oturduğu ve zirveye gelmeye başladığı noktada oyun bitiyor. Düşüşünü ve yükselmeye başlayışını iyi görüyorsunuz fakat yükseliş döneminin sonunu göremiyorsunuz. Yarım kalmasa çok daha iyi olurdu. Ha senaryo kötü değil dedim evet ama bitirince aklınızda kalacak, vay be! Dedirtecek bir senaryo yok ortada. Zaten senaryonun çoğunluğu bir tarikat üyesinin kimliğini ortaya çıkar ve sonra öldürden ibaret. Yine her alt yazıyı okuyunca yuvarlak ile sonraki diyaloğa geçeceğiniz bir senaryosu var. AC Odyssey'den bir tık kötü, AC 2 ve Brotherhood'dan ise çok çok daha kötü bir senaryo var ortada.
Ses efektleri ve müzikler:
Sesler öyle çok ahım şahım değil fakat kulağı da rahatsız etmiyor. Müzikler ise Ezio's family tarzı tekrar tekrar dinlenecek bir müziği yok fakat Ezio's Family'nin yeniden yorumlanmış hâli ile oyunun kendine özgü credits müziği oldukça iyi. Ubisoft müzik konusunda her oyunda aynı. 1 ya da 2 tane iyi müzik var kalanı ise kötü değil ama hatırlamaya değer de değil. Bir tek AC4'ün sea shantys diye adlandırılan müzikleri çok iyiydi.
Ezan meselesi:
Oyunda ezan okunacağı biliniyordu. Ezan sadece akşamları okunuyor ve öyle çok yüksek sesli değil. Şehirde boş boş gezinip toplanabilir toplarken ezanı duyabilirsiniz. Açıkçası ezan rahatsız etmedi. Yani Türkiye'deki gibi aynı anda 2 tane camiden bozuk hoparlörden ezan sesi gelmiyor. Tek camiden ve düzgün bir hoparlörden ezan sesi geliyor.
Level sistemi ve yetenek ağacı:
Oyunda level sistemi yok. Yetenek puanı kazanıp yetenek açabiliyorsunuz fakat bu yetenek puanları ana görev ve yan görev yapınca geliyor. İşte zincirleme suikast, daha geniş kartal görüşü, biri sizi görünce zamanı yavaşlatıp fırlatma bıçağı ile tek atıp öldürmek, düşmanın kolayca arkasına geçip indirme hareketi, ışınlanarak suikast yapma özelliğini en fazla 2 düşmandan 3'e ve sonra 5'e çıkarma özelliği, 6 ekipmanın en başta 3 tanesini açıkken diğer 3 taneyi de açabilme yetenekleri vs. var. Yani yanlış hatırlamıyorsam 22 yetenek var ve bunlarn 5-6 tanesini tek tip oynanışa gerçekten lazım olur. Ha bir de suikastçı rankınız var. Her bölgenin ana senaryosunu tamamladığınıza suikastçı rankınız artıyor. Yeni kabul durumundan usta durumuna kadar gidiyor. Her yeni rankta tılsım kazanıyorsunuz.
Kırk Haramiler DLC'si:
Aslında bu DLC bırakın ayrı konuyu burada bile bahsetmeye değmeyecek bir DLC. Oyuna 3 tane görev ekleyen ve ortalama 25-30 dakika süren bir DLC bu. "açıl susam açıl" hikâyesinin oyunda yer alması için yapmışlar bu DLC'yi. Oyunu ön sipariş verenler sadece erişebiliyor bu DLC'ye. Diğer oyunlarda olduğu gibi bu DLC'yi de sonradan ücretsiz olarak Ubisoft uygulamasında sunarlar.
Spoiler ile anlattıklarım:
DLC'nin hikâyesi basit bir intikam hikâyesinden ibaret. Bir tane çok bilinen tüccar kayboluyor ve kızı bizden yardım istiyor. Tüccar bu haramiler ile çalışıyormuş ve haramiler bunu öldürmüş. Bizde kızı haramilere karşı koruyup harami liderini öldürerek intikamını alıyoruz.
25 dakikada bunu sunuyor. Bir de harami liderinin alevli kılıcı varmış efsaneye göre. Ben gizlilik kullanarak tek attığım için kılıcı göremedim ve oyunda ödül olarak bana o alevli kılıcı değil basit bir kostümü verdi.
Spoilersız anlattıklarım:
25 dakikada anlatılan boş ve sıkıcı bir hikâye. Görevler ise o kadar kötü değil. İlk görev birini takip edip adam öldürme görevi. 2. görev bir iki yer işaretleyip adam öldürme görevi. 3. görev ise tamamen adam öldürme görevi olarak dizayn edilmiş. Ayrı olarak satılsa en fazla 20TL ederdi. Hem süresi kısa, hem harita ve ekipman anlamında yeni bir şey sunmuyor hem de hikâyesi basit ve sıkıcı. DLC o kadar kısa ve boştu ki daha fazla diyecek bir şey zorlasam da bulamıyorum. Son diyeceğim DLC'nin sizden aldığı 25 dakika çok kötü hissettirmiyor. Ekstradan ücretsiz sunduğu 25 dakika yine keyif verebilen bir 25 dakika.
Son söz:
Açıkçası ortalama olan ve oynarken baymadığım bir oyun olduğu. Hâla daha o bildiğimiz kötü olan, sizi kolayca bayan fakat yine de geri dönüp sıkılsanız da sanki çok seviyormuşçasına oynadığınız o oyun olmuş yine. Şahsen ben oynarken çok sövdüğüm ve laf ettiğim yer oldu. Fakat oyundan çıkarken AC Origins veya Valhalla gibi bozuk bir tat ile çıkmadım. 17 saatlik fena olmayan bir deneyimdi. Puan olarak Valhalla benim için en fazla 40'lık bir oyundu. Bu oyun ise 70'lik bir oyun olmuş. AC serisini seven bunu da severek oynar. Eski tarz AC oyunu bekleyen hayal kırıklığı ile oynar. Valhalla seven yakın dövüşteki değişikliklere alışırsa keyifle oynar. AC serisinden zaten bayan daha daha nefretle oynar. Malum hem eski oyunların hem de yeni oyunların kötü yanlarını barındıran bir oyun bu.
@Nurullahkzlkya @LAPSEKİLLİ BIG SMOKE @ellma @pixeliko
sarmadı beni.
Adamlar bile battığını kabulleniyor. Bir türlü onlar kabullenmiyor. Yanlış hatırlamıyorsam, bir ara Assasin's Creed satın alanlara $5 veriyorlardı. Hangi oyun firması, oyun satın alınca yanında para veriyor? 
Bu bile bittiklerinin göstergesidir. Oyunları, eskisi gibi çok satmıyor.
