İnsan ya karakteri ya da başarısı ile öne çıkmalıdır. Üçüncü bir ihtimali asla düşünmeyin.
Günümüzde insanlar kendi karakterinden taviz verip toplum içinde öne çıkmaya çalışıyor. Ancak bu öne çıkış maalesef ki hak edilmiş bir başarı veya yüksek ahlâk ile gerçekleşmiyor. Tam tersi; soytarılık, ahlaksızlık ve gasp ile oluyor.
Ergenlik çağındaki çoğu gencin sigara başta olmak üzere kötü alışkanlıklara başvurduğunu görmekteyiz. Nedeni ise dertli oldukları için veya kanlarının hızlı akması değil. Gencin asıl sebebi, karşıdakilere “Ben farklıyım” diye haykırıp, hava atmak olduğu için kendini kötü alışkanlıklara sürüklüyor. İkincil sebep ise insanın kendini boşlukta hissedip, bilinçsizce bu yola düşmesi olarak tanımlıyorum.
Buradaki eksiklik gencin kendini topluma kanıtlayamamasından kaynaklanıyor. Örnek vermek gerekirse, bir lise öğrencisini ele alalım. Genç derslerine çalışmak istemediği için akademik olarak ortalama bir yerde kalıyor. Ara sıra arkadaşlarıyla çıkıp vakit geçiriyor olsun. Okulda beden eğitimi dersinde oynadığı futbol hariç sportif bir aktivitesi yok. Ailesi de hayatı boyunca bir kere olsun enstürman çalmaya teşvik etmediği için o da gitmemiş ve istememiş. Yabancı dil eğitimi almak da maddî olarak ailenin belini büküyor ve eğlenceli bir hobi değil çoğu kişi için.
Sosyalliği arkadaşlarıyla sokakta yürüyüp, hoşlandığı kızlara açılma teklifi eden olan bir insanın toplumda yeri ne olacak ki? İnsan bunu düşündüğü vakit kendini tabiri caizse eziklik psikolojisine mahkûm ediyor. Çareyi de çevresinde gördüğü sigarada arıyor tabii ki de.
İkinci yazdığım sebep de ilk sebebe çıkıyor aslında. Kişinin kendini bulunduğu çemberden dışarı çıkaramaması ve kötü alışkanlıklara yönelmesi.
İster genç olsun isterse de yaşlı. insan kendini sosyalleştirmek zorunda. Çok basit: mekân değiştirmek, tek başına yürüyüşe çıkmak. Çevrenizdeki insanları kendinize çok uzak bulabilirsiniz. Onlardan ayrı da durabilirsiniz. Ancak bir süre sonra ister istemez insan, yapısı gereği olumsuzluğa kapılıyor. Bunu gidermek için de sürekli aktif olmamız gerekir.
Günümüzde insanlar kendi karakterinden taviz verip toplum içinde öne çıkmaya çalışıyor. Ancak bu öne çıkış maalesef ki hak edilmiş bir başarı veya yüksek ahlâk ile gerçekleşmiyor. Tam tersi; soytarılık, ahlaksızlık ve gasp ile oluyor.
Ergenlik çağındaki çoğu gencin sigara başta olmak üzere kötü alışkanlıklara başvurduğunu görmekteyiz. Nedeni ise dertli oldukları için veya kanlarının hızlı akması değil. Gencin asıl sebebi, karşıdakilere “Ben farklıyım” diye haykırıp, hava atmak olduğu için kendini kötü alışkanlıklara sürüklüyor. İkincil sebep ise insanın kendini boşlukta hissedip, bilinçsizce bu yola düşmesi olarak tanımlıyorum.
Buradaki eksiklik gencin kendini topluma kanıtlayamamasından kaynaklanıyor. Örnek vermek gerekirse, bir lise öğrencisini ele alalım. Genç derslerine çalışmak istemediği için akademik olarak ortalama bir yerde kalıyor. Ara sıra arkadaşlarıyla çıkıp vakit geçiriyor olsun. Okulda beden eğitimi dersinde oynadığı futbol hariç sportif bir aktivitesi yok. Ailesi de hayatı boyunca bir kere olsun enstürman çalmaya teşvik etmediği için o da gitmemiş ve istememiş. Yabancı dil eğitimi almak da maddî olarak ailenin belini büküyor ve eğlenceli bir hobi değil çoğu kişi için.
Sosyalliği arkadaşlarıyla sokakta yürüyüp, hoşlandığı kızlara açılma teklifi eden olan bir insanın toplumda yeri ne olacak ki? İnsan bunu düşündüğü vakit kendini tabiri caizse eziklik psikolojisine mahkûm ediyor. Çareyi de çevresinde gördüğü sigarada arıyor tabii ki de.
İkinci yazdığım sebep de ilk sebebe çıkıyor aslında. Kişinin kendini bulunduğu çemberden dışarı çıkaramaması ve kötü alışkanlıklara yönelmesi.
İster genç olsun isterse de yaşlı. insan kendini sosyalleştirmek zorunda. Çok basit: mekân değiştirmek, tek başına yürüyüşe çıkmak. Çevrenizdeki insanları kendinize çok uzak bulabilirsiniz. Onlardan ayrı da durabilirsiniz. Ancak bir süre sonra ister istemez insan, yapısı gereği olumsuzluğa kapılıyor. Bunu gidermek için de sürekli aktif olmamız gerekir.