"Para, para, para! Varlığı bir dert, yokluğu bir dert." cümlesine çoğumuz aşinayızdır.
Peki, yokluğunu anladım da varlığı gerçekten dert midir? Bugünkü bloğumda, bu konuya yer vermek istiyorum.
Para, artık "temel" ihtiyaçlarımızın bile karşılığı oldu. Ekmeğinden tutun da, suyuna kadar. Ha, yanlış anlamayın lütfen; ben suya para vermeyelim demiyorum. Paranın, hayatımızdaki yerine dikkat çekiyorum.
Günlük akraba ve arkadaş konuşmalarımıza bakıyorum. Abartmıyorum, %90'ı para ile ilişkili şeyler. "Araba almak istiyorum, bilgisayar toplayacağım" vb. cümleler. Parası olan da, "tak" diye alıyor. Eşyası eskiyince, hemencecik mağazasına gidip, en güzel eşyayı seçiyor. Arabası çizilince veya kaza yapınca sıfır Audi'sini alıp, işine bakıyor.
Bildiğiniz üzere, Elazığ'da bir deprem oldu. Bizim ve babaannemin evi "ağır" hasar gördü. Şu an kentsel dönüşüm alanında, yıkıldılar.
Deprem dolayısıyla tatil olmuştu. Okula döndüğümde ise; öğretmenlerimin ve arkadaşlarımın çoğunun evi ya hafif (az) hasar görmüştü ya da sağlam çıkmıştı.
Biz ise, depremden birkaç gün sonra kiralık bir ev bakmaya gitmiştik. Lâkin "bir" tane bile yoktu! Konteynerda kalmayı dahi düşündük, -küçümsemiyorum, konuştuğumuz yerleri belirtiyorum- Elazığ'ın ilçesi Kovancılar'a taşınmayı düşündük vesayre. Kısacası, her ne kadar ben bu durumda köyde kalsam da, ailem çok fazla çaba harcadı. Ne için peki? Bu kadar gayret, bir ev bulmak içindi.
Diyeceksiniz ki, "Hacı ağabey, bizlere neden bu kadar anlattın ki?"
Arkadaşlar siz siz olun, okuyun. Eğer ki, yarın öbür gün depremde sıkıntı çekmeden, yine akşamki çayınızı kendi kurduğunuz veya yaşadığınız ailede içmek istiyorsanız okumak zorundasınız. Akrabalarımızın çoğu, depremde evlerinde oturdu yine. Kendi durumumuzu kötü göstermek kesinlikle amacım değil. Okumanın, kendi ayakları üzerinde durmanın önemini göstermek için.
Sizler, arabanız bozulduğunda gidin güzelini alın. İstediğiniz şeylere para harcayabilin. Hani, hep öğretmenlerimiz derdi ya,"Okuyun ki, hayatınız rahat olsun." ne kadar doğru bir söz(müş)...
Hayat bana göre; "geçiniyoruz"u değil, rahat bir yaşamı simgeler.
Not: Yazımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Eksik gördüğünüz bir yer olursa mutlaka belirtiniz. Elimden geldiğince düzeltmeye çalışacağım. Bir hatam olduysa da herkesten özür dilerim.
Peki, yokluğunu anladım da varlığı gerçekten dert midir? Bugünkü bloğumda, bu konuya yer vermek istiyorum.
Para, artık "temel" ihtiyaçlarımızın bile karşılığı oldu. Ekmeğinden tutun da, suyuna kadar. Ha, yanlış anlamayın lütfen; ben suya para vermeyelim demiyorum. Paranın, hayatımızdaki yerine dikkat çekiyorum.
Günlük akraba ve arkadaş konuşmalarımıza bakıyorum. Abartmıyorum, %90'ı para ile ilişkili şeyler. "Araba almak istiyorum, bilgisayar toplayacağım" vb. cümleler. Parası olan da, "tak" diye alıyor. Eşyası eskiyince, hemencecik mağazasına gidip, en güzel eşyayı seçiyor. Arabası çizilince veya kaza yapınca sıfır Audi'sini alıp, işine bakıyor.
Bildiğiniz üzere, Elazığ'da bir deprem oldu. Bizim ve babaannemin evi "ağır" hasar gördü. Şu an kentsel dönüşüm alanında, yıkıldılar.
Deprem dolayısıyla tatil olmuştu. Okula döndüğümde ise; öğretmenlerimin ve arkadaşlarımın çoğunun evi ya hafif (az) hasar görmüştü ya da sağlam çıkmıştı.
Biz ise, depremden birkaç gün sonra kiralık bir ev bakmaya gitmiştik. Lâkin "bir" tane bile yoktu! Konteynerda kalmayı dahi düşündük, -küçümsemiyorum, konuştuğumuz yerleri belirtiyorum- Elazığ'ın ilçesi Kovancılar'a taşınmayı düşündük vesayre. Kısacası, her ne kadar ben bu durumda köyde kalsam da, ailem çok fazla çaba harcadı. Ne için peki? Bu kadar gayret, bir ev bulmak içindi.
Diyeceksiniz ki, "Hacı ağabey, bizlere neden bu kadar anlattın ki?"
Arkadaşlar siz siz olun, okuyun. Eğer ki, yarın öbür gün depremde sıkıntı çekmeden, yine akşamki çayınızı kendi kurduğunuz veya yaşadığınız ailede içmek istiyorsanız okumak zorundasınız. Akrabalarımızın çoğu, depremde evlerinde oturdu yine. Kendi durumumuzu kötü göstermek kesinlikle amacım değil. Okumanın, kendi ayakları üzerinde durmanın önemini göstermek için.
Sizler, arabanız bozulduğunda gidin güzelini alın. İstediğiniz şeylere para harcayabilin. Hani, hep öğretmenlerimiz derdi ya,"Okuyun ki, hayatınız rahat olsun." ne kadar doğru bir söz(müş)...
Hayat bana göre; "geçiniyoruz"u değil, rahat bir yaşamı simgeler.
Not: Yazımı okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Eksik gördüğünüz bir yer olursa mutlaka belirtiniz. Elimden geldiğince düzeltmeye çalışacağım. Bir hatam olduysa da herkesten özür dilerim.