Tekrar selam. Geldik işin daha da gizemli tarafına. Bu sefer korku bile var. Aslında gerilim demek daha doğru olur. Bir anda oradan buradan bir şeyler fırlayıp korkutmuyor yani.
Amnesia o kadar güzel bir zamanda çıkıp geldi ki, neye uğradığımızı şaşırdık. Kimse bağımsız bir geliştiriciden böyle bir oyun beklemiyordu. Resmen kendi türünün ilk örneği oldu. Başında gerilim ve gizem dolu saatler geçirdim.
Yıl 1800-1900 arası. Daniel diye bir elemanı yönetiyoruz. Bir malikanedeyiz. Bir anda uyanıyoruz. Kim olduğumuzu ve neden burada olduğumuzu bilmiyoruz. Artık klişe oldu bu. Ama benim çok sevdiğim bir klişedir. Yolumuzu kaybetmiş bir şekilde ilerlerken, etrafta bulduğumuz notları okuyoruz. Bu notlar sayesinde neden burada daha önce bulunduğumuzu hatırlayabiliyoruz. Notlar dışında yazılan günlükler, burada olan olayları bize anlatıyor ve neler olduğu hakkında bilgi sahibi olabiliyorsunuz.
Karakterimizin hafızası gidik. Oyunun adı bu yüzden Amnesia. Amnezi, yani bir çeşit hafıza kaybı hastalığından muzdarip bir Daniel bu. İlerledikçe, daha önce geçtiğimiz yerlerden tekrar geçmek, hafızamızın sadece o anını geri getiriyor. Yani daha önce yaşadığımız olayların konuşmalarını, beynimizin içerisinde duyuyoruz.
Ana hikayeden bahsetmeyeceğim. İlerledikçe, bu gizemi siz çözeceksiniz. Bulmacalar var. Bazen cidden uğraştırabiliyorlar. Sadece notları okuyun ve anlayın. Bu çok önemli. Eğer notları ve günlükleri okumaya üşenirseniz, ne olduğunu anlamadan oyunu bitirirsiniz. Okuyun!
Bu oyunu sevmemin ilk nedeni atmosferi. İnanılmaz bir atmosferi var. Sizi içine çekiyor, oradan oraya savuruyor, istediği zaman parçalıyor falan... Zaten gerilim hat safhada. Hiç beklemediğiniz anlarda, sizi ters köşe yapıyor bir anda oyun. Sesler müthiş. Tam zamanında ve yerinde giren sesler, ana karakterin korktuğu veya kafasının gittiği zaman çıkardığı ses. Hepsi yerli yerinde.
Evet bir "kafa gitme" muhabbeti var. Akıl sağlığınız, yaşadığınız şeylere bağlı olarak düşüyor veya yükseliyor. Düştüğü zaman, ekrandaki nesneler dalgalanıyor, karakter sesler çıkartabiliyor.
Karanlıkta kalmamalısınız. Karanlık en büyük düşmanınız. Akıl sağlığınızı mahvediyor. Daniel sağı solu belli olmayan bir adam. Bu yüzden elinde gaz lambası var. Yalnız yağı cidden çabuk bitiyor ve bulması çok kolay değil. Tasarruflu kullanmalısınız.
Alternatif olarak çevreden bulduğunuz yakıtlar ile, duvardaki meşaleleri yakıp, ufak bir alanı aydınlatabilirsiniz. Eğer akıl sağlığınız çok düşerse, aydınlıkta kalmaya ve ilerleme kaydetmeye devam etmelisiniz. Kafanızı bir şeylerle meşgul edin yani. Böylelikle yavaş yavaş kendine gelecektir.
Envanteriniz var. Çeşitli nesneler bulup, kimilerini bulmacaları çözerken yardım almak amaçlı kullanacaksınız. Bulmacalar zorlayabiliyor. Bu yüzden iyi düşünün.
Amnesia cidden benim çok sevdiğim bir oyun. Tam zamanında girdi hayatıma. Cidden tavsiye ediyorum. Türkçe yamasını indirip oynayabilirsiniz. Zira notları cidden anlamanız gerekiyor. Eğer oynamaya karar verirseniz, gizem ve korku dolu bir macera sizleri bekliyor.
İyi geceler.
Amnesia o kadar güzel bir zamanda çıkıp geldi ki, neye uğradığımızı şaşırdık. Kimse bağımsız bir geliştiriciden böyle bir oyun beklemiyordu. Resmen kendi türünün ilk örneği oldu. Başında gerilim ve gizem dolu saatler geçirdim.
Yıl 1800-1900 arası. Daniel diye bir elemanı yönetiyoruz. Bir malikanedeyiz. Bir anda uyanıyoruz. Kim olduğumuzu ve neden burada olduğumuzu bilmiyoruz. Artık klişe oldu bu. Ama benim çok sevdiğim bir klişedir. Yolumuzu kaybetmiş bir şekilde ilerlerken, etrafta bulduğumuz notları okuyoruz. Bu notlar sayesinde neden burada daha önce bulunduğumuzu hatırlayabiliyoruz. Notlar dışında yazılan günlükler, burada olan olayları bize anlatıyor ve neler olduğu hakkında bilgi sahibi olabiliyorsunuz.
Karakterimizin hafızası gidik. Oyunun adı bu yüzden Amnesia. Amnezi, yani bir çeşit hafıza kaybı hastalığından muzdarip bir Daniel bu. İlerledikçe, daha önce geçtiğimiz yerlerden tekrar geçmek, hafızamızın sadece o anını geri getiriyor. Yani daha önce yaşadığımız olayların konuşmalarını, beynimizin içerisinde duyuyoruz.
Ana hikayeden bahsetmeyeceğim. İlerledikçe, bu gizemi siz çözeceksiniz. Bulmacalar var. Bazen cidden uğraştırabiliyorlar. Sadece notları okuyun ve anlayın. Bu çok önemli. Eğer notları ve günlükleri okumaya üşenirseniz, ne olduğunu anlamadan oyunu bitirirsiniz. Okuyun!
Bu oyunu sevmemin ilk nedeni atmosferi. İnanılmaz bir atmosferi var. Sizi içine çekiyor, oradan oraya savuruyor, istediği zaman parçalıyor falan... Zaten gerilim hat safhada. Hiç beklemediğiniz anlarda, sizi ters köşe yapıyor bir anda oyun. Sesler müthiş. Tam zamanında ve yerinde giren sesler, ana karakterin korktuğu veya kafasının gittiği zaman çıkardığı ses. Hepsi yerli yerinde.
Evet bir "kafa gitme" muhabbeti var. Akıl sağlığınız, yaşadığınız şeylere bağlı olarak düşüyor veya yükseliyor. Düştüğü zaman, ekrandaki nesneler dalgalanıyor, karakter sesler çıkartabiliyor.
Karanlıkta kalmamalısınız. Karanlık en büyük düşmanınız. Akıl sağlığınızı mahvediyor. Daniel sağı solu belli olmayan bir adam. Bu yüzden elinde gaz lambası var. Yalnız yağı cidden çabuk bitiyor ve bulması çok kolay değil. Tasarruflu kullanmalısınız.
Alternatif olarak çevreden bulduğunuz yakıtlar ile, duvardaki meşaleleri yakıp, ufak bir alanı aydınlatabilirsiniz. Eğer akıl sağlığınız çok düşerse, aydınlıkta kalmaya ve ilerleme kaydetmeye devam etmelisiniz. Kafanızı bir şeylerle meşgul edin yani. Böylelikle yavaş yavaş kendine gelecektir.
Envanteriniz var. Çeşitli nesneler bulup, kimilerini bulmacaları çözerken yardım almak amaçlı kullanacaksınız. Bulmacalar zorlayabiliyor. Bu yüzden iyi düşünün.
Amnesia cidden benim çok sevdiğim bir oyun. Tam zamanında girdi hayatıma. Cidden tavsiye ediyorum. Türkçe yamasını indirip oynayabilirsiniz. Zira notları cidden anlamanız gerekiyor. Eğer oynamaya karar verirseniz, gizem ve korku dolu bir macera sizleri bekliyor.
İyi geceler.