Bahsettiğim reklam bu öncelikle.
Reklamdaki diyalog şöyle geçiyor;
Dede: Eski ramazanlarda telefon yoktu, sohbet vardı. Eski Ramazanlarda büyüğün karşısında bacak bacak üstüne atılmazdı. Eski Ramazanlarda sofralar da sofraydı ama ha
Torun: Eski Ramazanlarda market alışverişine evin küçüğü giderdi, ben gideyim en iyisi.
(Kurye gelir ve siparişi dede vermiş olur)
Torun: Dede, eskiden Getir büyük mü vardı, ne oldu eski Ramazanlara?
Dede: Eskiye çok da takılmamak lazım evladım.
Büyük ihtimalle diyalogda anormal bir şey göremediniz. Hatta teknolojiden, geleneklerden falan bahsedeceğimi sandınız. Hayır arkadaşlar, mesele teknoloji, gelenek değil, mesele din de değil, mesele edep. Dede, "Eski Ramazanlarda büyüğün yanında bacak bacak üstüne atılmazdı" diyor ve torun bacağını indiriyor. Bacak bacak üzerine atmanın Ramazan ile alakası olmasa da diyalogda buraya kadar anormal bir durum yok. Reklamın sonunda dede diyor ki "Eee, eskiye çok da takılmamak lazım" Burada söylenmek istenen her ne kadar gelişen teknolojiyle birlikte gelenek ve ibadetlerin değiştiği, buna ayak uydurmak gerektiği gibi görünse de bu değil. Söylenmek istenen asıl şey veya bizim anlamını çıkardığımız asıl şey, büyüğün yanında bacak bacak üstüne atmanın da bir gelenek olduğu ve teknoloji ile önemini yitirdiği. Sadece eskiden büyüğün yanında bacak bacak üstüne atılmazdı, yıl olmuş 2021. Atsan ne, atmasan ne, ne önemi var (!)
Her ne kadar basit ve kafaya takılmayacak, sıradan bir reklam değil mi, klasik "eski Ramazan" temalı reklamlar işte, bir amca çıkar ve eski Ramazanları anlatır. Hayır, bu reklam o sıradan "eski Ramazan" reklamları gibi masum değil. Ben de dahil olmak üzere yeni nesil bu reklamdan bahsettiğim anlamı çıkarıyor.
Reklamdaki diyalog şöyle geçiyor;
Dede: Eski ramazanlarda telefon yoktu, sohbet vardı. Eski Ramazanlarda büyüğün karşısında bacak bacak üstüne atılmazdı. Eski Ramazanlarda sofralar da sofraydı ama ha
Torun: Eski Ramazanlarda market alışverişine evin küçüğü giderdi, ben gideyim en iyisi.
(Kurye gelir ve siparişi dede vermiş olur)
Torun: Dede, eskiden Getir büyük mü vardı, ne oldu eski Ramazanlara?
Dede: Eskiye çok da takılmamak lazım evladım.
Büyük ihtimalle diyalogda anormal bir şey göremediniz. Hatta teknolojiden, geleneklerden falan bahsedeceğimi sandınız. Hayır arkadaşlar, mesele teknoloji, gelenek değil, mesele din de değil, mesele edep. Dede, "Eski Ramazanlarda büyüğün yanında bacak bacak üstüne atılmazdı" diyor ve torun bacağını indiriyor. Bacak bacak üzerine atmanın Ramazan ile alakası olmasa da diyalogda buraya kadar anormal bir durum yok. Reklamın sonunda dede diyor ki "Eee, eskiye çok da takılmamak lazım" Burada söylenmek istenen her ne kadar gelişen teknolojiyle birlikte gelenek ve ibadetlerin değiştiği, buna ayak uydurmak gerektiği gibi görünse de bu değil. Söylenmek istenen asıl şey veya bizim anlamını çıkardığımız asıl şey, büyüğün yanında bacak bacak üstüne atmanın da bir gelenek olduğu ve teknoloji ile önemini yitirdiği. Sadece eskiden büyüğün yanında bacak bacak üstüne atılmazdı, yıl olmuş 2021. Atsan ne, atmasan ne, ne önemi var (!)
Her ne kadar basit ve kafaya takılmayacak, sıradan bir reklam değil mi, klasik "eski Ramazan" temalı reklamlar işte, bir amca çıkar ve eski Ramazanları anlatır. Hayır, bu reklam o sıradan "eski Ramazan" reklamları gibi masum değil. Ben de dahil olmak üzere yeni nesil bu reklamdan bahsettiğim anlamı çıkarıyor.