Büyük âlim İmâm-ı Gazali hazretleri, Tus ahalisinin meşhur âlimlerindendir.
(Tuş İran'da Meşhed yakınında bir köydür).
O zamanlar, yani hicri beşinci yüzyılda Nişabur, o bölgenin en büyük ilim irfan merkezidir.
Bugünkü modern üniversitelerden daha kapsamlı eğitimler verilmektedir.
O bölgedeki talebeler, tahsil için Nişabur'a gelirler.
İmam-ı Gazali hazretleri de, işi gereğince Nişabur ve Cürcan'a gelir.
Yıllarca aşırı arzu ve isteğiyle hocaların ve faziletli kimselerin huzurunda üstün zekâsını ve kabiliyetini gösterir.
Bildiklerinin unutulmaması, elde ettiği bilgi ve tecrübelerini kaybetmemek için onları düzenli bir
şekilde yazar ve defter hâline getirir.
Yıllardır verdiği emeğin mahsulü olan bu defterleri canı gibi korur, muhafaza eder.
Yıllar sonra, vatanına dönmeye karar verir.
Defterlerini düzenleyip bükerek torbanın içine koyar...
Kafileyle birlikte vatanına doğru yola koyulur.
Şu işe bakın ki kafile, yol kesen eşkiyalar ile karşılaşır.
Haramiler kafilenin önünü keser, dehşet saçarlar.
Malları ve istedikleri şeyleri birer birer toplarlar.
Sıra İmam-ı Gazali hazretleri ve eşyasına gelir.
Hırsızların eli o torbaya gidince genç ilim talebesi, yalvarırcasına:
"Lütfen bundan başka ne varsa alınız. Bir tek bunu bana bırakınız" der.
Hırsızlar, kesin olarak bu kapalı şeyin içinde kıymetli bir mal bulunduğunu sanırlar.
Torbayı açarlar, bir avuç karalanmış kâğıttan başka bir şey göremezler.
Eşkıya reisi ile İmam-ı Gazali arasında şu konuşma geçer:
Eşkıya reisi:
"Bunlar nedir? Neye yarar?"
Gazali "Size yaramayan şeyler, bana yarar" der.
-Neye yarar peki?
- Bunlar, benim birkaç senelik tahsilimin ürünüdür. Bunları benden alırsanız, bilgilerim boşa, yıllardır ilim tahsilindeki zahmetlerim heba olur gider.
- Gerçekten senin tüm bilgilerin bunda mı?
- Evet!
- Yeri bohça içi olan ve çalınması da mümkün olan bilgi, ilim değildir. Git de hâline bir çare düşün, der.
Bu, sıradan basit söz, kabiliyetli ve akıllı İmam-ı Gazali hazretlerini derinden sarsar. O güne kadar üstadlarından dinlediklerini, sadece defterlere kaydeden Büyük âlim Gazali, ondan sonra çalışarak, daha çok düşünmeyi, araştırmayı ve faydalı konuları, zihin defterine işlemeye karar verir...
Gazali; "Düşünce hayatıma yol gösteren öğütlerin en iyisini, yol kesen bir hırsızın dilinden işittim!" der.
İnsan, yerine göre bir eşkıyanın bile ibretli sözlerinden istifade etmeyi bilmelidir.
(Alıntıdır.
Yazar; M. Emre)
(Tuş İran'da Meşhed yakınında bir köydür).
O zamanlar, yani hicri beşinci yüzyılda Nişabur, o bölgenin en büyük ilim irfan merkezidir.
Bugünkü modern üniversitelerden daha kapsamlı eğitimler verilmektedir.
O bölgedeki talebeler, tahsil için Nişabur'a gelirler.
İmam-ı Gazali hazretleri de, işi gereğince Nişabur ve Cürcan'a gelir.
Yıllarca aşırı arzu ve isteğiyle hocaların ve faziletli kimselerin huzurunda üstün zekâsını ve kabiliyetini gösterir.
Bildiklerinin unutulmaması, elde ettiği bilgi ve tecrübelerini kaybetmemek için onları düzenli bir
şekilde yazar ve defter hâline getirir.
Yıllardır verdiği emeğin mahsulü olan bu defterleri canı gibi korur, muhafaza eder.
Yıllar sonra, vatanına dönmeye karar verir.
Defterlerini düzenleyip bükerek torbanın içine koyar...
Kafileyle birlikte vatanına doğru yola koyulur.
Şu işe bakın ki kafile, yol kesen eşkiyalar ile karşılaşır.
Haramiler kafilenin önünü keser, dehşet saçarlar.
Malları ve istedikleri şeyleri birer birer toplarlar.
Sıra İmam-ı Gazali hazretleri ve eşyasına gelir.
Hırsızların eli o torbaya gidince genç ilim talebesi, yalvarırcasına:
"Lütfen bundan başka ne varsa alınız. Bir tek bunu bana bırakınız" der.
Hırsızlar, kesin olarak bu kapalı şeyin içinde kıymetli bir mal bulunduğunu sanırlar.
Torbayı açarlar, bir avuç karalanmış kâğıttan başka bir şey göremezler.
Eşkıya reisi ile İmam-ı Gazali arasında şu konuşma geçer:
Eşkıya reisi:
"Bunlar nedir? Neye yarar?"
Gazali "Size yaramayan şeyler, bana yarar" der.
-Neye yarar peki?
- Bunlar, benim birkaç senelik tahsilimin ürünüdür. Bunları benden alırsanız, bilgilerim boşa, yıllardır ilim tahsilindeki zahmetlerim heba olur gider.
- Gerçekten senin tüm bilgilerin bunda mı?
- Evet!
- Yeri bohça içi olan ve çalınması da mümkün olan bilgi, ilim değildir. Git de hâline bir çare düşün, der.
Bu, sıradan basit söz, kabiliyetli ve akıllı İmam-ı Gazali hazretlerini derinden sarsar. O güne kadar üstadlarından dinlediklerini, sadece defterlere kaydeden Büyük âlim Gazali, ondan sonra çalışarak, daha çok düşünmeyi, araştırmayı ve faydalı konuları, zihin defterine işlemeye karar verir...
Gazali; "Düşünce hayatıma yol gösteren öğütlerin en iyisini, yol kesen bir hırsızın dilinden işittim!" der.
İnsan, yerine göre bir eşkıyanın bile ibretli sözlerinden istifade etmeyi bilmelidir.
(Alıntıdır.
Yazar; M. Emre)