Baskı ve zorlama bütün ahlaksızlık ve zorbalıkların temelini oluşturur. İnsanları kendi doğruları ve değerlerini oluşturma fırsatı vermeden ''dogma''lar ile beslerseniz ortaya ya böyle sapıklar ya da düşüncelerini insani yollardan savunmak yerine masumları veya farklı düşünenleri katletmeyi seçen zorbalar çıkarırsınız. İnsan birbirlerini anlayabilmeli, anlamak için çaba sarf etmeli. Ön yargı, yaftalama bizleri çözüme götürmez.
Şimdi yaşananlara bakıyoruz bir baba kızımın, yavrumun üzerine toprak atmayın diye feryat ediyor... Ben evlat sahibi değilim ama bir annem, kız kardeşim, yeğenim var aklıma onlar geliyor, korkuyorum, içim parçalanıyor. Yani nasıl böyle bir toplum olduk? Bir çocuk, bizleri korumakla yükümlü birimler tarafından bilinçli veya bilinçsiz öldürülüyor insanların verdiği tepki çocuğun etnik kökeni üzerinden oluyor. Ya çocuk bu farz et attı o taşı öldürmek mi gerekir? Sonra kocaman, evlat sahibi insanlar iyi oldu diyebiliyor. Gencecik bir kız katlediliyor öyle giyinmeseydi denilebiliyor, üstelik kızın üzerinde ne vardı bilmeden, çünkü öldürülen başı açık üniversiteli bir kız. Aranmıştır denilebiliyor mesela sıktığı biber gazına, o şerefsizin yüzüne geçirdiği tırnaklarına rağmen. Bir zihniyet sorunu bu kadına bakış açısından kaynaklı.
Şu kameralar sayesinde neler gördük köpeğe, damacanaya, temizlenip insanlara sunulacak pişirilmek üzere kenarda hazır tutulan tavuğa, ördeğe, kediye, 80 yaşında teyzeye, bayram şekeri toplamak için dolaşan üç minik yavruya, kundaktaki bebeğe.... daha binlercesi. Birileri çıkıyor diyor ki ''kapatın çenenizi amerikada her 2 dakikada bir tecavüz oluyor.'' diğeri, laik düzenin ortaya çıkardığı sapkınlıklar diyor. Nasıl oluyor bu anlamıyorum yerle bir ettiniz laik düzeni siz hüküm sürüyorsunuz. Bir grafiklere bakın son 10 yılda nasıl yükselmiş tavan yapmış kadına, çocuğa, hayvana şiddet, istismar, tecavüz.... Biri diyor ki hamile kadın sokakta dolaşmasın insanlar o kadının ne yaptığını düşünür.. diğeri diyor annenizin diz kapağının üzeri tahrik eder başka birisi altı yaşındaki çocukla evlenilebilir.
Türklüğümle her zaman gurur duydum. Bu gurur etnik kökene bağlı bir Türklük anlayışından kaynaklı olarak değil Atamızın bizlere ''Ne mutlu Türküm diyene!'' sözünde belirttiği gibi kavramsal, birleştirici, mücadeleci, yüksek ahlaki değerlere sahip bir halkı ifade eden, tanımlayan bir kavram olduğu için oldu. Ama utanıyorum artık şu ülkede yaşananlardan, insan olmaktan, erkek olmaktan....
İdam cezasına karşıyım ama bu tür canavarca suç işleyenlerin topluma geri kazandırılabileceğine de inanmıyorum. Böyle bir suçu işlemiş insana verilecek en büyük ceza kendisi ile yüzleşmesini sağlamaktır. Bu yüzleşme sonucunda ise kişi(suçlu) kendi kaderini kendi tayin edebilmelidir. Ötanazi hakkı gibi.