İçeriğini yazmaya dahi içimin el vermediği bazı olaylar yaşandı. Toplumun bakış açısını ve değer yargılarını da göz önünde bulunduracak olursak bundan sonra da yaşanacak. Eğer Özgecan'ın bu toplumsal yapının son kurbanı olacağına inanabilseydim içim bu kadar parçalanmaz, fotoğrafını her gördüğümde gözlerim dolmazdı. Ben ilk kez bugün cinsellikten soğudum, ilk kez bugün insanlardan nefret etme noktasına geldim. Hayır, anam-bacım yok. Bu cümleleri tecavüz-taciz tehlikesi altında olan bir yakınımın getirdiği duygusal etkiyle yazmıyorum. Ben insanım, bir bireyim. Sadece canım yanıyor. Her empati kurmaya çalıştığımda kendi hayatımı noktalama isteği uyanıyor içimde. Bunun empatisi yok, sağ duyusu yok. 9 yaşındaki çocuğa 25 kişinin tecavüz ettiği haberi de okumuştum. Her defasında ayrı ayrı ölüyorum. Ben insanlardan nefret etmek istemiyorum. Hep iyi şeyler düşündüm, iyi şeyler istedim. Bunlar yavaş yavaş yok oluyor. Ben de tükeniyorum. İnsanların yüzüne bakmaktan utanır, sıkılır hale geldim. Lanet okumak ya da nefret tohumu saçmak gibi bir niyetim yok. Fenayım ve paylaşmak istedim. Elimde olup da yapamadığım her yardım, atamadığım her adım için Özgecan'dan ve aynı kaderi paylaşan tüm insanlardan özür dilerim. Bu utancı üzerimden atmak nasip olmasın.