Marmara depreminin olmama ihtimali var mı?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Öncelikle şunu söyleyeyim atacağım şeye pek inandığım söylenemez ancak baya ilgimi çeken bir olay ve okudukça nedense çok ilgimi çekti :D

27 Mart 2022: ‘İstanbul Cehennemi’ denilen deprem oldu. Kayda geçen ölü sayısı 2,6 milyon, ama gerçek rakamın kayıplarla birlikte 3,2 milyon olduğu 4 sene sonra ortaya çıktı.

Deprem, Boğaz’a paralel yapılmakta olan ikinci kanal inşaatı üzerinden Küçük ve Büyükçekmece havzalarını açarak daha sonra durdurulamayacak olan coğrafi bir değişikliğin başlangıcını oluşturdu. Şehrin nüfusu ölüm, kayıp ve göçler sonucu 17 milyondan 6 milyona düştü. Avrupa yakasındaki sahil yerleşkeleri zemin kayması yüzünden yerleşime kapatıldı.



13 Temmuz 2037: Yeniden büyük deprem oldu. Ölü sayısı bu sefer, alınan tedbirler ve göç yüzünden azalan nüfus sebebiyle 70 binde kaldı. Bu sarsıntı Darıca’nın batısından kuzeye doğru coğrafi bir yırtık meydana getirdi, orada büyük bir haliç oluştu.



7 Ocak 2047: 1990’larda başlayan ve önlemi alınmayan küresel ısınma sebebiyle şehrin sahil sınırlarında 20/1’lik bir küçülme olduğu açıklandı.

Aynı yıl içinde ırkçılar küresel ısınma sonucunda meydana gelen iklimsel göçlerden dolayı şehre gelmeye başlayan kuzeyli göçmenlere karşı organize şiddet göstermeye başladı. Koalisyon hükümeti göçmenlerden aldığı yerleşim parasının yanı sıra yüzde 30 olan tüketim vergisini yüzde 60’e çıkardı. Kriz yüzünden çatışma çıktı. Bir gecede suç oranı bir önceki on yıla göre yüzde 400 arttı. Sıkıyönetim ilan edildi.



23 Temmuz 2048: Sıkıyönetime rağmen iki gün içinde 17.800 göçmen linç edildi. Evleri yağmalandı. Dönemin hükümeti yaralama ve tecavüz vakalarını kayıtlardan sildirdi.



2 Şubat 2072: Bu yıl başlayan ve 32 gün süren I. Dünya Su Savaşları sırasında şehrin nüfusu 300 bine indi. Savaşı kaybeden Türkiye 22 yıl boyunca Çin-ABD (El Serhendi Efendi buna ‘dünyanın iki yanındaki memleket’ der, Rıza Nedim bunu Çin-ABD olarak tercüme eder) ortaklığı tarafından yönetildi.



21 Eylül 2087: Avrupa Konfederasyon Şirketi, 2037 yılında Darıca’nın batısında oluşan halici kuzeydeki Ağva havzasıyla birleştirerek İstanbul Boğazı’nın 42 km doğusunda ikinci bir boğaz açtı.

Yine aynı yılın 19 Aralığı’nda iki boğaz arasında oluşan adayı Çin-ABD ortaklığı yüzyıllığına Avrupa Konfederasyonu’na kiraladı ve ada ‘Ticari Özerk Bölge’ ilan edildi. Vergi sıfıra indirildi ve dünyadaki kara para adaya akmaya başladı.



8 Ağustos 2094: Ülke yönetimi Türkiye’ye devredildi, ama şehir ABD-Çin-Avrupa adası olarak tutuldu. Nüfus 21 milyona ulaşmıştı geçen süre içinde.



1 Mart 2103: Dünyayı saran VN7 virüsü bütün önlemlere rağmen şehre girdi. Üç ay içinde İstanbul adası ve civarında kayıtlara göre 16 milyon kişi öldü.

Ölüleri gömecek yer olmadığı için Avrupa yakasında 4, ada içinde de 3 tane olmak üzere dev krematoryumlar yapıldı. Şirket fırınlardan üreteceği elektrik enerjisi karşılığında bu yapıları ücretsiz olarak inşa etti. Filtrelere rağmen denizin üzeri tamamen külle kaplanmıştı. Sağ kalanlar gaz maskesiyle dolaşıyordu. Yağma olayları iki yıl devam etti. 48.300 yağmacı yakalandığı yerde infaz edildi.



7 Şubat 2107: Kimyasal atıklar ve çevre kirliliği yüzünden İstanbul’un güneyi yerleşim alanının dışına çıkarıldı. Bölgeyi terk etmek istemeyen yerleşimciler tarafından bu alanlar özerk bölge ilan edildi.



11 Mayıs 2115: ‘II. Dünya Su Savaşları’ çıktı. İstanbul’un üzerine alev/atom/nükleer (kelimeler sırasıyla, El Serhendi, Rıza Nedim ve bendenizin seçimidir) bomba atıldı. Sadece sığınaklarda bulunan 30.000 kişi kurtuldu. Savaşta kazanan olmadı ve ülkeler uzlaştı. 18 gün süren savaşta 2 milyar kişi öldü. Mevcut su havzaları ve nehirler kullanılamaz hale geldi. Kuraklık, kıtlık ve salgın hastalıklar yüzünden iki yıl içinde dünya nüfusu 800 milyon kişiye indi.



2115-2203: Yılları arasında ısı/ışıma/radyasyon (üst maddedeki sıralama geçerlidir) yüzünden İstanbul’da tek bir canlı bile kalmadı.



21 Eylül 2187: Avrupa Konfederasyonu’yla yapılmış olan kira kontratı bitti. Yönetim Türkiye’ye geçti ama vergilendirme için muhatap bulamadı.



2250 yılına kadar kimse adaya ayak basmadı.”
 
Sorulan soruya gelen cevaplara bak. Konu direkt dini konuya dönüşmüş.
 
Öncelikle şunu söyleyeyim atacağım şeye pek inandığım söylenemez ancak baya ilgimi çeken bir olay ve okudukça nedense çok ilgimi çekti :D

27 Mart 2022: ‘İstanbul Cehennemi’ denilen deprem oldu. Kayda geçen ölü sayısı 2,6 milyon, ama gerçek rakamın kayıplarla birlikte 3,2 milyon olduğu 4 sene sonra ortaya çıktı.

Deprem, Boğaz’a paralel yapılmakta olan ikinci kanal inşaatı üzerinden Küçük ve Büyükçekmece havzalarını açarak daha sonra durdurulamayacak olan coğrafi bir değişikliğin başlangıcını oluşturdu. Şehrin nüfusu ölüm, kayıp ve göçler sonucu 17 milyondan 6 milyona düştü. Avrupa yakasındaki sahil yerleşkeleri zemin kayması yüzünden yerleşime kapatıldı.



13 Temmuz 2037: Yeniden büyük deprem oldu. Ölü sayısı bu sefer, alınan tedbirler ve göç yüzünden azalan nüfus sebebiyle 70 binde kaldı. Bu sarsıntı Darıca’nın batısından kuzeye doğru coğrafi bir yırtık meydana getirdi, orada büyük bir haliç oluştu.



7 Ocak 2047: 1990’larda başlayan ve önlemi alınmayan küresel ısınma sebebiyle şehrin sahil sınırlarında 20/1’lik bir küçülme olduğu açıklandı.

Aynı yıl içinde ırkçılar küresel ısınma sonucunda meydana gelen iklimsel göçlerden dolayı şehre gelmeye başlayan kuzeyli göçmenlere karşı organize şiddet göstermeye başladı. Koalisyon hükümeti göçmenlerden aldığı yerleşim parasının yanı sıra yüzde 30 olan tüketim vergisini yüzde 60’e çıkardı. Kriz yüzünden çatışma çıktı. Bir gecede suç oranı bir önceki on yıla göre yüzde 400 arttı. Sıkıyönetim ilan edildi.



23 Temmuz 2048: Sıkıyönetime rağmen iki gün içinde 17.800 göçmen linç edildi. Evleri yağmalandı. Dönemin hükümeti yaralama ve tecavüz vakalarını kayıtlardan sildirdi.



2 Şubat 2072: Bu yıl başlayan ve 32 gün süren I. Dünya Su Savaşları sırasında şehrin nüfusu 300 bine indi. Savaşı kaybeden Türkiye 22 yıl boyunca Çin-ABD (El Serhendi Efendi buna ‘dünyanın iki yanındaki memleket’ der, Rıza Nedim bunu Çin-ABD olarak tercüme eder) ortaklığı tarafından yönetildi.



21 Eylül 2087: Avrupa Konfederasyon Şirketi, 2037 yılında Darıca’nın batısında oluşan halici kuzeydeki Ağva havzasıyla birleştirerek İstanbul Boğazı’nın 42 km doğusunda ikinci bir boğaz açtı.

Yine aynı yılın 19 Aralığı’nda iki boğaz arasında oluşan adayı Çin-ABD ortaklığı yüzyıllığına Avrupa Konfederasyonu’na kiraladı ve ada ‘Ticari Özerk Bölge’ ilan edildi. Vergi sıfıra indirildi ve dünyadaki kara para adaya akmaya başladı.



8 Ağustos 2094: Ülke yönetimi Türkiye’ye devredildi, ama şehir ABD-Çin-Avrupa adası olarak tutuldu. Nüfus 21 milyona ulaşmıştı geçen süre içinde.



1 Mart 2103: Dünyayı saran VN7 virüsü bütün önlemlere rağmen şehre girdi. Üç ay içinde İstanbul adası ve civarında kayıtlara göre 16 milyon kişi öldü.

Ölüleri gömecek yer olmadığı için Avrupa yakasında 4, ada içinde de 3 tane olmak üzere dev krematoryumlar yapıldı. Şirket fırınlardan üreteceği elektrik enerjisi karşılığında bu yapıları ücretsiz olarak inşa etti. Filtrelere rağmen denizin üzeri tamamen külle kaplanmıştı. Sağ kalanlar gaz maskesiyle dolaşıyordu. Yağma olayları iki yıl devam etti. 48.300 yağmacı yakalandığı yerde infaz edildi.



7 Şubat 2107: Kimyasal atıklar ve çevre kirliliği yüzünden İstanbul’un güneyi yerleşim alanının dışına çıkarıldı. Bölgeyi terk etmek istemeyen yerleşimciler tarafından bu alanlar özerk bölge ilan edildi.



11 Mayıs 2115: ‘II. Dünya Su Savaşları’ çıktı. İstanbul’un üzerine alev/atom/nükleer (kelimeler sırasıyla, El Serhendi, Rıza Nedim ve bendenizin seçimidir) bomba atıldı. Sadece sığınaklarda bulunan 30.000 kişi kurtuldu. Savaşta kazanan olmadı ve ülkeler uzlaştı. 18 gün süren savaşta 2 milyar kişi öldü. Mevcut su havzaları ve nehirler kullanılamaz hale geldi. Kuraklık, kıtlık ve salgın hastalıklar yüzünden iki yıl içinde dünya nüfusu 800 milyon kişiye indi.



2115-2203: Yılları arasında ısı/ışıma/radyasyon (üst maddedeki sıralama geçerlidir) yüzünden İstanbul’da tek bir canlı bile kalmadı.



21 Eylül 2187: Avrupa Konfederasyonu’yla yapılmış olan kira kontratı bitti. Yönetim Türkiye’ye geçti ama vergilendirme için muhatap bulamadı.



2250 yılına kadar kimse adaya ayak basmadı.”
Hocam cidden bunu yazmak için uğraştınız mı? 🤣
 
Kim yarattı diye sorgularsan @364164 gibi dinden çıkmaya kadar gidersin. İşte asıl felaket bu sorgulamanın sonucudur.

`Yoksa sizden öncekilerin çektikleriyle karşılaşmadan cennete girebileceğinizi mi sandınız? Onlar öylesine yoksulluk ve sıkıntı çekmişler, öyle sarsılmışlardı ki peygamber ve yanındakiler, “Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?” demeye başladılar. Bilesiniz ki Allah’ın yardımı yakındır.`
Kardeşim sizin gibiler soğutur adamı. Sorgularsan dinden çıkmazsın merak etme. Bkz. Hz. İbrahim en güzel örnektir. Hristiyanlık din değil gibi şeyler de saçmalamışsın. Bozulmuş bir yapısı olsa da 4 büyük dinden biri. Aynı Allah'a inanır. Aynı Allah'a ibadet ederler.
 
Hocam cidden bunu yazmak için uğraştınız mı? 🤣
1630693020041.png


👍
 
Kardeşim sizin gibiler soğutur adamı. Sorgularsan dinden çıkmazsın merak etme. Bkz. Hz. İbrahim en güzel örnektir. Hristiyanlık din değil gibi şeyler de saçmalamışsın. Bozulmuş bir yapısı olsa da 4 büyük dinden biri. Aynı Allah'a inanır. Aynı Allah'a ibadet ederler.
Yok hocam şuan din değiller. Ayetle sabit. Müslüman biri o dindir derse ayeti inkar ederek dinden çıkar.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Yeni mesajlar

Geri
Yukarı