Tamamen bilmenize gerek yok aslında. Okuduğunuzda anlarsınız. Anlamadığınız yerlerin anlamına bakabilirsiniz.Bir saniye. Osmanlıca öğrenip geliyorum.
Tamamen bilmenize gerek yok aslında. Okuduğunuzda anlarsınız. Anlamadığınız yerlerin anlamına bakabilirsiniz.Bir saniye. Osmanlıca öğrenip geliyorum.
Arı yemediği bal için bütün gün gezip bal yapıyor, inek içmediği sütü senin hizmetine veriyor. Topraktan çamurdan beslenen ağaç sana en tatlı ve besleyici meyveleri veriyor. Baktığında her şey insanın hizmetine amade olarak yaratılmış. Sizce dünya insan için değil de fil için mi yaratılmış?
Söylediklerinizi anladım. Fakat boyut ve tanrı kavramı birbirleri ile çelişiyor gibi. 7. boyuttaki varlık 3. boyuta geldiği an, veya kendini gösterdiği an tanrı olacaktır. İstese de istemese de. Fakat onun tanrılığı İslam veya Hristiyanlıktaki gibi mi olacak bunu bilemeyiz. Karınca örneğinden devam edeyim. İnsan formu ile karınca boyutuna küçülen, karıncalar ile iletişime geçebilen, tüm karıncaları müridi yapan bir insan düşünün. Tanrı olması işten bile değildir karıncaların gözünde. Fakat yine de bir karıncayı başka bir karıncanın yemeğini yediği için cehenneme mahkum edemez. Veya çok iyi olduğu ve çok çalıştığı için cennet ile ödüllendiremez. Bu yüzden, boyutlar arası bizden üstün varlıklar olabilir. Ama yine de tanrı olmayacaklar genel olarak bakıldığında.Karınca örneği ile vermek istediğiniz mesajı anladım. Sanırım kendimi iyi ifade edememişim, benim hatam.
Öncelikle biraz hayal gücümüzü kullanacağız. Öyle bir şey yok ama 1. boyutta yaşayan bir canlıyı düşünelim. Sizce ne gibi yetenekleri olurdu? Hayal bile edemiyoruz. Bizden o kadar eksik ki bir fikrimiz bile olamıyor, sadece nokta diyebiliyoruz. Bu deneyimi 3. boyutta yaşıyoruz. Yani 1. boyuttaki nokta aslında var olmayan bir nokta... Her neyse.
1. boyuttan sonra gelen 2 boyutta neler kazanılabildiğini biliyoruz. 2. boyutta varsayımsal olarak sonsuz doğrular çizebiliyoruz mesela. 3. boyutta hayat var olabiliyor. Hayat hafife alınacak bir gelişme değil.
Anlatmak istediğim şey şu; eğer iki fiziksel boyutun getirebildiği bu kadar çok şey varsa, diğerlerinin getirebileceği şeylerin kısıtlı olacağından hiçbir zaman emin olamayız. Diğer boyutları hayal bile edemiyoruz. 3. boyuttaki deneyimlerimizle elde edilen bilgilerle diğer boyutların 3. boyuta benzediğini düşünemeyiz. Bizler 3. boyutta var olabilen yaşam formlarıyız. Ve beynimiz sadece 3 boyutlu düşünebilme yeteneğine sahip.
3. boyuttan sonra gelen her boyuttaki varlıklar teorik olarak bizimkinden milyarlarca kat daha karmaşık yapılara sahip olabilir. Mesela uzuvlarından plazma ışınları saçan varlıklar? Ya da ölen canlıları eski zihinleriyle diriltebilenler? Işıktan hızlı hareket edenler? Yer değiştirmek için yürümek zorunda olmayanlar? Kas ve diğer dokuları bile bizimkilerden inanılmaz derecede farklı olabilir. Belki de plazma ışınları saçacak uzuvları bile yoktur, kim bilir.
Sadece 4. boyuttan bir varlık bile 3. boyuttaki herhangi bir varlık için tanrı olabilir. Bizden ne kadar değişik yapıda olduklarını, ne gibi yetenekleri olabileceğini bile bilemiyoruz. Bu sadece 4. boyut için böyle değil. Aynı durum 4 ve 5. boyutlar arasında da geçerli olacaktır. 5. boyuttaki bir varlık, 4. boyuttaki bir varlık için anlaşılması imkansız olacaktır.
Bunun gibi kaç tane boyut olduğunu bile bilmiyoruz. Tanrı dediğimiz doğa üstü güçlere sahip varlık, belki bu boyutların birinde var olabiliyordur.
Ayrıca boyutları deneyimleyememe konusunda "biz kendimizden aşağıdaki boyutları deneyimleyemiyorsak, bizim boyutumuzun üzerindeki boyutta varlıklar varsa onlar da bizi deneyimleyemezler" şeklinde bir yorum yapamayız. Çünkü deneyimleyememe sorunu yaşayanlar 3. boyuta kadar olan varlıklardır. 3. boyutta ilk defa hayat başladığı gibi diğer boyutların birinde, kendi boyutundan önce gelen boyutları deneyimleyebilenler ilk defa var olabiliyordur. Belki...
Kuran tefsirlerinin bir önemi yok. Önemli olan kuranda ne yazdığı. Tefsir ayağına bütün kitabı yorumlayıp işlerine geldiği şekilde çeviriyorlar.Tamamen bilmenize gerek yok aslında. Okuduğunuzda anlarsınız. Anlamadığınız yerlerin anlamına bakabilirsiniz.
Dostum bu yazdığın inanan bir insan için zaten. İnanan bir insan zaten sorgulamaz ahiret var mı yok mu. Asıl sorun, ''Kitap söyledi o zaman doğru'' demek. Böyle düşünerek her şeyi kanıtlayabilirsin. E kitap söylüyor diyerek kanıtlayamazsın ki. Senin inancın o zaten. Asıl sorun onu kanıtlamak. Kitap bir kanıt değildir.Kardeşim, Kuran tefsiri olan Risale-i Nur da Ahiret basit ve açık bir tarzda ispat edilmiş. Dili biraz ağırdır, Osmanlı türkçesi ile yazılmıştır (1920 senelerinde).
Söylediğine katılmıyorum çünkü tefsire gerek duymadan güzel çeviriler var. Dediğine katıldım diyelim, neden insanların kolayca anlayabileceği şekilde indirilmemiş ayetler? Allah melekleriyle vahiy yollayarak kendi sözlerini iletti dersek bize, neden bu kadar karışık o zaman? Neden biz aciz insanların anlayabileceği kolaylıkta indirilmedi?@Orion Nebula Araplar bile düz okumayla anlayamazken; ek açıklamalara, nüzul sebeplerine, tefsire ihtiyaç duyarken başka bir dili konuşan bir kişi asla sadece meal okuyarak Kur'an'ı anlayamaz, anladığını da iddia edemez.
Bu sitenin çalışmasını sağlamak için gerekli çerezleri ve deneyiminizi iyileştirmek için isteğe bağlı çerezleri kullanıyoruz.