Öbür dünya var mı?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu iki noktaya aynen katılıyorum. 👍

Abi her şeyi "İnsanoğlunun iyiliği için yapılmıştır" saçmalığına bürümeseniz mi acaba? Çünkü bu saçmalıkla gidersek gerçeği hiçbir zaman bulamayacağız.

Tamam, siz bürünmeyin gerçeği bulun. Bulunca bizimle de paylaşırsanız mutlu oluruz.
 
Bu çıkarımı nasıl yaptınız? Kur'an'ın evrenselliği hükümlerinin her dönemde geçerli olmasıdır.

Eğer bu kitap tüm insanlık için getirildi ise herkesin açık bir şekilde anlayabilmesi gerekir, anlayamıyorsa evrenselliğini yitiriyor. Ayrıca şu an kuran da bahsedilen topraktan yaratılma düşüncesi günümüzdeki bilgilerimizle hükmünü yitiriyor.
 
Verilen linkteki açıklama doğru bile olsa bu neyi değiştirir? Sonuçta balın depolandığı petek önce dairesel olmuş sonra altıgene dönüşmüş. Yani? Sonuçta öyle bile olsa, arıların vücut ısıları vs gibi sebeplerden dolayı bu dönüşüm gerçekleşiyorsa bunun ilmini bilen yaratıcı buna göre yaratmış demektir. Benim anlatmak istediğim burada belirli bir düzen var. Yani bazen kare yapıp sonra yamuğa dönüşüyor ya da dairesel yapıp üçgene dönüşüyor değil. Olması gereken en mükemmel şekilde oluyor ve bunu yapan akılsız, şuursuz bir böcek.
Yani örneğin evinizde bir kertenkele olsa ve bilgisayarda Word açsanız. Akşam geldiğinizde Word dosyasına Sefiller romanının yazıldığını görseniz, kertenle klavyede gezerken olmuş demezsiniz. Sefilleri'i okumuş birisi yazmış dersiniz. Ortada bir ilim, irade ve kudret sahibi birinin olduğunu aklen kabul edersiniz. Bunu yazarken italik yazmış, koyu yazmış oraya çok takılmazsınız. Altını çizmek istediğim nokta tam olarak bu.
Bu kadar dar görüşlü olduğunu bilsem zaten bu kadar kanıt vs. sunmazdım sana. Sen bu mantıkla düşünerek aklına gelebilecek her şeyi dine yorabilirsin. ''Kertenkele böyle yaptı çünkü tanrı öyle istedi.''
Ben sana kertenkelenin bilimsel olarak neden öyle yaptığını açıklarım sen de ''E al işte bak onu da tanrı yaptı'' dersin. İşin içinden çıkamazsın. İnancına saygı duyuyorum. İyi günler.
 
Sana bilimsel olarak şöyle açıklayayım sen karar ver. İnsan DNA sına kodlanmış sadece ölüm zamanı ortaya çıkan gen mevcut. Beyin ölümü gerçekleştiğinde yani beyin sapındaki sinir hücreleri öldüğünde sadece organ faliyeti ve nefes alma durur. Ama algın sürekli açık olur. Bunu ölüm zamanı ortaya çıkan gen sayesinde olur ve farklı algı yollarını açar. Sen görmesende işitmesen de bu gen sayesinde algılarsın. Kimi kadim bilgilerde tanrı parçacığı olarakta adlandırılır. İnsan beynin de ki hafıza proteinleri çok sağlam bir yapıdadır. Bu yapı asidik ortama, bazik ortama, sıvı ortama, hava şartlarına, ışığa, yüksek sıcaklığa çok dayanıklıdır. Ölüm olunca bu proteinler ölmez mezardaki bitkilere, ağaçlara ve sulara karışıp hafızamız doğada yaşamaya devam eder. Yine bir şekilde duyu olarak algılamaskta farklı bir algıyla yaşamaya devam ederiz. CRISP-Cas9 diye bir proje geliştiriliyo DNA ameliyatı. İleri ki zamanlarda ölenlerin hafıza proteinleri satılarak o hayatı yaşamak isteyenlerin DNA larına bu proje ile rahatlıkla entegre edilebilecek. Her mezarlık veri deposu olabilecek.
 
Eğer bu kitap tüm insanlık için getirildi ise herkesin açık bir şekilde anlayabilmesi gerekir, anlayamıyorsa evrenselliğini yitiriyor. Ayrıca şu an kuran da bahsedilen topraktan yaratılma düşüncesi günümüzdeki bilgilerimizle hükmünü yitiriyor.

Aslında kuranın Arapça indirilme nedeni, bir dil içinde en çok kelime karşılığı olan dilin Arapça olduğu düşüncesi. Yani detaylı. Araplar kuranın gerçekten ne demek istediğini tam olarak anlıyorlar. Ancak konu başka dile çevirmeye geldiğinde kelime hazinesi düşük olan diğer dillerde kelime tam olarak çevirilemiyor. Aslında insanlar araplarla bir araya gelse, araplar kelimenin tam olarak neye benzediğini tarif etse sorun çözülecek gibi ama hadi bakalım.

Sana bilimsel olarak şöyle açıklayayım sen karar ver. İnsan DNA sına kodlanmış sadece ölüm zamanı ortaya çıkan ge mevcut. Beyin ölümü gerçekleştiğinde yani beyin sapındaki sinir hücreleri öldüğünde sadece organ faaliyeti ve nefes alma durur. Ama algın sürekli açık olur. Bunu ölüm zamanı ortaya çıkan gen sayesinde olur ve farklı algı yollarını açar. Sen görmesende işitmesen de bu gen sayesinde algılarsın. Kimi kadim bilgilerde tanrı parçacığı olarak da adlandırılır. İnsan beynin de ki hafıza proteinleri çok sağlam bir yapıdadır. Bu yapı asidik ortama, bazik ortama, sıvı ortama, hava şartlarına, ışığa, yüksek sıcaklığa çok dayanıklıdır. Ölüm olunca bu proteinler ölmez mezardaki bitkilere, ağaçlara ve sulara karışıp hafızamız doğada yaşamaya devam eder. Yine bir şekilde duyu olarak algılamaskta farklı bir algıyla yaşamaya devam ederiz. CRISP-CAS9 diye bir proje geliştiriliyor DNA ameliyatı. İleri ki zamanlarda ölenlerin hafıza proteinleri satılarak o hayatı yaşamak isteyenlerin DNA larına bu proje ile rahatlıkla entegre edilebilecek. Her mezarlık veri deposu olabilecek.

Tamamen hatalı bilgi.
Beyinde bilgi depolayan şeyin en olduğu hala bilinmiyor öncelikle.
Ayrıca bu şey protein olsa bile (ve yine ısıdan ışıktan basınçtan asitten falan filan etkilenmiyorsa bile) proteinleri toprak altında bozan bu etkenler değil saprofitlerdir (ayrıştırıcı çürükçül bakteriler). Çürüme başladığında bu çürükçül bakteriler canlıdaki organik maddeleri (buna proteinler de dahildir) sindirir ve inorganik maddelere dönüştürür. Yani bir proteinin yapısı çürüme başladığı andan itibaren asla aynı kalamaz.

Düzenleme:
Bilgi eksik kalmasın. Beyin ölümü gerçekleşen birinin ölümü beyninin sapıyla bir ilgisi yoktur. Beyin ölümü frontal (ön) beyin lobunun işlevini yitirmesiyle olur. İrade var olamaz ama yaşam faaliyetleri devam eder. Ayrıca genler ölüm tarihinizle ilgilenemezler. Sadece hücrelerinizin ne zaman öleceğini belirler. Bu kontrolsüz büyümeler olmasını engellemek için bir savunma mekanizmasıdır. Hücreler ölür ve yerlerine yenileri gelir.
Şimdi kalkıp da "işte tekrar yenilenmzese ölürüz. Buna gen karar verir" gibi bir yorum yapmayınız. Hücreler bölündükçe sentromerler ve kromozomlar belli oranlarda kısalırlar. Bu bir noktada hücrenin bölünememesiyle sonuçlanır. Dokular hasar aldıkça yeni hücreler bölünmeye zorlanır ve son hücrenin bölünebileceği maksimum tarihten daha önce ölüm gerçekleşir.
 
Son düzenleme:
Bu kadar dar görüşlü olduğunu bilsem zaten bu kadar kanıt vs. sunmazdım sana. Sen bu mantıkla düşünerek aklına gelebilecek her şeyi dine yorabilirsin. "Kertenkele böyle yaptı çünkü tanrı öyle istedi."
Ben sana kertenkelenin bilimsel olarak neden öyle yaptığını açıklarım sen de "E al işte bak onu da tanrı yaptı" dersin. İşin içinden çıkamazsın. İnancına saygı duyuyorum. İyi günler.

Şu geniş görüşünüz ile kertenkelenin benim klavyemi üzerinde gezerek Sefiller romanını yazabilmesini bilimsel olarak açıklar mısınız?
 
Kısa bir kaynak bırakayım, ingilizceniz varsa okuyun.
Bu link söylediğiniz şeyi basit bir şekilde çürütüyor. Arıların ilk yaptığı petek dairedir. Daha sonra eriyerek altıgen haline geliyor. Ki aslında bu altıgenler her kenarı birbirine eşit birbirine mükemmel oturan altıgenler değil.

Karıncalar ile aramızdaki boyut farkından bahsettiğim şey fizikseldi. Ortalama insanın 1.70 olması ve karıncaların ortalama 1cm olması gibi.
Elbette bir karıncayı ateşe atıp yakabilirsiniz. Fakat bu acıyı o karıncaya sonsuza kadar çektirmek elbette gücümüz dahilinde değil.
Aslında aynı şeyden bahsettiğimizi düşünüyorum, bana kalırsa ahiret kavramı yok.

Aynı şeylerden bahsetmiyoruz. Ben henüz neler yapabileceğini bilmediğimiz boyutsal bir varlığın Allah olabileceğini, bu sayede bizim görüp algılayamadığımız bir varlığının ve doğaüstü güçlerinin olabileceğini savunuyorum.
 
Bu sorunun cevabını verebilecek bir yaşam formu bulunmuyor şu anda yeryüzünde.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı