Öbür dünya var mı?

  • Konuyu başlatan frkn03
  • Başlangıç Tarihi
  • Mesaj 255
  • Görüntüleme 18.391
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Yol gösterici peygamberler neden insanlığı yalnız bırakıyor ki? Peygamberler zamanında çeşitli sözler söylemiş olabilir ama bu sözlerin doğruluğuna sadece o an peygamberin söylediğine tanıklık edenler inanabilir. Peygamberin söylediği herhangi bir söz yıllar içinde çarpıtılmış olabilir şüphesi ile Allah bizi neden baş başa bıraktı?

Allah'ın gönderdiği peygamberler gerçeği anlatıyor olsa bile, diğer insanların söylediği şeylere nasıl inanmamızı beklenebilir? Yıllardır herkesin oynadığı kulaktan kulağa gibi.
Hadis doğrulama metodu ile hadisleri doğrulayanlara, en basitinden bu metodları bulanlara güvenip de nasıl tüm hayatımızı bir şeye adayabiliriz? Allah tüm bunların farkında olmalı ve kullarını böyle belirsiz durumlar içinde bırakmamalıydı.

Sen ne dersin?
Allah'ın varlığını kabul etmiyorsan tesadüfün gerçek olduğunu, hayatın içerisinde olduğunu bana ispatla. Yaşadığın dünya da tesadüfen oluşan bir şey söyle bana. Herhangi bir olayın, fiilin failsiz olduğunu bana ispatla.
 
Inancımıza göre var oldugunu düşünüyorum. Çünkü sadece 80-90 sene dünyada yaşayıp sonrasının olmaması anlamsız geliyor bana.
 
Biraz uzun ama "içimizdeki balık"(belgesel) evrim teorisini anlamana yardımcı olabilir ve tek hücreleri canlıların nasıl oluşacağına dair deneyler var onları araştırmanı öneriy

Size söyleyebileceğim daha fazla bir şey yok, ben her şeyi araştırdım ve evrime inanıyorum. İki zıt görüşü araştırdım, ve "Allah öyle istedi" demektense "X atomu Y atomu ile etkileşime girdi o yüzden bazı şeyler ortaya çıktı" açıklaması daha mantıklı geldi. Ve benim en ufak soruma dinciler "Allah öyle istedi" derken bilim "Bu bununla tepkimeye girdi o yüzden oldu" dedi. Bu yüzden ben ikisini de araştırıp kendimce doğru olanı buldum. Sorduğun soruların evrim ile bir ilgisi yok, anlamı olmayan sorular soruyorsun buna rağmen sana en basit tabirle anlatıyorum. Anlamamakta diretiyorsun.
Siz ise karşı tarafın düşüncesini teorisini dinlemeden "E Allah dedi o yüzden" diyerek işin içinden çıkmaya çalışıyorsunuz. Cehaletinizi aydınlatacak kişi ben değilim. Size daha fazla cevap vermeyeceğim. İyi günler.

Dinciler? Evrimciler? X atomu Y atomu ile etkileşime girdi Z molekülü oluştu. Kudreti, ilmi, kuvveti olmayan atom neye göre etkileşime girme kararı veriyor? Dahası atom nereden geldi? Araba motoru nasıl oldu şu parçayı bu parçaya kaynamış bu blok oluşmuş vs. İyi de o parçaları kim oraya getirdi, o parçalar nasıl planlandı, nasıl üretildi bunlar sorulmuyor. Atomlar bir şekilde var olmuşlar sonra kafalarına göre birbirleriyle etkileşime geçmişler ve ne hikmetse hepsi en doğru parçayı oluşturmuşlar sonra oluşan parçalar da yine etkileşim kurup en doğru başka parçaları oluşturmuşlar. Bunların hepsi tesadüfen olmuş. Yani yolda gördüğün bir arabayı mühendis yaptı demek saçma geliyormuş ama atomlar etkileşime girip o yüzden ortaya çıkması mantıklı geliyormuş. 20.yy gelene kadar neden atomlar etkileşime girip araba oluşturmadı? Neden illa bir otomotiv endüstrisini beklemek zorunda kaldı? Atomlar kendileri etkileşime girerek yapabilirdi tesadüfen? Ya da onun için de milyar seneler mi geçmesi gerekiyor yine? Arabayı görünce bunu yapan bir mühendis var demek size saçma gelmiyor, atomlar etkileşime girmiş demek saçma geliyordur. Ama kainata bakınca onu yaratan var demek saçma geliyor ve arabayı yapamayan atomlar kainatı yapıyor.
 
Allah'ın varlığını kabul etmiyorsan tesadüfün gerçek olduğunu, hayatın içerisinde olduğunu bana ispatla. Yaşadığın dünya da tesadüfen oluşan bir şey söyle bana. Herhangi bir olayın, fiilin failsiz olduğunu bana ispatla.

1. Allah'ın varlığını reddetmiyorum. Var da demiyorum.
2. tesadüf diye bir şey yoktur.
3. tesadüf olmadığı için tesadüfen oluşan bir şey de yoktur.
4. her fiilin bir faili vardır.
Eğer evrendeki düzen falan filan bahsediyorsan fiziğin temel yasalarına bir bakıver.
Sorularını cevapladım. Sen de benimkileri cevapla lütfen.

Yol gösterici peygamberler neden insanlığı yalnız bırakıyor ki? Peygamberler zamanında çeşitli sözler söylemiş olabilir ama bu sözlerin doğruluğuna sadece o an peygamberin söylediğine tanıklık edenler inanabilir. Peygamberin söylediği herhangi bir söz yıllar içinde çarpıtılmış olabilir şüphesi ile Allah bizi neden baş başa bıraktı?

Allah'ın gönderdiği peygamberler gerçeği anlatıyor olsa bile, diğer insanların söylediği şeylere nasıl inanmamızı beklenebilir? Yıllardır herkesin oynadığı kulaktan kulağa gibi.
Hadis doğrulama metodu ile hadisleri doğrulayanlara, en basitinden bu metodları bulanlara güvenip de nasıl tüm hayatımızı bir şeye adayabiliriz? Allah tüm bunların farkında olmalı ve kullarını böyle belirsiz durumlar içinde bırakmamalıydı.

Sen ne dersin?
 
Dinciler? Evrimciler? X atomu Y atomu ile etkileşime girdi Z molekülü oluştu. Kudreti, ilmi, kuvveti olmayan atom neye göre etkileşime girme kararı veriyor? Dahası atom nereden geldi? Araba motoru nasıl oldu şu parçayı bu parçaya kaynamış bu blok oluşmuş vs. İyi de o parçaları kim oraya getirdi, o parçalar nasıl planlandı, nasıl üretildi bunlar sorulmuyor. Atomlar bir şekilde var olmuşlar sonra kafalarına göre birbirleriyle etkileşime geçmişler ve ne hikmetse hepsi en doğru parçayı oluşturmuşlar sonra oluşan parçalar da yine etkileşim kurup en doğru başka parçaları oluşturmuşlar. Bunların hepsi tesadüfen olmuş. Yani yolda gördüğün bir arabayı mühendis yaptı demek saçma geliyormuş ama atomlar etkileşime girip o yüzden ortaya çıkması mantıklı geliyormuş. 20.yy gelene kadar neden atomlar etkileşime girip araba oluşturmadı? Neden illa bir otomotiv endüstrisini beklemek zorunda kaldı? Atomlar kendileri etkileşime girerek yapabilirdi tesadüfen? Ya da onun için de milyar seneler mi geçmesi gerekiyor yine? Arabayı görünce bunu yapan bir mühendis var demek size saçma gelmiyor, atomlar etkileşime girmiş demek saçma geliyordur. Ama kainata bakınca onu yaratan var demek saçma geliyor ve arabayı yapamayan atomlar kainatı yapıyor.
Bunlar zaten biliyorlar Allah'ın var olduğunu fakat inanmak istemiyorlar çünkü inandıklarında hayatlarında bazı şeyleri kısıtlamaları gerekecek dolayısıyla inanmıyorlar. İnanmamak içinde saçma sapan şeyler ile kendilerini kandırıyorlar.
 
Dinciler? Evrimciler? X atomu y atomu ile etkileşime girdi Z molekülü oluştu. Kudreti, ilmi, kuvveti olmayan atom neye göre etkileşime girme kararı veriyor? Dahası atom nereden geldi? Araba motoru nasıl oldu şu parçayı bu parçaya kaynamış bu blok oluşmuş vs. iyi de o parçaları kim oraya getirdi, o parçalar nasıl planlandı, nasıl üretildi bunlar sorulmuyor. Atomlar bir şekilde var olmuşlar sonra kafalarına göre birbirleriyle etkileşime geçmişler ve ne hikmetse hepsi en doğru parçayı oluşturmuşlar sonra oluşan parçalar da yine etkileşim kurup en doğru başka parçaları oluşturmuşlar. Bunların hepsi tesadüfen olmuş. Yani yolda gördüğün bir arabayı mühendis yaptı demek saçma geliyormuş ama atomlar etkileşime girip o yüzden ortaya çıkması mantıklı geliyormuş. 20.yy gelene kadar neden atomlar etkileşime girip araba oluşturmadı? Neden illa bir otomotiv endüstrisini beklemek zorunda kaldı? Atomlar kendileri etkileşime girerek yapabilirdi tesadüfen? Ya da onun için de milyar seneler mi geçmesi gerekiyor yine? Arabayı görünce bunu yapan bir mühendis var demek size saçma gelmiyor, atomlar etkileşime girmiş demek saçma geliyordur. Ama kainata bakınca onu yaratan var demek saçma geliyor ve arabayı yapamayan atomlar kainatı yapıyor.

Atomun neye göre etkileşime girdiğini soruyor. Bir yaşıma daha girdim.

Fizik ve kimya bilgisi -789452 sanırım.
 
Yol gösterici peygamberler neden insanlığı yalnız bırakıyor ki? Peygamberler zamanında çeşitli sözler söylemiş olabilir ama bu sözlerin doğruluğuna sadece o an peygamberin söylediğine tanıklık edenler inanabilir. Peygamberin söylediği herhangi bir söz yıllar içinde çarpıtılmış olabilir şüphesi ile Allah bizi neden baş başa bıraktı?

Allah'ın gönderdiği peygamberler gerçeği anlatıyor olsa bile, diğer insanların söylediği şeylere nasıl inanmamızı beklenebilir? Yıllardır herkesin oynadığı kulaktan kulağa gibi.
Hadis doğrulama metodu ile hadisleri doğrulayanlara, en basitinden bu metodları bulanlara güvenip de nasıl tüm hayatımızı bir şeye adayabiliriz? Allah tüm bunların farkında olmalı ve kullarını böyle belirsiz durumlar içinde bırakmamalıydı.

Sen ne dersin?

Allah Kuran-ı Kerimi değişmeden kıyamete kadar koruyacağına söz vermiştir ve öyle de oluyor, olacaktır. Hadislerde ise yalan hadis uyduranlara Allah azap edeceğini bildirmiştir.
Hadislerde ise zamanında alimler 5 şarta bakmışlar. Hadislerin sahihliği konusunda çok hassas davranmışlar hem bu hadisleri nakleden sahabiler hem derleyen alimler. Bu büyük bir sorumluluktur.
Bu beş şart şunlardır.
1. Râviler adâlet sahibi yani müslüman, akıl-bâliğ, takvâ ve mürüvvet sahibi olmalıdır. Mürüvvet, râvinin saygın bir kişiliği bulunması ve kişiliğine zarar verecek davranışlardan uzak durması demektir. Hali ve kimliği bilinmediği için adâleti hakkında söz söylenemeyen kimselerin rivayetleri böylece sahih hadisin dışında tutulmuş olacaktır. 2. Râviler zabt sahibi olmalıdır. Râvinin dalgın olmaması, ezberden rivayet ediyorsa hadisi kusursuz bir şekilde ezberlemesi, kitaptan rivayet ediyorsa kitabını dikkatle yazması ve kontrol edip koruması, mâna ile rivayet ediyorsa hadis metninde değiştirdiği kelimelerin mânalarını iyi bilmesi ve bunları kullanırken hadisin mânasında herhangi bir değişikliğe yol açmaması gerekir. Böylece çok hata yapan, unutkan ve dalgın olan kimselerin rivayetleri sahihin dışında kalır. 3. Sened muttasıl olmalıdır. Senedin ilk râvisinden son râvisine kadar herhangi bir yerinde kopukluk bulunmamalıdır. Her râvi kendinden önceki râvi ile buluşup görüşmüş ve hadisi ondan almış olmalıdır. Bu şart ile senedi muttasıl olmayan muallak, münkatı‘, mu‘dal ve müdelles gibi hadis çeşitleri sahih hadisin dışında kalmış olmaktadır. 4. Hadis şâz olmamalıdır. Güvenilir râvinin kendisinden daha güvenilir râviye muhalif olarak rivayet ettiği hadis şâz olacağı için bu durumda daha güvenilir olan râvinin rivayeti sahih kabul edilir. 5. Hadis muallel olmamalıdır. Muallel, ilk bakışta sahih görünmekle birlikte konunun uzmanları tarafından incelendiğinde gizli bir kusuru ve illeti bulunan hadistir. Böyle bir hadis bu kusurun ortaya çıkmasıyla sahih olma vasfını kaybeder. Bu beş şartın bir hadiste bulunup bulunmadığı hususunda ortaya çıkan görüş ayrılıkları o hadisin sıhhati konusunda da farklı kanaatlere sebep olmaktadır.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı