Öncelikle bu konuyu açma sebebim bu forum da dahil diyabet hakkında çok yanlış bilgi var. Bunları düzeltmek için buradayım .
Diyabet nedir?
Diyabet nedir sorusuna direkt bir cevap veremeyiz, diyabetin yüzlerce farklı hali var ama ben en ana hatlarını anlatacağım.
Tip 1 diyabet ile tip 2 diyabet.
Ben tip 1 diyabeti anlatacağım.
6 ay ile 40 yaş arası başlar fakat 8 ile 15 arasında çok daha fazla görülür, iyileşmez. Tip 1 diyabet vücudumuzda ki pankreas organının insülin salgılamaması sonucu oluşur. Peki, nedir bu insülin? İnsülin kanımızın içerisindeki şekerin hücrelere girmesini sağlar. İnsülin hücrenin anahtarıdır diyebiliriz. Ve tip 1 diyabetli bireylerde insülin olmadığı için şeker kanda kalır ve diyabet oluşur. Belirtilerinde halsizlik olmasının asıl nedeni de budur, çünkü şeker enerji üretimi için hücrelere girmelidir. Tip 1 diyabetliler de ise enerji üretmek için yağ kullanılır. Bunun sonucunda kilo kaybı ve zararlı bir madde üretimi (keton) başlar. Tip 1 diyabetliler yediklerini hep sayarlar ve hesaplarlar, çünkü vuracakları iğnenin dozunu ayarlamamız lazım. Yani yemek yemek bile bir ıstırap oluyor. Yemeği yemeden önce ve sonra parmağımızı da deleriz. Çünkü yemeği hesaplamak için şeker ölçümü gerekir. Şekerimizi her zaman takip etmemiz lazım. Aksi taktirde komaya gireriz.
Peki tip 1 diyabetlilerin bizim hayatımızdan farkı nedir?
Az önce de anlattığım gibi yemek yemeden önce parmağımızı deleriz, çıkan şekere ve yediğimiz yemeğe göre ne kadar doz iğne vurulacağımızı hesaplarız. (Bu arada iğnelerin içerisinde insülin var.) Günde 3 ana 3 ara öğün yapıyoruz. Ara öğünler yemeği yediğimiz saatten 2 saat sonraki kan şekerine bağlıdır. Örneğin şekerim 200 gibi bir değerde çıkarsa ara öğün yapmam. Güç içerisinde en az 8 kere parmağımızı deliyoruz, çünkü yine dediğim gibi eğer şekerimiz normalin üstüne çıkarsa (200-250 gibi) tek seferlik bir şey olmaz ama ek doz vuruluruz. Yani yine iğne vuruluruz. Uzun vadede iç organlarımız vesaire şeylere zarar gelir. Ama şekerimiz 500-600 gibi çok yüksek değerlere çıkarsa komaya gireriz ve tedavi olmazsa sonucu iç organlarımız çok büyük hasar alabilir. En kötüsü hafıza kaybı yaşarız. Kısaca diyabet bu, bakımı çok zor bir hastalık. 1 senede 5000+ kere iğne 10000+ kere parmak deliyoruz. Şunu da unutmayın diyabet bu kadar anlattığım kadar kolay değil, yaşayan bilir. Hastane de 1 hafta boyunca diyabet hakkında eğitim görüyoruz.
Belirtiler;
İştahsızlık, ağız kuruluğu, çok su içme, açlık hissi, çok idrara çıkma, gece idrara çıkma, kilo kaybı, yorgunluk, çabuk yorulma, gece idrara kalkma daha nadir bulanık görme, açıklanamayan kilo kaybı, inatçı enfeksiyonlar, tekrarlayan mantar enfeksiyonları, kaşıntı başlıca bulgulardır.
Kapanış.
Diyabet "en" kısa özetiyle bu kadar. Umarım bir farkındalık oluşturup doğru bilinen yanlışları kaldırmışımdır. Merak ettiğiniz şeyler varsa hepsini anlatabilirim. İyi günler
Diyabet nedir?
Diyabet nedir sorusuna direkt bir cevap veremeyiz, diyabetin yüzlerce farklı hali var ama ben en ana hatlarını anlatacağım.
Tip 1 diyabet ile tip 2 diyabet.
Ben tip 1 diyabeti anlatacağım.
6 ay ile 40 yaş arası başlar fakat 8 ile 15 arasında çok daha fazla görülür, iyileşmez. Tip 1 diyabet vücudumuzda ki pankreas organının insülin salgılamaması sonucu oluşur. Peki, nedir bu insülin? İnsülin kanımızın içerisindeki şekerin hücrelere girmesini sağlar. İnsülin hücrenin anahtarıdır diyebiliriz. Ve tip 1 diyabetli bireylerde insülin olmadığı için şeker kanda kalır ve diyabet oluşur. Belirtilerinde halsizlik olmasının asıl nedeni de budur, çünkü şeker enerji üretimi için hücrelere girmelidir. Tip 1 diyabetliler de ise enerji üretmek için yağ kullanılır. Bunun sonucunda kilo kaybı ve zararlı bir madde üretimi (keton) başlar. Tip 1 diyabetliler yediklerini hep sayarlar ve hesaplarlar, çünkü vuracakları iğnenin dozunu ayarlamamız lazım. Yani yemek yemek bile bir ıstırap oluyor. Yemeği yemeden önce ve sonra parmağımızı da deleriz. Çünkü yemeği hesaplamak için şeker ölçümü gerekir. Şekerimizi her zaman takip etmemiz lazım. Aksi taktirde komaya gireriz.
Peki tip 1 diyabetlilerin bizim hayatımızdan farkı nedir?
Az önce de anlattığım gibi yemek yemeden önce parmağımızı deleriz, çıkan şekere ve yediğimiz yemeğe göre ne kadar doz iğne vurulacağımızı hesaplarız. (Bu arada iğnelerin içerisinde insülin var.) Günde 3 ana 3 ara öğün yapıyoruz. Ara öğünler yemeği yediğimiz saatten 2 saat sonraki kan şekerine bağlıdır. Örneğin şekerim 200 gibi bir değerde çıkarsa ara öğün yapmam. Güç içerisinde en az 8 kere parmağımızı deliyoruz, çünkü yine dediğim gibi eğer şekerimiz normalin üstüne çıkarsa (200-250 gibi) tek seferlik bir şey olmaz ama ek doz vuruluruz. Yani yine iğne vuruluruz. Uzun vadede iç organlarımız vesaire şeylere zarar gelir. Ama şekerimiz 500-600 gibi çok yüksek değerlere çıkarsa komaya gireriz ve tedavi olmazsa sonucu iç organlarımız çok büyük hasar alabilir. En kötüsü hafıza kaybı yaşarız. Kısaca diyabet bu, bakımı çok zor bir hastalık. 1 senede 5000+ kere iğne 10000+ kere parmak deliyoruz. Şunu da unutmayın diyabet bu kadar anlattığım kadar kolay değil, yaşayan bilir. Hastane de 1 hafta boyunca diyabet hakkında eğitim görüyoruz.
Belirtiler;
İştahsızlık, ağız kuruluğu, çok su içme, açlık hissi, çok idrara çıkma, gece idrara çıkma, kilo kaybı, yorgunluk, çabuk yorulma, gece idrara kalkma daha nadir bulanık görme, açıklanamayan kilo kaybı, inatçı enfeksiyonlar, tekrarlayan mantar enfeksiyonları, kaşıntı başlıca bulgulardır.
Kapanış.
Diyabet "en" kısa özetiyle bu kadar. Umarım bir farkındalık oluşturup doğru bilinen yanlışları kaldırmışımdır. Merak ettiğiniz şeyler varsa hepsini anlatabilirim. İyi günler
Son düzenleyen: Moderatör: