Yapay zeka ve teknoloji alanında hakkında ne düşünüyorsunuz?

ZeZeZe

Centipat
Katılım
21 Aralık 2021
Mesajlar
121
Çözümler
2
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Merhaba, bu başlığı aslında "Ülkemizdeki teknolojik gelişmelere insanlar ne kadar hakim ve insanlar bu teknolojik gelişmeleri ne derece anlıyor?" sorusundan yola çıkarak açtım.

Sizce son dönemde ülkemizde olan en iyi yapay zeka veya teknolojik alandaki gelişme nedir?

Sizce ülkemizde bu alanda yapılan en iyi atılım nedir?

Sizce ne kadar yakınız insansı yapay zekaya?

Sizce insansılık testini Siri, Alexa ve Google Asistan geçti mi?

En çok keyif aldığınız ve merak ettiğiniz alt teknoloji alanı ne ve bu alanda bir şey geliştiriyor musunuz?

Veri bilimi ve veriler ışığında yapay zeka destekli şirket yönetimi hakkında ne düşünüyorsunuz?

İstediğiniz soruları İstediğiniz gibi cevaplarsanız sevinirim.
 
1-Ülkemizde yapay zeka konusu çok yeni bir konu. Eğitim konusunda atılımlar var ama tam anlamıyla yapay zeka üzerine çalışan bir girişim varsa bile isimleri duyulmamıştır, herkes tarafından.

2-Bildiklerimiz dahilinde sadece üniversite bölümleri açılıyor. Lakin özel bir girişim için çok geç kaldık ve bu alanda akademik olarak kendimi hazırlamaya çalışıyorum.

3-İnsansı yapay zekalar şuan teorik olarak var olan düşünceler. Biz yapay zekaya bebekliği atlatamadık daha, bu yüzden insansı yapay zekalara daha 300-400 yıl var en iyimser.

4-Siri, Alexa ve Google Asistan yapay zeka değildir! Yapay zeka dediğimiz yapıların makina öğrenmesi denilen bir süreci vardır. Siri, Alexa ve Google Asistan isimleri üzerine asistanlardır. Bunlar sadece çok karmaşık for, while, if else döngülerine sahip programlardır.

5-Ben yapay zeka programlama ve gereken entegrenin dizaynı üzerine ilgileniyorum. Python programlama dilini öğreniyorum ve aynı zamanda Elektrik Elektronik Mühendisliğinde okuyorum.

6-Veri bilimi aynı zamanda veri madenciliği dediğimiz olay çok önemli bir alandır, bu alanın temelinde Sinyal ve Sistemler konusu vardır. Sinyallerin sınıflandırılması ve bu sinyallerden belli kısımların seçilerek verilerin bozulmadan tekrar paketlenmesi işlemi çok fazla gelişirse ihtiyacımız olan alan azalacaktır. MP3 buna çok güzel örnektir.

Yapay zeka desteği bu işlemin işlenme sürecini hızlandıracak ve hesaplamalardaki insan hatasını minimuma indirecektir.
 
Merhaba, bu başlığı aslında "Ülkemizdeki teknolojik gelişmelere insanlar ne kadar hakim ve insanlar bu teknolojik gelişmeleri ne derece anlıyor?" sorusundan yola çıkarak açtım.

Sizce son dönemde ülkemizde olan en iyi yapay zeka veya teknolojik alandaki gelişme nedir?

Sizce ülkemizde bu alanda yapılan en iyi atılım nedir?

Sizce ne kadar yakınız insansı yapay zekaya?

Sizce insansılık testini Siri, Alexa ve Google Asistan geçti mi?

En çok keyif aldığınız ve merak ettiğiniz alt teknoloji alanı ne ve bu alanda bir şey geliştiriyor musunuz?

Veri bilimi ve veriler ışığında yapay zeka destekli şirket yönetimi hakkında ne düşünüyorsunuz?

İstediğiniz soruları İstediğiniz gibi cevaplarsanız sevinirim.
Sayın üye, yapay zekâ denen "şey" aslında bir bilgisayar program uygulamasıdır ve güç kaynağı kapatılırsa çalışmaz. Onun doğal zekâ gibi olması asla mümkün olamaz çünkü tamamen algoritmik tabanlıdır. Oysa doğal zekânın çalışması için bir algoritma yoktur. Doğal zekânın en yüksek seviyesi insana aittir ve insanda zekâ ile hisler kesin çizgilerle ayrılamaz ve işte bu da onu eşsiz yapan özelliğidir. Yapay zekânın his kazanması mümkün değildir. Üzülme ve sevinme gibi hisler asla ona kazandırılamaz. Sonuç olarak hiç bir yapay zekâ insanın yerine geçemez.
 
1-ülkemizde yapay zeka konusu çok yeni bir konu. Eğitim konusunda atılımlar var ama tam anlamıyla yapay zeka üzerine çalışan bir girişim varsa bile isimleri duyulmamıştır, herkes tarafından.

2-bildiklerimiz dahilinde sadece üniversite bölümleri açılıyor. Lakin özel bir girişim için çok geç kaldık ve bu alanda akademik olarak kendimi hazırlamaya çalışıyorum.

3-insansı yapay zekalar şu an teorik olarak var olan düşünceler. Biz yapay zekaya bebekliği atlatamadık daha, bu yüzden insansı yapay zekalara daha 300-400 yıl var en iyimser.

4-Siri, Alexa ve Google asistan yapay zeka değildir! Yapay zeka dediğimiz yapıların makine öğrenmesi denilen bir süreci vardır. Siri, Alexa ve Google asistan isimleri üzerine asistanlardır. Bunlar sadece çok karmaşık for, while, if else döngülerine sahip programlardır.

5-ben yapay zeka programlama ve gereken entegrenin dizaynı üzerine ilgileniyorum. Python programlama dilini öğreniyorum ve aynı zamanda elektrik elektronik mühendisliğinde okuyorum.

6-veri bilimi aynı zamanda veri madenciliği dediğimiz olay çok önemli bir alandır, bu alanın temelinde sinyal ve sistemler konusu vardır. Sinyallerin sınıflandırılması ve bu sinyallerden belli kısımların seçilerek verilerin bozulmadan tekrar paketlenmesi işlemi çok fazla gelişirse ihtiyacımız olan alan azalacaktır. MP3 buna çok güzel örnektir.

Yapay zeka desteği bu işlemin işlenme sürecini hızlandıracak ve hesaplamalardaki insan hatasını minimuma indirecektir.

Öyle bir yapay zeka asla bulunamaz Allah izin vermez asla olmayacak insansı yapay zekalar.
 
1-Ülkemizde yapay zeka konusu çok yeni bir konu. Eğitim konusunda atılımlar var ama tam anlamıyla yapay zeka üzerine çalışan bir girişim varsa bile isimleri duyulmamıştır, herkes tarafından.
Kendi başına düşman seçip hedef alıp ardından o hedefi kendini patlatarak öldürdüğü iddia edilen bir Türk AI girişimi var ve kendileri Dünya çapında bol bol konuşuldu. Soğuk duş aldırdı bazı kişilere çünkü şu an bu tip başarılı iki örnekten birinin bize ait olduğu düşünülüyor ve bizim genel olarak uluslararası arenada nasıl göründüğümüz de Dünya geleceği açısından bu teknolojinin tehlikesi de belli. Şu an halen bu olay üzerinde araştırmalar sürüyor bildiğim kadarıyla.

2-Bildiklerimiz dahilinde sadece üniversite bölümleri açılıyor. Lakin özel bir girişim için çok geç kaldık ve bu alanda akademik olarak kendimi hazırlamaya çalışıyorum.

Evet, geç kaldık ancak hem şimdiye kadar hali hazırda yapılmış girişimlerimiz hem de Dünya'yı yakalama imkanımız var çünkü çok hızlı entegre olabilecek bir genç nüfusa sahibiz.
3-İnsansı yapay zekalar şuan teorik olarak var olan düşünceler. Biz yapay zekaya bebekliği atlatamadık daha, bu yüzden insansı yapay zekalara daha 300-400 yıl var en iyimser.

Bebekliği atlatamadığımız doğru ve bence 400 yıl gibi süreler çok ütopik. Bu konuda genelde bir asır içerisinde cevabını alıyordum ben. Bunun sebebi de teknolojik gelişim hızımızın logaritmik olarak artışıyla alakalı sanırım. İnsanlığın ürettiği toplam bilgi miktarı üzerinden bu artış daha belirgin görülebilir belki de...
4-Siri, Alexa ve Google Asistan yapay zeka değildir! Yapay zeka dediğimiz yapıların makina öğrenmesi denilen bir süreci vardır. Siri, Alexa ve Google Asistan isimleri üzerine asistanlardır. Bunlar sadece çok karmaşık for, while, if else döngülerine sahip programlardır.
Bu konuda, tam olarak sizinle aynı fikirde olmayan kitaplar okudum. İnsansılık testi açısından geçti kabul edilmesini savunanlar da var, savunmayanlar da var fakat bu konu doğrudan yapay zeka ile ilintili değil ve fakat ilintili de... Şöyle ki insansılık testini geçebilecek ilk makinenin yapay zeka olması gerektiği düşünülüyordu fakat ilk geçenin ise AI yerine bir dijital asistan olması tartışma yarattı. Bu yüzden bu soru orada.
5-Ben yapay zeka programlama ve gereken entegrenin dizaynı üzerine ilgileniyorum. Python programlama dilini öğreniyorum ve aynı zamanda Elektrik Elektronik Mühendisliğinde okuyorum.

Gayet güzel bir kombinasyon. Ben de bu alanda çalışmayı planlıyor ve araştırmalar vesaire yapıyorum. Sanırım yapay zeka ve etik benim daha çok ilgimi çekiyor sanırım.
6-Veri bilimi aynı zamanda veri madenciliği dediğimiz olay çok önemli bir alandır, bu alanın temelinde Sinyal ve Sistemler konusu vardır. Sinyallerin sınıflandırılması ve bu sinyallerden belli kısımların seçilerek verilerin bozulmadan tekrar paketlenmesi işlemi çok fazla gelişirse ihtiyacımız olan alan azalacaktır. MP3 buna çok güzel örnektir.

Yapay zeka desteği bu işlemin işlenme sürecini hızlandıracak ve hesaplamalardaki insan hatasını minimuma indirecektir.

Bu konuda ben de sizinle hem fikirim ve aslında yukarıdaki insansılık testi sorusu da aslında bu soruyla içkin bir soru sorabilmek içindi. Sizce asistanların insansılık testini geçtiği kanısı ile onlardan alınan verileri insanların bir insana verdikleri tepki olarak değerlendirip kullanma fikri sizce ne kadar delice? Veri madenciliği ve yapay zeka üzerine bir kitap okuyorum, bu fikir aklıma geldi ve galiba bunun örneklerinin ortaya çıkması da yakın.
Öyle bir yapay zeka asla bulunamaz Allah izin vermez asla olmayacak insansı yapay zekalar.
Sizin dini görüşünüz o, benim inandığım Tanrı ise "Yürü ya kulum..." diyor bana ve bence çok yakında olacak bu tarz yapay zekalar. O zaman ne düşünürsünüz bilemeyeceğim fakat bence önümüzdeki on beş veya yirmi yıl içerisinde ilk örnekleri kesinlikle göreceğiz.
Sayın üye, yapay zekâ denen "şey" aslında bir bilgisayar program uygulamasıdır ve güç kaynağı kapatılırsa çalışmaz. Onun doğal zekâ gibi olması asla mümkün olamaz çünkü tamamen algoritmik tabanlıdır. Oysa doğal zekânın çalışması için bir algoritma yoktur. Doğal zekânın en yüksek seviyesi insana aittir ve insanda zekâ ile hisler kesin çizgilerle ayrılamaz ve işte bu da onu eşsiz yapan özelliğidir. Yapay zekânın his kazanması mümkün değildir. Üzülme ve sevinme gibi hisler asla ona kazandırılamaz. Sonuç olarak hiç bir yapay zekâ insanın yerine geçemez.
Beynin tam olarak bir algoritma olarak çalıştığını iddia eden ve bunun için deneyler hazırlayan çok minnoş ve sevimli bir beyin-nöron teorisi var. Dolayısı ile neden olmasın? :)
 
Son düzenleme:
Kendi başına düşman seçip hedef alıp ardından o hedefi kendini patlatarak öldürdüğü iddia edilen bir Türk AI girişimi var ve kendileri Dünya çapında bol bol konuşuldu. Soğuk duş aldırdı bazı kişilere çünkü şu an bu tip başarılı iki örnekten birinin bize ait olduğu düşünülüyor ve bizim genel olarak uluslararası arenada nasıl göründüğümüz de Dünya geleceği açısından bu teknolojinin tehlikesi de belli. Şu an halen bu olay üzerinde araştırmalar sürüyor bildiğim kadarıyla.



Evet, geç kaldık ancak hem şimdiye kadar hali hazırda yapılmış girişimlerimiz hem de Dünya'yı yakalama imkanımız var çünkü çok hızlı entegre olabilecek bir genç nüfusa sahibiz.


Bebekliği atlatamadığımız doğru ve bence 400 yıl gibi süreler çok ütopik. Bu konuda genelde bir asır içerisinde cevabını alıyordum ben. Bunun sebebi de teknolojik gelişim hızımızın logaritmik olarak artışıyla alakalı sanırım. İnsanlığın ürettiği toplam bilgi miktarı üzerinden bu artış daha belirgin görülebilir belki de...

Bu konuda, tam olarak sizinle aynı fikirde olmayan kitaplar okudum. İnsansılık testi açısından geçti kabul edilmesini savunanlar da var, savunmayanlar da var fakat bu konu doğrudan yapay zeka ile ilintili değil ve fakat ilintili de... Şöyle ki insansılık testini geçebilecek ilk makinenin yapay zeka olması gerektiği düşünülüyordu fakat ilk geçenin ise AI yerine bir dijital asistan olması tartışma yarattı. Bu yüzden bu soru orada.


Gayet güzel bir kombinasyon. Ben de bu alanda çalışmayı planlıyor ve araştırmalar vesaire yapıyorum. Sanırım yapay zeka ve etik benim daha çok ilgimi çekiyor sanırım.


Bu konuda ben de sizinle hem fikirim ve aslında yukarıdaki insansılık testi sorusu da aslında bu soruyla içkin bir soru sorabilmek içindi. Sizce asistanların insansılık testini geçtiği kanısı ile onlardan alınan verileri insanların bir insana verdikleri tepki olarak değerlendirip kullanma fikri sizce ne kadar delice? Veri madenciliği ve yapay zeka üzerine bir kitap okuyorum, bu fikir aklıma geldi ve galiba bunun örneklerinin ortaya çıkması da yakın.

Sizin dini görüşünüz o, benim inandığım Tanrı ise "Yürü ya kulum..." diyor bana ve bence çok yakında olacak bu tarz yapay zekalar. O zaman ne düşünürsünüz bilemeyeceğim fakat bence önümüzdeki on beş veya yirmi yıl içerisinde ilk örnekleri kesinlikle göreceğiz.

Beynin tam olarak bir algoritma olarak çalıştığını iddia eden ve bunun için deneyler hazırlayan çok minnoş ve sevimli bir beyin-nöron teorisi var. Dolayısı ile neden olmasın? :)
Sayın üye, canlı beyni ve doğal zekâ arasında bir bağlantı vardır ama bu birçok kişinin zannettiği gibi özdeşlik veya yerleşiklik şeklinde olamaz, çünkü beyin, tamamen maddesel bir varlık olup aslında görevi sedece nöron ağlarıyla elde edilen duyuşsal verilerin sistemli olarak toplandığı ve tutulduğu bir merkez olmaktır. Doğal zekâ ise canlı bilincinin kullandığı maddesel olmayan bir araç olup bilincin kendisi de zaten maddesel olmayan soyut bir varlıktır. Dolayısıyla bilinç veya zekânın, beyinde "bir yerlerde" veya "lob" denilen bölgelerde toplu olarak konumlandığı zannı tamamen bir yanılgıdır. Soyut bir varlık olan bilincin ve kullandığı bir araç olan doğal zekânın, somut bir varlık olan beyin ile maddesel konum bağlantısı nerede ve nasıl gerçekleşmektedir sorusu, bilim ve tıbbın duymak istemediği, çünkü cevap veremeyeceği bir sorudur. O zaman mecburen aralarında görünmez bir arayüz olduğu sonucuna ulaşmak durumu ortaya çıkar. Kısaca bilinç, görünmez bir arayüzle, beyinde toplanan ve tutulan duyuşsal verilere erişmekte ve doğal zekâ ile çözümleme yapıp sonuçlar elde etmekte ve kararlar verip uygulamaya geçmektedir şeklinde bir varsayım ortaya çıkmaktadır. Bahsettiğiniz beyin-nöron teorisi, nöronlar arasında elektriksel sinyal iletimi sebebiyle madde-enerji tabanlı bir yapı ve işleyişe dayandığı için somut olup canlının "donanım seviyesindeki" etkinliğini gözlemleyebilir ama o etkinliğin sebebi olan kaynak soyut olduğu için o kaynak yâni bilinç ve doğal zekâ hakkında herhangi bir ölçüm yapması soyut varlık oldukları için mümkün olamayacağından, onlar hakkında hiçbir bilimsel öngörüde bulunamaz. Sonuç olarak beynin, aslî görevi olan veri toplama ve tutma görevleri için belki bir tür algoritma ile çalıştığı kabûl edilse bile, beyni, bilimsel olarak ölçülemez bir tür gizli arayüzüz ile kullandığı sonucunu çıkartılabilecek olan bilinç ve doğal zekâ için benzer şekilde bir algoritmaya bağlı olarak çalıştıkları iddiası havada kalmaktadır. Yâni "nöronlar ve beyin" ile "doğal zekâ ve bilinç" arasında bir özdeşlik veya yerleşiklik olduğu kabûlünün bir yanılgı olduğunu ilk başta görmeniz, anlamanız gerekiyor. Bilinç ve doğal zekâ, beynin fonksiyonel bir çıktısı değildir. Bilinç, beynin sağladığı duyuşsal verileri doğal zekânın gerçekleştirdiği bilişsel işlemlerle anlamlandırıp değerlendiren ve karar alıp uygulayan bir kullanıcıdır. Umarım anlaşılır.
 
Ülkemizde de önemi artan bir konu. Şirketler bu alana uzun süredir yatırım yapıyordu ve artık bunu daha da genişletiyorlar. Yapay zeka aslında farklı farklı alt alanlara ayrılıyor artık. Burada dilersen bir işletmenin verimini arttırmak için kullanabilirsin, dilersen bir otonom sistemi daha dinamik hale getirmek için entegre edebilirsin, dilersen de büyük bir fabrikayı kontrol etmek için bir yapay zeka ağı kurabilirsin.

Veri biliminin ve "Big Data" kavramlarının önemli olduğunu görüyoruz. Bunlar hakkında mutlaka fikir sahibi olunmalı.

Bu sorular bir ödev için falan mı ayrıca? :D

1-Ülkemizde yapay zeka konusu çok yeni bir konu. Eğitim konusunda atılımlar var ama tam anlamıyla yapay zeka üzerine çalışan bir girişim varsa bile isimleri duyulmamıştır, herkes tarafından.

2-Bildiklerimiz dahilinde sadece üniversite bölümleri açılıyor. Lakin özel bir girişim için çok geç kaldık ve bu alanda akademik olarak kendimi hazırlamaya çalışıyorum.

3-İnsansı yapay zekalar şuan teorik olarak var olan düşünceler. Biz yapay zekaya bebekliği atlatamadık daha, bu yüzden insansı yapay zekalara daha 300-400 yıl var en iyimser.

4-Siri, Alexa ve Google Asistan yapay zeka değildir! Yapay zeka dediğimiz yapıların makina öğrenmesi denilen bir süreci vardır. Siri, Alexa ve Google Asistan isimleri üzerine asistanlardır. Bunlar sadece çok karmaşık for, while, if else döngülerine sahip programlardır.

5-Ben yapay zeka programlama ve gereken entegrenin dizaynı üzerine ilgileniyorum. Python programlama dilini öğreniyorum ve aynı zamanda Elektrik Elektronik Mühendisliğinde okuyorum.

6-Veri bilimi aynı zamanda veri madenciliği dediğimiz olay çok önemli bir alandır, bu alanın temelinde Sinyal ve Sistemler konusu vardır. Sinyallerin sınıflandırılması ve bu sinyallerden belli kısımların seçilerek verilerin bozulmadan tekrar paketlenmesi işlemi çok fazla gelişirse ihtiyacımız olan alan azalacaktır. MP3 buna çok güzel örnektir.

Yapay zeka desteği bu işlemin işlenme sürecini hızlandıracak ve hesaplamalardaki insan hatasını minimuma indirecektir.

1, 2: Startuplar | Türkiye Yapay Zekâ Inisiyatifi

4 - Bunlara "for, while, if else" demen yanlış biraz. Bu asistanlar senin dinlediğin müziklerden tut alışveriş biçimine kadar her şeyi kaydedip, analiz edip, sana uygun içerikler sunuyor. Bu da belli başlı yapay zeka algoritmaları sayesinde oluyor. Alexa'nın birden fazla alanı var. IoT'den tut makine öğrenmesine, text-speech'den tut yapay zekaya kadar geniş bir alanda çalışıyor. Bu nedenle dijital asistan diyoruz. Alexa büyük bir makine öğrenmesi süreci ile bugünkü noktasına geldi, aynı şekilde Siri de. Yine Alexa'nın sesinin bir nöral network tarafından oluşturulduğunu hatırlıyorum.

6 - Veri bilimi ile veri madenciliğini bir tutmak doğru olmayacaktır diye düşünüyorum. Sinyal ve Sistemler noktasında da veri bilimi ile ilgili oldukça ilgili alanlar var. Kalman filtreleri mesela, önemli bir nokta. Tabii özelleşeceğiniz alana göre, kullanacağınız yöntemler de değişecektir.
 
Sayın üye, canlı beyni ve doğal zekâ arasında bir bağlantı vardır ama bu birçok kişinin zannettiği gibi özdeşlik veya yerleşiklik şeklinde olamaz, çünkü beyin, tamamen maddesel bir varlık olup aslında görevi sedece nöron ağlarıyla elde edilen duyuşsal verilerin sistemli olarak toplandığı ve tutulduğu bir merkez olmaktır. Doğal zekâ ise canlı bilincinin kullandığı maddesel olmayan bir araç olup bilincin kendisi de zaten maddesel olmayan soyut bir varlıktır. Dolayısıyla bilinç veya zekânın, beyinde "bir yerlerde" veya "lob" denilen bölgelerde toplu olarak konumlandığı zannı tamamen bir yanılgıdır. Soyut bir varlık olan bilincin ve kullandığı bir araç olan doğal zekânın, somut bir varlık olan beyin ile maddesel konum bağlantısı nerede ve nasıl gerçekleşmektedir sorusu, bilim ve tıbbın duymak istemediği, çünkü cevap veremeyeceği bir sorudur. O zaman mecburen aralarında görünmez bir arayüz olduğu sonucuna ulaşmak durumu ortaya çıkar. Kısaca bilinç, görünmez bir arayüzle, beyinde toplanan ve tutulan duyuşsal verilere erişmekte ve doğal zekâ ile çözümleme yapıp sonuçlar elde etmekte ve kararlar verip uygulamaya geçmektedir şeklinde bir varsayım ortaya çıkmaktadır. Bahsettiğiniz beyin-nöron teorisi, nöronlar arasında elektriksel sinyal iletimi sebebiyle madde-enerji tabanlı bir yapı ve işleyişe dayandığı için somut olup canlının "donanım seviyesindeki" etkinliğini gözlemleyebilir ama o etkinliğin sebebi olan kaynak soyut olduğu için o kaynak yâni bilinç ve doğal zekâ hakkında herhangi bir ölçüm yapması soyut varlık oldukları için mümkün olamayacağından, onlar hakkında hiçbir bilimsel öngörüde bulunamaz. Sonuç olarak beynin, aslî görevi olan veri toplama ve tutma görevleri için belki bir tür algoritma ile çalıştığı kabûl edilse bile, beyni, bilimsel olarak ölçülemez bir tür gizli arayüzüz ile kullandığı sonucunu çıkartılabilecek olan bilinç ve doğal zekâ için benzer şekilde bir algoritmaya bağlı olarak çalıştıkları iddiası havada kalmaktadır. Yâni "nöronlar ve beyin" ile "doğal zekâ ve bilinç" arasında bir özdeşlik veya yerleşiklik olduğu kabûlünün bir yanılgı olduğunu ilk başta görmeniz, anlamanız gerekiyor. Bilinç ve doğal zekâ, beynin fonksiyonel bir çıktısı değildir. Bilinç, beynin sağladığı duyuşsal verileri doğal zekânın gerçekleştirdiği bilişsel işlemlerle anlamlandırıp değerlendiren ve karar alıp uygulayan bir kullanıcıdır. Umarım anlaşılır.
Bahsettiğim teori tam olarak hücrelerin oylama ve karar alma seçimi kısmına bilinç diyor ve bunun birebir olarak taklit edilmesi de bu açıdan gayet olası. Bilinç dediğimiz şeyin bu hücreler arası veri paketlerinin oylanıp değerlendirilmesi süreci ise bu kesinlikle taklit edilebilir ve hatta geliştirilebilir bir özelliğimiz yani sizin hareket ön kabul şartınız ile benim düşünsel hareket ön kabul şartım eş veya paralel değil.

Ben insanın eşsiz olup eşsiz kalacağına da inanmıyorum. İnanmayacağım çünkü bu mümkün değil benim düşünce sistemime göre. Dolayısı ile fikriniz için teşekkür ederim.
Ülkemizde de önemi artan bir konu. Şirketler bu alana uzun süredir yatırım yapıyordu ve artık bunu daha da genişletiyorlar. Yapay zeka aslında farklı farklı alt alanlara ayrılıyor artık. Burada dilersen bir işletmenin verimini arttırmak için kullanabilirsin, dilersen bir otonom sistemi daha dinamik hale getirmek için entegre edebilirsin, dilersen de büyük bir fabrikayı kontrol etmek için bir yapay zeka ağı kurabilirsin.

Veri biliminin ve "Big Data" kavramlarının önemli olduğunu görüyoruz. Bunlar hakkında mutlaka fikir sahibi olunmalı.

Bu sorular bir ödev için falan mı ayrıca? :D
Hayır, tamamen zevk meselesi. Bu konu hakkında kafa patlatmaya bayılıyorum.
Benden de size bir tavsiye, Quantum Türkiye. Sitelerini bulamadım şu an.
4 - Bunlara "for, while, if else" demen yanlış biraz. Bu asistanlar senin dinlediğin müziklerden tut alışveriş biçimine kadar her şeyi kaydedip, analiz edip, sana uygun içerikler sunuyor. Bu da belli başlı yapay zeka algoritmaları sayesinde oluyor. Alexa'nın birden fazla alanı var. IoT'den tut makine öğrenmesine, text-speech'den tut yapay zekaya kadar geniş bir alanda çalışıyor. Bu nedenle dijital asistan diyoruz. Alexa büyük bir makine öğrenmesi süreci ile bugünkü noktasına geldi, aynı şekilde Siri de. Yine Alexa'nın sesinin bir nöral network tarafından oluşturulduğunu hatırlıyorum.
Ses algılama sistemlerinin de bir kısmı yapay zeka bir kısmı yazılmış algoritma ki onun temelini atan kişi de Türk idi sanırım.
6 - Veri bilimi ile veri madenciliğini bir tutmak doğru olmayacaktır diye düşünüyorum. Sinyal ve Sistemler noktasında da veri bilimi ile ilgili oldukça ilgili alanlar var. Kalman filtreleri mesela, önemli bir nokta. Tabii özelleşeceğiniz alana göre, kullanacağınız yöntemler de değişecektir.
Veri bilimi çok çetrefilli bir alan ancak besin kaynağı olan veri madenciliğinden ayrı düşünülebileceğini düşünmüyorum. Yüzlerce yöntem var sadece benim okuduğum ve haberdar olduğum. Müthiş bir alan ve muhteşem imkanlara gebe.
 
Son düzenleme:
Bir gün köyüme dönüp robotlar üreteceğim. Tarım robotları. Yapay zeka, nanoteknoloji yok. Her şey otomasyon.
 
Ses algılama sistemlerinin de bir kısmı yapay zeka bir kısmı yazılmış algoritma ki onun temelini atan kişi de Türk idi sanırım.

Türk olduğunu sanmıyorum. Türk yapımı bir asistan vardı ama o çok sonradan çıkmıştı sanırım. Bunun yanında tabii ki de sesli asistanların bir kısmı normal kod olacak. Bu işin IoT kısmı oluyor ve bunun basit bir örneğini zamanında yapmıştım:


ESP8266 ile yaptığım 4'lü röle modlünü 2 seneye yakındır Alexa ile kullanıyorum. Burada Akıllı asistanın kendini geliştirmesi, sesini geliştirmesi ve aynı zamanda senin bilgilerini işlemesi, belli başlı yapay zeka ve veri biliminin çalışmaları sonucu oluyor. Hatta Doğal Dil İşleme konusuna da bakmakta yarar var. Burada insanlar sürekli ama sürekli işin IoT tarafına odaklandığından, arkadaki potansiyeli göremiyor. Halbuki o IoT tarafını, bir Raspberry Pi'a speech-to-text istemcisi kurarak bile gerçekleştirebilirsin.

Ama Alexa gibi sistemler senin kararlarını kaydediyor, her ay aldığın eşyaları takip ediyor hatta düzenli aldığın eşyalar / alışveriş ürünleri varsa bunları otomatik alabilmeni sağlıyor. Etkin çalışma saatlerini çıkartabiliyor... Bunlar belli başlı veri işleme teknikleri ve sonrası işlenen veriyi yapay zeka ve makine öğrenmesi algoritmalarından geçirerek oluyor.

Veri bilimi çok çetrefilli bir alan ancak besin kaynağı olan veri madenciliğinden ayrı düşünülebileceğini düşünmüyorum. Yüzlerce yöntem var sadece benim okuduğum ve haberdar olduğum. Müthiş bir alan ve muhteşem imkanlara gebe.

İkisi ayrı iki kavram. Bu makale faydalı olacaktır:


Muhtemelen veri bilimi ve veri madenciliği arasındaki en büyük fark, terimlerinde yatmaktadır. Veri bilimi, verilerin yakalanması, analiz edilmesi ve bunlardan içgörülerin türetilmesi süreçlerini içeren geniş bir alandır. Öte yandan, veri madenciliği temel olarak bir veri kümesinde yararlı bilgiler bulmak ve bu bilgileri gizli kalıpları ortaya çıkarmak için kullanmakla ilgilidir.

Veri bilimi alanı, veriye odaklanırken, veri madenciliği alanı esas olarak süreçle alakadar oluyor. Bu ayrımı yapabilmek sağlıklı olacaktır diye düşünüyorum.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı