kaniel
Hectopat
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
- Meslek
- Öğrenci
2015'te özellikle bu tür hikayeli oyunlarla çok aramın olmaması nedeniyle çıkışını bile duymadığım bu oyun, son 2 aydır hayatımın baş köşesinde duruyor desem yeridir.
İlk iki oyunu maalesef oynayamadım. Steam'de duruyorlar ama biraz bakıp kapattım. Eski oldukları için oynamak istemedim ama ileride zaman bulabilirsem tekrar bakmak istiyorum çünkü her ne kadar TW3 ana hikayesine başlamadan önce diğer oyunların hikayesini internetten okusam da karakterlerin ve olayların hepsini akılda tutmak çok zor. Bu da hikayede bazen kopukluklar olmasına neden oluyor. Buna rağmen ana hikaye de oldukça hoşuma gitti, çok derinlere girmeyeceğim ama hikaye benim anladığım kadarıyla bir yandan bütün güneyi işgal etmeye çalışan nilfgaard imparatorluğu ile temerya imparatorluğu arasındaki savaş sürerken biz de nilfgaard imparatorunun kızı ve bizim de child of surprise'ımız olan Ciri'yi wild Hunt'tan önce bulmamız gerekiyor.
Bu hikayenin sonucu oyun içinde verdiğimiz kararlara göre değişiyor. Yanlışım varsa düzeltin lütfen, ben genelde böylesine uzun soluklu hikayeleri ikinci defa oynamadan tüm taşları yerine oturtamıyorum. Henüz DLC'leri bitirmedim, onlar da oldukça uzun saatler süren hikayeler anlatıyorlarmış bildiğim kadarıyla. Oynayıp göreceğim.
Oyunun en güçlü bulduğum yanlarından birisi kesinlikle görselliği. Grafikleri neredeyse 7 yıllık bir oyuna göre hala çok kaliteli, birkaç texture mod ile daha üst bir seviyeye çıkıyor. Dünya modellemesi de gayet güzel, sanki her bir taş tek tek elle yerleştirilmiş gibi. Işıklandırmalar, gölgeler, yansımalar çok kaliteli ve göze hoş görünüyor. 7 yılın ardından CDPR'ın oyuna Ray Tracing getirecek olmasına şaşırmamalı.
Oynanış kısmına gelirsek oyunun savaş mekanikleri aslında oldukça basit ve tekdüze. Genelde karşındaki düşmanın saldırmasını bekleyip vuracağı anda parry atıp saldırmak ya da geriye doğru atılıp yaklaştıktan sonra tekrar vurmaktan çok farklı bir şey yapmıyorsunuz. İşaretleri kullanmak ve saldırı özelliklerinizi geliştirmek çatışırken daha farklı şeyler yapmanıza olanak sağlıyor. Level atlayarak topladığınız puanları karakter gelişim ekranında saldırı, simya, işaretler vb özelliklerinizi geliştirmek için kullanıp oyunda ilerledikçe farklı mekanikler ile oyunu zenginleştirebiliyorsunuz. Kullanacağınız iksirler ve yağlar da çatışmaya çeşitlilik katabiliyor. Özellikle güçlü bir yaratığa karşı savaşa girmeden önce iksir, yağ, bomba, arbalet oku vs hazırlamak oldukça önem arz ediyor. Bunları kullanmadan da girebilirsiniz fakat işiniz çok daha zorlaşır. Yeri gelmişken, en hoşuma giden şeylerden birisi de zanaat ve simya oldu. Kullandığınız kılıcı zamanla geliştirebilmek, daha güçlü zırhlar falan imal etmek ve giydiğimiz her eşyanın karakteri farklı bir görünüme sokmasını çok sevdim. Simyada da oldukça çeşitli yerlerde kullanılabilecek bir ton iksir, yağ, bomba vs hazırlamak için etraftan malzemeler toplayıp bunları gerektiği zaman kullanmak beni tam bir Witcher havasına sokmadı desem yalan olur.
Toparlamam gerekirse, The Witcher 3 benim 5 yıllık oyun hayatımda oynadığım en iyi oyundu. Keşke unutup tekrar oynayabilsem diyorum ve herkese bu oyunu tavsiye ediyorum. Sırada RDR ve GoW var, belki onları daha çok severim ama yine de Witcher 3 benim için unutulmayacak bir tecrübe oldu. Şu anda 110 saatim var, daha da devam eder. İyi forumlar.
İlk iki oyunu maalesef oynayamadım. Steam'de duruyorlar ama biraz bakıp kapattım. Eski oldukları için oynamak istemedim ama ileride zaman bulabilirsem tekrar bakmak istiyorum çünkü her ne kadar TW3 ana hikayesine başlamadan önce diğer oyunların hikayesini internetten okusam da karakterlerin ve olayların hepsini akılda tutmak çok zor. Bu da hikayede bazen kopukluklar olmasına neden oluyor. Buna rağmen ana hikaye de oldukça hoşuma gitti, çok derinlere girmeyeceğim ama hikaye benim anladığım kadarıyla bir yandan bütün güneyi işgal etmeye çalışan nilfgaard imparatorluğu ile temerya imparatorluğu arasındaki savaş sürerken biz de nilfgaard imparatorunun kızı ve bizim de child of surprise'ımız olan Ciri'yi wild Hunt'tan önce bulmamız gerekiyor.
Bu hikayenin sonucu oyun içinde verdiğimiz kararlara göre değişiyor. Yanlışım varsa düzeltin lütfen, ben genelde böylesine uzun soluklu hikayeleri ikinci defa oynamadan tüm taşları yerine oturtamıyorum. Henüz DLC'leri bitirmedim, onlar da oldukça uzun saatler süren hikayeler anlatıyorlarmış bildiğim kadarıyla. Oynayıp göreceğim.
Oyunun en güçlü bulduğum yanlarından birisi kesinlikle görselliği. Grafikleri neredeyse 7 yıllık bir oyuna göre hala çok kaliteli, birkaç texture mod ile daha üst bir seviyeye çıkıyor. Dünya modellemesi de gayet güzel, sanki her bir taş tek tek elle yerleştirilmiş gibi. Işıklandırmalar, gölgeler, yansımalar çok kaliteli ve göze hoş görünüyor. 7 yılın ardından CDPR'ın oyuna Ray Tracing getirecek olmasına şaşırmamalı.
Oynanış kısmına gelirsek oyunun savaş mekanikleri aslında oldukça basit ve tekdüze. Genelde karşındaki düşmanın saldırmasını bekleyip vuracağı anda parry atıp saldırmak ya da geriye doğru atılıp yaklaştıktan sonra tekrar vurmaktan çok farklı bir şey yapmıyorsunuz. İşaretleri kullanmak ve saldırı özelliklerinizi geliştirmek çatışırken daha farklı şeyler yapmanıza olanak sağlıyor. Level atlayarak topladığınız puanları karakter gelişim ekranında saldırı, simya, işaretler vb özelliklerinizi geliştirmek için kullanıp oyunda ilerledikçe farklı mekanikler ile oyunu zenginleştirebiliyorsunuz. Kullanacağınız iksirler ve yağlar da çatışmaya çeşitlilik katabiliyor. Özellikle güçlü bir yaratığa karşı savaşa girmeden önce iksir, yağ, bomba, arbalet oku vs hazırlamak oldukça önem arz ediyor. Bunları kullanmadan da girebilirsiniz fakat işiniz çok daha zorlaşır. Yeri gelmişken, en hoşuma giden şeylerden birisi de zanaat ve simya oldu. Kullandığınız kılıcı zamanla geliştirebilmek, daha güçlü zırhlar falan imal etmek ve giydiğimiz her eşyanın karakteri farklı bir görünüme sokmasını çok sevdim. Simyada da oldukça çeşitli yerlerde kullanılabilecek bir ton iksir, yağ, bomba vs hazırlamak için etraftan malzemeler toplayıp bunları gerektiği zaman kullanmak beni tam bir Witcher havasına sokmadı desem yalan olur.
Toparlamam gerekirse, The Witcher 3 benim 5 yıllık oyun hayatımda oynadığım en iyi oyundu. Keşke unutup tekrar oynayabilsem diyorum ve herkese bu oyunu tavsiye ediyorum. Sırada RDR ve GoW var, belki onları daha çok severim ama yine de Witcher 3 benim için unutulmayacak bir tecrübe oldu. Şu anda 110 saatim var, daha da devam eder. İyi forumlar.
Dosya Ekleri
-
The Witcher 3 18.01.2022 16_46_43.png1,6 MB · Görüntüleme: 126
-
The Witcher 3 19.01.2022 01_23_37.png3,3 MB · Görüntüleme: 142
-
The Witcher 3 19.01.2022 05_01_22.png3,9 MB · Görüntüleme: 157
-
The Witcher 3 19.01.2022 05_04_11.png2,9 MB · Görüntüleme: 128
-
The Witcher 3 27.01.2022 02_06_59.png3,6 MB · Görüntüleme: 121
-
The Witcher 3 27.01.2022 04_14_35.png3,9 MB · Görüntüleme: 119
-
The Witcher 3 30.12.2021 17_37_20.png3,9 MB · Görüntüleme: 117
-
The Witcher 3 26.01.2022 16_12_49.png1,9 MB · Görüntüleme: 112
Son düzenleme: