Merhaba. Lise zamanımda ben de bu konuda çok takıldım ve uzun uzun düşüncelere dalmıştım. Sonunda vardığım nokta şuydu. Okuduğum meslek lisesinden aldığım bilgiler ile edineceğim mesleği hiç ama hiç istemiyordum. Çünkü lise zamanımda o işlerde çok çalışmıştım artık gına gelmişti. Her şeyden önce kendime ve kendi hayatıma değer vermekten başladım. Ben okulu bırakıp bir işe girseydim ve emekli olana kadar (65 yaş) her Allah'ın günü istemediğim veya sadece başlarda istediğim bu işe sabah 7 akşam 6 saatlerine kadar zaman ayırıp eğer olacaksa ailenin yüzünü günde en fazla yorgun argın 2 saat görüp, sabah işe gitmek için uyumayı hayatımın rutini haline getirmiş olacaktım. İnsanlar meslek veya iş seçerken önce parasına bakıyor ki günümüz koşullarında haksız da değiller. Ama şöyle bir durum var ki sen bu dünyaya bir defa geliyorsun, senin başka bir mesleğe verecek başka bir ömrün daha yok. Ben de bunun için araştırmaya başladım. Sevdiğim aktivite veya eylemlerin dünyamızdaki meslek gruplarını inceledim. Sonunda kendime birkaç meslek buldum ve bunun için üniversite okumam gerektiğinin de bilincindeydim. Resim ve tasarımı çok seven birisi olarak YKS'ye hazırlanıp girdim ve şu an görsel iletişim tasarımı öğrencisiyim. 2. yılım bitti. Ve şunu da belirtmem gerek sevdiğin bir işin veya mesleğin bölümünü okuyacaksan imkanı güzel olan bir üniversitede okuman gerekiyor. Bu diploma için değil tamamen senin gelişimin için gerekli olan bir şey. Ve üniversite ortamı kültür farkı ve akademik hocaların bulunması yönünden senin bilgi birikimine çok katkı sağlayacak ve fikirlerini daha da geliştirecektir. Üniversite tercihi insanın hayatına yön verebildiği 2 belki de 3 karardan birisi. Bunu kesinlikle yabana atmamanı öneririm. Hayatına değer ver, hiçbir şey için geç değil. Eğer risk alınacaksa da temeli sağlam bir durumun içinde risk alınmalı diye düşünüyorum. Bir amaç için çabalayıp başarısız olup "en azından denedim" demek "keşke" demekten her zaman iyidir.