Türkiye'nin İnsansız Jet Motorlu İlk İHA'sı Baykar Kızılelma, İlk Uçuşunu Gerçekleştirdi

Yeni görüntüler:

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Maket yav maket. Gizli bilgi kardeşim berber dayım söyledi. Bunu büyük bir sapanla fırlatmışlar. Apörlerden uçak sesi veriyorlarmış. Hemen inandınız uçtuğuna yav. Maket maket.
 
Bu projeyi durduk yere niye kötüler ki bir insan.
Yerli ve milli gururumuz olması gerekirken işin içine saçma sapan ekonomik sıkıntıları işin içine katarak projeyi dibe gömen arkadaşların yaptığı vatan hainliğinden çok bir farkı yok, kendi ülkesinde yapılan bir şeye nefret kusuyor ki bu kendi can sağlığı ile ilgili, ülkenin güvenliği ile ilgili.
Sonra Türkiye'de neden şu bu gelişmiyor diye söyleniyorlar.
Destek çıkılmıyor ve saçma sapan eleştirilere maruz bırakılıyor Türk mühendislerde yurt dışına gidiyor.
Böyle devam.
 
Bu kadar kısa sürede bu ilerleme inanılmaz. Akıncıyı yaparken aynı anda buna başlamadılarsa imkansıza yakın değil mi? Büyük iş.

O kadar imkanı bu işlerde ilgilenen ve yetenekli olan başka birisine verseler yine aynı olurdu.

Ha takdir ediyorum Selçuk bayraktar'ı. Politize edilmesine, siyasete meze olmasını doğru bulmuyorum.
 
O kadar imkanı bu işlerde ilgilenen ve yetenekli olan başka birisine verseler yine aynı olurdu.

Hayır, olmazdı. Baykar ilk devlet desteğini aldığında 50 kişilik bir ekip bile değildi. Şu an ise 3500'e yakın hatta daha fazla çalışanı var. Bunun haricinde stajyer olarak yetiştirip başka firmalarda işe giren, burs verip destekledikleri öğrencileri saymıyorum bile. Bu yetenek değil azim ve istek ile alakalı.

Şu "Destek verilseydi herkes aynısını yapardı" lafını artık bırakmanız lazım. Selçuk Bayraktar ne Akıncı ne de Kızılema'yı tek başına yapmadı, dev bir ekip ve arı gibi çalışan bir AR-GE merkezi kurdu. Bu işler yeteneğe değil yatırıma bakar. Ekip kurma becerine bakar, azimli ve sürekli çalışmana bakar. Birkaç haftalık ya da birkaç senelik değil uzun soluklu işler bunlar. Ben ne girişimler gördüm, devlet desteği aldıktan sonra haklı - haksız sebeplerle kapağı yurt dışına atan ya da yurt dışına yatırım yapan.

Sizler hala Baykar'ın 50 - 60 kişiden oluşan bir şirket olduğunu sanmaya devam ettikçe, tabii ki de yeteneği olan herkesin yapabileceğini zannedersiniz. Ancak realite öyle değil ne yazık ki. Yaş ortalaması bu kadar genç olup bu derece yüksek teknoloji üreten başka bir firma yok ülkede.
 
Hayır, olmazdı. Baykar ilk devlet desteğini aldığında 50 kişilik bir ekip bile değildi. Şu an ise 3500'e yakın hatta daha fazla çalışanı var. Bunun haricinde stajyer olarak yetiştirip başka firmalarda işe giren, burs verip destekledikleri öğrencileri saymıyorum bile. Bu yetenek değil azim ve istek ile alakalı.

Şu "Destek verilseydi herkes aynısını yapardı" lafını artık bırakmanız lazım. Selçuk Bayraktar ne Akıncı ne de Kızılema'yı tek başına yapmadı, dev bir ekip ve arı gibi çalışan bir AR-GE merkezi kurdu. Bu işler yeteneğe değil yatırıma bakar. Ekip kurma becerine bakar, azimli ve sürekli çalışmana bakar. Birkaç haftalık ya da birkaç senelik değil uzun soluklu işler bunlar. Ben ne girişimler gördüm, devlet desteği aldıktan sonra haklı - haksız sebeplerle kapağı yurt dışına atan ya da yurt dışına yatırım yapan.

Sizler hala Baykar'ın 50 - 60 kişiden oluşan bir şirket olduğunu sanmaya devam ettikçe, tabii ki de yeteneği olan herkesin yapabileceğini zannedersiniz. Ancak realite öyle değil ne yazık ki. Yaş ortalaması bu kadar genç olup bu derece yüksek teknoloji üreten başka bir firma yok ülkede.

He arkadaşım he. Siz biraz da gözlüklerinizi çıkın ve subjektiflikten objektifliğe geçin.

Selçuk Bayraktar'ı takdir etmeyen yok. ama 2000'li yılların başında sadece Baykar yoktu. Selçuk bey gibi bir çok insan İHA konusunda çalışmalar yapıyordu. Bunlardan öne çıkan demeyelim ama desteklenen 2000'li yılların ortalarında Baykar oldu.

O baykar zamanında vana pompa üreten bir şirketti.

Geçirdiği transformasyonu Selçuk bey ve rahmetli babası yaptı.

Şimdi gelelim bırakın bu lafları cümlene. evet sadece baykar yoktu. Çünkü yaşım bu dönemleri gördü. Hatta bir tanesi tanıdığım ve şu anda bambaşka bir sektörde bambaşka bir işi var.

Ben de o da gururlanıyoruz tabii ki.

Fakat sizler gibi ellerimiz patlarcasına alkışlayıp siyasete meze yapmıyoruz. Önce bu farkı bir anlayın derim.
 
Burada başarı sadece insansız araç yapmak değil. Aktif bir şekilde orduda kullanarak yeni bir harb doktrini geliştirilmiş olunuyor. Haftere karşı Libya hükümetini düşmekten kurtaran, Azerbaycan'da ermenileri kovalayan, Suriye sınırını kontrol altına alan bu oyuncaklar oldu. Ayrıca jandarma ve MİT'in eline verip operasyonlarda kullanılması müthiş başarı barındırıyor. Büyük devlet görevlileriyle toplantıdan çıkan örgüt yöneticilerini araçları vuruluyor. Son üç ayda onlarca yönetici ket oldu. Savaş uçağını engelleyrn anlaşmalar SİHA'larla bypass ediliyor bölgede dronelar at koşturuyor.
 
Kendisi hükümet değişse bile sahip çıkılması gereken birisidir ülkede herkesin aynı ideolejiyi benimsemesini istemek saçmalıktır ideolejiler içine hapsolmak mantıksızdır yok şu İslam'cı şu türkçü şu milliyetçi bunun yerine hepsinden birer parça almayı denesek çok daha iyi durumda olurduk.
 
Selçuk Bayraktar'ı takdir etmeyen yok. ama 2000'li yılların başında sadece Baykar yoktu. Selçuk Bey gibi bir çok insan İHA konusunda çalışmalar yapıyordu. Bunlardan öne çıkan demeyelim ama desteklenen 2000'li yılların ortalarında Baykar oldu.

Zamanında devletin açtığı mini İHA yarışmasına katılan üç ekipten sadece Baykar, özgün gövde ve özgün uçuş kontrol tasarımıyla yarışmaya katıldı. Şirketin öne çıkışı da burada başladı. O zamanki anlayışa ters bir şekilde uçuş kontrol sistemleri ve uçuş kontrol yazılımı yerli, özgün sistemler geliştirmeye başladılar. Normalde tam tersi bir anlayış benimserdi şirketler o döneme kadar. Zira günümüzdeki gibi ambargo gerçekleriyle daha yüzleşilmemişti, donanım tarafında.

Baykar o dönemler düşündüğünüz gibi bir destek görmedi hatta şirketin ürettiği Malazgirt otonom helikopterler, kullanılmadan iade edildi. Çaldıran İHA için uzun süre uçuş izinleri çıkmadı...

Doc2SKpW4AE2h47.jpg


TB-2 zor bela uçtuktan sonra Roketsan MAM-L ile atış testlerine izinler verilmedi:

1671117038433.png


Baykar geliştikçe yatırımlarını arttırdı. Genç mühendisleri okul, diploma notu gibi dönemin önde gelen savunma sanayi firmalarının (TUSAŞ, ASELSAN) yaptığı saçma işe alım kriterlerine tabii tutmadan aldı, staj ve iş imkanı sundu, hem gençleri hem de kendi kadrosunu geliştirdi. Şu an bile bu klasmanda olup her sene en fazla stajyere imkan tanıyan firmadır kendisi. İnanmıyorsanız araştırıp görebilirsiniz. Günümüzde önde gelen savunma sanayi firmaları hala saçma kriterler ve torpillerle staja alımlar yaparken, BAYKAR öğrencinin projelerine ve kendini geliştirmişliğine bakarak alımlar yapıyor. Kaç tane yetenek bu şekilde kurtuluyor, siz düşünün.

O Baykar zamanında vana pompa üreten bir şirketti.

Geçirdiği transformasyonu Selçuk bey ve rahmetli babası yaptı.

80'lerde kurulmuş, araba parçaları üreten bir şirketti. Avantajları, yüksek teknolojili ya da o dönem zor bulunan CNC gibi işleme makinalarına sahip olmalarıydı. Özdemir Bayraktar'ın en büyük kaygısı, yetişen gençlerin o ve bu sebeplerle yurt dışına gitmesiydi. Hayali, o gençleri ülkede tutabilecek bir sektör, şirket kurmaktı. Baykar'ın İHA sektörüne giriş gayesi budur. Bu sektörde de batma noktasına kadar gelmişlerdir, 2010 civarı. Ancak her şeye rağmen çalışmalarına devam ettiler. Önce Mini İHA, sonra TB-2, sonra Akıncı ve şimdi de MIUS.

Bu her destek alanın yapabileceği bir kararlılık değil.

Bizim ülkemizin en büyük özelliği "Desteklenseydi herkes yapardı" demektir bu nedenle sizi yargılamıyorum. Ki Türkiye'nin savunma sanayi geçmişi öyle ak pak da değil. Ancak BAYKAR'ın yerinde bir başka firma olsa inan bana bu derece bir yatırım yapamazdı. Zaten firma son senelerde kendi ihracat gelirleri ile yoluna devam ediyor ve gençleri de her şeye rağmen desteklemeye devam ediyor.

He arkadaşım he. Siz biraz da gözlüklerinizi çıkın ve subjektiflikten objektifliğe geçin.
Fakat sizler gibi ellerimiz patlarcasına alkışlayıp siyasete meze yapmıyoruz. Önce bu farkı bir anlayın derim.

Açıkçası yaşınız o dönemleri görmüş olabilir, ben ise şu an sektörün içindeyim. Büyük firmasını da gördüm, küçük girişim düzeyinde olanını da. Hepsinde de canla başla sabahladım, çalıştım, yeri geldi atölyede yattım. Sizin burada gördüğünüz sevinçlerden daha fazla üzüntü, stres, kaygı arka planda yaşanıyor. Onu da yaşadım. Benim bildiğim tek bir şey var bunca şeyden sonra: Gencine yatırım yapan, teknolojisini ülke içinde tutan ve sürekli yatırımlarla Ar-Ge'sini büyüten kazanır. Baykar'ın da yaptığı da budur.
 
Zamanında devletin açtığı mini İHA yarışmasına katılan üç ekipten sadece Baykar, özgün gövde ve özgün uçuş kontrol tasarımıyla yarışmaya katıldı. Şirketin öne çıkışı da burada başladı. O zamanki anlayışa ters bir şekilde uçuş kontrol sistemleri ve uçuş kontrol yazılımı yerli, özgün sistemler geliştirmeye başladılar. Normalde tam tersi bir anlayış benimserdi şirketler o döneme kadar. Zira günümüzdeki gibi ambargo gerçekleriyle daha yüzleşilmemişti, donanım tarafında.

Baykar o dönemler düşündüğünüz gibi bir destek görmedi hatta şirketin ürettiği Malazgirt otonom helikopterler, kullanılmadan iade edildi. Çaldıran İHA için uzun süre uçuş izinleri çıkmadı...

Doc2SKpW4AE2h47.jpg


TB-2 zor bela uçtuktan sonra Roketsan MAM-L ile atış testlerine izinler verilmedi:

Eki Görüntüle 1603351

Baykar geliştikçe yatırımlarını arttırdı. Genç mühendisleri okul, diploma notu gibi dönemin önde gelen savunma sanayi firmalarının (TUSAŞ, ASELSAN) yaptığı saçma işe alım kriterlerine tabii tutmadan aldı, staj ve iş imkanı sundu, hem gençleri hem de kendi kadrosunu geliştirdi. Şu an bile bu klasmanda olup her sene en fazla stajyere imkan tanıyan firmadır kendisi. İnanmıyorsanız araştırıp görebilirsiniz. Günümüzde önde gelen savunma sanayi firmaları hala saçma kriterler ve torpillerle staja alımlar yaparken, BAYKAR öğrencinin projelerine ve kendini geliştirmişliğine bakarak alımlar yapıyor. Kaç tane yetenek bu şekilde kurtuluyor, siz düşünün.



80'lerde kurulmuş, araba parçaları üreten bir şirketti. Avantajları, yüksek teknolojili ya da o dönem zor bulunan CNC gibi işleme makinalarına sahip olmalarıydı. Özdemir Bayraktar'ın en büyük kaygısı, yetişen gençlerin o ve bu sebeplerle yurt dışına gitmesiydi. Hayali, o gençleri ülkede tutabilecek bir sektör, şirket kurmaktı. Baykar'ın İHA sektörüne giriş gayesi budur. Bu sektörde de batma noktasına kadar gelmişlerdir, 2010 civarı. Ancak her şeye rağmen çalışmalarına devam ettiler. Önce Mini İHA, sonra TB-2, sonra Akıncı ve şimdi de MIUS.

Bu her destek alanın yapabileceği bir kararlılık değil.

Bizim ülkemizin en büyük özelliği "Desteklenseydi herkes yapardı" demektir bu nedenle sizi yargılamıyorum. Ki Türkiye'nin savunma sanayi geçmişi öyle ak pak da değil. Ancak BAYKAR'ın yerinde bir başka firma olsa inan bana bu derece bir yatırım yapamazdı. Zaten firma son senelerde kendi ihracat gelirleri ile yoluna devam ediyor ve gençleri de her şeye rağmen desteklemeye devam ediyor.




Açıkçası yaşınız o dönemleri görmüş olabilir, ben ise şu an sektörün içindeyim. Büyük firmasını da gördüm, küçük girişim düzeyinde olanını da. Hepsinde de canla başla sabahladım, çalıştım, yeri geldi atölyede yattım. Sizin burada gördüğünüz sevinçlerden daha fazla üzüntü, stres, kaygı arka planda yaşanıyor. Onu da yaşadım. Benim bildiğim tek bir şey var bunca şeyden sonra: Gencine yatırım yapan, teknolojisini ülke içinde tutan ve sürekli yatırımlarla Ar-Ge'sini büyüten kazanır. Baykar'ın da yaptığı da budur.
Gerek yarışmalarda olsun gerek aktif kuşlanılan kara araçlarında olsun mühedislerin genel itibariyle en eksik kalan yönü özgünlüktür. Bir çok aracın tasarımı özgün değil. Kenarda köşede kalmış modellerden ibareler var. Hava araçlarında bunu görmedim. Aksine yabancı firmaların bizim mühendislerin tasarımını taklit etme çabası göze çarptı. Nerden baksan başarılı işler. Her alanda böyle kabiliyet gelişimine odaklanılsa büyük bir kalkınma hamlesi olur.
 
Gerek yarışmalarda olsun gerek aktif kuşlanılan kara araçlarında olsun mühedislerin genel itibariyle en eksik kalan yönü özgünlüktür. Bir çok aracın tasarımı özgün değil. Kenarda köşede kalmış modellerden ibareler var. Hava araçlarında bunu görmedim. Aksine yabancı firmaların bizim mühendislerin tasarımını taklit etme çabası göze çarptı. Nerden baksan başarılı işler. Her alanda böyle kabiliyet gelişimine odaklanılsa büyük bir kalkınma hamlesi olur.

Evet, bunun nedeni de İHA'ların özellikle gençler ve üniversiteler bazında bir paradigma değişimine sebep olması. Eğer siz öğrencilik zamanınızdan itibaren bir şeyler tasarlamaya başlarsanız, bu sizin hem yaratıcılığınıza hem de üretkenliğinize olumlu katkıda bulunur. BAYKAR ve TUSAŞ gibi şirketler bunun çok iyi bildiği için özellikle üniversitenin 3. ve 4. sınıfından gençleri alıyor, onlara staj ve yarı zamanlı çalışma imkanları vererek yetiştiriyor. Günün sonunda o genç başka firmaya ya da ülkeye gitse bile bunu yapmaya devam ediyorlar.

Ne yazık ki bu durum diğer alanlarda olmadı, olamadı. Çünkü yukarıda bana at gözlüğüyle bakıyorsun diyen kullanıcının aksine, ben salt para desteğinin hiçbir şey olduğunu biliyorum. Mesela Altay tankı projesinde senelerce üniversite bazında bir girişim ya da yatırım olmadı. Gençler projeye çekilmedi, yetiştirilmedi. Eğer siz kendi mühendisinizi yetiştiremezseniz, hiçbir şey ortaya koyamazsınız. Kilit iki tane çalışanınız gider, ortada kalırsınız. Tabii Altay'ın hikayesi daha farklı, satılması falan da etkili. Lakin durumun ana özeti bu.

Yani, günün sonunda her şey kazandığınız kârı ve insan kaynağını, nasıl yönettiğiniz ile ilgili. Türkiye'deki kaç büyük şirket, bu gözle bakabiliyor ya da bu anlayışla çalışıyor? Ya da devlet desteği alan girişimler, bu anlayış ve ahlakla çalışabiliyor mu? Yoksa vergi indirimlerinden yararlanıp, yollarına devam mı ediyorar.

Hiçbir şey tesadüfi değildir. Ne ekerseniz onu biçersiniz. Şu an savunma sanayindeki en büyük eksiğimiz, yetişmiş insan. İHA sektörü bu açığı nasıl kapatacağını ve nasıl insan yetiştireceğini anladı gibi. Dilerim diğer sektörler ve firmalar da küçük hesapları bırakır, insana ve bu ülkenin gençlerine yatırım yapar.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı