Baldur's Gate 3'ü incelemeye başlamadan önce Larian Studios'u ve onun muhteşem sıra tabanlı oyunlarını tanımak gerekiyor. Divinity ve Baldur's Gate ile birlikte bu oyun türünü ayakta tutmayı başaran hatta bu türün yükünü neredeyse tek başına sırtlayan Larian Studios inanılmaz bir oyunla birlikte karşımızda... (Bu mini bir macera incelemesidir).
Baldur's Gate 3'e ilk giriş yaptığınız zaman karakter yaratma ekranı ile başlıyorsunuz. Bu ekranda ister kendi karakterinizi yaratıyor isterseniz de oyunda hazır bulunan Gölgeyürek, Lae'zel, Gale gibi karakterlerden birini seçerek oyuna başlayabiliyorsunuz. Karakterler için öncelikle sınıf ve alt sınıf seçiyorsunuz. Oyunda 12 tane ana sınıf var bunun dışında alt sınıflarla karakterinizi gerçekten çok detaylı bir şekilde şekillendirebiliyorsunuz. Bu da size gerçekten çok iyi bir RPG ile karşı karşıya olduğunuzu hissettiriyor.
Oyundaki hikaye oldukça özgün. Diğer Larian Studios oyunlarında olduğu gibi bu oyunda da bir ana hikayemiz ve buna bağlı görev ilerlemesi, evrende karşılaştığımız ve bize yeni zırh, eldiven, ayakkabı, silah kazandırabilen özgün ve gerçekten pürdikkat takip ettiğiniz yan görevler ve ana karakteriniz ile birlikte maceranıza katılan diğer karakterlerin hikayeleri var. Diğer karakterler demişken, Gölgeyürek, Lae'zel, Astarion, Gale, Wyll gibi karakterlerden dört tanesi ile yolculuğa çıkabiliyorsunuz. O an da yanınızda olmasını istemediğiniz karaktere ise kampımıza gitmesini söyleyebiliyorsunuz. Böylelikle dinlenmek ve geceyi geçirmek için kampımıza gittiğimizde orada bizi bekleyen yoldaşlarımız arasından yeni seçimler yapabiliriz. Yoldaşlarımız ile kurduğumuz diyaloglara, onların çeşitli ihtiyaçlarına, dini görüşlerine, tercihlerine oldukça dikkat etmemiz gerekiyor. Zira kendimizi yarı yolda bırakılmış olarak bulabiliriz.
Ben, Zlata Melekov ve ekibim; Lae'zel, Gölgeyürek ve Astarion.
Kampımıza ise dinlenmek ve geceyi geçirmek için gidiyoruz. Özellikle maceramız sırasında çok çetin mücadeleler verdikten sonra uzun dinlenme yapmak canımızı, büyülerimizi tam anlamıyla yeniliyor. Ancak bunun için kamp erzaklarınızın sürekli dolu olduğundan emin olun. Bunu sağlamak için de evrenin her yerinde etkileşime geçebileceğiniz vazoları, sandıkları, sepetleri kurcalayın. İllaki içlerinde işe yarar bir şeyler bulacaksınız. En azından kamp erzaklarınızı doldurursunuz. Oyun içinde yine kısa dinlenmeler yaparak kampa gitmeden, tam manada olmasa da karakterlerimize 2 kez kısa dinlenme sağlayabiliyoruz. Onun dışında Kampa gelip uzun dinlenme yapmak oyunda bir tercih değil zorunluluk zira oyunun hikayesinin ilerlemesi için kampımıza gelmemiz şart. Ayrıca kamp sırasında gece uyurken, karakterlerimiz arasında çeşitli sohbetler de geçebiliyor. Ben kampa girince genellikle her yoldaşımla, her arkadaşımla oturup bir iki laf etmeye özen göstermişimdir. Onlarla dertleşmiş, bir sonraki hamle hakkında fikirlerini almışımdır. Tabii ki Zlata Melekov olarak aşk hayatımı da canlı tutmaya çalıştım. Aşk hayatınızda da aynı Witcher 3'teki gibi yok o da gelsin yok bu da gelsin diyerek herkesle ilişki kurmaya çalışırsanız, çapkınlığınızın bedelini yalnızlıkla ödeyebilirsiniz.
Şimdi sizlere karakterimi tanıtma zamanı geldi. Evet. Ben Zlata Melekov. İnsanım ve büyücüyüm. Büyücü olmak bu evrende büyük avantaj sağlıyor. Zira hem ekibinizi diri tutabiliyor hem de uzak ve yüksek bir bölgeden düşmanlarınıza karşı avantaj sağlayıp onları gafil avlayabiliyorsunuz. Zaten ben her zaman bir oyunda büyücü sınıfı varsa tek tercihim bu olmuştur. Bazbüyülerimi seçtikten sonra büyü hanemde yer alan büyülerden de bana en avantaj sağlayacak olanları öğrenip, hazırladım. Özellikle birkaç büyüyü oyun boyunca kurtarıcı olarak kullandım. Büyülerinizi öğrenip, hazırladıktan sonra kullanabileceğiniz gibi parşömenler ile de kullanabilirsiniz. Ayrıca her zaman yanınızda şifa iksirleri bulundurun ve bu iksirleri her yoldaşınıza dağıtın. Ani gelişen bir olay karşısında güvende olmanızı sağlayacaktır. Yine envanterinizde bulunan zehirleri savaş sırasında silahlarınıza sürerek vereceğiniz hasarı artırabilirsiniz.
Eki Görüntüle 1977461
Sıra tabanlı olan bu savaşlarda düşman gruplarını yenebilmek için birçok faktöre dikkat etmemiz gerekiyor. Okçu isek ya da Zlata Melekov gibi bir büyücü isek mümkünse en yüksek yere çıkıp savaşa öyle katılmak son derece avantaj sağlayacaktır. Bunun dışında savaş sırasında karakterinizin uygulayacağı hamlenin düşmana yakınlığı - uzaklığı, karakterimizin mutlu - mutsuz olması, zeminin ıslak ya da yağlı olması tamamen savaşın seyrini etkileyebiliyor. Burada hareket puanlarını kesinlikle çok iyi kullanmak şart. Onun dışında düşmanımıza daha sağlam bir darbe vurmak istiyorsak onun bulunduğu zemini de onu olumsuz etkileyecek bir madde ile kaplamak son derece yerinde bir hareket olacaktır. Düşmanın bulunduğu zemini yağ ile kaplayıp bir de ateşe verirsek değmeyin keyfimize.
Oyunun atmosferi, renk paletleri, karakterlerin ara sahnelerdeki jest ve mimikleri sıra tabanlı bir oyun için gerçekten efsane boyutta. Ara sahneler her saniyesi ile muazzam kalitede. Hikaye sunumu ve ilerleyişi ile oyunda kendinizi gerçekten bir evrenin içerisinde hissediyorsunuz, kulaklığınız da takılıysa dünya bir yana siz bir yana oluyorsunuz. Karakterler ise çok güzel detaylandırılmış. Bazı karakterlere oyun içerisinde ısınamıyorsunuz ve hatta acaba bunu ekibimizden atsak mı diyorsunuz ancak daha sonra o karaktere tam tersi şekilde bağlanıp ısınabiliyorsunuz. Hatta başta nefret ettiğiniz biri en sevdiğiniz arkadaşınız haline gelebiliyor. Benim yani Zlata'nın en sevdiğim arkadaşım Astarion. Gölgeyürek ile de diyaloğumuz iyiydi ama Astarion ile olan bağımız başkaydı. Güzel anılar yaşadık hep birlikte. Siz de eğer bu oyunu oynamaya niyetli iseniz ekibinizde bulunan yoldaşlarınızla ilgilenmeyi ihmal etmeyin arkadaşlar.
Oyunun fiyatı günümüz şartlarında, özellikle diğer oyunlara baktığımızda gayet ideal. Ayrıca bu oyunu erken erişimde almış olan benim gibi şanslı olan arkadaşlar yalnızca 249 TL'ye bu başyapıta sahip oldular. Oyunun şu anki güncel fiyatı: 799 TL.
Oyun hakkında en başından en sonuna kadar anlatılacak o kadar çok şey var ki. Ne buraya sığdırabiliriz ne de sayfalarca yazılmış bir kitaba. Bu bir başyapıt. Bana ve birçok oyun severe göre bu oyun şimdiden tarihin en iyi RPG'si. Tabii bunu kabul etmeyecek ve kendince haklı sebeplerle reddedecek olan arkadaşlara da saygımız sonsuzdur. Son olarak oyunu puanlayıp bugüne kadar oynamış olduğum diğer oyunlar arasında kendisine kaçıncı sırada yer bulduğunu belirtip, birkaç oyun içi görsellerim ile veda etmek istiyorum.
Ben Zlata Melekov, sizi selamlıyorum. Işığın Annesi sizinle olsun!
Son Değerlendirme: 96/100
Hikaye: 94
Atmosfer: 99
Karakterler: 95
Mekanikler/Oynanış: 95
Grafikler: 98
Sesler: 98
Müzikler/Şarkılar: 98
Sanat Seviyesi: 98
Finali: 95
Tekrar Oynanabilirlik: 99
Baldur's Gate 3'ün benim genel oyun sıralamamdaki yeri:
1. Red Dead Redemption 2 -99
2. Mafia 2 - 99
3. GTA 4 - 97
4. Death Stranding - 96
5. Baldur's Gate 3 - 96
6. Hogwards Legacy - 96
7. Divinity: Original Sin 2 - 95
8. Assassin's Creed Odyssey - 95
9. Witcher 3 - 94
10. Detroit Become Human - 94
Oyun içinden diğer birkaç görsel:
Baldur's Gate 3 - ZLATA MELEKOV'UN İNCELEME GÜNLÜĞÜ
Baldur's Gate 3'e ilk giriş yaptığınız zaman karakter yaratma ekranı ile başlıyorsunuz. Bu ekranda ister kendi karakterinizi yaratıyor isterseniz de oyunda hazır bulunan Gölgeyürek, Lae'zel, Gale gibi karakterlerden birini seçerek oyuna başlayabiliyorsunuz. Karakterler için öncelikle sınıf ve alt sınıf seçiyorsunuz. Oyunda 12 tane ana sınıf var bunun dışında alt sınıflarla karakterinizi gerçekten çok detaylı bir şekilde şekillendirebiliyorsunuz. Bu da size gerçekten çok iyi bir RPG ile karşı karşıya olduğunuzu hissettiriyor.
Oyundaki hikaye oldukça özgün. Diğer Larian Studios oyunlarında olduğu gibi bu oyunda da bir ana hikayemiz ve buna bağlı görev ilerlemesi, evrende karşılaştığımız ve bize yeni zırh, eldiven, ayakkabı, silah kazandırabilen özgün ve gerçekten pürdikkat takip ettiğiniz yan görevler ve ana karakteriniz ile birlikte maceranıza katılan diğer karakterlerin hikayeleri var. Diğer karakterler demişken, Gölgeyürek, Lae'zel, Astarion, Gale, Wyll gibi karakterlerden dört tanesi ile yolculuğa çıkabiliyorsunuz. O an da yanınızda olmasını istemediğiniz karaktere ise kampımıza gitmesini söyleyebiliyorsunuz. Böylelikle dinlenmek ve geceyi geçirmek için kampımıza gittiğimizde orada bizi bekleyen yoldaşlarımız arasından yeni seçimler yapabiliriz. Yoldaşlarımız ile kurduğumuz diyaloglara, onların çeşitli ihtiyaçlarına, dini görüşlerine, tercihlerine oldukça dikkat etmemiz gerekiyor. Zira kendimizi yarı yolda bırakılmış olarak bulabiliriz.
Ben, Zlata Melekov ve ekibim; Lae'zel, Gölgeyürek ve Astarion.
Kampımıza ise dinlenmek ve geceyi geçirmek için gidiyoruz. Özellikle maceramız sırasında çok çetin mücadeleler verdikten sonra uzun dinlenme yapmak canımızı, büyülerimizi tam anlamıyla yeniliyor. Ancak bunun için kamp erzaklarınızın sürekli dolu olduğundan emin olun. Bunu sağlamak için de evrenin her yerinde etkileşime geçebileceğiniz vazoları, sandıkları, sepetleri kurcalayın. İllaki içlerinde işe yarar bir şeyler bulacaksınız. En azından kamp erzaklarınızı doldurursunuz. Oyun içinde yine kısa dinlenmeler yaparak kampa gitmeden, tam manada olmasa da karakterlerimize 2 kez kısa dinlenme sağlayabiliyoruz. Onun dışında Kampa gelip uzun dinlenme yapmak oyunda bir tercih değil zorunluluk zira oyunun hikayesinin ilerlemesi için kampımıza gelmemiz şart. Ayrıca kamp sırasında gece uyurken, karakterlerimiz arasında çeşitli sohbetler de geçebiliyor. Ben kampa girince genellikle her yoldaşımla, her arkadaşımla oturup bir iki laf etmeye özen göstermişimdir. Onlarla dertleşmiş, bir sonraki hamle hakkında fikirlerini almışımdır. Tabii ki Zlata Melekov olarak aşk hayatımı da canlı tutmaya çalıştım. Aşk hayatınızda da aynı Witcher 3'teki gibi yok o da gelsin yok bu da gelsin diyerek herkesle ilişki kurmaya çalışırsanız, çapkınlığınızın bedelini yalnızlıkla ödeyebilirsiniz.
Şimdi sizlere karakterimi tanıtma zamanı geldi. Evet. Ben Zlata Melekov. İnsanım ve büyücüyüm. Büyücü olmak bu evrende büyük avantaj sağlıyor. Zira hem ekibinizi diri tutabiliyor hem de uzak ve yüksek bir bölgeden düşmanlarınıza karşı avantaj sağlayıp onları gafil avlayabiliyorsunuz. Zaten ben her zaman bir oyunda büyücü sınıfı varsa tek tercihim bu olmuştur. Bazbüyülerimi seçtikten sonra büyü hanemde yer alan büyülerden de bana en avantaj sağlayacak olanları öğrenip, hazırladım. Özellikle birkaç büyüyü oyun boyunca kurtarıcı olarak kullandım. Büyülerinizi öğrenip, hazırladıktan sonra kullanabileceğiniz gibi parşömenler ile de kullanabilirsiniz. Ayrıca her zaman yanınızda şifa iksirleri bulundurun ve bu iksirleri her yoldaşınıza dağıtın. Ani gelişen bir olay karşısında güvende olmanızı sağlayacaktır. Yine envanterinizde bulunan zehirleri savaş sırasında silahlarınıza sürerek vereceğiniz hasarı artırabilirsiniz.
Eki Görüntüle 1977461
Sıra tabanlı olan bu savaşlarda düşman gruplarını yenebilmek için birçok faktöre dikkat etmemiz gerekiyor. Okçu isek ya da Zlata Melekov gibi bir büyücü isek mümkünse en yüksek yere çıkıp savaşa öyle katılmak son derece avantaj sağlayacaktır. Bunun dışında savaş sırasında karakterinizin uygulayacağı hamlenin düşmana yakınlığı - uzaklığı, karakterimizin mutlu - mutsuz olması, zeminin ıslak ya da yağlı olması tamamen savaşın seyrini etkileyebiliyor. Burada hareket puanlarını kesinlikle çok iyi kullanmak şart. Onun dışında düşmanımıza daha sağlam bir darbe vurmak istiyorsak onun bulunduğu zemini de onu olumsuz etkileyecek bir madde ile kaplamak son derece yerinde bir hareket olacaktır. Düşmanın bulunduğu zemini yağ ile kaplayıp bir de ateşe verirsek değmeyin keyfimize.
Oyunun atmosferi, renk paletleri, karakterlerin ara sahnelerdeki jest ve mimikleri sıra tabanlı bir oyun için gerçekten efsane boyutta. Ara sahneler her saniyesi ile muazzam kalitede. Hikaye sunumu ve ilerleyişi ile oyunda kendinizi gerçekten bir evrenin içerisinde hissediyorsunuz, kulaklığınız da takılıysa dünya bir yana siz bir yana oluyorsunuz. Karakterler ise çok güzel detaylandırılmış. Bazı karakterlere oyun içerisinde ısınamıyorsunuz ve hatta acaba bunu ekibimizden atsak mı diyorsunuz ancak daha sonra o karaktere tam tersi şekilde bağlanıp ısınabiliyorsunuz. Hatta başta nefret ettiğiniz biri en sevdiğiniz arkadaşınız haline gelebiliyor. Benim yani Zlata'nın en sevdiğim arkadaşım Astarion. Gölgeyürek ile de diyaloğumuz iyiydi ama Astarion ile olan bağımız başkaydı. Güzel anılar yaşadık hep birlikte. Siz de eğer bu oyunu oynamaya niyetli iseniz ekibinizde bulunan yoldaşlarınızla ilgilenmeyi ihmal etmeyin arkadaşlar.
Oyunun fiyatı günümüz şartlarında, özellikle diğer oyunlara baktığımızda gayet ideal. Ayrıca bu oyunu erken erişimde almış olan benim gibi şanslı olan arkadaşlar yalnızca 249 TL'ye bu başyapıta sahip oldular. Oyunun şu anki güncel fiyatı: 799 TL.
Oyun hakkında en başından en sonuna kadar anlatılacak o kadar çok şey var ki. Ne buraya sığdırabiliriz ne de sayfalarca yazılmış bir kitaba. Bu bir başyapıt. Bana ve birçok oyun severe göre bu oyun şimdiden tarihin en iyi RPG'si. Tabii bunu kabul etmeyecek ve kendince haklı sebeplerle reddedecek olan arkadaşlara da saygımız sonsuzdur. Son olarak oyunu puanlayıp bugüne kadar oynamış olduğum diğer oyunlar arasında kendisine kaçıncı sırada yer bulduğunu belirtip, birkaç oyun içi görsellerim ile veda etmek istiyorum.
Ben Zlata Melekov, sizi selamlıyorum. Işığın Annesi sizinle olsun!
Son Değerlendirme: 96/100
Hikaye: 94
Atmosfer: 99
Karakterler: 95
Mekanikler/Oynanış: 95
Grafikler: 98
Sesler: 98
Müzikler/Şarkılar: 98
Sanat Seviyesi: 98
Finali: 95
Tekrar Oynanabilirlik: 99
Baldur's Gate 3'ün benim genel oyun sıralamamdaki yeri:
1. Red Dead Redemption 2 -99
2. Mafia 2 - 99
3. GTA 4 - 97
4. Death Stranding - 96
5. Baldur's Gate 3 - 96
6. Hogwards Legacy - 96
7. Divinity: Original Sin 2 - 95
8. Assassin's Creed Odyssey - 95
9. Witcher 3 - 94
10. Detroit Become Human - 94
Oyun içinden diğer birkaç görsel: