Eğer böyle bir zihniyetle buraya gelmeyi düşünüyorsan, lütfen gelme. Ben Almanya'ya ilk geldiğimde küçük bir şehir olan Worms'a gelmiştim. Yakınlarında ise büyük şehirler olan Mannheim ve Ludwinghafen var idi. Bu şehirlerden Mannheim'a resmen ''Küçük Türkiye'' diyebiliriz. Her köşe başı Türk dolu. Fakat ne yazık ki milletimiz insanı Almanya'da ikiye ayrılıyor; Uyumlu Türkler, ve Uyumsuz Türkler. Ve bunlardan sonuncusu olan Uyumsuz olanlar, benim Türk yoğunluğu olan şehirlerden uzak durmamı sağladı. Ne yazık ki bu tür 'gurbetçiler' gittikleri her yerin düzenini alt üst ediyorlar. Almancayı öğrenmeye tenezzül bile etmiyorlar. Ben ne insanlar gördüm, ilk göçmenlerden olup ta, hiç Almanca öğrenmeyen. Kanun ve kurallara uymuyorlar, yerli halkın kültürlerine saygı duymuyorlar ve garip bir gençlik olan ''Türkische-Deutsche Rapster/Hipster'' gençliğini ortaya çıkardılar. Türkiye'de olsa beş para etmeyecek bu insanlar, Almanya'da ne yazık ki ilgi görüyor.
Atatürk'ün bir sözü var, ''Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyorum; alevler olarak geri dönmelisiniz.''
Eğer bu ilkeye uymayacaksan, lütfen beni yanlış anlama fakat, gelme. Ben sana ''asimile ol, benliğini unut.'' demiyorum, diyeceğim o ki, gittiğin yerde uyum sağla, kendi ülkeni bütün asaleti ile terbiye ile temsil et.