Değerli forum üyeleri,
Sosyal medya hakkındaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu platformlar, toplumumuz için adeta dijital bir bomba gibi. Nasıl ki acı bir biber yediğinizde ağzınız yanmaya başlar, gözleriniz sulanır ve nefes almanız zorlaşır, sosyal medya da toplumumuzda benzer bir etki yaratıyor.
Öncelikle, sosyal medyanın gençlerimiz üzerindeki yıkıcı etkisinden bahsetmek istiyorum. Geçen hafta, 15 yaşındaki yeğenimin odasına gece yarısı girdiğimde gördüklerim beni derinden sarstı. Gözleri kızarmış, uykusuz ve bitkin bir halde hala bir platformda dolaşıyordu. Bu, sosyal medyanın ne kadar bağımlılık yapıcı olduğunun canlı bir örneğiydi.
Sosyal medyadaki tehlikeli "meydan okuma" videolarının yol açtığı facialara da şahit oldum. Arkadaşım Ahmet, bir platformda gördüğü bir "challenge" nedeniyle ciddi şekilde yaralandı. Bu, platformların insanları nasıl tehlikeli davranışlara itebileceğinin acı bir göstergesi.
Eğitim sistemimiz de sosyal medya yüzünden büyük zarar görüyor. Lise öğretmeni kuzinim, öğrencilerinin derslerde gizlice telefonlarına baktığından şikayet ediyor. "artık kimse derse odaklanamıyor," diyor. "öğrenciler sürekli olarak yeni bir gönderi, yeni bir story peşinde."
Sosyal medyanın aile ilişkilerimize verdiği zarar da göz ardı edilemez. Komşumuz Ayşe teyzenin 17 yaşındaki kızı, bir platformda tanıştığı biriyle buluşmak için evden kaçtı. Bu olay, ailenin hayatını altüst etti. Sosyal medya, çocuklarımızı ailelerinden uzaklaştırıyor, onları tanımadıkları insanlarla iletişime geçmeye teşvik ediyor.
Psikiyatr arkadaşım Zeynep, son zamanlarda sosyal medya bağımlılığı nedeniyle tedavi gören hasta sayısının arttığını söylüyor. "insanlar gerçek hayattan kopuyor," diyor Zeynep. "sürekli olarak mükemmel görünen profilleri takip etmek, özellikle gençlerde depresyon ve anksiyeteye neden oluyor."
Sosyal medyanın kültürümüze ve geleneksel değerlerimize verdiği zarar da unutulmamalı. İnsanlar, beğeni almak uğruna kutsal değerlerimizi bile istismar edebiliyor.
Ekonomik açıdan da sosyal medyanın zararları büyük. Milyonlarca insanın saatlerce bu platformlarda vakit geçirmesi, ciddi bir iş gücü kaybına neden oluyor. Ülke ekonomisine verilen zararı düşünebiliyor musunuz?
Çocuk istismarı konusu da sosyal medyayla birlikte daha da vahim bir hal aldı. Çocukların uygunsuz fotoğraf ve videolarının paylaşılması büyük bir sorun haline geldi.
Veri güvenliği konusu da sosyal medyanın en büyük sorunlarından biri. Bilişim uzmanı arkadaşım Mehmet, sosyal medya platformlarının kullanıcı verilerini nasıl topladığını ve kullandığını anlattığında tüylerim diken diken oldu. "bu uygulamalar, adeta birer casus yazılım gibi çalışıyor," diyor Mehmet.
Tüm bu nedenlerden dolayı, sosyal medyanın kullanımının ciddi şekilde kısıtlanması gerektiğini düşünüyorum. Bu dijital virüsü toplumumuzdan söküp atmamız lazım. Çocuklarımızın geleceği, ailelerin bütünlüğü, kültürümüzün devamı için bunu yapmak zorundayız.
Ancak, teknolojiyi tamamen reddetmek yerine, daha güvenli ve faydalı alternatiflere yönelmemiz gerektiğini de düşünüyorum. Örneğin, eğitim odaklı platformlar, güvenli mesajlaşma uygulamaları veya yaratıcılığı teşvik eden dijital araçlar kullanılabilir.
Sonuç olarak, sosyal medyanın zararlarına karşı sesimizi yükseltmeliyiz. Ancak aynı zamanda, teknolojiyi tamamen reddetmek yerine, daha güvenli alternatiflere yönelmeliyiz. Amacımız, dijital dünyayı tamamen terk etmek değil, onu daha güvenli ve faydalı bir şekilde kullanmak olmalı.
Hepinizi bu konuda harekete geçmeye, sosyal medyanın zararları hakkında çevrenizi bilinçlendirmeye ve daha güvenli alternatifleri denemeye davet ediyorum. Geleceğimiz için, çocuklarımız için, toplumumuz için bunu yapmak zorundayız.
Kontrolsüz sosyal medyaya hayır, güvenli dijital platformlara evet!